12 Ocak 2025 Pazar

Yoğun İş Temposundan Kaçış ve Kendine Zaman Ayırmanın Önemi

Aralık ayının sonu, iş yoğunluğumun dengeli olduğu bir dönemdi. Standartlarıma göre oldukça rahat geçse de operasyonel olarak yapılması gerekenleri fazlasıyla yerine getirdim. Özellikle yabancıların çoğunun izinde olması nedeniyle, 6 Ocak Pazartesi günü itibarıyla tazelenmiş beyinlerin talepkâr yaklaşımını öngörüyordum. Kafa olarak kendimi hazırlamış olsam da, mailler, toplantılar ve mesajlarla işler yağmur gibi yağdı. Şunu not alayım, bunu gece halledeyim, onu okunmamışlara alıp birazdan takip edeyim derken ne mesai ne de fazla mesai yetti. Cuma akşamı saat 19:00 olduğunda artık yeter deyip, ev halkı ile Avrupa Yakasına geçip kendimizi ödüllendirdik. Siparişimizi beklerken telefondaki bildirimlere bakınca, gün içerisinde ne kadar dış dünyadan uzaklaştığımı fark ettim.

Gün içinde yetişmeyen işleri gece toparlarken hayatı ıskalıyoruz

Bitmek bilmeyen haftanın sona erdiğini görmek güzeldi. Uzun yoldan geldikten sonra arabayı park ettikten sonra rölantide çalıştırmak gerektiği gibi, ben de tam olarak işi kafamda bitirememiştim. Adeta arka planda veri akışı devam ediyordu. Cumartesi sabahı Okan’ı okula bıraktıktan sonra biraz konsantre vakitte çalışırım deyip bilgisayarın başına geçtim ve öğle yemeği vakti hızlıca geldi. Ardından birkaç YouTube videosu izleyip birkaç sayfa kitap okuduktan sonra, yine Okan’ı alma vakti geldi. Yağmur ile beraber trafikte kalınca beynim şu soruyu sormaya başladı: Hafta içi o kadar yoruldun, bu hak edilmiş tatil gününde daha kaliteli vakit geçiremez miydin? En azından sana iyi gelen yazma eylemini gerçekleştiremez miydin? İlerlemeyen trafikte bu soru içimi kemirirken, hırsımı radyo kanalları arasında hızlı geçişler yaparak çıkarmaya çalışsam da bana iyi gelen bir şey bulamadım. Eve döndükten sonra biraz Playstation, biraz Beşiktaş maçı ve sosyal medya derken bomboş bir Cumartesi’yi geride bıraktım.

Küçük bir mola, biraz dijital detoks kafamızı toparlamak, hedeflere yürüdüğümüz yolumuzu belirlemek için şart

Bu satırları Bursa’da Medicana Hastanesi’nde, sağlığın önemini bir kez daha hatırlayıp halimize şükrederek Pazar öğlenine geldim. Sabah evden çıkmadan önce TV ve modemin elektriğini kesince, bizimkilerin hazırlanmasını beklediğim birkaç dakika elime ajandamı alıp hafta içi nelerle ilgileneceğimi düşünüp not almaya başladım. Yoğunluğun içinde dijital cihazlardan uzaklaşıp bir ara vermenin, blogumda sıklıkla yazdığım gibi, kendinle baş başa kalmanın ne kadar değerli olduğunu bir kez daha hatırladım. Koştur koştur yaşanan hayatımızı yavaşlatabilmek ne büyük bir erdem aslında bu çağda. Fırsat yaratıp durabilmek, nereye gittiğimizi görüp değerlendirebilmek, aklımızın kenar köşelerinde kalanları gün yüzüne çıkarabilmek pek faydalı.

Şimdi bir sonraki eyleme geçerken, biraz daha dinlenmiş bir beyinle bu tatil gününü verimli geçirmeye adayacağım kendimi. Bakalım sıradaki hafta neleri deneyimleyeceğim… Huzurla, bereketle ve tabii ki sağlıkla…


Bu aralar telefonumda kullandığım duvar kağıdım


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Google adsense

Analytics