31 Temmuz 2017 Pazartesi

Cesur Sorulardan Geriye Kalanlar

Kendini her geçen gün tanımaya ve keşfetmeye, bu sayede seçtiği her alanda ustalık yolculuğunda ilerlemeye ve bunu gerçekleştirmek isteyen başkalarına da destek olmaya adamış Dost Can Deniz’in “Cesur Sorular: Yaşamınızı Kutlamaya Çevirecek 101 Soru” kitabını bitirdim. Herşeyden önce bu kitabı benim için çok değerli olan birinin kütüphanesinde görüp isteyerek okumaya başladığımı belirtmeliyim, yani kitap bana gelmeden önce çok iyi seçilmişti. Bu kitabı okurken içindeki 101 sorunun önemli bir kısmını cevapladım ya da cevaplamak için düşündüm. Okurken hoşuma giden, beni etkileyen bölümleri ise birinci tekil şahıstan, yani kendi ağzımdan yazdım. Yaşamınızın odağına her ne koyarsanız koyun, yaşamın asıl anlamının bu her neyse onun ustası olabilmek için devamlı ilerlemek olduğuna inanan Dost Deniz’den bana bakın neler kaldı.

 
Sahip olduğum tek yaşam şimdi burada, olduğum yerde yaşanıyor. Yaşamım ben onu değiştirince değişecek! Değişim ve başarı için tutku ve arzuya sahip olursam gerisini tamamlayıp yola çıkmam çok daha kolay olur. Kitap okuyarak, seminere giderek, mentörle veya koçla zevkli ve aydınlatıcı sohbetler yaparak, eylem planları yazarak değişemem. Ancak öğrendiklerimi uygulamak için eyleme geçersem değişirim. Değişimim için ne bir finiş çizgisi ne de bir teslim tarihi var. Her gün gelişimim için atacağım adımlardan mutlu olmayı deneyeceğim. Kim olduğumu yaptığım eylemler belirler, eylemlerimin sonucu değil.

Aradığım daha yüksek yaşam kalitesi maalesef rahat ettiğim bölgenin dışında. Yaşadığım kenti seversem, ona iyi bakmaya, onun içinde gezmeye, o olmaya başlarsam, işte o zaman başka semtleri de olduğunu fark edeceğim. Dışa dönük olmaya çalışmayı bırakıp içedönüklüğümün tadını çıkarmaya başladığımda insanlarla daha fazla beraber olmaktan keyif almaya başladığımı göreceğim. Çünkü tam ve bütün bir insan olmanın tek yolu, olduğum insanı tam olarak olmaktan geçiyor.
Yaşamın bana dağıttığı elin üzerinde kontrolüm yok ama o eli nasıl oynayacağım benim kontrolümüzde. Yaşamımda ne olduğuna ben karar vermiyorum ama yaşamımın nasıl olduğunu ben belirliyorum.

İyi bir insanım diye başıma kötü olaylar gelmeyeceğini beklemek, vejeteryanım diye boğaların bana saldırmayacağını beklemekten farksızdır.
"Seninle daha sonra ilgilenebilir miyim?" demediğim sürece yaşamımda o anda en üstte olan şey, başka şeylerle ilgilenmeme izin vermeyecektir.

Kendimi bilme becerim, onu dile getirebilme becerimle sınırlıdır. Ancak kendime iyi bakarsam yaşam kalitemi artırmak için gerekli olan enerjiye sahip olurum.
Bana acı çektiren insanları, değiştiremeyeceğim geçmişi serbest bırakıyorum, gitsinler diye... Gitmekte olduğum gelecekte onlara ihtiyacım olmayacak.

Gölgede kalan, henüz fark etmediğim veya kabullenmek istemediğim, karşılaşmaktan korktuğum şeylerden korkmamalıyım. İçimde olan hiçbir şeyle karşılaştığımda incinmem.
Artık neyin eksik olduğuna değil de neyin var olduğuna odaklanacağım. Bana sunulan lütufların, yaşamımdaki güzel şeylerin farkına varacağım. Sahip olduğum şeylere ve olduğum insana şükredeceğim. Neye sahip olduğunu bilen insan, onları kullanarak, bunu bilmeyense yokluk içinde yaşar.

İnsanın ayağı dağlara takılmaz, ayağımızı kaydıran küçük taşlardır.
Karşımdaki benden farklı düşünüyorsa ona karşı merakla yaklaşıp "Bana böyle düşünmenin nedenlerini anlatır mısın?", "Daha başka?" ve "Bu sonuca nasıl vardığını merak ediyorum?" diyeceğim.

Yapmam gereken önce kendimi saymak. Yüzde yüz vermek kendimi o an yaptığım işe, beraber olduğum kimselere, kişisel gelişimime ve ilerlememe, hedeflerime, yaratmak istediğim yaşama. Artık yaşamın bana istediklerimi, hak ettiklerimi vermediğinden yakınmayı ve şikayet etmeyi bırakıp kendimi yüzde yüz yaşamaya adayacağım. Karşılığında bir şey aldığım için değil, sadece keyfi için değer katacağım her yaptığıma. Ve, tam adanmışlık yoksa eğer, yüzde 99 adanmışlıkla yüzde 1 adanmışlık aynı şeydir.
Herhangi birini istediği şeyin peşinden götürecek olan, sihirli bir formül değildir. Beni ilerletecek olan, ne olursa olsun, neyle karşılaşırsa karşılaşılsın, istenilen şeye doğru tutarlı ve sürekli olarak ilerlemek ve hareket etmektir. Aslında, bu hedefe odaklanmak ve ilerlemek ile vazgeçmeye yol açan iç diyalog arasındaki çok basit bir süreçtir. Ve gerçekte, muharebe budur. Eğer bir savaş sürüyorsa, savaş aslında benim içimdedir ve bu savaş benim her gün yüzleşmek zorunda olduğum bir savaştır.

Yaşamda nereye gidersem gideyim, santim santim gideceğim. Maalesef yaşamda kestirmeler yok. Korkmayı bırakıp bedelini hesaplayıp, imkanlarımızı hazırlayıp çıkalım yola. Evren sadece hareketi alkışlar, düşünceyi değil.
Şu ana kadar yaptıklarını yaparsan, şu ana kadar elde ettiklerine ulaşacaksın. Eğer farklı bir şey istiyorsan, farklı bir şey yap. Eğer işe yaramıyorsa, değiştir. Bırak yol seni götürsün.

İstenilen sonuçları, hatta mucizeleri yaratmanın birinci parçası ve her şeyin başı NİYET. Yaşamın oluşmasını sağlayan şeydir niyet. Eğer niyetlenmezsem beni kimse yataktan kaldıramaz. Formülümüzün ikinci bacağı İNANÇ. Eğer bir şeyi başaracağıma inanmazsam, hiçbir şekilde başarılı olmamın imkanı yoktur. Henry Ford’un da dediği gibi, “Yapabileceğinizi ya da yapamayacağınızı düşünüyorsanız, büyük ihtimalle haklısınız.” İnançlar yaşamın ve benim motorlarımdır. Niyet ve inancımın yanına istekliliğim yani sebat ve azmimi koyarak çıkacağım yolda karşılaşmanın kaçınılmaz olduğu küçük büyük aksiliklerden dolayı geri adım atmayacağım. Kesinlikle çalışan bir formül: Niyet + İnanç + Sebat = Mucize
Başarılı olmanın tek yolu hata yapmaktır.

Yaşamda ya ilerliyorsunuz ya da ilerlemiyorsunuz.
Goethe demiş ki, “Ne yapabilirseniz veya yapabileceğinizi hayal ediyorsanız, başlayın. Cesaret, içinde dehayı, gücü ve sihri barındırır.”

Eğer bir kere, bir yerde, bir durumda yapabildiysem, her istediğim zaman yapabilirim. Ve biz, her istediğimiz zaman, her istediğimiz şey olabildiğimizi gördüğümüzde işte o zaman gerçekten kendimiz olmanın ne demek olduğunu anlamaya başlarız.
Bütün bilgelik öğretileri, bütün yaşam ustaları, bütün dinler, bütün diller ortak olarak aynı şeyleri buyurur insan oğluna: Kendini Bil. Kendini Gerçekleştir. Kendin Ol!

John A. Shedd, “Limandaki bir gemi güvendedir, ama geminin yapılış amacı bu değildir.” diyor. Biz insanlar, vasatı mükemmel yapmaya programlanmış durumdayız. Bir yandan potansiyelimizi kullanamamaktan, işimizin, yaşamımızın, evrenin bize olabileceğimizin en iyisini olmamız için fırsatlar vermediğinden yakınıyoruz, bir yandan da rahat ettiğimiz vasatlık alanını terk etmeye ödümüz patlıyor.
Yaşamda benim için nelerin mümkün olduğunu, potansiyelimin neleri içerdiğini, sınırlarımın ne kadar geniş olduğunu oturduğum yerde bulamayacağım. Yaşam sadece yaşayarak anlaşılabilecek bir şeydir.

Yaşam kalitemi yükseltmek için kendime “Hiçbir şekilde yakınmam, çünkü yakınmama neden olacak şeyleri yaşamıma sokmam. Eğer soktuysam da bunun sorumluluğunu üstlenirim.” gibi yeni bir standart tanımladım. Yaşam kalitemi arttırmak demek, yaşamıma tam bir kalite yönetimi anlayışı ile yaklaşmak demektir.
Herkesin iyi olmaya çalıştığı, iyi olmazsa sanki eksik ve yetersiz görüldüğü birtakım becerileri kendime yakıştırmak çabamdan vazgeçmem gerek. Bu zaten üstümde eğreti duran ve emtia haline gelmiş becerilerimden oluşan bir “güçlü yanlar” portföyünden vazgeçmektir. Çünkü emtia haline gelen şeylerin, standardize olmuş malların piyasa değerleri düşer!

Ustaca yaşam budur: Davranışlarına dışsal bir dayanak aramadan, herhangi bir referans noktasına ihtiyaç duymadan, içsel bir bilişle bildiklerinin dışındaki hiçbir sisteme ve kurallar manzumesine uymaya çalışmadan, sadece senin için ve senin vicdanına göre en doğrusu o olduğu için, sadece öyle bütün ve tam hissettiğin için “doğruyu” hissetmek, düşünmek, söylemek ve yapmak.
Ustalık, bir paye, bir seviye, bir unvan, bir yer değil, bir yolculuğun adıdır. Yolumuz açık olsun.

Kitapta beğenimi kazanan özlü sözlerde bir hayli çoktu. Onlardan en çok hoşuma gidenleri not aldım. Belki bir gün bir yerlerde kullanmak pek şık olur:
  • Yapabileceğime inandığımda, başlangıçta buna gücüm olmasa bile bu gücü elde ederim. Mahatma Gandhi
  • Memnuniyetsizliğinizi boşa harcamayın, yakıt olarak kullanın. Thomas Rutledge
  • Kıyıyı gözden kaybetmeye cesaret edemeyen insan yeni okyanuslar keşfedemez. Andre Gide
  • Maşrapamız küçükse, deryayı suçlamaya hakkımız olmaz. Mevlana
  • Büyük sıçrayışı gerçekleştirmek isteyen bir kaç adım geriye gitmek zorundadır. Bugün yarına dünle beslenerek yol alır. Bertolt Brecht
  • Kışın en soğuk zamanında, ben en sonunda, içimde yenemeyeceğim bir yaz olduğunu anladım. A.Camus
  • Büyük işler başarmak için üstün yetenekli olmak gerekmez, insanüstü değil ama kendi içinizde olanlarla birlikte olmak gerekir. Montesquieu
  •  Var olma ihtimali, insanın ilişki kurabilme kapasitesinde yatar. Medar Boss
  •  Yarın bambaşka biri olacağım diyorsan neden bugünden başlamıyorsun? Epictetus

24 Temmuz 2017 Pazartesi

Vergiye Uyumlu Mükellefler 2018’de Ödülünü Alacak Ama …

1/1/2018 tarihinden itibaren verilmesi gereken yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinde uygulanmak üzere 6824 sayılı Kanunun 4 üncü maddesiyle Gelir Vergisi Kanununun mülga mükerrer 121 inci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir:

Vergiye uyumlu mükelleflere vergi indirimi

MÜKERRER MADDE 121- Ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle gelir vergisi mükellefi olanlar ile kurumlar vergisi mükelleflerinden (finans ve bankacılık sektörlerinde faaliyet gösterenler, sigorta ve reasürans şirketleri ile emeklilik şirketleri ve emeklilik yatırım fonları hariç olmak üzere), bu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartları taşıyanların yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden hesaplanan verginin %5’i, ödenmesi gereken gelir veya kurumlar vergisinden indirilir. Şu kadar ki hesaplanan indirim tutarı, her hâl ve takdirde 1 milyon Türk lirasından fazla olamaz. İndirilecek tutarın ödenmesi gereken vergiden fazla olması durumunda kalan tutar, yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihi izleyen bir tam yıl içinde mükellefin beyanı üzerine tahakkuk eden diğer vergilerinden mahsup edilebilir. Bu süre içinde mahsup edilemeyen tutarlar red ve iade edilmez. Gelir vergisi mükelleflerinin yararlanacağı indirim tutarı, ticari, zirai veya mesleki faaliyet nedeniyle beyan edilen kazançların toplam gelir vergisi matrahı içerisindeki oranı dikkate alınmak suretiyle hesaplanan gelir vergisi esas alınarak tespit edilir.

Söz konusu indirimden faydalanabilmek için;

1. İndirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yıla ait vergi beyannamelerinin kanuni süresinde verilmiş (Kanuni süresinde verilen bir beyannameye ilişkin olarak kanuni süresinden sonra düzeltme amacıyla veya pişmanlıkla verilen beyannameler bu şartın ihlali sayılmaz.) ve bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin kanuni süresinde ödenmiş olması (Her bir beyanname itibarıyla 10 Türk lirasına kadar yapılan eksik ödemeler bu şartın ihlali sayılmaz.),

2. (1) numaralı bentte belirtilen süre içerisinde haklarında beyana tabi vergi türleri itibarıyla ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış bir tarhiyat bulunmaması (Yapılan tarhiyatların kesinleşmiş yargı kararlarıyla veya 213 sayılı Vergi Usul Kanununun uzlaşma ya da düzeltme hükümlerine göre tamamen ortadan kaldırılmış olması durumunda bu şart ihlal edilmiş sayılmaz.),

3. İndirimin hesaplanacağı beyannamenin verildiği tarih itibarıyla vergi aslı (vergi cezaları dâhil) 1.000 Türk lirasının üzerinde vadesi geçmiş borcunun bulunmaması,

şarttır.

İndirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile önceki dört takvim yılında 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 359 uncu maddesinde sayılan fiilleri işlediği tespit edilenler, bu madde hükümlerinden yararlanamazlar.

Bu madde kapsamında vergi indiriminden yararlanan mükelleflerin, öngörülen şartları taşımadığının sonradan tespiti hâlinde ilgili vergilendirme döneminde indirim uygulaması dolayısıyla ödenmeyen vergiler, vergi ziyaı cezası uygulanmaksızın tarh edilir. Bu hüküm, indirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yılda herhangi bir vergiye ilişkin beyanların gerçek durumu yansıtmadığının indirimden yararlanıldıktan sonra tespiti üzerine yapılan tarhiyatların kesinleşmesi hâlinde de uygulanır ve bu takdirde indirim uygulaması dolayısıyla ödenmeyen vergiler açısından zamanaşımı, yapılan tarhiyatın kesinleştiği tarihi takip eden takvim yılının başından itibaren başlar.

Bu maddede geçen vergi beyannamesi ve vergi ibareleri, Maliye Bakanlığına bağlı vergi dairelerine verilmesi gereken vergi beyannameleri ile bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergileri ifade eder.

Birinci fıkrada yer alan tutar, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle uygulanır. Bu şekilde hesaplanan tutarın %5’ini aşmayan kesirler dikkate alınmaz. Bakanlar Kurulu, birinci fıkrada yer alan oranı ve tutarı iki katına kadar artırmaya, sıfıra kadar indirmeye, kanuni oran ve tutarına getirmeye; Maliye Bakanlığı, maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir."
 

8 Mart 2017 tarihinden beri yürürlükte olan yukarıdaki Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 121 inci maddesinde yer verilen vergiye uyumlu mükelleflere vergi indirimi uygulamasına ilişkin açıklamalara ait tebliğ taslağı hazırlanarak görüş ve önerilere sunulmuştur. Bu yazının amacı tebliğin altını çizdiği konuların üzerinden geçmek ve açıkta kalan, tereddüt yaratan noktaları belirtmektir.

Öncelikle sözkonusu indirimden kimlerin yararlanacağı taslak tebliğ ile açıklanmıştır. Buna göre;

Vergi indiriminden;

- Ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle gelir vergisi mükellefi olanlar,

- Finans ve bankacılık sektörlerinde faaliyet gösterenler, sigorta ve reasürans şirketleri, emeklilik şirketleri ve emeklilik yatırım fonları hariç olmak üzere kurumlar vergisi mükellefleri şartları taşımaları halinde yararlanabileceklerdir.

Peki yukarıda belirtilen mükellefler hangi koşulları sağlarsa indirimden faydalanabilir, bir de ona bakalım. Taslak tebliğ bu konuyu da açıklıyor:

Mükelleflerinin vergi indiriminden yararlanabilmeleri için;

a) İndirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yıla ait vergi beyannamelerinin kanuni süresi içerisinde verilmiş ve bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin de kanuni süresi içerisinde ödenmiş olması,

b) Aynı süre içerisinde beyana tabi vergi türleri itibarıyla ikmalen, re'sen veya idarece yapılmış bir tarhiyat bulunmaması,

c) Vergi indiriminin hesaplanacağı beyannamenin verildiği tarih itibarıyla vergi aslı ve cezaları dahil olmak üzere 1.000.- TL’nin üzerinde vadesi geçmiş borcunun bulunmaması,

ç) Vergi indiriminin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile önceki dört takvim yılında Vergi Usul Kanununun 359 uncu maddesinde sayılan fiillerin işlenmemiş olması

şarttır.

Şimdi gelin her bir maddeyi biraz daha detaylandıralım:

a) Kanuni süresi içerisinde verilen bir beyannameye ilişkin olarak, kanuni süresinden sonra düzeltme amacıyla veya pişmanlıkla verilen beyannameler vergi indiriminden yararlanılmasına engel teşkil etmeyecektir. Ancak, bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin de kanuni süresi içerisinde ödenmiş olması gerekmektedir. Ayrıca, her bir beyanname itibarıyla 10.- TL’ye kadar yapılan eksik ödemeler, vergi indirimine ilişkin bu şartın ihlali sayılmayacaktır.

b) Söz konusu dönemler (indirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yıl) için bu mükellefler adına ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış bir tarhiyat bulunması halinde bu tarhiyatların kesinleşme şartı aranmaksızın indirimden yararlanılamayacaktır. Ancak, söz konusu dönemlere ilişkin olarak mükellefler adına ikmalen, re'sen veya idarece yapılan tarhiyatların kesinleşmiş yargı kararlarıyla veya Vergi Usul Kanununun uzlaşma ya da düzeltme hükümlerine göre tamamen ortadan kaldırılmış olması ve diğer şartların da sağlanmış olması kaydıyla vergi indiriminden yararlanılması mümkün olacaktır. Bu tarhiyatların yargı kararları, uzlaşma ve düzeltme hükümleri ile kısmen ortadan kaldırılması durumunda ise indirimden yararlanılamayacaktır.

c) Vergi indiriminin hesaplanacağı beyannamenin verildiği tarih itibarıyla Maliye Bakanlığına bağlı vergi dairelerine verilmesi gereken vergi beyannameleri ile bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergi aslı ve cezaları dahil olmak üzere 1.000.- TL’nin üzerinde vadesi geçmiş borçlarının bulunmaması ve diğer şartların da sağlanması halinde bu indirimden yararlanabileceklerdir. Maliye Bakanlığına bağlı vergi dairelerine verilmesi gereken beyannameler üzerine tahakkuk eden vergi asıllarına ilişkin usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları da 1.000.- TL’lik borcun hesabında dikkate alınacaktır. Vergi indirimi uygulamasında, söz konusu 1.000.- TL’lik borcun hangi döneme ait olduğunun önemi bulunmamaktadır.

ç) İndirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile önceki dört takvim yılında Vergi Usul Kanununun “Kaçakçılık suçları ve cezaları” başlıklı 359 uncu maddesinde sayılan fiillerin işlendiğinin tespit edilmesi halinde, söz konusu mükellefler vergi indiriminden yararlanamayacaklardır. Söz konusu fiillerin işlendiğinin, indirimden yararlanıldıktan sonra tespit edilmesi durumunda ise indirim uygulaması nedeniyle yararlanılan tutarlar vergi ziyaı cezası uygulanmaksızın tarh edilecektir.

Bu şartların detayını da inceledikten sonra vergi indiriminin tutarını bir kez daha hatırlayalım:

Vergi indirimine ilişkin şartları haiz gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri, yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden hesaplanan verginin %5'ini, öncelikle bu beyannameler üzerinden ödenmesi gereken gelir veya kurumlar vergisinden indirebileceklerdir. Ancak, hesaplanan indirim tutarı, her hal ve takdirde 1 milyon Türk lirasından fazla olamayacaktır. İndirilecek vergi tutarının ödenmesi gereken vergiden fazla olması halinde ise kalan tutar, yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihi izleyen bir tam yıl içinde beyan üzerine tahakkuk eden diğer vergilerinden mahsup edilebilecektir. Bu süre içerisinde mahsup edilemeyen tutarlar red ve iade edilmeyecektir.

Peki mükellef şartları ihlal etmesine rağmen indirimden faydalanırsa ve bu durum sonradan tespit edilirse ne olur? Taslak tebliğde bu da yanıtlanmış:

Vergi indiriminden yararlanan mükelleflerin, öngörülen şartları taşımadığının sonradan tespiti halinde ilgili vergilendirme döneminde indirim uygulaması dolayısıyla ödenmeyen vergiler için vergi ziyaı cezası uygulanmaksızın tarhiyat yapılacaktır. İndirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yılda herhangi bir vergiye ilişkin beyanın gerçek durumu yansıtmadığının, indirimden yararlanıldıktan sonra tespiti üzerine, yapılan tarhiyatların kesinleşmesi halinde indirim uygulaması dolayısıyla ödenmeyen vergiler yönünden de vergi ziyaı cezası uygulanmaksızın tarhiyat yapılacaktır.

Paranın zaman karşısındaki değeri de gözardı edilmemiş ve 1 milyon TL’lik indirim tutarının her yıl nasıl güncelleneceği de açıklanmış: 

Vergi indirimi uygulamasında dikkate alınan 1.000.000- TL’lik tutar, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle uygulanacaktır. Bu şekilde hesaplanan tutarın %5'ini aşmayan kesirler dikkate alınmayacaktır.

Pekala, buraya kadar herşey gayet güzel ancak yine de kafamda tereddüt yaratan ve tebliğ ile düzenlenmesini beklediğim bazı konular var. Gelin bir de bunlara bakalım: 
  • İndirimden yararlanılabilmesi için, indirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yılda beyana tabi vergi türleri itibarıyla ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış bir tarhiyat bulunmaması gerekmektedir. Hatalı tesis edilen tarhiyatın indirimden yararlanılacak yıla ilişkin gelir/kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesinden sonra kesinleşmiş yargı kararıyla, uzlaşma ya da düzeltme hükümlerine göre ortadan kaldırılması halinde indirim uygulamasından yararlanabileceğine ilişkin bir düzenleme yapılabilir.
  • Yüksek tutarda indirim müessesinden faydalanan bir mükellef, indirimden yararlandıktan sonra düşük tutarlı kesinleşen bir tarhiyat ile karşılaştığında daha önceki yararlandığı indirim tutarını ödemek zorunda kalacaktır. Bu gibi hakkaniyetsiz sonuçları önlemek adına, daha sonra tarh edilen ve kesinleşen vergi kadar yararlanılan indirim tutarının aranacağı şeklinde bir düzenleme yapılabilir.
  • İndirim düzenlemesinden yararlanılan gelir/kurumlar vergisi beyannamesinde düzeltme olduğu zaman (matrahın artması veya azalması durumunda) %5’lik indirimin ne şekilde uygulanacağı açıklanabilir.
  • İndirim uygulamasının seçimlik bir hak olarak düzenlenmediği göz önünde bulundurularak, beyannamede bu müesseseden faydalanmayan mükelleflere daha sonra düzeltme beyannamesi vererek uygulamadan yararlanma hakkı sunulabilir.

Vergisini düzenli ödeyen mükelleflere sağlanan vergi indirimi teşvikini bir bağımlı çalışan olarak destekliyorum ve vergiye gönüllü uyumun artırılmasının ülkemizin refah seviyesini de yükselteceğine inanıyorum. Gelir Vergisi Kanunu’nda yapılan düzenleme vergiye uyumlu mükelleflere sunulan teşvik açısından memnuniyet vericidir. Yukarıda kendimce tereddüt yarattığını düşündüğüm noktaların da önümüzdeki dönemde giderilmesi ile ilgili düzenleme daha fonksiyonel ve amaca yönelik olacaktır.  

22 Temmuz 2017 Cumartesi

Finike'de Geçen Yıllık İzin (2017)

Yıllık ücretli izin hakkı; kıdemi 1 ila 5 yıl olan işçiye (5 yıl dahil) 14 gün, 5 yıldan fazla 15 yıldan az olan işçiye 20 gün, 15 yıl ve daha fazla olan işçiye de 26 gün olarak uygulanıyor. Ben de kıdemi yaklaşık 4 yıl olan bir işçi olarak bu yıl hakettiğim 14 günün 5’ini blok olarak 17-21 Temmuz haftasında kullanmayı tercih ettim. Tatil için aslında öncesinde hiç de aklımızda olmayan bir destinasyon kaderin ağlarını örmesi neticesinde gerçekleşti ve Antalya Finike’ye gittik. Önceden biraz netten araştırdım, biraz çok gezen arkadaşlarıma danıştım ve en son olarak da orada bize ev sahipliği yapacak aile fertlerimize kendimi ve ailemi emanet ettim. Tatil az olunca kıymetli de oluyor. Ee tam da “high season”da tatile çıkınca insan da dolu dolu yaşamak istiyor. 2017 yaz tatilim nasıldı diye soran olursa ileride hatırlamak ve gitme potansiyeli olan dostlarıma ve takipçilerime fikir verebilmek için kaleme aldım. İşte günbegün geride kalan tatilim…

15 Temmuz 2017, Cumartesi: Sabaha karşı 3buçuk gibi uyanıp 4:15 te Karşıyaka’dan Finike’ye doğru yola çıktık. Yolda, Acıpayam/Denizli’de Suit Park dinlenme tesisinde kahvaltımızı aldıktan sonra 11.15’te Finike’de konaklayacağımız eve ulaştık. Sorunsuz geçen yolculuğumuz için Google Haritalar’a teşekkür ederiz. İlk gün yüksek nemli ve sıcak hava dışarıda olduğumuz anlarda acele bizim ekstra bir mücadele vermemizi gerektiriyordu. Birinci günün  tatsız olayı, öğleden sonra Finike’de ilk kez denize girdikten sonra, tam plajdan çıkarken merdivenden düşmem oldu. Düşerken öyle bir bağırdım ki sanırım en son askerde selam verirken böyle bağırmıştım. Akşam hareketlerimde kısıtlama ve ağrı artınca Finike’deki tek hastane olan devlet hastanesinin aciline gittik, neyseki çekilen film temiz çıktı ve ilaç ve krem ile tedaviye başladık.

16 Temmuz 2017, Pazar:  Bugün günlerden Adrasan idi. Finike ve çevresindeki bence en iyi deniz burası. Aslında sadece bence değil, hem Finike’ye gideceğimi duyan arkadaşlarımın, hem de Finike’de bize ev sahipliği yapan aile fertlerimizin de görüşü bu yöndeydi. Adrasan’daki Chill House Lounge cafe hem müzikleri, hem ortamı, hem de yemekleri çok keyifli bir mekandı. Bu güzel mekana özlediğim sıcak sulu deniz ve kumsal da eşlik edince keyifli bir Pazar ve tatil günü yaşamış olduk.

17 Temmuz 2017, Pazartesi: Haftaya biraz müze ziyareti ile başlamaya ne dersiniz? Finike’den Demre’ye doğru yola çıktık ve önce Noel Baba (St. Nicholas) müzesine uğradık. Müze çıkışı dondurmalarımızı yedikten sonra bir başka tarihi yere, Myra Antik Kenti’ne gittik. Akropolün güney eteğinde yer alan tiyatro, gerek oturma sıraları gerekse sahne binası ile iyi korunmuş bir Roma Dönemi tiyatrosunun özelliklerini yansıtmaktaydı. Antik kent çıkışı hatıra magnetlerimizi aldıktan sonra gözlemelerimizi yiyip kahvemizi içtik. Bu kez istikamet Bey Melek Taş Evler’di. Osman Güngör’ün sahibi olduğu, ailesiyle beraber bizi son derece misafirperver şekilde ağırladıkları, işletmelerinde hem dinlendik, hem de evin doğasından fazlasıyla etkilenip biraz da mest olduk. İnanmazsanız, bir de kendiniz bu şirin işletmenin değerlendirmelerini internet üzerinden okuyup aldığu yüksek rating’lere bakabilirsiniz.
Kulaklık şekil gözükse de efektif olduğunu söyleyemem

Antik kent gezisinde olmazsa olmaz: şemsiye

Azıcık şımarmış olabilirim

Bey Melek Taş Evler'de çayımızı içerken manzaramız

Misafirperver Osman Güngör'e teşekkürler
18 Temmuz 2017, Salı: Bugüne biraz daha sakin başlayalım istedim. Biraz Finike içerisinde neler olup bittiğini gözlemlemek için sabahtan küçük dostum Doruk ile Klass Pastanesi’ne yürüyüp, orada soğuk bir şeyler içip serinlerken bir yandan da kitaplarımızı okuyup sohbet ettik. Maalesef sıcak hava yüzünden çevremizi daha fazla gezemeden öğle yemeği için evlerimize ayrıldık. Günün geri kalanında ise bu kez Finike’ye çok yakın olan Gökliman Plajı’na gittik. Dalgalı deniz Cumartesi düşerek incitmiş olduğum belime oldukça iyi gelse de aslında bu kadar dalga bize hiç te iyi gelmedi. Nilgün, hırçın dalgalarla mücadele ederken alyansını düşürdü. Alyansın gittiğini farkettiğimizde maalesef çok geçti.
Sıcak bir günde soğuk bir şeyler içip biraz kitap okumak...
19 Temmuz 2017, Çarşamba: Finike çevresinde takılmaya devam. Bu kez soluğu Gökliman Plajı’nı biraz geçtikten sonra ulaştığımız Çağıllı Plajı’nda alıyoruz. Adeta bayanların gün yaptığı bu plajda kumsal yerine taşlık bizi karşılasa da dalgasız koyda yüzmek keyifliydi. Bir de Okan’sız geldiğimiz için özgürdük. Tatilci moduna iyiden iyiye alışmışken tatilin de tam ortasında olduğum gerçeği kulağıma fısıldanıyordu.

20 Temmuz 2017, Perşembe: Geçen yıl yaz tatilimi Marmaris’te geçirmiştik ve yine her gün çevredeki koyları, sahilleri gezerken Selimiye’yi o kadar beğenmiştik ki iki kere gitme ihtiyacı duymuştuk. Bu kez de sıcak denizi ve keyifli ortamıyla Adrasan’ı bir kez daha ziyaret etmek istedik ve yola çıktık. Virajlı yolları geride bıraktıktan sonra verdığımız Adrasan bu kez haftasonuna kıyasla daha sakindi. Plajda şezlong bile bulduk. Okan yüzmek istemeyerek keyfimizi kaçırsa da anneannesi kurtarıcımız olarak Okan’ı yanında götürdükten sonra biz de sıcak Adrasan denizinde yüzmelere doyamadık. Sipariş ettiğimiz 5 tabak patatesi yakabildik mi bilmiyorum ama iyi yiyip iyi yüzdüğümüz kesindi. Günü burada bitirmek istemiyordum. Malum tatilin ikinci yarısındaydım ve artık her an daha değerliydi ve dolu dolu geçmeliydi. O halde şimdiki istikamet Çıralı/Chimera Yanartaş idi. Yaklaşık yarım saatlik bir yolculuk sonrası Adrasan’dan Çıralı’ya ulaştık. Bu bölgedeki otel ve pansiyonlar dışarıdan gördüğümüz kadarıyla oldukça dinlendiriciydi, ama bizim hedefimiz Yanartaş’tı. Aracımızı parkedip, biletimizi aldıktan sonra yaklaşık 1 kilometrelik tırmanışımıza başladık. Hafif kaygan taşlar, sıcak ve dik rampa önce Nilgün’ü yıldırsa da yoldaşların yardım ve motivasyonlarıyla zirveye ulaşmamıza engel olamadı. Zirvede ise kendinden yanan taşların başında çekilen fotoğraf ve videolar ile bu anı ölümsüzleştirmek bizim hakkımızdı.
Things that you own end up owning you...
Adrasan'dan ayrılmak zor ama çare yok


Terledim ama değer

Yanıyor muyuz gençler?

21 Temmuz 2017, Cuma: Sanırım biraz dinlenmek hepimizin hakkı. Tüm tatili denize girerek geçirmek yerine biraz da çalışırken pek hakkını veremediğimiz uyumaya ne dersiniz diyordu bünye. Gece 1.30 gibi gerçekleşen 6.6’lık Bodrum depremini Antalya’da ciddi olarak hisseden bünyelerimiz güne haberleri ve yorumları izleme ihtiyacı ile başladı. Ardından bir öğle öncesi uyku, bir de öğle sonrası uyku ile tatilde dinlendin mi diye soracaklara da evet yanıtı verebilmek için gerekli background’u sağladım. Akşam ise tüm aile sahildeki çay bahçesinde buluşup neme rağmen serinlemeye çalıştık. Gecenin sonunda ise Kumluca ve Finike Marina arasında araç ile gezinti yaparak adeta Finike ve çevresi ile vedalaştık.

22 Temmuz 2017, Cumartesi: Sabah 4.55 e kurulan alarm ile uyanıp, 5.30 da yola çıktık. Buharkent’te verdiğimiz mola ile kahvaltımızı yaptıktan sonra 12.15’te Karşıyaka’mıza vardık. Artık tatilin geri kalan saatleri biraz daha rutinimize dönmekle geçecek. İşte bu vesileyle içinde bulunduğumuz zaman diliminde tatil hatıralarımı kısaca kaleme alarak günü yavaş yavaş sonlandırıyorum.
Okan'ın ısrarları sonucunda eve dönüş yolunda en iyi kahvaltı mekanımızı bulduk!
Yarın ola hayrola…    

14 Temmuz 2017 Cuma

Golden Suite'ten Teşekkür Geldi

Geçtiğimiz günlerde Golden Suite ve çevresine neden yatırım yapılması gerektiğini ve bu konuda kendim elimden geldiğince neler yaptığımı buradan paylaşmıştım. İlgili içerik için:

http://volkanyorulmaz.blogspot.com.tr/2017/07/golden-suite-ve-cevresine-yatrm.html

Bu konuda attığım adımlara güzel cevaplar geldi ve gelmeye devam ediyor. Tabi ki bu bir süreç ve zaman alacak ama yolun sonunun aydınlık olduğunu görmek için alim olmaya gerek yok.

Bununla beraber, sitemiz yönetimi de sağolsun attığım adımları gördü ve bu konuda takdirlerini de hem bir teşekkür belgesi, hem de websitelerinde yayımladıkları bir yazı ile sundular. Zaten keyifle atmış olduğum adımların üzerine bir de takdir edilmiş olmak beni oldukça memnun etti. Güneşli günler yakın...

http://www.goldensuiteyonetim.com/icerik/goldensuiteyonetim-com.html

Golden Suite Site Yönetiminin Websitesindeki Duyuru

Golden Suite Site Yönetimi'nin Sunduğu Teşekkür Belgesi

13 Temmuz 2017 Perşembe

Come to Beşiktaş


Bu sefer de instagram yerine blog'da paylaşayım. Come to Beşiktaş

Metin Hara Etkisi

Bugünlerde her ortamda gündem Metin Hara ve Adriana lima ilişkisi. Bazıları reklam aşkı diyor, bazıları ise adam nasıl da tavladı diye sorguluyor. Bense zamana ve kendi hallerine bırakmayı tercih ediyorum.

Madem öyle niye bu içeriği hazırladın derseniz, benim olayım biraz daha farklı derim. İki konu var paylaşmak istediğim:

Birincisi; Metin Hara şu ara o kadar popüler ki bunu kullanmak isteyen 3. kişiler de son derece yaratıcı şekilde faaliyetlerini sürdürüyorlar. İşte onlardan biri de Hepsiburada.com. Bakın açılış sayfasında bizi nasıl karşılıyorlar:


İkincisi; blog sayfam ile ilgili. Daha önce ben de Metin Hara'nın kitabını okuyup, eğitimine katıldım. Açıkçası onu dinlemek, yazdıklarını okumak benim hoşuma gidiyor. Bazıları Metin Hara üzerinden bugünlerde "kişisel gelişim" konseptini de eleştiriyor olsa da ben buna içten inanıyorum. Her neyse, daha önce okuduğum kitap ve katıldığım eğitimi blogumdan paylaşmıştım.

Eğitime ilişkin içerik:
http://volkanyorulmaz.blogspot.com.tr/2017/01/metin-hara-ile-dusunce-gucu-egitimi.html

Kitaba ilişkin içerik:
http://volkanyorulmaz.blogspot.com.tr/2016/03/metin-haradan-geriye-kalanlar.html

Bu iki içerik, Metin Hara'nın özel hayatı ile gündeme gelmesini sonrasında oldukça fazla okunmaya başladı. Merak edip son durumu kontrol ettiğimde bugün itibarıyla en çok okunan içeriklerin yukarıda bahsettiğim iki konu olduğunu gördüm.


Bu rüzgar ne kadar gider ya da bu ilişki nasıl devam eder bilinmez ama bugün için Metin Hara ve Adriana Lima ilişkisi gümbür gümbür giderken arkalarına takılanları da sürüklemeye devam ediyor.

Zenginlik Üzerine Düşünceler

Forbes dergisinin 2017 Temmuz sayısında düşünürlerin zenginlik ve para üzerine sözlerine yer verilmiş. Seçilmiş sözleri bir de ben tekrar süzgeçimden geçirip hoşuma gidenleri blog'uma alıntıladım. Bakalım beğenecek misiniz?



İki yazar karşılaştıklarında –tıpkı diğer insanların yaptığı gibi konuşmaya önce paradan başladıklarını herkes çok iyi bilir. V.S. PRITCHETT

Sorunum brüt alışkanlıklarımla net gelirim arasında uyum sağlamakta yatıyor. Errol FLYNN

Borç, ahmaklık ve suçun anasıdır. Benjamin DISRAELI

Bugünlerin son derece parlak bir ışığı var. Ne tarafa dönsem kocaman bir faturayla karşılaşıyorum. Joseph O’CONNOR

Zenginlik göz önündedir, fakirlik gizli. James RESTON

Diş ağrısı çekenler, dişleri sağlam olanları; yoksulluk çekenler parası bol olanları mutlu sanır. Bernard SHAW

Çok az şeye sahip olan insan değil, asıl çok şeyin özlemini çeken insan fakirdir. SENECA

 

12 Temmuz 2017 Çarşamba

Golden Suite ve Çevresine Yatırımı Destekliyorum

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi yakınlarındaki Golden Suite sitesinde hayat başladı ve oldukça keyifli olarak devam ediyor. Bölge gelişime çok açık ve kısa zamanda katlayarak gelişeceği de ortada. Stratejik konumunu destekleyen en önemli özelliği ise kritik lokasyonlara çok yakın konumda olması. Katip Çelebi Üniversitesi, Atatürk Organize Sanayi Bölgesi, Çiğli Araştırma Hastanesi, Kent Hastanesi, Ege Kent Metro Durağı ve Çiğli Hava Jet Üssü'ne çok yakın konumda olması bu bölgeyi bugün ve yakın gelecekte cazibe merkezi olarak pozisyonlandırıyor.

Bu noktada bölgenin gelişimine katkıda bulunmak için ben de elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Daha önce bu bölgenin yollarının daha iyi hale getirilmesi için Çiğli Büyükşehir Belediyesi'ne sosyal medya (twitter) ve mail aracılığıyla yazdım. Kendilerinden de bölgedeki inşaatların tamamlanmasının ardından yolların tekrar yapılacağı konusunda geri dönüş aldım.

Çiğli Belediyesi'nin Resmi Twitter Hesabı ile Yaptığım Yazışmaların Bir Kısmı

Buna ek olarak, bugünlerde bölgeye zincir marketlerin açılması ve yine bölgenin ihtiyacı olan hızlı internet altyapısının kurulması için bir takım girişimlerde bulunmaya başladım. Sonra da zincir yemek ve kahve mağazalarına bölgeye yatırım yapmaları konusunda talebimi ilettim.

Öncelikle, Migros, CarrefourSA, Şok ve BİM'e (zaten A101 bölgede mevcut) aşağıdaki maili atarak ya da web sitelerindeki iletişim formunu doldurarak talebimi ilettim.

Zincir Marketlere İletmiş Olduğum Mail İçeriği
Bu iletişimin ardından, teker teker otomatik cevaplar gelmeye başladı, buna ek olarak Migros müşteri temsilciliği telefon numaramı talep etti ve Yatırım bölümüne talebimi ilettiklerini belirtti. Bakalım önümüzdeki dönemde kurumlardan nasıl geri dönüşler alacağım...

Şok Marketler Grubundan Gelen Yanıt

CarrefourSA'dan Gelen Olumlu Yanıt

Ardından bölgenin şu an için ADSL altyapısına sahip olması ve günümüz şartlarında bunun yüksek hızlı fiber internete dönüşmesinin gerekliliğini göz önünde bulundurarak Turkcell Superonline ve Türk Telekom'a bu konuda mail gönderdim.

Önemli İnternet Sağlayıcılara Göndermiş Olduğum Talebin İçeriği

Mesajımı alan kurumlardan otomatik mesajlar geldi, umarım yakın zamanda bölgeye yatırım için aksiyon kararı da gelir.

Türk Telekom'dan Gelen Yanıt

Daha sonra aklıma çevrede ne olursa bugünden daha güzel olur diye düşünürken zincir yemek ve kahve mağazaları geldi. Aşağıdaki şekilde bir metin hazırlayıp bunu Burger King, Mc. Donalds, Dominos, Pizza Pizza, KFC, Starbucks ve Kahve Dünyası'na mail ve form doldurarak ilettim.

Yemek ve Kahve Zincirlerine Konu ile İlgili Göndermiş Olduğum İleti

Aldığım aksiyon sonucu değerlendirme yapılacağına dair geri dönüşler de aldım. Tabi ki bunların otomatik mesaj olduğunun farkındayım ama zaman ne gösterir bilinmez.

Mc Donald's'tan Gelen Yanıt


Starbucks'tan Gelen Yanıt

Bölgeyi detaylı incelemek isteyenler, yine daha önce benim Google Maps (Google Haritalar) üzerinde yapmış olduğum tanımlama üzerinden Golden Suite sitesine ve çevresine göz atabilirler:

Google Haritalara siteyi konumlandırıp fotoğrafını yükledikten sonra hem misafirlerimi davet ederken hem de kargo, yemek siparişi gibi konularda oldukça kolay bir şekilde işimi halletmeye başladım. Artık adres soranlara direk google haritalardan bakabilirsiniz diyorum. Bir çok kişi de bunu kullanıyor ki kısa zamanda bir çok kişi bu bağlantıyı kullandığı için geçtiğimiz günlerde Google'dan bir tebrik maili de aldım:
Google Maps'te Golden Suite Sitesinin Fotoğraflarına Bakanların Sayısı Her Geçen Gün Artıyor!


Yükseliş trendindeki bu bölgeyi keyifle izleyip gelişim ve dönüşüme şahit olurken kazanan tarafta kendinize yer bulmanızı öneririm.

8 Temmuz 2017 Cumartesi

Keyfini Sürerken Aklıma Takılanlar

Bu Cumartesi sabahı biraz pedalladım. Uzun zamandır yapmadığım bir aktivite olduğu için özlediğimi hissettim ve hoşuma gitti. Tek başıma bisikletimi sürerken bol bol düşünme fırsatım da oldu. Aklıma takılanlardan aklımda kalanlar:

- Tadında yalnızlık iyidir, fazlası ise eksikliktir.
 
- Dün katıldığım sunumda "betterment" konsepti işlenmişti ve insanların artık sağlıklı yaşamak için çok para ve efor sarfettiği anlatılmıştı. Bunu çok net gördüm, eskiye kıyasla daha fazla insan koşuyor, yürüyor, bisiklete biniyor, egzersiz yapıyor. (Ki Temmuz ayında olmamız sebebiyle bir çok insan da şehirde değil)
 
- Eskiden imrenerek baktığım villalar malesef demode olmuş, yanı başında yapılmakta olanlar tüm ihtişamıyla yükseliyor, bu da bana zamanın değişimi de beraberinde getirdiğini, değişemeyenin ise kaybetmeye mahkum olduğunu hatırlattı.
 
- Yolda kalın bir hortumun bir kaç kat şeklinde olduğu bir bölgede risk almayarak bisikletimden inerek geçtim, yanımda bir arkadaşım olsaydı ya da daha sıklıkla bisiklete binip neyi yapıp neyimyapamayacağımı daha iyi kestirebilseydim belki de risk alırdım. Demek ki tecrübe önemli, özellikle de tecrübeleri sıcak tutmak, kendini bilmek ve çevrendekilerden görüşlerini almak.

İşte böyle... Şimdi sağlıklı birşeyler yiyip, yeşil çay içme zamanı...
 


Vergiye Uyumlu Mükellefler %5'i kapar

Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 121’inci maddesinde yapılan düzenlemeyle, vergisini düzenli ödeyen mükelleflere vergi indirim teşviki sağlanmıştır. Biraz açmak gerekirse, vergiye uyumlu gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin yıllık beyanname ile beyan ettikleri gelir ve kurumlar vergisinin %5’lik kısmının ödenmesi gereken gelir ve kurumlar vergisinden indirim konusu yapılmasına ilişkin teşvik düzenlemesi Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 121’inci maddesine eklenmiştir.

Söz konusu teşvik konusu indirim tutarı 1 milyon TL ile sınırlıdır. İndirim tutarı ödenmesi gereken vergiden fazla ise kalan tutar yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihi izleyen bir tam yıl içinde mükellefin beyanı üzerine tahakkuk edecek diğer vergi borçlarına mahsup edilebilir. Bahsi geçen teşvik kapsamında nakit iade yapılmayacaktır. Bir tam yıl içinde mahsuben iade yapılamadığı takdirde, iade hakkı ortadan kalkacaktır. Mahsuben iade tüm vergi borçlarına değil, sadece beyan üzerine tahakkuk edecek vergilere yapılacaktır.


Düzenlemeyi biraz detaylandırmak gerekirse, 2017 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde %5’lik indirimden yararlanacak mükellefin, 2015, 2016 ve 2017 yıllarına ait tüm vergi beyannamelerini kanuni suresi içerisinde vermiş ve bu beyannameler üzerinden tahakkuk eden vergilerini kanuni suresinde ödemiş olması gerekmektedir. Burada kastedilen sadece gelir/kurumlar vergisi beyannamesi olmayıp, aynı şekilde KDV, damga, muhtasar ve diğer vergi beyannamelerinin de kanuni suresinde verilmiş olması gerekmektedir. Kanuni suresinde verilen bir beyannameye ilişkin, kanuni suresinden sonra düzeltme amacıyla veya pişmanlıkla verilen beyannameler teşvik düzenlemesinin ihlali anlamını taşımamaktadır.

İndirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yıla ait vergi beyannamelerinin kanuni suresinde verilmiş ve bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin kanuni suresinde ödenmiş olması gerekmektedir.

Söz konusu teşvik düzenlemesinin diğer öne çıkan yanları ise şöyledir:

Beyannamenin ait olduğu yıl da dahil son üç takvim yılından önceki bir hesap donemi için yapılandırma veya tecil hükümlerinden faydalanılması halinde, bu durum şartın ihlaline sebebiyet vermeyecektir.

İndirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yılda beyana tabi vergi türleri itibarıyla ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış bir tarhiyat bulunmaması gerekmektedir.

İndirimin hesaplanacağı beyannamenin verildiği tarih itibarıyla vergi aslı (vergi cezaları dahil) 1.000 Türk lirasının üzerinde vadesi geçmiş borcunun bulunmaması gerekir.

İndirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile önceki dört takvim yılında Vergi Usul Kanunu’nun 359 uncu maddesinde sayılan fiilleri (kaçakçılık gibi) işlediği tespit edilenler, bu madde hükümlerinden yararlanamazlar.

İndirimden yararlanıldıktan sonra (gelir/kurumlar vergisi beyannamesi verildikten sonra) yapılan tarhiyatların ancak kesinleşmesi durumunda indirim nedeniyle tahsil edilmeyen vergi aranacaktır. Yuksek tutarda indirim müessesesinden faydalanan bir mükellef, düşük tutarlı kesinleşen bir tarhiyat ile karşılaştığında daha önceki yararlandığı indirim tutarını ödemek zorunda kalacaktır. Örnek vermek gerekirse, 2017 yılında indirim uygulamasından yararlanan bir mükellefin 2016 yılı defter ve belgelerinin incelenmesi neticesinde 2020 yılında inceleme raporu tesis edildiği, bu raporun dava konusu edildiği, uyuşmazlığın 2023 yılında mükellef aleyhine sonuçlandığı bir durumda, daha önce uygulanan indirim nedeniyle tahsil edilmeyen vergi gecikme faiziyle birlikte iade edilecektir. Bu ise, mükellefler için ağır yüklere sebebiyet verebilir.

Özetle, teşvikin şartları ve ihlaline ilişkin maddede yer alan kimi düzenlemeler sebebiyle teşvikten yararlanabilecek mükelleflerin kapsamı çok daraltılmış olsa da şartları sağlayan “vergiye uyumlu” mükellefler için teşvik menfaat sağlayıcı niteliktedir.

2 Temmuz 2017 Pazar

Türk Hava Yolları Kendini Affettirdi

Geçtiğimiz günlerde Okan’ın ilk kez uçağa bindiğinden bahsetmiştim:


Uçakları çok seven Okan’ın ilk uçuşunu özel kılabilmek için öncesinde THY’den ufak bir ricada bulunmuştum ve bu özel güne ilişkin kendisine ufak bir jest yapmalarını rica etmiştim. Maddi değeri olan bir jest değil, manevi değeri olacak ve yıllar geçtikten sonra bile hatırlanacak bir jestti tek istediğim ama her defasında bu isteğim reddedilmişti. O dönem bu konu hakkında yaşanan tatsız iletişimin kayıtları şöyleydi:
http://volkanyorulmaz.blogspot.com.tr/2017/05/thynin-sozde-musteri-memnuniyeti-anlays.html

THY yetkilileri tüm taleplerimi reddetmiş olsa da uçağın tekerleri yerden yükselinceye kadar içimde bir son dakika sürprizi için umut vardı ama nafile, onca talebim göz ardı edilmişti. Keşke ilk uçuşta Türk Hava Yolları yerine Pegasus ya da Sun Express gibi daha müşteri odaklı olabilecek bir firmayı mı seçseydim diye bile içimden geçirdim.

Aklımın bir kenarına da THY ile ilgili bu hayal kırıklığını da kaydetmiştim ki twitter’da Demet Akalın’ın THY uçağında kaybolan ve hala kendisine teslim edilmeyen bebek arabası hakkındaki twitini gördüm. Bu twite hislerimi paylaşarak cevap verdim ve bloğumda paylaştığım içeriğin de linkini ekledim.

Sözkonusu Demet Akalın gibi milyonlarca takipçisi olan bir kullanıcı olunca kendisinin eleştiride bulunduğu bir twitte oldukça etkileşim alıyor. O gün blog içeriğimin çok okunduğunu ziyaretçi istatistiklerindeki artıştan gözlemledim. Ardından da ertesi gün THY yetkililerinden aşağıdaki mail tarafıma ulaştı.

Sayın Volkan YORULMAZ,
Öncelikle elimizde olmayan sebeplerle  seyahatiniz öncesi küçük yolcumuz Okan için ilk  defa uçacağından anons için  talepte bulunmanıza rağmen, tarafınıza yapılan olumsuz bildirimimizden ötürü  duyduğumuz üzüntüyü bilmenizi isteriz.
Seyahatlerinde bizi tercih eden yolcularımız için vaat edilen  hizmetin  layıkıyla  gerçekleştirilmesi ve kusursuz sergilenmesi öncelikli hedeflerimiz arasında olduğundan, geri bildirimlerinizin ne kadar önem taşıdığını tekrar tecrübe etmiş bulunmaktayız.
Yolcularımızın memnuniyetinin  bizim için ayrı bir önem taşıdığını ifade ederken, bu doğrultudaki  hassasiyetinizi anladığımızı bildirirken , personelin vermiş olduğu yanıtımızda  bırakmış olduğumuz olumsuz izlenimin de farkındayız. 
Edinilen bilgiye göre, anons için uluslararası kurallara riayet edilmesi gerektiği ve anons kitabında yapılması gereken anonsların dışında herhangi bir anons yapılamayacağı bilgisinin tarafımıza iletildiğini paylaşmak isteriz.
Türk Hava Yolları'nda görev yapan her personele  kurallar dahilinde görev yapmaları, eğitim programları ile kendilerine sürekli hatırlatılmaktadır.
Uçuşlarımızda standart anons kullanıldığı  için kabin veya kokpit  ekiplerinin kendi kelimeleri ile anons yapmalarının  mümkün olmadığını dile getirmek isteriz. Ayrıca diğer yolcularımız tarafından yapılan anonsun olumsuz karşılanabileceği, sorumlu kaptanımızın  görevi haricinde başka konular ile ilgilendiği imajı yaratabileceği düşüncesi oluşturacağı için bu tip anonslar yapılmasına izin verilmemektedir.
Bu bilgiler ışığında sevgili Okan’a belki seyahati esnasında sürpriz yapamadık ancak eğer kabul ederseniz biz sistemde kayıtlı miles@smiles üyeliğinizdeki adresinize yavrumuz için hediye gönderdik. Umarız beğenir ve bizi daima hatırlar.
Bir kez daha uygulama koşullarının memnuniyetsizliğinize neden olmasından ötürü üzüntülerimizin kabulünü rica eder, bundan sonraki seyahatlerinizde size kusursuz hizmet sunabilmek umuduyla saygılarımızı  sunarız.
Müşteri Temsilciniz
Sibel Arkun
 
Türk Hava Yolları A.O
Müşteri İlişkileri Müdürlüğü
 
Sanki önceden olumsuz cevap veren kişiler ile bu nazik maili yazan kişi farklı evrenlerden gelmiş gibiydi ve aynı kurumu temsil ettikleri inanılır gibi değildi. Eğer Demet Akalın gibi ünlü biri sayesinde etkileşimi fazla olan blog içeriğim bir şekilde kendisine ulaşmasa böyle bir U dönüşü beklenir miydi derseniz, muhtemelen konu THY tarafında çoktan kapanmış bir kayıttan öteye gitmezdi derim. Ama günün sonunda THY kendini affettirmesini bilmişti.

Geçtiğimiz hafta teslim aldığımız kargo ile aşağıdaki fotoğrafta gördükleriniz ulaştı. Özellikle uçak maketi ve balon uçak eminim Okan’ın çok hoşuna gidecek.


Peki sonuç olarak bu yaşananlardan ne öğrenmiştik?

- Firmanın imajını korumak için müşteri temsilcilerinin görevlerini layıkıyla yerine getirmesi gerekir
- Müşteri memnuniyetini hedefleyen bir müşteri ilişkileri departmanı, açılan kayıtları “ne olursa olsun” kapatmayı hedeflemek yerine gerçek anlamda “çözmeyi” hedeflemelidir
- Sosyal medyanın markanın imajı üzerinde çok ama çok büyük bir önemi var
- Sosyal medyada bir ünlü (celebrity) firmanız hakkında olumsuz bir yorum yazdığında bunu düzeltmek için harcayacağınız efor çok fazla olur
- Hatanın neresinden dönülürse kardır

Günün sonunda; Okan’ın mutlu olmasına vesile olan Demet Akalın Kurt ve THY müşteri temsilcisi Sibel Arkun'a teşekkür ederim.

PS. Blog içeriğini yayınladıktan sonra bir de mail ile teşekkürümü sunup konuyu "kendimce" tatlıya bağladığımız düşünüyorum.

Google adsense

Analytics