31 Ocak 2016 Pazar

Kar Dağıtımı ve Vergilendirilmesi

Yeminli Mali Müşavir Çağlan Ahmet Gencer, 18 Ocak 2016 Pazartesi akşamı İzmir SMMM Odası’ndaki “Kar Dağıtımı ve Vergilendirilmesi” konulu sunumuna şirketlerin modern hedefleri, geleneksel muhasebeye göre kar ve IFRS açısından karı tanımlayarak başladı. Buna göre şirketlerin modern hedefi kontrol ve performans değerlendirmesidir. Geleneksel muhasebede net kar, öz sermayeyi finanse etmek için kalan tutardır. IFRS/TFRS seti açısından toplam gelirden diğer kapsamlı (toplam) gelir unsurları dışındaki giderlerin indirilmesi sonucu bulunan pozitif değer kardır.

Gelir Vergisi Kanunu Madde 38’de bilanço esasında ticari kazancın tespiti açıklanmıştır. Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfından sahip veya sahiplerce:

1. işletmeye ilâve olunan değerler bu farktan indirilir;

2. işletmeden çekilen değerler ise farka ilâve olunur.

Kar dağıtımının temel ilkeleri; net kar ilkesi, esas sermayenin korunması ilkesi ve şirketin borçlarını ödeme gücüne sahip olması ilkesidir.
Kar dağıtımında verilecek kararlar; kar dağıtılıp dağıtılmayacağı, ne kadar kar dağıtılacağı ve ne zaman kar dağıtılacağıdır.

Kar dağıtım politikalarını etkileyen başlıca faktörler; kanunlar, şirket sözleşme şartları, piyasa koşulları, kültür, karlılık oranı, enflasyon, pay sahiplerinin yaklaşımı ve benzeridir.

Kar dağıtımına yönelik temel prensipler şöyledir: 
  • Sermaye için faiz ödenmez.
  • Kar payı ancak net dönem karından ve serbest yedek akçelerden dağıtılabilir.
  • Kar payı avansı Sermaye Piyasası Kanununa tabi olmayan şirketlerde Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tebliği ile düzenlenir.
Şirket esas sözleşmesinde herhangi bir kısıtlama yoksa kar genel kurul kararı ile dağıtılabilir.

TTK’nın 519’uncu maddesine göre, yıllık karın %5’i, ödenmiş sermayenin yüzde yirmisine ulaşıncaya kadar genel kanuni yedek akçe ayrılır.

Gelir Vergisi Kanunu’na göre (GVK, 94/6-b) ;

-Tam mükellef gerçek kişiler,

-Gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmayanlara,

-Gelir vergisinden muaf olanlara,

-Dar mükellef gerçek kişilere,

-Gelir vergisinden muaf olan dar mükellef gerçek kişilere

Dağıtılan kar payları üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılacaktır.

Karın sermayeye ilave edilmesi kar dağıtımı sayılmaz. Dolayısıyla tevkifata tabi tutulmaz.

Kar dağıtımında vergi kesintisi, söz konusu kazancın istisna olup olmadığına bakılmaksızın uygulanır.

Kurumların tam mükellefiyete tabi kurumun sermayesine katılmalarından elde ettikleri kazanç istisnadır. Burada çifte vergilendirmeyi önleme amaçlı istisna söz konusudur.

Avans kar dağıtımı geçici vergi dönemleri itibarıyla yapılabilir.

Kurum ortakları açısından kar payı elde etme, kurumun yıllık safi kazancının kesinleşmesi ile gerçekleşir.

Sermaye azaltımı konusunda güncel özelgeler bu tutarın daha önce vergilendirilmemiş fonlardan oluştuğunu kabul ederek vergilendirilmesi gerektiğini belirtmektedir.

Kar payı dağıtılırken dağıtılan tutarın net mi brüt mü olduğunun altının çizilmesinde fayda vardır.

Çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarında (ÇVÖA) genelde 10. Maddeler temettülere ayrılır. Bu madde hükmüne göre değişen tevkifat oranlarının kullanılmasına dikkat etmek gerekir. ÇVÖA vergilendirme de tavan sınırını verir, yani hangi oranı aşmayacağını belirtir. Ayrıca ÇVÖA’nın Protokol maddeleri de kontrol edilerek, temettülerle ilgili maddeyi düzenleyen ek hükümlerin olup olmadığı da kontrol edilmelidir.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Google adsense

Analytics