13 Ağustos 2014 Çarşamba

Beşiktaş'ın Finansal Tablolarının Analizi

Beşiktaş Futbol Yatırımları Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin 31 Mayıs 2014 tarihli finansal tabloları için 11 Ağustos 2014 tarihli bağımsız denetim raporunu okuyup üzerinden geçtikten sonra en basit dilde gözüme çarpanları paylaşmak isterim. Bunları paylaşırken Beşiktaş taraftarı olduğumu, finans alanında yüksek lisansımı tamamladığımı, Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavir ünvanına haiz olduğumu, SPK Faaliyetleri İleri Düzey lisansına sahip olduğumu da belirtmek isterim. Amacım derinlemesine rasyo analizleri yapmak değil, olaya yüzeysel ve dikkat çekici yönlerinden yaklaşmak.

Herşeyden önce bağımsız denetçi tarafından (Ernst&Young – hani Fikret Orman’ın Yıldırım Demirören’in dönemi için denetim yaptırdığı bağımsız denetim kuruluşu) hazırlanan bu raporda denetçi şartlı görüş beyan etmiştir. Bu ne demek derseniz, olumlu görüş dışında bir görüş verileceği zaman kullanılacak üç farklı görüş türü belirlenmektedir: Sınırlı olumlu görüş (şartlı görüş), olumsuz görüş ve görüş vermekten kaçınma. Peki neden Beşiktaş’ın 31 Mayıs 2014 tarihi itibarıyla hazırlanmış finansal tablolarına şartlı görüş verilmiş. Bunun 2 nedeni var: 
  1. 1 Haziran 2012-31 Mayıs 2013 faaliyet dönemine ilişkin yönetim kurulu başkanı (Yıldırım Demirören) ve bazı yöneticilerin (Ertunç Soğancıoğlu, Mehmet Soysal) ibra edilememiş olması ve bunun mevcut finansal tablolara nasıl yansıyacağının tespit edilememesi
  2. Kulüp 31 Mayıs 2012 tarihinden itibaren ödenmemiş tüm futbolcu ve teknik direktör borçlarına stopaj hesaplamaya başlamış ve bu vergi aslına ilişkin karşılığı finansal tablolarına kaydetmiş. Ancak bunların ilgili dönemlerde tahakkuk ettirilmemesinden ötürü vergi cezası ve gecikme faizi hesaplanması gerekmekte. Henüz beyan edilmeyen bu vergiler için şu an için bir tespit yapılamadığı için bu tutarlar da finansal tablolarda mevcut değil.
Durum böyle olunca bağımsız denetçinin finansal tablolara olumlu görüş vermesi de beklenemezdi.
Bu arada bir dipnot olarak Beşiktaş Futbol Yatırımları Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin özel hesap dönemini tercih etmesi sebebiyle mali yılsonunun 31 Aralık değil 31 Mayıs olduğunu belirtmem de fayda var.

Bağımsız denetim raporunda yönetimin 2014-2015 sezonu için gelir ve giderleri oluşturacak tahmini kalem ve tutarları beyan ettiğini görüyoruz. Tahmin edeceğiniz üzere en yüksek gelir kalemini yayın gelirleri, en yüksek gider kalemini de personel giderleri yani futbolcuların maaşları oluşturuyor.
 
2014-2015 yılında 190 milyon TL’lik gider öngörülmüş. Peki bu gider kalemi 2013-2014 döneminde gerçekleşenle kıyaslanırsa?

 
Görünen şu ki 227 milyonluk gerçekleşen gider tutarını tıpkı 2012-2013 sezonundaki gibi 190 milyon seviyesine çekmeye çalışıyor yönetim. İddialı bir hedef ancak var olan hedeflere ulaşmak için de oldukça mantıklı seçilmiş bir hedef olduğunu söylemek lazım. İki yıl arasındaki farkın aslen ücret giderlerinden kaynaklandığını görüyoruz. Kulüpten ayrılan futbolcular olması bu giderin azalmasına sebep olacaktır ama yeni gelen/gelecek olan futbolcuların maliyeti ve mevcut futbolculara yapılan ücret iyileştirmeleri de dipteki hedefin tutturulması için diğer kalemlerin de iyi yönetilmesi gereğini ortaya koymaktadır.

Borçlara baktığımızda, ticari faaliyetlerde futbolcu ve kulüplere olan borçlardan çok bankalara olan borçların önemli olduğunu düşünürsek, burada kısa vadeli borçların önümüzdeki dönemde yönetimin başını oldukça ağrıtacağını kestirmek çok da zor değil.
 
Neden diyecek olursanız, toplam 107 milyon TL’lik kredinin 41 milyon TL’sini 1 yıl içerisinde ödemek gerekiyor. Yönetim bu borçları yeniden yapılandırmak için bir an önce aksiyon almalı ve uzun vadeye yaymalı diye düşünüyorum.
 
Yukarıda en büyük gider kalemimizin futbolcular olduğunu söylemişken çalışanlara sağlanan faydalara ilişkin borçlarımızdan da bahsetmek gerekir.


 
98 Milyon TL’lik borcun 34 milyon TL’si maaş niteliğinde, geriye kalanı ise vergi aslı. İlk başta şartlı görüşün sebebini anlatırken bu tutara ilişkin ceza ve faizin finansal tablolara girmediğini belirtmiştim. Yani aslında bu tutar daha da artacak.
 
Borçlardan bahsetmişken Hugo Almeida’nın sözleşmesinin bitmesi ve bu sözleşmenin bitişi öncesinde kulübün futbolcuyu satamamış olmasından ötürü Quality Football Ireland’a 2 milyon Euro anapara ve 682 bin Euro faiz borcu mevcuttur.
 
Hangi futbolcularımız külübe alacaklarına ya da cezalarına yönelik dava açmış, bir de buna bakalım isterseniz. Raporda hem eski hem de halen sözleşmeli futbolcularımız mevcut. Bunlar Quaresma, Aurelio, Escude, Gökhan Töre, Rıdvan Şimşek. Bu isimlerden en çok Gökhan Töre’ye şaşırdım. Transfer döneminde Beşiktaş’ı ne kadar istediğini instagram’daki foto ve açıklamalarından sürekli bildirirken aynı dönemde bu şekilde dava açmış olması beni hayal kırıklığına uğrattı. Bu konuda basında çıkan haberlere açıkçası aldırış etmemiştim ama belli ki kariyerine profesyonel bir şekilde bağlı. Saygı duyuyorum…
Futbolculardan bahsetmişken, finansal tablolarda futbolcular için ödemiş olduğumuz lisans haklarını incelediğimiz de büyük umutlarla transfer edilen bazı futbolcularımızın yaşatmış olduğu hayal kırıklıklarından ötürü kendilerine ödenen lisans hakları için değer düşüklüğü ayrıldığını görüyoruz.
 
5.8 milyonluk toplam değer düşüklüğünün 3 milyon lirası Sezer Öztürk’ten, 1.5 milyon TL’si de Gökhan Süzen’den kaynaklanıyor. Her iki futbolcunun da kadro dışı bırakılmış olması bu değer düşüklüğünün temel sebebini oluşturuyor.
 
---
Bu satırları kaleme aldığım şu dakika itibarıyla Süleyman Seba’nın vefatı haberi tarafıma ulaştı. Şu dakikadan sonra daha fazla analiz ve yorum yazmak istemiyorum. Seba benim çocukluğumdan liseli yıllarıma kadar kulübümüzün başkanlığını yapmış efsanevi başkanıdır. Kendisine hep bir saygı duymuşumdur. Duruşu, tavrı hep bizim için onur kaynağı olmuştur. Ne mutlu ki bu kadar güzel duygu ve düşüncelerle milyonlarca insan kendisini hep anacak. Para pul elbet bir şekilde kazanılır ancak böyle erdemleri elde etmek herkese nasip olmaz. Mekanın cennet olsun büyük başkan...
 
 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Google adsense

Analytics