17 Eylül 2021 Cuma

Etik ve Uyum – Temel Kavramlar

Temmuz ayından beri heyecanla beklediğim Etik ve İtibar Derneği’nin 9. Dönemine bugünkü (17 Eylül 2021, Cuma) tanışma ve temel kavramlar konuları ile nihayet başladık. Çok değerli eğitmenlerimizle ve farklı tecrübelere sahip katılımcılarla yolculuğumuza çıktık. Kendimi tanıtma fırsatı bulduğumda da ifade ettiğim gibi, bu yolculuk beni gerçekten çok heyecanlandırıyor ve umarım bana kazandıracağı yeni perspektiflerle bu alanda gelişimime de çok katkı sağlayacak.

Takdir edersiniz ki not almayı ve paylaşmayı seven ben, eğitim esnasında küçük yazımla sayfalarca not alma fırsatı buldum ancak eğitim içeriğini paylaşmamız uygun olmayacağı için bu kez içeriğe dönük bir paylaşımda bulunamayacağım. Yine de eğitmenimiz Ertuğrul Onur’un sunumundan aldığım notlardan bazı konuları öne çıkararak, bu konular üzerinde biraz daha ek okumalar yapıp ben de bıraktıklarını aktaracağım. Böylece aldığım eğitimin de bana faydasını artıracağıma inanıyorum.

Eğitimdeki temel kavramları incelemeye tabii ki “etik”i tanımlayarak başladık. Eğitimdeki tanımdan ziyade internette yaptığım araştırmada karşıma çıkan şu tanımı paylaşmak isterim:

“Etik felsefenin bir dalı olarak insan ilişkilerine temel teşkil eden değerlerin ahlaki bakımdan iyi ya da kötü, doğru ya da yanlış olarak nitelendirilmesi ile ilgilenmektedir.”

http://www.etik.gov.tr/wp-content/uploads/2019/03/abdulkadirmahmutoglu-etikveahlak-benzerliklerfarkliliklar.pdf

Bu vesileyle T.C. Kamu Görevlileri Etik Kurulu’nun etik.gov.tr adlı websitesinden de haberdar oldum.


Tanımlamalara devam ederken dikkatimi çeken ve özellikle aklımda kalan bir ifade oldu; “Hukuksal olan etik olmayabilir ama hukuksal olmayan etik değildir.” Bu söz üzerinden hukuk ile etik ilişkisini okurken radarıma takılan ise şu oldu:

“… etik ilkeler ile hukuk kurallarının her zaman birbiriyle örtüşmediğidir. Bazen etik ve hukuk kendi içinde çelişkiler taşımaktadır. Mevzuata uygun olduğu halde, etiğe aykırı durumlar olabilir. Örneğin, bir siyasetçinin oy kullanmak için tutamayacağı vaatlerde bulunmasının etik olmadığı ve etik ilkelere aykırı olduğu söylenebilir; ancak bu davranışın hukuk kurallarından oluşan mevzuata aykırı olduğu söylenemez”

https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/980898

Kanıt sahibi olmadan yorumda bulunmamamız gerektiği üzerinde durulurken konu bir ara Ford Otosan’a geldi. Konuyu bilmeyenler için durumu kısaca şöyle aktarabiliriz:

Şirket, E.’nin görevi sayesinde ulaşabildiği şirket kayıtları ve elektronik sistemleri manipüle ettiğini öne sürüyor.

Dava dilekçesinde özetle şöyle deniyor: “Davalı, limiti olmayan bayiye mal satışı yapılmasına neden oldu. Hileli işlemlerle bayi limitlerini yükseltti. Bu sayede diğer birimleri yanıltarak araç veya parça satışı yapıldı. Davalı, kimi zaman da bayi borcunu gizledi. Bazı bayilerin şirkete yatırdıkları avans paraları ile ilişkisi içinde olduğu bayilerin borcunu ödenmiş gibi gösterdi. Örneğin, bankadaki limiti 1 milyon lira olan Okutgen’in limitini 30 milyon olarak kayda girdi. Borcu görünmez hale getirilen bir diğer şirket ise Şahsuvaroğlu Otomotiv… Bu şirketin 2017’de 21 milyon 643 bin 462, 2018’de 45 milyon 531 bin 293, 2019’da 81 milyon 27 bin 428 TL, 2020’de ise 38 milyon 611 bin 406 liralık borcu ödenmiş gibi gösterildi.”

https://www.diken.com.tr/ford-otosanda-247-milyonluk-yolsuzluk-iddiasi-nasil-basladi-suclamalar-ne/

Bu olay patlak verdiği günlerde Bloomberg TV’yi izlerken Şahsuvaroğlu Otomotiv’in ortaklarından birinin canlı yayına katılarak kendilerinin suçsuz olduğunu ve bu konudaki söylemlerin hiçbirinin kanıtlanmadığını ve konunun yargıya taşınması sebebiyle daha fazla spekülasyon yapılmaması gerektiği o yayını hatırladım.

Ertuğrul Onur, etik konusunun tarihsel gelişiminden bahsederken ilgili döneme etki eden önemli olaylardan da bahsetti. Bunlardan biri de futbola olan ilgim sebebiyle kısmen hatırladığım Nike vakası idi. Konuyu eğitim sonrası biraz daha araştırdığımda karşıma şu çarpıcı fotoğraf çıktı: 

“Nike farklı ülkelerde sürdürdüğü üretim süreçlerinde uyguladığı çalışma koşulları ile tüketicilerin tepkisine maruz kalmıştır. Nike markasının 1996 yılında, Endonezya ve Çin’de yasa tarafından belirlenmiş ücret düzeyinden daha düşük maaş vermekteydi. Bu durum dünyanın birçok yerinde markaya karşı protestoların oluşmasına sebep olmuştur. Nike daha sonra marka imajını düzeltmek adına üretim yerlerinde denetlemeler uygulamak gibi düzenlemeler yapmaya başlamıştır. 2006 Dünya Kupası döneminde, Pakistanlı çocuk çalışanların Nike marka futbol ayakkabıları dikerken çekilmiş fotoğrafların basına sızması markanın daha önce yaşamış olduğu durumun tekrarına neden oldu. Görsel no çalışmasının da bu durumu karşı yapılan bir kültür bozumu çalışması olduğunu söyleyebiliriz. Kullanılan çocuk çalışan görseli üzerinde kullanılan Nike logosu ve sloganı ile markanın çocuk işçi çalıştırmasına karşı eleştiri getirilmektedir.”

https://acikerisim.ege.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/11454/60988/sinemhasretozer2019.pdf?sequence=1&isAllowed=y

Vaka demişken, Alman devi Siemens’in de 2006 yılında bir vaka yaşadığı ve o günden bugüne etik ve uyum konusunda önemli adımlar attığından bahsedildi. Neymiş bu vaka diye araştırdığımda çıkan sonuç şuydu:

“Alman ekonomi tarihinin en büyük rüşvet skandalı Siemens’in adını taşıyor. 2006 yılındaki soruşturmada Siemens’in toplam 1,3 milyar Euro’luk kapalı ödeme yaptığı ortaya çıkarılmıştı. Şirket Alman ve Amerikan makamlarına 1,2 milyar Euro ceza ödedi. Yolsuzluğun aydınlığa çıkarılması için yapılan çalışmaların faturası da bu miktardan az değildi. Konstanz Üniversitesi'nde İktisat Etiği doçentliği yapan Josef Wieland, “Siemens’teki skandal, dürüstlük kurallarına uyum göstermemenin son derece pahalıya mal olabileceğini gösterdi. Şirketin itibarına leke düşmesi, hissedarları için son derece önemlidir. Aslında şirketin ticari dürüstlüğün dışına çıkmamasına özen göstermek, bunda büyük çıkarı olan pay sahiplerine düşer.” Ekonomi etiği uzmanlarının ortak kanısı da zaten, uzun vadede sadece dürüstlüğün para edebileceği. Münih'li öğretim üyesi Christoph Lütge de tüketicinin de rol oynayabildiği tam rekabet ortamında en doğrusunun, dürüstlüğün başarıyı getirmesi olabileceğini ve böylece hem ticaret ahlâkına hem de iş hayatındaki başarıya hizmet edilmiş olacağını, dile getiriyor.”

http://www.yapi.com.tr/haberler/dunyaca-taninmis-sirketlerin-yolsuzlukla-sinavi_103443.html

Siemens yöneticileri ise geçmişten ders almış olmalı ki ülkemizde etik konusunda önemli adımlar atmışlar:

“Rüşvet konusunda adı sık sık gündeme gelen ve bu konuda açılan davalarda önemli cezalar alan Siemens, Türkiye'de etik ve itibar konusuna öncülük yapıyor. Türkiye'de etik ve itibarın bir iş kültürü haline gelmesi amacıyla kurulan Etik ve İtibar Derneği'nin (TEİD) başkan yardımcılığını Siemens A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Ali Rıza Ersoy üstlendi. 2 yıldır hazırlık çalışmaları yürütülen TEİD'in aktif kurucularından olan Ali Rıza Ersoy, geçmişteki kötü deneyimlerden önemli dersler aldıklarını belirtti. Son yıllarda etik ve itibar konusunun Siemens'de en çok önemsenen konu haline geldiğine dikkat çeken Ersoy, “Herkes ve her şirket hata yapabilir. Önemli olan hatalardan ders alıp herkesin önüne geçebilmektir” dedi.”

https://www.yenisafak.com/gundem/rusvetten-agzi-yandi-itibar-dernegi-kurdu-292649

Şirket içerisindeki etik konusunda sorumluluklara baktığımızda çalışanların sorumluluğu en azdır. Sorumluluk yönetim kurulu, genel müdür, yöneticiler ve çalışanlar şeklinde sıralanmaktadır. Şirketin tüm paydaşları açısından değerinin korunmasını sağlayan en önemli yatırım etik ve sürdürülebilir olmaktır. Borsa İstanbul’un Sürdürülebilirlik Rehberi’ndeki Etik Değerler bölümü ile bu konuyu pekiştirerek ilk günden notlarıma son veriyorum:

“Etik değerleri ön planda tutan şirketler hem saygınlık kazanır, hem de toplumsal ve ekonomik faydanın artması ve daha fazla katma değer yaratılması suretiyle sürdürülebilirliğe katkıda bulunurlar. Etik ve ahlaki değerlerin önemi, geçmişte etik değerlere bağlı kalınmaksızın alınan bazı kararlar sebebiyle itibarı yerle bir olan dev şirketler sayesinde daha iyi anlaşılmış bulunmaktadır.”

https://www.borsaistanbul.com/data/kilavuzlar/surdurulebilirlik-rehberi.pdf

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Google adsense

Analytics