31 Ocak 2020 Cuma

Ne Ara 6 Oldun Oğlum?


Sevgili oğlum Okan,

Şimdi bu satırları yazıp ortaya bir doğum günü mesajı çıkaracağım diye bir AVM’nin son katında, insanlardan uzak bir masaya geçtim ve aklıma ilk gelen şu oldu: “Acaba seneye Okan bu satırları okuyabilecek mi?” O günlerde gelecek hayırlısıyla… Akıp giden zamanı tutamadığımız bir gerçek. Sen ne zaman altı oldun diye birkaç gündür kendime sorup duruyorum. Sanki çifter çifter atladık yılları… Doğduğun gün ve öncesindeki heyecanlı bekleyiş net ama sonrasında yaşadıklarımız sanki hep hızlı çekimde gerçekleşti. Derler ya güzel şeyler çabuk unutulur diye, bence bu hız için belki de en iyi açıklama bu…

Birbirimizle iyi arkadaş oldukça hayat bizim için daha kolay ve keyifli hale geldi. Kabul edelim, hala PES oynarken benim takım arkadaşım olacak kadar iyi değilsin ama hangimizin gelişim alanı olmadı ki… Bir şeyleri çabuk öğrendiğini görmek mesela beni çok mutlu ediyor. Kullandığın bazı kelimeler, sana okuduğumuz kitaplardan ve izlediğin Youtube kanallarından öğrenip kurduğun cümlelerle beni şok etmen baban olarak inceden hoşuma gidiyor, gururlandırıyor. İnşallah ileride pek çok gurur yaşatırsın bize… Şimdiki gibi tertemiz, saf, günahsız yoluna devam ederken hayatın o zorlu yollarında çizgini bozmadan, yara almadan devam et. Ben hep arkanda olacağım ama senin de ayaklarının yere sağlam basacağını bana şimdiden hissettiriyorsun ya, işte bu böyle devam etsin…

Hani Youtube’a video çekerken o klasik girişin var ya; “Evet arkadaşlar, kanalıma hoş geldinizzz” diye, ben de senin bundan sonraki renkli keyifli, başarılı, sağlıklı ve mutlu hayatını izlerken baban olarak bil ki çok gururlu olacağım. Tabi sadece izlemek olmaz, kamerayı tutan olmaya da devam edeceğim.

Altıncı yaşın kutlu olsun oğlum. Birinci yaşında “Fragman bitti, film başlıyor” demiştik, bu filmiz yıldızı olarak parlat bakalım hikayeni…

Seni Seviyorum.

Baban

29/01/2020


19 Ocak 2020 Pazar

Urla Hatırası

Mevsim kışken güneş yine de yüzünü gösteriyorsa, martılar uçuyorsa, bir de yolun Urla'ya çıkıyorsa, tadını çıkarmalı ve hatıralar biriktirmelisin...

Biz de tam öyle yaptık:




15 Ocak 2020 Çarşamba

Kişisel Verilerinizle İlgili Şikayetleri Elektronik Ortamda Yapabilirsiniz (KVKK Şikayet Başvurusu)


Kişisel Verileri Koruma Kurumu 2020 yılı Ocak ayında yayımladığı duyuru ile 9 Ocak 2020 tarihi itibarıyla kuruma yapılacak olan şikayetlerin elektronik ortamda yapılabileceğini açıkladı.

Peki bu ne anlama geliyor?

Şikayetlerin elektronik ortamda kuruma iletilmesi vatandaşlar olarak bizlerin daha hızlı ve etkin bir şekilde şikayetleri Kuruma iletebilmemiz ve yaptığımız şikayet başvurularını elektronik ortamda takip edebilmemiz anlamına geliyor.


Kişisel verilerin korunması mevzuatında ilgili kişiye iki temel hak tanınmıştır, bunlar başvuru hakkı ve şikayet hakkı’dır.

İlgili kişilerin, veri sorumlusuna başvurarak; kendileriyle ilgili kişisel verilerin işlenip işlenmediğini öğrenmek, işlenmişse bunları talep etmek, verinin muhtevasının eksik veya yanlış olması halinde bunların düzeltilmesini, hukuka aykırı olması halinde ise silinmesini, yok edilmesini ve buna göre yapılacak işlemlerin verilerin açıklandığı üçüncü kişilere bildirilmesini ve verilerin kanuna aykırı olarak işlenmesi sebebiyle zararlarının giderilmesini talep etme hakları bulunmaktadır.

İlgili kişinin şikayet yoluna başvurulabilmesi için ilk olarak veri sorumlusuna Kanunun 13. maddesi uyarınca yapmış olduğu başvurunun reddedilmesi, verilen cevabın yetersiz bulunması veya 30 gün içinde başvuruya cevap verilmemiş olması gereklidir. İlgili kişilerin veri sorumlusuna başvurmadan doğrudan Kurula şikayet yoluna gitmesi mümkün değildir.

Söz konusu başvurular için https://sikayet.kvkk.gov.tr  internet adresine ulaşmanız ve e-devlet şifrenizle giriş yapmanız gerekiyor.

Sayfayı ilk kez açtığınızda profilinizin tamamlanmadığını göreceksiniz. Profil menüsünden adres ve iletişim bilgilerinizi bir defaya mahsus güncelledikten sonra profilinizin tamamlanmış olacak. Bu işlemin ardından şikayet oluşturabilirsiniz.

Şikayette bulunmadan önce hatırlatmam gereken önemli bir konu var. 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na göre (13’üncü maddesinin (1) numaralı ve 14’üncü maddesinin (2) numaralı fıkrası gereğince) ilgili kişilerin Kanun kapsamındaki talepleri ile ilgili olarak Kuruma şikayet yoluna başvurulmadan önce veri sorumlusuna başvuru yapılmış olması gerekir. Veri sorumlusuna başvuru yapılmadan Kuruma intikal eden şikayetler incelemeye alınmamaktadır. Veri sorumlusu tarafından başvurunun reddedilmesi, verilen cevabın yetersiz bulunması veya 30 gün içinde başvuruya cevap verilmemesi hallerinde, veri sorumlusunun cevabı öğrenildiği tarihten itibaren 30 ve her koşulda başvuru tarihinden itibaren 60 gün içinde Kurula şikayette bulunulabilir. Bu kapsamda, yasal sürelere itibar edilmeden yapılan şikayet başvurusu Kurum tarafından değerlendirmeye alınmayacaktır. 

Buna göre kurumun şikayet için açtığı bu modülde Kanun kapsamındaki talebiniz ile ilgili öncelikle veri sorumlusuna başvuru yapılıp yapılmadığı hususunda bilgi talep edilen alanın cevaplanması gerekmektedir. Şikayetin değerlendirmeye alınabilmesi için “Evet” seçeneği tıklanmalı ve açıkladığım gibi şikayette bulunacağınız veri sorumlusuna başvuru yapmış olmanız ve belirtilen süreleri dikkate almanız gerekmektedir.

Ardından veri sorumlusuna başvuru tarihi ile veri sorumlusuna başvuru belgesi örneği, veri sorumlusu başvuruya cevap verdi ise cevap tarihi ile veri sorumlusunun vermiş olduğu cevap belgesi örneği sisteme resim ya da pdf dosyası (.jpg, .jpeg, .png, .gif, .bmp, .pdf) formatında yüklenmelidir.

Şunun altını çizmeliyiz ki, Kuruma şikayette bulunulabilmek için veri sorumlusuna tanınan 30 günlük cevap verme süresinin beklenmesi gerekmektedir. Veri sorumlusu, 30 günlük yasal süre içinde başvuruya herhangi bir cevap vermemiş, başvuru reddedilmiş veya verilen cevap yetersiz bulunmuş ise şikayet oluşturulmaya devam edilebilir.

Şikayet Formu’nda yer alan veri sorumlusunun unvanı/adı, veri sorumlusunun vergi kimlik numarası veya T.C. kimlik numarası alanlarına bilgi girilmesi zorunlu bulunmaktadır. Ayrıca veri sorumlusunun adresi veya veri sorumlusunun varsa web adresi bilgilerinden en az birinin ilgili alana girilmesi gerekmektedir.

Şikayet konusu alanında, öncelikli olarak açılan pencerede yer alan şikayet konularından yapılacak başvuruya uygun olan başlık seçilmeli, bu başlıklardan hiçbirinin yapılacak başvuruya uymaması halinde “Diğer” seçeneği seçilmelidir.

Şikayet konusu talep adli mercilerde incelemeye alınmış ise, hangi adli merciye intikal ettiği ve ne aşamada olduğu hakkında kısa bir açıklama ile talebin adli merciye intikal ettiğine dair belge yüklenir.

Gerekli alanların doldurulmasının ardından “Kaydet” butonuna tıklanır.

“Kaydet” butonuna tıklandıktan sonra açılan “Şikayet Detay” sayfasında, girilen bilgiler kullanıcı tarafından kontrol edilerek şikayet başvurusunun KVKK’ya iletilebilmesi için sayfanın altında yer alan “Onayla ve Gönder” butonu seçilmelidir.

Oluşturulan şikayet başvurusu sayfanın altında yer alan “İptal Et” butonu seçilerek iptal edilebilir.

Onay penceresi “Evet” olarak seçildikten sonra şikayet KVKK’ya iletilir ve oluşturduğunuz şikayetlere ilişkin “Şikayetler” sayfası açılır. Söz konusu sayfada oluşturduğunuz tüm şikayetler listelenmiş durumdadır.

Sistemdeki “Şikayetler” bölümünden yapmış olduğunuz şikayet başvurularının hangi aşamada olduğuna ilişkin bilgi “Durum” alanında yer almaktadır.

Kişisel Verileri Koruma Kurumu’na veri sorumlusu bir banka ile ilgili olarak 2019 yılı Eylül ve Ekim ayında yazılı olarak başvuruda bulunmuş ve bu başvurulara ilişkin incelemesi devam eden bir vatandaş olarak Kurumun bizlere sunduğu elektronik ortamda şikayet başvurusu yapabilme imkanını çok yerinde bulduğumu belirtmek isterim. Vatandaşlar, sunulan bu imkan sayesinde hem zaman hem de bütçe açısından tasarruf sağlamış olacak. Özellikle çalışan vatandaşların bu başvuruları mesai saatleri içerisinde yapması zor olduğu için başvurulara özel zaman ayırması gerekiyordu. Şimdi başvuruları dilediği saatte dilediği yerden yapabilecek olan vatandaşlar aynı zamanda başvuru dosyalarının takibini de yine elektronik ortamda yapabilecek. Kağıt ortamında yapmış olduğum başvuru için her ay bir kere Kurumu arayıp durumunu sorguluyorum ve yoğunluk sebebiyle incelemenin tamamlanmadığı cevabını alıyorum. Ancak elektronik ortamda başvuru yapan vatandaşlar bu takip sürecini de daha etkin bir şekilde yönetebilecek. Bu geliştirmede emeği geçenlere teşekkür ederken, kişilerin de kişisel verilerini koruma konusunda önlerinde bir engel olmadığını ve haklarını savunmaları gerektiğini yeri gelmişken belirtmek isterim.

7 Ocak 2020 Salı

İzmir’de Talep Gören Mesleki Beceriler


Dünya Bankası’nın ev sahipliğinde düzenlenen Türkiye İşgücü Piyasasında Talep Edilen Yetenek ve Meslekler Çalışması’nın Doğrulama Atölyesi’ne davet edildim. Tabi ki bu daveti büyük bir memnuniyetle kabul ettim ve yıllık iznimden bir günümü harcayıp workshop’a katıldım.

Atölye çalışması Geçici Koruma Altındaki Suriyeliler ve Türk Vatandaşları için Ekonomik Fırsatların İyileştirilmesi Projesi altında gerçekleştirildi. Projenin amacı, davet mektubundaki açıklamaya sadık kalarak, Hükümetin ulusal ve yerel seviyedeki meslek ve beceri talebini değerlendirme kapasitesini arttırmak ve eğitim kurumlarını, devlet kurumlarını, STK’ları ve uluslararası kuruluşları talep edilen beceri ve meslekler hakkında bilgilendirerek eğitim programlarını ve politikalarını daha iyi tasarlamaları konusunda desteklemektir.

Projenin temel hedeflerinden biri talep edilen meslek ve beceri listesi geliştirmek olunca, İzmir’de en çok talep edilen meslekler ve beceriler hakkında görüşlerimizi öğrenmek ve çalışma bulgularına ilişkin yorumlarımızı almak için farklı meslek, sektör ve deneyimdeki yaklaşık 25 kişi bir araya geldik. Çalıştay esnasındaki geri bildirim ve yorumlarımızı da dikkate alıp çıkan sonuçları İŞKUR, devlet kurumları ve eğitim kurumlarının işgücü talebini karşılayacak politika ve programları tasarlayacaklarını ileten Dünya Bankası Sosyal İçerme Program Lideri Heba Elgazzar’a nazik daveti için teşekkür edip yapılan araştırmanın sonucunda ve atölye çalışmasında öne çıkan noktaları paylaşmak isterim.

İzmir için “talep gören beceriler” bölümünde çıkan sonuçların Türkiye için talep gören becerilere paralel sonuçlar çıktığı paylaşıldı. Sunumda bu nitelikler paylaşılırken kocaman “teamwork” yazısını gördük. Yani aranan niteliklerin başında takım oyuncusu hala aranıyor. Hala diyorum çünkü MBA yaptığım dönemde mülakatlar için bizlere verilen tavsiyelerde kendimizi kariyerimizin balında iyi bir takım oyuncusu olmak yönünde geliştirmemiz gerektiği ve mülakatlarda bu yönümüzü öne çıkarmamız tavsiye edilmişti. Yaklaşık 15 yıl sonra da bu niteliğin hala “aranan” olduğunu görmek şaşırtmadı. Sonuçlara göre aranan niteliklerden biri de “prezentabl” olmaktı. Bu kavramın içini işverenler yapılan işle ne derece bağdaştırıyor bilmiyorum ama uzaktan çalışmanın hızla yaygınlaştığı bir dönemde prezentabl olmanın giderek kısıtlı işler için geçerli olacağını düşünüyorum. Bu nitelik tartışılırken de workshop’da gündeme gelen bir yorum vardı, talep gören mesleklerden biri olan garsonluk için prezentabl olmak aranan bir nitelik olabilir ancak yine talep gören bir meslek olan makine operatörlüğü için prezentabl olmak ne kadar elzemdir sorusu akıllara geliyor. İzmir’de aranan özelliklerden biri “İngilizce” çıkmış. Buna şaşırmadım çünkü bir ebeveyn olarak ben de çocuğumda iyi seviyede olmasını istediğim nitelikleri düşündüğümde aklıma gelenlerin en başında iyi bir İngilizce geliyor. Özetle araştırmanın bu çıktısına saygı duyuyorum. İzmir için yine çok aranan niteliklerden biri ise bilgisayar becerisi, bir başka deyişle spesifik yazılımları kullanma uzmanlığı. Bu yazılımları kullanmak dijitalleşen dünyada pek tabi ki aranan bir nitelik. Sektörler değişip dönüşürken iş yapış şekilleri de değişiyor ve belirli uzmanlıkların da ön plana çıkması bu sürecin beraberinde geliyor.

Farklı sektörlerden ve deneyimlerden profesyonellerin de katkıda bulunduğu bu süreçte ben de görüşlerimi paylaştım. Özellikle belirttiğim nitelikler; çalışanların dijital dönüşümü içselleştirebilmesi ve robotik süreçleri iş yapış şekline dahil edebilmesi oldu. Bir başka deyişle, süreçlerinde tekrar eden işleri robotik süreç otomasyonu ile yazılımlara devreden çalışanların daha nitelikli işlere odaklanıp daha çok katma değer yaratacağı ve bu da iş tatmini olarak döneceği için bunu yapabilen personelin talep göreceğini belirttim.

2020 yılının Ocak ayının 7. gününde katıldığım bu etkinlikten öne çıkan notlarım ve şahsi yorumlarım burada yer alsın. Bakalım zaman geçip de geriye dönüp baktığımızda bugün elde ettiğimiz sonuçları nasıl değerlendireceğiz?
"Madem izinliyim, o halde kahvemi dışarıda içmeliyim" diyip yazdım bu içeriği...

5 Ocak 2020 Pazar

Girişimci Kardeşim Sana Tavsiye Veriyorum, Beyaz Yakalı Kardeşim Sen Uygula


İnsanın kitap okuma hızı kitabın kendisini içine çekmesiyle kesinlikle orantılı. Bunu çok kısa sürede bitirdiğim “İşte Ceylanlar” adlı kitabı bitirdiğim bugün bir kez daha gördüm. Bu kitaptan birçok kişinin haberinin olmadığını ya da girişimcilikle ilgilenmediği için pek çok kişinin radarından kaçtığını tahmin ediyorum. Yanlış anlaşılmak istemem, siz keşfedemediniz ama ben buldum bu kitabı diye öğünecek değilim. Goodreads’te bu kitabı okumaya başladığımı kaydederken kitapla ilgili az değerlendirme olduğunu gördüğümde de aynı kanaate vardım ama kesinlikle sadece girişimciler için değil beyaz yakalı çalışanlar başta olmak üzere herkes için kitabın içerisinde ilham veren hikayeler ve hayatta başarıya götürecek ipuçları var.

Türkiye’de hangi şartlar altında başarılı girişimcilerin çıktığı sorusuna cevap vermek ve genç girişimci adaylarına cesaret vermek için Profesör Erhan Erkut ve Dilek Özmen tarafından hazırlanan bu kitap iki bölüme ayrılmış. İlk bölümde girişimciler ile yapılan mülakatlar mevcut. Yaşanmış hikayeleri okuyup başkalarının tecrübelerinden öğrenmek bence çok keyifli. İkinci bölümde ise çok sayıda girişimci ile daha önce görüşmüş olan misafir yazarlar elde ettikleri dersleri ve önerilerini paylaşmışlar. Bu bölüm adeta birbirinden değerli kazanılmış bilgilerin hap gibi sunulmasından oluşuyor.

Girişim öyküleri, özellikle de başarı hikayeleri okumak beni oldukça heyecanlandırıyor. Yakın zamanda okuduğum Amazon’un, biraz daha eskiye gidecek olursam Apple ve Nike’ın hikayeleri beni kendi dönüşüm yolculuklarını gözlemleyebilmem adına son derece heyecanlandırmıştı. Bir beyaz yakalı olarak “İşte Ceylanlar”ı okurken ülkemizde bildiğim ya da kitabı okumaya başlamadan önce hiç bilmediğim girişimler hakkında fikir sahibi olmak ya da bu tarz girişimlerin yüzlercesine hatta binlercesine tanıklık etmiş, mentörlük yapmış kişilerin önerilerini okumak benim için de ciddi bir kazanım oldu. Sadece hikayelerini bilmekten öteye geçip bazı dersler de çıkarmamı sağladı. Bunların bir kısmını özetlemek hem bu bilgilerin uçup gitmemesini hem de bu kitaba ulaşamasanız da bu içeriğe ulaşırsanız size bir katma değer sunar diye düşünüyorum.


Peki bu kitabı okuduktan sonra geliştirmemiz gereken özelliklerimiz, bir başka deyişle kaslarımız neler olmalı? Aşağıda pek çoğu kitapta görüşlerini paylaşan Türkiye Girişimcilik Vakfı’ndan Mehru Aygül’ün paylaştığı ve benim de yer yer kopyaladığım, bazen kendimce dönüştürdüğüm öneriler mevcut. Ürün ya da girişim diye tabir edilen şeyleri siz kariyeriniz ya da ulaşmak istediğiniz pozisyon/rol olarak da düşünebilirsiniz.

Sabırlı Ol – Hayat her zaman bizim istediğimiz yerden akmıyor ve başarı çok çalışmadan, çabalamadan ve sabretmeden elde edilen bir şey değil. Sabreden derviş her zaman muradına ermiş mi, bunu da bilmek pek mümkün değil ama her başarıya ulaşan girişimcinin sabrı ile başarıya ulaştığı yadsınamaz bir gerçek. Ürünün ilk ortaya çıkışından yatırımcı görüşmelerine kadar sabretmek ve sabrederken de beklemek yerine çok çalışmak başarı getirir. Sabır, büyük bir özveri ile çalışmanı ve işine inancını geliştirmeni sağlayacak en güçlü destek mekanizmandır.

İyi Hikayeler Dinle, İyi Hikaye Anlatıcısı Ol – Her şeyini ortaya koyduğun fikrini, girişimini ancak iyi bir hikaye anlatıcısı olursan herkese iyi bir şekilde anlatabilirsin.  Bunun için öncelikle noktaları birleştirmelisin; çok okumalı, gezmeli, anlatmalı ve öğrenmeli, sonra da hayal etmelisin. Özetle sürekli cebine yeni hikayeler oluşturabilecek enstrümanlar eklemelisin. Sonra da iletişim yeteneğini oluşturmalı, geliştirmelisin. Karşındaki herkesi alıp götürebilecek bir iletişim kurarak ürününü satar, akıllarda kalır ve yolunda ilerlersin.

Egonu Küçült, Duvarlarını İncelt – Bir girişimci kendi yarattığı hikaye ile ilham verir. Senin de ilham verebilmen için önce dolman gerekiyor. Kendi etrafına farklı ne kadar çok insan toplarsan, onlarla vakit geçirip öğrenirsen o kadar gelişirsin. “Üzerinden okyanus geçirsen de herkes kovası kadar su alır, sen kovanı büyütmeye bak.”

Odaklan – Dünyayı takip et, ilham al, farklı insanlar, kültürler tabı, geliş, değiş ama odaklan! Birden fazla şeye odaklanabilirsin, ama zamanını ve ilgini iyi yönetebilmeli ve bu ilgilerini yönetebilmek için iyi takımlar kurmalısın. Sonuçta neye odaklanacağına karar vermelisin. Odaklanırken her zaman kendine sorular sor ve kendini geliştirmek için bir başarısızlığı bekleme.

Ayağa Kalkmayı Öğren – Başarısızlık hepimizin yaşadığı ve yaşayacağı bir duygudur. Bununla beraber, başarısızlık en iyi öğretmendir, tabi ki bakmasını ve ders çıkarmasını biliyorsak. Yaptığın hataları tekrar tekrar yapmamak için, başarısızlıkla tanıştığında geliştirmen gereken şey tekrar ayağa kalkma kasıdır. Her gün öğrendiğin, daha iyi bir sen olman için seni kamçılayan bir yol bul. O yolda düştükçe ayağa kalk, bir daha düş, yine kalk ama öğren. Leonard Cohen’in sözünü hatırla: “Bir çatlak var her şeyde; ışık böyle sızıyor içeriye.” (There is a crack in everything, that’s how the light gets in.)

Etrafını Bilge İnsanlarla Çevrele – Her gün gördüğümüz, fikrimizi, heyecanımızı anlattığımız, fikir aldığımız, eleştirisini dinlediğimiz insanlar yaşam kalitemizi belirliyor. Seni dinleyen, sana deneyimleriyle yol göstermeye çalışan, fikrinden önce sana inanan bir hatta iki mentor bul. Birinin girişimcilik deneyimi, birinin hayat deneyimi olsun. Mentorunu bulunca ona açık ol, sıkıntılarını tüm açıklığı ile anlat. Unutma girişimcilikte fikir değil, onu hayata geçirenler önemli.

Risk Al – Başarısızlıktan, insanların neler diyeceğinden ya da size nasıl bakacakları korkusundan arın, risk al ve dene. Denedikçe senin ve girişimin için en doğrusunu bulacaksın.

Yukarıda sıraladığım maddeleri unvanınızdan ve yaptığınız işten bağımsız olarak kendi hayatınızda uyguladığınızı bir düşünün. Sizce bu yöntemi uygulasanız fark yaratmaz mısınız? İşte bu yüzden, kızım sana söylüyorum gelinim sen anla atasözümüzü bu içeriğe uyarlayıp "girişimci kardeşim sana tavsiye veriyorum, beyaz yakalı kardeşim sen uygula" diyorum.

Yine de ben girişimci değilim, beyaz yakalı bir çalışanım, nasıl girişimci olabilirim ki diye düşünüyorsanız size Erhan Erkut’un “içeriden girişimciliği (intrapreneurship) deneyin” şeklinde verdiği öneriyi sunmak isterim. Kurumsal yaşamınız süresince mutlaka aklınıza yapılan işleri iyileştirmek için çok sayıda fikir gelecektir. Bunların arasından yeni bir ürün, hizmet veya sürece çevirmeye en yatkın olan bir veya iki tanesi ile kurumunuza başvurup “iç girişimci” olmayı denemelisiniz. İç girişimcilik kurumların ayakta kalabilmesinin en önemli anahtarlarıdır. Zaman içerisinde daha fazla kurumumuzun iç girişimciliği destekleyeceğini tahmin etmek çok da zor değil.

İşte Ceylanlar kitabından işte kendime çıkardığım dersler böyle oldu. Birileri yaptıysa siz de yaparsınız. Şimdi aksiyon alma zamanı! (bu bir motivasyon ya da temenni mesajı değildir)


Google adsense

Analytics