Kişisel Gelişim Kulübü (Karma) İmaj
Yönetimi Eğitimini Tamamladı
27 Eylül 2014
Cumartesi günü Özlem Çakır’ı kişisel gelişim kulübü olarak şirketimizde
ağırlama fırsatı bulduk. Peki kimdir Özlem Çakır? Hemen kendi websitesinden (www.ozlemcakir.com) yanıtlayalım:
Özlem Çakır’ın perakendeye yönelik stil ve kişisel
alışveriş danışmanlığı eğitimlerinin yanı sıra lüks sektöre de imaj, servis ve
hizmetle farklılaşma eğitimleri bulunmaktadır. Çakır eğitimlerinin dışında üst
düzey yöneticilere ve siyasetçilere kişisel imaj danışmanlığı yapmaktadır.
Özlem Çakır Uluslararası İmaj Danışmanları Derneği’nin (A.I.C.I) Türkiye’den ilk profesyonel ve uluslararası ödüllü üyesidir.(Jane Segestron Ödülü) Çakır, 1999-2011 tarihleri arasında derneğin Türkiye Başkanlığını yürütmüştür.
Özlem Çakır Uluslararası İmaj Danışmanları Derneği’nin (A.I.C.I) Türkiye’den ilk profesyonel ve uluslararası ödüllü üyesidir.(Jane Segestron Ödülü) Çakır, 1999-2011 tarihleri arasında derneğin Türkiye Başkanlığını yürütmüştür.
Kendisini ilk
gördüğüm andan (ki sabah erken saatte Sevinç Pastanesi’nin önünde buluşarak
güne başladık) eğitimin sona erdiği ana kadar (yoğun içerikli, az molalı eğitimimiz
saat 18:00 de bitti) bende ve eğitime katılan diğer arkadaşlarımda bilgi ve
tecrübesiyle hayranlık yarattı. İmaj danışmanlığı konusunda alanına o kadar
hakim olduğu verdiği örnek ve tüyolarla o kadar belliydi ki hepimiz pür dikkat
kendisini dinleyip, hayranlıkla izledik. Eğitim, gerçek anlamda eğitici ve
değerli olunca, insan da öğretilenleri daha bir özenle not alıp, daha uzun vade
faydalanacağı şekilde saklamak istiyor. Bu sebeple eğitim esnasında notlarımı
aldım, hem kendime saklamak, hem de faydalanmak isteyen olursa diye paylaşmak
istedim.
Özlem Hanım eğitime
sunum becerileri konusunda bazı önemli noktaları ve trendleri belirterek
başladı. Artık sunumların giderek büyülüyeci (charming) özellikli olanlarının aranan
nitelikte olduğunu ifade etti. Etkili sunumun üç özelliğini güvenilirlik,
ulaşılabilirlik ve sevilebilirlik olarak sıraladı.
Guy Kawasaki’nin Enchantment
adlı kitabını okumamızı, twitter’dan da sevilebilirlik konusunda Dave Kerpen’ı
takip etmemizi önerdi. Takibe aldım bile, işte profili: https://twitter.com/DaveKerpen
Sunumun etkileme ve
ikna boyutu ile ilgili olarak Aristo’nun belirttiği retoriğin 3 boyutu ethos –
logos ve pathos’tan bahsetti. Özetle ethos’u etik değerler, duruş, özgüven ile
itibar yaratmak; logos’u içerik tarafı ve konuya hakimiyet; pathos’u da duygu
ve düşüncelere dokunmak olarak ifade etti.
Eğitim esnasında
kendisi bize “gong therapy”den bahsetti. Gong ile 20 dakika uygulanan terapinin
4 saatlik uykuya bedel olduğunu ve New York’ta insanların öğlen aralarında
yemek yerine bu terapiyi almayı tercih ettiklerini anlattı.
Duchenne Smile’dan
bahsetti ve gerçek gülüşlerde göz çevresinde kırışıklıkların ortaya çıktığının
ipucunu verdi. Detayları wikipedia’da mevcut, okuma listemize alalım lütfen…
Okuma demişken bir de Daniel Pink’in “A Whole New Mind” (Aklın Yeni Sırları)
adlı kitabını da okumamızı tavsiye etti.
Özlem Çakır, tutkulu
insanların fark yaratacağını, artık herkesin işini iyi yaptığını bizlere
anlatırken, samimiyet, doğallık ve tutkunun fark edilmemizi sağlayacağını
belirtti. Bu noktada ekrana yansıttığı slaytta imaj ve göze çarparlığın yetenek
ve becerilerden 9 kat daha fazla işe yaradığı yazıyordu.
Sunumda vurguyu
yaratan faktörleri ise şu şekilde sıraladı: maddeleme, es, tonlama, retorik
soru (cevabını beklemediğimiz soru), tekrar ve arabaşlıklar.
Vücut dilimizle
ilgili olarak da yine Youtube üzerinden erişebileceğimiz History Channel’ın
hazırladığı “Secrets of Body Language”i, dilersek Türkçe olarak da “Beden Dili”
diye aratarak, izleyebileceğimizi söyledi. Yine Can Dündar’ın “Terzi
Diplomasisi” adlı köşe yazısını da mutlaka okumamızı önerdi.
Daha sonra eğitimin
imaja yönelik ve asıl bomba kısmına geçtik. Aldığım vurucu notlar şöyle:
Bedene oturan ceket
gücü ifade eder. Koyu renkler açık renklere göre (bej, pudra) daha otoriterdir.
Yüze yakın olarak kullanılan yüksek kontrast yüksek otoriteyi temsil eder.
Yakalı herşey yakasıza göre daha ciddi ve otoriterdir. Aynı şekilde tok kumaş
da yumuşak kumaşa göre daha ciddi ve otoriterdir. Polyester ve plastik malzeme
ile klas görünemezsin!
Vücudumuza ne kadar
uygun kıyafet giyersek o kadar güçlü görüneceğimizi ifade ederken “the more constracted you wear, the more
authority you look” ifadesini kullanan Özlem Hanım büyük aksesuarların da
aynı etkiyi yarattığını belirtmek için “the
bigger you wear, the more authority you look” diye konuyu özetledi.
Bu noktada vurucu
cümlelerden biri de: “Bugün olduğun yer için değil, yarın olmak istediğin yer için
giyin” demesiydi.
İnce kumaşların
fazlalıkları ortaya çıkardığını belirtirken, bu sorunla karşılaşmak
istemeyenlerin likra ve gabardin kumalı tercih etmeleri gerektiğini söyledi.
Bayanlar için bacak
bileklerinin kalın olması halinde siyah çorap giymeleri gerektiğini öneren
Özlem Hanım ince bölgeleri her zaman açıkta bırakmak gerektiğinin altını çizdi.
Renklerle ilgili detaylı bilgi için internetten
“colour analysis” diye araştırma yaparak çok daha bilinçli renk
tercihleri ile imajımızı güçlendirebileceğimizi söyledi.
Tek tek tüm
katılımcılara imajlarına yönelik geri bildirim ve öneriler sunan Özlem
Çakır’dan aldığımız eğitim hepimizin kişisel imaj yönetimi ve sunum becerileri
alanındaki farkındalık seviyesini yukarıya taşıdı. Özgün içerikli bu eğitim
için emeği geçen tüm Karma kulübü üyelerine ve Şirketimize teşekkür eder, bir
başka eğitimde buluşmayı dilerim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder