5 Şubat 2023 Pazar

Yağmur İçin Ağlayan Oğlum

Yağmurlu bir Pazar sabahında cama vuran yağmurun "camlar pislendi" diye düşündürmesi yerine "oh be nihayet barajlar dolmaya başlayacak" diye mutlu ettiği şu anlarda geçtiğimiz günlerde yazıp paylaşmaya çekindiğim aşağıdaki satırları artık paylaşabilirim.


 25/01/2023

Sömestre tatili sebebiyle geçtiğimiz Pazar günü ailece memleketim İzmir’e geldik. Böylece hem yaz sonundan beri göremediğim annemin torun ve evlat özlemini dindirirken, uzaktan çalışarak kendim için de bir değişiklik yapmış oldum.

İzmir’e gelmek demek, hatıraları yad etmek, dostlarla buluşmak için de iyi bir fırsat. Bu sebeple Salı akşamı için İzmir’deyken yaşadığım Karşıyaka’da eski müdürüm ve yüksek lisanstan arkadaşım ile program yaptım ve mesai sonrası oğlum Okan’ı da alıp yola çıktım. Zaten eşim öğlenden Karşıyaka’ya geçip arkadaşıyla buluşmuştu ve ben de işlerimi bitirince baba-oğul arabaya binip akşam trafiğine dahil olduk.

Yeşildere yolunda oldukça trafik vardı ve yolda radyomuz açıktı. Dinlediğimiz radyo programında içinde bulunduğumuz kış aylarında yağmurun neredeyse hiç yağmaması, önümüzdeki günlerde de yeterince yağmur ve kar yağma ihtimalinin düşük olması sebebiyle yazın susuzluk ve kuraklık sorunu ile karşılaşabileceğimizden bahsedildi. Bunun üzerine Okan’a dünyaya iyi bakmadığımızı, susuzluk yaşanması halinde yazın zorlanacağımız söyledim. Hayat kaynağı suyun bulunurluğunun azalmasının hayatımı nasıl etkileyeceğinden bahsettik. Sonra trafik akmaya başladı, ben yola konsantre oldum, bir süre sessizlik oldu. Ardından radyoda Okan’ın favori şarkılarından biri çalınca “eşlik etmiyorsun” diye takıldım Okan’a. Sessizliğini “ben ağladım baba” diye bozdu.

Dünyamızın başına gelenler, yaptıklarımız ve yapmadıklarımızla bu durumdan sorumlu olmamız ve önümüzdeki dönemde bu sorumluluğun cezasını da hep beraber çekecek olmamızı düşünerek arka koltukta sessizce ağlamıştı Okan. Peçeteyle gözlerini silerken “şimdi ne yapabiliriz?” diye sordu. Sorumluluk alabiliriz, doğayı koruyabiliriz, doğal kaynaklara sahip çıkıp çevremize de bu konuda örnek olup bilinçlendirebiliriz dedim. İlk anda bunları söyledikten sonra ben de daha fazla konuşamadım, 9 yaşında bir çocuğun bu konulara üzülüp endişe duyması beni adeta duvara toslatmıştı.

Ardından eşimle ve arkadaşlarımla buluşacağımız AVM’nin otoparkına arabayı park edip araçtan indik. Okan elindeki peçetelerle AVM’ye girerken çöp kutularını gördü. Birinin üstünde “geri dönüştürülebilir atıklar”, diğerinde de “tüm diğer atıklar” yazıyordu. “Peçeteyi geri dönüştürülebilir atıklara atabilir miyim?” dedi, “tabi ki” dedim ve attıktan sonra ilerledik.

Ertesi gün bu satırları yazarken dün için artık geç olsa da bugün ve yarın için hala yapabileceklerimiz olduğunu, hepimizin üstüne düşeni yapması halinde çocuklarımıza, torunlarımıza da yaşayabilecekleri sürdürülebilir bir dünya bırakabileceğimizi düşündüm. Bu bilinçle bugüne başlıyorum, peki ya sen?  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Google adsense

Analytics