8 Şubat 2015 Pazar

Ağaçta yetişmiyor!

Bugün Ayşe Arman köşesinde Esas Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Emine (Sabancı)Kamışlı'ya yer vermiş. Okurken kendimce notlar aldım. Söz uçar yazı kalır, bu yazılarda en güzel bu blogda kalır diye düşünüp saklamak istedim...

Ev ödevinizi yaptıysanız, her konuda, herkese yorum yapma hakkınız var.

Esas Holding olsun, başka yatırımlar olsun, yaptığımız en önemli yatırım, aslında çocuklarımıza yaptığımız eğitim yatırımı. London School of Economics olur, başka okul olur ama eğitim yoksa, işte bir yere gelir, tıkanırsınız, "Yapıyorum" zannedersiniz, ondan sonra bir bakarsınız küt diye ayağınızın altındaki halı çekilmiş! Ama benim durumum sadece eğitimle açıklanamaz, biraz da genlerden. Karşımdakini incitmemek ana prensibimdir ama bir şeye hakikaten inanıyorsam, söylerim.

"Kendini yetiştir gel. Var et gel. Var etmeden gelme..."

Zenginlik, kendinizi geliştirdiyseniz, ona hakikaten sahip çıkabilecek kadar kendinizi eğittiyseniz güven verir. Yoksa neler gördük, koca koca kimler yok oldular gittiler, Allah göstermesin. İngilizlerin sevdiğim bir deyimi vardır: "Ağaçta yetişmiyor!" Aynen öyle. Para, ağaçta yetişiyor zannedersen, sonbahardaki yaprak dökümü gibi yok olur gider.

Yani kendini var etmek ne demek? Yaptığın şeyde mutlu olmak bence. Bu, her ne olursa olsun.

Kendi işini kurunca 1 doların kıymetini anlıyorsun

"Biliyorsan tamam ama bilmiyorsan boş konuşma!" diyoruz, "Çünkü biri seni paçandan aşağı çeker, ortada kalıverirsin. Konuşmuş olmak için konuşma!" Arkadaş ortamında geyik yapabilirsin ama iş ortamında bilmiyorsan o konuda konuşmayacaksın!

Ben hep çalıştım. Arkadaşlarıma da söylüyorum. İlle de herkes, bilmem nereden mezun olmak zorunda değil ama herkes üretmek zorunda! Kek yapmak da olabilir, şirket yönetmek de. Paraya da dönüşebilir, hayır kurumu için de üretebilirsiniz. O zaman şımarıklığa, dedikoduya, manasız şeylere kafa yormaya gerek kalmıyor. Zaten vakit de olmuyor...

Ehliyet almak üzereyim, Londra'dayız. Babam dedi ki: "Haydi gidelim Porsche alalım!" "Yok baba, ben kullanamam onu" dedim. "Şunu alalım, bunu alalım." Yıllardır kendisine almadığı arabayı bana almaya çalışıyor! Biz bir ay dolandık galerileri. Sonunda bir Renault 5 aldık. Annem dalga geçti, "Bir ay gezdiniz, ala ala bunu mu aldınız?" diye. Ben hangi arabayı istesem babamın alacağını biliyordum. Ama o anda kendimi güvende hissetmiyorum. Önce o küçük arabamla alıştım, sonra BMW'm de oldu, Mercedes'im de...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Google adsense

Analytics