30 Eylül 2018 Pazar

Beni Asla Bırakma

Ne çok haksızlık etmişim ben bu kitaba... Onca yol katetti benle, önce Bursa'ya, İstanbul'a, sonra Seferihisar'a, ardından Antalya Finike ve Belek'e taşıdım. Bölük bölük okuyup, içindeki o bütünlüğe bir türlü erişemedim. Bu arada da ne yalan söyleyeyim soğudum okurken. Nasıl olur da bu kitabın yazarı 2017 Nobel ödülü alır dedim.

Ama ne zaman geldi de şu hafta sonu kendimle baş başa kalıp adam gibi kitabın ne anlattığını, derinliğini ve hissiyatını anladım, işte o 70 sayfalık bölümde bu kitap beni bambaşka bir dünyaya yolcu etti.

Filmi çekilirse de eminim çok başarılı olacak bir hikayey sahip bu kitabı kendinizi vererek okuma fırsatı yaratın, bakın sizi nasıl bir dünyanın içine çekip etkisi altına alacak.

"Yatılı okul Hailsham'ın öğrencileri, bahçe duvarının arkasındaki karanlık ormandan çok korkarlar. Hafta sonları veya tatillerde evlerine gitmez., Hailsham'dan önceki yaşamlarını hatırlamazlar. Dış dünyayla bağlantıları yoktur. Öğretmenler değil, gözetmenler tarafından eğitilirler. Spor ve sanata büyük önem veren gözetmenler, Hailsham öğrencilerine sürekli özel olduklarını hatırlatır ve bedenlerine çok iyi bakmaları gerektiğini tekrarlar. 

Kazuo Ishiguro, yayımlandığı yıl Time tarafından İngilizce yazılmış en iyi 100 roman listesine alınan Beni Asla Bırakma'da, yıkıma götüreceğini bile bile kendi kaderini kabullenenlere odaklanmış görünüyor." 

Yeri gelmişken bu kitabı bana öneren Özlem'e de çok teşekkürler. Kitaptan yukarıda bahsettiğim sebeplerden ötürü sıkıldığım dönemde kendisine teessüflerimi iletmiştim, şimdi de geri alıyorum.

23 Eylül 2018 Pazar

Vatan Bilgisayar'dan Bonus Card'a Taksitli Cep Telefonu Satışı

Ülkemizde bireysel kredi kartı ile taksitli cep telefonu satın almak kanunla yasaklanmış durumda. Ancak pek çok alanda olduğu gibi bu konudaki dğzenleme de kağıt üzerinde kalırken uygulamada bazı aksaklıklar yaşanıyor. Arka kapıları kullanan pek çok kişi mağazalardan farklı pos cihazlarından kredi kartı ile takistli alışveriş yaparken benim gibi bu konuda elinde olmayan sebeplerle de taksitle cep telefonu alanlar olabiliyor.

Daha önce benzer örneği Hepsiburada’dan Akbank kredi kartı ile satın aldığım cep telefonuna isteğim dışında taksit uygulandığınıda yaşamıştım. Bu konuda detaylı bir blog içeriği hazırlayıp hem Hepsiburada hem de Akbank yetkililerine de sorunu iletmiştim. Merak edenler için o içerik:


Bu ay Vatan Bilgisayar’ın websitesinden aldığım cep telefonunu Garanti Bankası’nın Bonus kredi kartı ile ödedim. Başka bir harcamada kullanmak üzere, Bonus’un 7.500 TL’ye kadar olan harcamalarda 2 taksit kampanyasına bu işlemi yapmadan yaklaşık 10 gün önce katılmıştım ve kampanya ay sonuna kadar geçerliydi. Telefonu satın aldıktan sonra, bugün gelen kredi kartımda telefon ücretinin 2 taksite bölündüğünü gördüm. Yani yine satış yapan firma ile ödemeye aracılık yapan banka arasında işleme konu olan eşyanın tanımlanamaması sonucuyla cep telefonu satışı gerçekleştiği tespit edilememişti.


Bu konuda arka kapıları zorlayan pek çok kişinin özellikle enpara’nın kredi kartı encard’ın 3.000 TL’ye kadar 6 taksit yapma özelliğini kullanarak gittigidiyor, hepsiburada gibi sitelerden telefon aldıktan sonra taksitlendirdiğini donanımhaber’deki forum sayfalarından okudum. Enpara bu taksitlendirme işlemi öncesi tüketiciden işlemin yasal olduğuna dair bir onay alsa da ek bir control yapmadığı için işlem taksitlendiriliyor.

Umarım kanunların amacına uygun olarak uygulanabilmesi için sorumluluğu olan tüm taraflar gerekli aksiyonları alırlar. Aksi takdirde kanunlar bazıları için geçerli olurken bazıları için ise sadece var oluyor.

Bu arada, Vatan Bilgisayar’dan aldığım cep telefonunun fiyatı ertesi akşam aldığım fiyatın altına inince müşteri hizmetlerine yazıp aradaki fiyat farkını rica ettim. Ama sağolsunlar hiç ilgilenmediler. Onların bu tavrı gönül defterimde isimlerinin çizilmesine sebep oldu, umarım farkındadırlar.
Vatan müşteri hizmetlerine gönderdiğim ileti:
www.vatanbilgisayar.com’dan dün vermiş olduğum siparişim (Samsung S8 cep telefonu)1Z76343V6802755709 kargo takip numarası ile UPS kargoya bu akşam teslim edilmiştir.  Yine bu akşam www.vatanbilgisayar.com adresinde saat 22'de dün satın aldığım fiyatın (3,473.91TL) altına inerek 3,3399 TL'ye satılmaktadır. Müşteri memnuniyeti adına aradaki fiyat farkının tarafıma iade edilmesi ya da bu tutar kadar hediye çeki verilmesini müşteri memnuniyeti adına rica ederim.

Aksi takdirde bu konuda blogumda (volkanyorulmaz.blogspot.com) ve ekşisözlükte yaşadığım olumsuz müşteri deneyimini paylaşacağım. Bununla beraber 14 günlük iade hakkımı kullanarak aynı ürünü www.amazon.com.tr üzerinden sipariş edeceğim.
Bilginize,
Onlardan gelen detaylı (!) yanıt:



Pazar Sabahı Gelen Bir İş Maili Üzerine

İki haftadır bir denetim işi ile ilgili olarak Romanya’dayım. Proje kapsamında beş hafta boyunca çok uluslu bir denetim ekibine vergisel konularda destek olacağım. Şirketimiz bugünlerde global bir dönüşüm geçiriyor ve bu süreçte çalışma şeklimizi de gözden geçirmeye çalışıyoruz. Ekip lideri ve denetçi arkadaşlarla hafta içi konuşurken bana müdürlerinin hafta sonu attığı mesajlardan duydukları rahatsızlığı iletip bu konunun çalışan değerlendirme toplantılarında gündeme geldiğini ancak hala bu konuda gelişme olmadığını söylediler.



Denetimle ilgili hafta içi oldukça yoğun çalıştığımız için kendime ancak hafta sonu vakit ayırabiliyorum. “Kendime vakit ayırabiliyorum” derken yanlış anlaşılmasın, vaktimin çoğunu yine bilgisayar başında geçiriyorum ama bu sefer farklı bir hedef için: Kamu Gözetim Kurumu’nın Bağımsız Denetçilik sınavı için. 
Cumartesi gecesi de geç saatlere kadar bu sınav için not çıkardıktan sonra Pazar sabahı uyanıp notlara kaldığım yerden devam ettim. Ardından bir kahvaltı yapıp tekrar bilgisayar başına oturduğumda baş denetçimizin Pazar sabahı bir mail attığını gördüm. Başlık işle ilgili olunca heyecanla ve merakla okumaya başladım.

Hafta içinde hazırlamış olduğum çalışmaları kontrol etmişti ve buna ilişkin yorumlarını ileten bir mail hazırlamıştı. Mailin girişinde çalışmaların zengin içeriği ve zamanında bitirilmesi sebebiyle teşekkür ediyordu ancak ardından da yapılmasını veya değiştirilmesini istediği noktaları detaylarıyla belirtiyordu.


Maili okuduğumda açıkçası şok oldum. Daha hafta içi müdürlerden hafta sonu gelen maillerin çalışanlar üzerindeki olumsuz etkisi konusunu her beraber konuşmuşken aynı uygulamayı kendisinin yapıyor olması beni şaşkına çevirmişti. Bununla beraber, “kendime vakit ayırabildiğim” (bir başka deyişle ders çalışabildiğim) tek zamanım olan hafta sonunda bu maili aldıktan sonra artık ders çalışamazdım ve bir an önce mailde belirtilen değişiklikleri yapmaya başlamalıydım.

Fakat bu kez de Murphy devreye girmişti. Yapılacak değişiklikleri çalışacağım dosya intranet üzerindeydi ancak workpoint çalışmadığı için dosyaya ulaşamıyordum. Bilgisayarı kapatıp yeniden açtım ama nafile, dosyalara erişemiyordum. Canım o kadar sıkılmıştı ve strese girmiştim ki, şu halde artık ders te çalışamazdım. Otelde kaldığım için hemen üzerime spor kıyafetlerimi alıp gerginliğimi atmak için spor salonuna gittim. Bir yandan da eşime whatsapp üzerinden durumu anlatan mesajlar atıyordum. O da sağolsun destek olup halledersin, diye beni motive ediyordu. Koşu bandının üzerinde whatsapp mesajlaşmasına son verip biraz hızı artırdıktan sonra bu kez spor salonunun kapısı açıldı ve karşımda sabah mailini aldığım baş denetçimiz vardı.

Kendisine selam verince yanıma yaklaştı. İçinde bulunduğum ruh haliyle hemen konuya girip mailini aldığımı ama intranete bağlantıda sorun yaşadığımı, bu yüzden spora geldiğimi, spordan sonra tekrar bağlanmaya çalışıp gerekli düzeltmeleri yapacağımı hızlıca anlatırken kendisi karşısımda “No, no, no!” (Kendisi bir Avrupa ülkesinden) deyip sözümü kesti. Maille ilgili çalışmaları hafta içinde yapmam için gönderdiğini, hafta sonu bu konuda kesinlikle çalışmamı istemediğini söyledi. “Ama sen baş denetçi olarak hafta sonu çalıştıysan benden de beklenen çalışmaktır” dediğimde “hayır o benim problemim” dedi ve “lütfen bana çalışmayacağına dair söz ver yoksa şimdi maili gidip geri çekeceğim” diye ekledi. Samimiyetine ve ciddiyetine gerçekten ikna olmuştum. “O halde anlaştık” dedim. Koşu bandında işim bitince odaya dönmek için salondan ayrılırken kendisine “hoşça kal” derken bana tekrar “çalışmayacağına söz ver” demesi içimi gerçekten çok rahatlatmıştı. Şu an bu satırları yazarken sabah yaşadığım o stresi geride bırakmış durumdayım ve yarın benden istenen düzeltmeleri yapmak için ciddi anlamda yüksek bir motivasyona sahibim. 

Efendim sözün özüne gelecek olursak, çalışanlar olarak hafta sonu işle ilgili mail aldığımızda geriliyoruz, üzerimize düşeni hemen yapmak istiyoruz. Bu da bizlerin kendimize özel vaktimizden çalıyor. Hal böyle olunca da bünye ve kafa olarak iyi dinlenemeyen bir çalışan gerçek performansını göstermesi gereken çalışma saatleri içerisinde bu performansının gerisinde kalabiliyor. Bu söylediklerim hafta sonu mailini kontrol eden, işle ilgili bir konu gündeme geldiğinde aksiyon almadan duramayan çalışanlar için geçerli. Eğer belli bir profesyonellik seviyesine ulaşıp “ben şu an çalışma saatleri içerisinde değilim” deyip kayıtsız kalabiliyorsanız zaten böyle kaygılar da yaşamazsınız. Bugünkü örnek ise bana konuya bir de şu açıdan bakılması gerektiğini düşündürdü: hafta sonu gelen her mail sizin için aksiyon çağrısı değildir. Sakin olup yapılacaklar listenize alarak gününüze devam edebilirsiniz. Burada önemli nokta, karşınızdaki yöneticinizin sizden beklentisini tanımlayabilmek. Bazı yöneticiler mail çıktığı anda geri dönüş için beklenti haline girebilirken bazıları ise maille ilgili çalışmaların mesai saatleri içerisinde yapılmaya başlanacağının bilincinde. Özetle, her ne kadar mesai saatleri dışında (burada özellikle hafta sonu demedim çünkü bir de konunun akşam geç saatte ve sabah erken saatte gelen mail boyutu olabilir) işle ilgili mail almamak ideal durum olsa da aldıysanız da karşınızdakinin beklentisini bilmeniz, hatta uygun durumda siz de beklentinizi iletmeniz (hafta sonu işle ilgili gelen mail almak ya da cevaplamak istemiyorum gibi) iletmeniz kendiniz için ayrılan özel zamanınızın daha amacına uygun kullanmanızı sağlar.

Sevdiklerinizle, hobilerinizle ilgilenebileceğiniz keyifli hafta sonları dilerim.

PS. Benim de hobim bu, yazmak, bloglamak, şükür ki bu hafta sonu da yazabildim…

16 Eylül 2018 Pazar

Yıkıcı Etki - Bir İnovasyon Hikayesi

Süreyya Ciliv: “İnovasyon, bir fikrin toplumsal veya ekonomik faydaya dönüşmesidir” 

Hayata geçmeyen, toplumsal veya ekonomik faydaya dönüşmeyen bir fikir sadece sıradan bir fikirdir. Bütün iş, hayata geçebilecek doğru fikri ortaya koymakla başlıyor
Dünya genelinde toplumsal veya ekonomik faydaya dönüşmüş tüm başarıların altında hep insan odaklı stratejiler yatıyor.
Müşterinin Yapacağı İş” (Jobs to be Done) yaklaşımı bunlardan sadece bir tanesi. Bu yaklaşımla olsun, olmasın yıkıcı ürünler geliştirmek için insan odağı ile çalışmak bizi başarıya götürecektir.

İnsana odaklanarak detaylıca çalışılmış bir “Müşterinin Yapacağı İş” cümlesi üzerine geliştirilen ürünlerin toplumsal ya da ekonomik faydaya dönüşme ihtimali oldukça artar. İnsanların, tam da istediğim buydu diyeceği ürünler ortaya çıkar.

3M mühendisleri insan odağı yüksek bir araştırma çalışması yaptılar. “Duvara ağır olmayan nesneler asma” işini tespit ettiler. Bu “Müşterinin Yapacağı İş” cümlesi üzerine çalışarak 3M çift taraflı bant ürününü geliştirdiler. 





Bu ürün ile insanların duvarlarına çok kolay bir şekilde istedikleri nesnelerini asıp istedikleri zamanda duvarlarına zarar vermeden çıkarabilmelerini sağladılar. Böylelikle, insanları fotoğraf, tablo gibi şeyleri duvara asmak için matkap alıp duvarı delme işinden kurtardılar. 3M bu ürün ile matkap üreticileri için yıkıcı bir ürün geliştirerek matkap üreticilerine çok büyük bir rakip haline geldi. Çok kısa bir sürede dünya genelinde başarıyı yakaladı.

Yıkıcı ürün geliştirmeyi başarmış çalışmaların her birinde en ince detayına kadar çalışılmış değerli stratejiler ile karşılaşıyoruz. Doğru hedefe yönelip, kullanıcının en ihtiyaç duyacağı ürünü en iyi şekilde tasarlamayı başarmışlar ve tabii ki bunun karşılığını da almışlar. İşte yıkıcı etki budur!

Not: Bu içerik hazırlanırken Bahadır Aktan'ın HBR Türkiye'de yayımlanan makalesinden etkilenilmiştir.

10 Eylül 2018 Pazartesi

My Gloria Experience

This summer, I had the chance of having my vacation at Gloria Verde Resort. I call it “chance” because the hotel makes you feel lucky with all its facilities and activities. My vacation had a much more important status this year which comes from the reason that it was our first “long-stay” hotel vacation with our 4 year old son. This is why we looked for a hotel in Antalya which has suitable atmosphere for children. In 2007, I had once stayed at Gloria Golf Resort and had good memories with it and after seeing the photos and watching the mini clip of the hotel in ETS Tur’s website, we agreed to book the hotel. It was early in January 2018 (the exact date was 8 January 2018) and we benefited from the advantageous price offer of the early reservation period. Although I bought an insurance for my reservation, thank God, we didn’t need to use the insurance and entered the hotel on the right day: 29 August 2018.

Even super heroes need a rest at patisserie!
We arrived at the hotel around 11 am and though it was stated that the room will be available at 2 pm, we were more than welcomed to our room just after checking in. This was a nice favour. The belly boy was so successful and he carried all our necessary belongings to our room without any notification or request. This was another good job. After resting a little bit in our room, it was time for lunch and in fact it was time for “joy”. I call it “joy” because the rich menu presented both in the lunch and dinner was a real joy for me and my family. We loved the foods for sure, this is a reality which we observed when we turned back to home and saw our upgraded weights. (Nowadays we are on diet for losing the weights we gained at Gloria Verde) Let’s concentrate on the things we do rather than the things we ate. But before that, just one reminder, do not forget to leave place in your stomach for the things you will eat in the patisserie because there you will find really delicious desserts which you cannot easily reject. That’s enough about the foods, what is next? Summer means sea, pool, sun and swimming for me. And Gloria is where you can find all of these together. There are pools which you can safely swim with your children. Additionally, our son enjoyed swimming in the sea as well. The music around the pool was cool and for those who are seeking sport activities in the pool made pool handball matches every afternoon. My favourite activity in the late afternoons was drinking alcohol (especially Gin Tonic) with my wife (her favourite was Ice Coffee). For those who are wondering our son, please keep calm because he enjoyed Kids Club activities with his international friends. As parents, we had free time to stay alone and we were sure that our son was also having quality time. Every evening, the hotel presents various entertainments for the guests just after the dinner time. Generally we preferred the ones for the children first which finished around 9 pm which is the time to go bed for children. But of course there were alternatives live music (various types), DJ performances and dance parties till the midnight.
Everyone needs some time to relax
On the victory day (30 August 2018), we were at the hotel as well. This was a well-chosen date to be at Gloria because that day a special event was organised: Live DJ Mahmut Orhan Performance. Due to the victory date, that night special light shows and fireworks were prepared. Certainly we loved what we watched. And following these shows, we enjoyed listening the sets DJ Mahmut Orhan played for the guests. Once I remember saying my wife that “this is truly the best day I had in 2018” and this was because of the alcohol I drank but because of the joy I received from the atmosphere as a family. Many thanks to all the ones who had effort in that special event!

Yorulmaz family's golf experience, life-time experience


In conclusion; it was really a great vacation experience both for me and my family to be at Gloria Verde Resort. Last but not least, we also had the chance of playing golf in the hotel after having a free training from our golf trainer. What an experience it was! We left the hotel with nice memories and plans for our next visit in the coming summer. Hopefully, we will have new vacation days at Gloria. For those who are thinking to book a room at this hotel, I totally recommend it. Just enjoy your stay!

Google adsense

Analytics