13 Mart 2016 Pazar

Eski Günler ve Yıllanmış Viski Üzerine

Bu blog sayfasına yazmaya başladığım dönemde, yani eskiden, yani evlenmeden önce, bir başka deyişle annemin evinde yaşarken, pazar günleri salonda yemek masasına oturur, yine böyle birşeyler yazar, sonra da onları yayınlayıp paylaştıktan sonra ne kadar okunmuş diye merakla takip ederdim.

Bugün yine aynı masa ve sandalyeye oturdum. Birşeyler yazma isteği var içimde. Eşimin ve oğlumun şehir dışında olmasını fırsat bilip Cumartesi akşamüstünden geldiğim annemin evinde Pazar öğlen saatlerini buldum. Her ne kadar vaktimin çoğunu TV karşısında pasif bir şekilde geçirmiş olsam da aklımda hep eski günlere bir yolculuk vardı. "Eskiden de bu böyleydi, eskiden bu böyle değildi, hatırlasana ben burda yaşıyorken şöyle olmuştu" gibi cümleler hem ağzımda hem de beynimde dünden beri...

Salona girişimde rahmetli babamdan kalan yıllanmış iskoç viskilerini gördüm. Anneme bunların servet olduğu yönünde sürekli takılıp satarsa kendini şımartacak şeyler alabileceğini söyleyip aklının bir köşesine bir süredir bu fikri kazıyorum. O da evde bu fikre iyice ısınmış olmasından ötürü bana bu gelişimde internetten şu içkilerin fiyatına bakta satalım demeye bile başladı. Tabi aşırı regüle tütün ve alkol piyasası mevzuatı gereği ve alkol konusuna yabancı olmamdan ötürü internette yerli kaynaklarda fiyat bulamasam da yabancı sitelerdeki fiyatları TL'ye çevirdiğimde annemin duyduğu rakamlar onu bir hayli memnun etti, yakında bunları alkol satan tobacco shop'larda görücüye çıkarırsa şaşırmam :)

Neyse bu konuyu burada bırakıp biraz daha içime döneyim. Zaten bu aralar Metin Hara okuyarak kendime biraz daha yönelme/eğilme konusunda ciddi bir gelişim gösterdim/gösteriyorum. Yakında Matin Hara'nın Aşkın İstilası Yol adlı kitabından yaptığım alıntılarla bir blog içeriği paylaşıyor olacağım. İşlerin yoğunluğu sebebiyle sessiz geçen Şubat döneminin ardından blog yoğun bir içerik görecek.

İşlerin yoğunluğu demişken, 2016 yılı başlarken yazdığım gibi gerçekten yoğun tempolu bir iş hayatı ile geçmeye devam ediyor yıl. İşlerimi planlamak için kullandığım evernote programına yapılacaklarımı yazmaya, yaptıklarımı silip yeni yapılacakları eklemeye yetişemez oluyorum. Bazı şeyleri kafamda tutmayı da sevmediğim için kullandığım bu metot çağın gerekliliklerine oldukça uygun ama ardı arkası kesilmeyen yeni yapılacakları yönetmek bile gerçekten enerjiyi sömürüyor.

Enerjiden bahsetmişken annem öğlen yemeği için beni mutfağa davet ediyor, bu seferlik benden bu kadar olsun. Acılı tarhana çorbası sonrası eve dönüş yolunda olacağım, sevgilerimle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Google adsense

Analytics