Finansal bilincin artırılması için ekosistemin gelişmesine destek olma hedefiyle gönüllü olarak destek verdiğim Finansal Okuryazarlık ve Erişim Derneği (FODER) için kaleme aldığım “Tasarruf ve Ötesi: Tasarruf Ederek Dünyaya Nasıl Katkıda Bulunursunuz?” konulu içerik FODER websitesinde ve sosyal medya hesaplarında yayımlandı.
Tasarruf ederken dünyaya nasıl katkıda bulunursunuz? İşte bu soruya cevap arayarak sadece kendiniz için değil sürdürülebilir bir dünya için de faydalı bir adım atmış olursunuz. Tasarruf ve sürdürülebilirlik üzerine hazırladığım son içerik:
Tasarruf ve Ötesi – Tasarruf Ederek Dünyaya Nasıl Katkıda Bulunursunuz?
Bütçesini bilen bireyler dönemsel
olarak gelirlerini ve giderlerini takip ederler. Bütçe yaparken özellikle gider
kalemlerini takip etmek, buradaki kalemleri minimize etmeye çalışmak bireylerin
bütçesine pozitif yansır. Gider kalemlerini analiz ederken, harcamalardan
hangilerinin elimine edilebileceğine veya azaltılabileceğine kafa yormak
gerekir. Bu analizi yaparken sabit ödemelerinizi gözden geçirmek iyi bir
başlangıç noktasıdır. Bu noktada faturalarınıza ve kredi kartınıza yansıyan
harcamalara bakmanız, eleştirel bir gözle bu kalemlerden hangilerini
azaltabileceğinizi değerlendirmeniz sizin finansal açıdan belirli bir refah
seviyesine ulaşmanızda önemli bir adımdır.
Azaltabileceğiniz ya da tamamen yok
edebileceğiniz harcamaları belirlerken bu harcamanın ne kadar ihtiyaç olduğunu
değerlendirmeniz gerekir. Örneğin faydalanmadığınız ya da az faydalandığınız
aboneliklerinizi (spor salonu, sabit telefon hattı, kablolu TV, premium müzik
ya da video içerik sağlayıcı aboneliği gibi) düşünün ve bunlardan
vazgeçebileceklerinizi belirleyin. Aylık olarak tek tek baktığınızda bu giderler
küçük gözükebilir ve göz ardı etmenize sebep olabilir ancak bu kalemlerden
yapılacak tasarruf her ay düzenli olarak yatırıma yönlendirildiğinde üstüne
koyarak yatırımlarınızın getirisini arttırır. Bir de bazı harcamalar vardır ki,
bu harcamalardan yaptığınız tasarruflar sadece sizin bütçenize olumlu katkıda
bulunmakla kalmaz, dünyamızın geleceği için de fayda sağlar.
Tasarruf ederken dünyaya nasıl
katkıda bulunursunuz? İşte bu soruya cevap ararken sadece kendiniz için değil
sürdürülebilir bir dünya için de faydalı bir adım atmış olursunuz. Doğal
kaynaklara zarar vermeden ve onları bilinçli bir şekilde kullanma konusunda
yapacağımız planlamaya genel olarak sürdürülebilir kalkınma diyoruz.
Bunu gerçekleştirmenin yolu doğal kaynakları israf etmeden bilinçli şekilde
kullanmaktan geçer. Hepimiz haberlerde “Barajlar kritik seviyede”, “Nehirler
kurudu”, “Kuraklık çok yakın”, “Bu yaz su kesintileri yaşanacak” gibi haberler
duyarız ancak bu haberler pek çoğumuzun davranış ve alışkanlıklarında bir
değişime sebep olmaz. Halbuki bu duruma bireysel tercihlerimizle müdahale edip
hem dünyamıza hem de bütçemize katkı sağlayabiliriz. Ortaya koyacağımız
bireysel tercihlerin katkısını küçümsemeden tükettiklerimizi gözden geçirerek
işe başlamalıyız. Dünya Ekonomik Forumu 2019 yılı Küresel Risk Raporu'na
göre bir fincan kahve için, tohumun toprağa ekilmesinden önümüze gelmesine
kadar toplam 140 litre su harcanıyor. Birleşmiş
Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün yaptığı çalışmaya göre dünya genelinde
var olan suyun yüzde 70'i tarım ve hayvancılık alanında kullanılıyor. Özellikle
hayvansal gıdaların üretim aşamasında inanılmaz miktarlarda su harcanır.
Veriler bize bir kilo sığır eti için ortalama 15 bin 400 litre su gerektiğini
ve bu suyun büyük çoğunluğunun hayvan yemi üretimi için kullanıldığını
gösteriyor. Bu gizli su tüketimi sadece gıdada değil, giyim sektöründe
de kendini gösteriyor. Basit bir t-shirt için 2 bin 720 litre, bir adet kot
pantolonu üretmek içinse yaklaşık 10 bin litre su gerekiyor.
İşte bu noktada hem tasarruf
etmemiz hem de dünyamızın sürdürülebilirliğine katkıda bulunmamız bizim
tercihlerimizden geçiyor. İşe yediklerimizden başlayacak olursak; hayvansal
gıdaları azaltıp sebze ve meyve tercihimizi arttırarak su tasarrufu için aksiyon
alabiliriz. Tükettiğimiz hayvansal gıdalarda serbest dolaşım yöntemiyle
yetiştirilenleri tercih edebiliriz. Dışarıda içtiğimiz keyfi kahve sayısını
azaltırken bütçemize sağladığı katkıyı pek çoğumuz fark etmişizdir. Ancak evde
içmekten vazgeçeceğimiz o ikinci fincan kahve ile sadece evdeki kahvenin ömrünü
uzatmakla kalmayız, o fincandaki kahve için harcanan yaklaşık 140 litre sudan
da tasarruf edilmesine katkı sağlarız. Benzer şekilde hem hızlı hem de lezzetli
bulduğumuz o burger menüsü yerine sebze ağırlıklı bir menü tercih ettiğimizde
daha hesaplı bir yemek yemekle kalmaz, dünyamız için de iyi bir tercih yapmış
oluruz. Tabi meyve ve sebze tüketmeden önce, onları yıkarken harcadığımız suya
da dikkat etmeli, mümkünse tasarruflu musluk başlıkları kullanmalı veya
öncesinde su doldurduğumuz bir kapta yıkamalıyız. Yemeğimizi yedikten sonra
bulaşıkları elde yıkarken litrelerce su harcamak yerine bulaşık makinesi
kullanarak sudan tasarruf etmeye devam etmeliyiz. Duş alırken, elimizi
yıkarken, dişimizi fırçalarken, tıraş olurken suyun boşa akmasına engel
olduğunuzda dünya üzerinde birilerinin daha suya erişmesini sağlamış olduğunuzu
hatırlayın, ayrıca bunun giderlerinize ve bütçenize de olumlu katkısının
olduğunu aklınızdan çıkarmayın.
Özetle, bireyler olarak bütçemizi
kontrol ve takip etmek, tasarruflarımızı ve yatırımlarımızı artırmak bizim
geleceğe umutla bakmamızı sağlar. Ancak bireysel eforların tabana yayılarak
toplumsal hale gelmesi ile sürdürülebilir kalkınma sağlayabiliriz. Bu noktada doğal
kaynakların tasarruflu bir şekilde kullanılması öncelikli haldedir. Hem
bireylerin hem de kurumların su ve enerji tüketimini kontrol altına alan,
verimliliklerini artıran ve maliyetlerini düşüren çözümleri tercih etmeleri hem
yarınlarımız hem de bizden sonrakiler için yaşanılacak bir dünya demektir.
Bugün siz de bir öz değerlendirme yapıp aksiyon almaya var mısınız?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder