Kaliteli bir cuma akşamının ardından sabahın 5’inde uyandım ve cep telefonumun kalan yüzde 10’luk şarjını 6 buçukta bitirdim. Biraz daha uyumaya çalışıp olmayınca kendimi sessiz klavyemle bu satırları yazarken buldum. İçimden bir ses “bunları kim niye okusun ki?” dese de ben zaten bu yola çıktığımda kimse okusun diye değil, ileride ben okuyup “böyle de günlerim oldu” diyebilmek için yola çıkmıştım.
Neyse, dönelim iç dünyamıza. Bu günkü yazımızın konusu: hedef. Bu hafta kariyerle ilgili girdiğim bir toplantıda yaklaşan performans değerlendirme dönemi öncesinde yöneticimizle toplantı ayarlamamızı, bu toplantıya hazır gelmemizi ve toplantıyı genel olarak yöneticinin değil yöneticiye raporlayan kişinin yönetmesini tavsiye ettiler. Konuyla ilgili birçok materyal de paylaştılar, maili gözden geçirip bu hafta sonu kendimi vererek okurum diye okunmamış olarak işaretledim. Ancak asıl mesajın, yapılması gereken gerçek çalışmanın hedef belirlemek olduğunu biliyorum.
Bu yıl yeni hedef koyma konusunda zorlandığımı hissediyorum. Şartlar beni - doğru olmadığını bilsem de – grade'e bağlı hedef koymaya itiyor ancak bunun elle tutulur bir yanı da yok. Yapmam gereken çok net, mevcut sorumluluklarımı daha da genişletip etki alanımı arttırarak bir sonraki adıma yürümek. İşte burada bir sonraki adım net olarak belirlenmediği için de o adımı biraz da benim yöneticilerime anlatmam gerekiyor. Özdeğerlendirme yaptığımda şu ana kadar ifade edip istediğim şey olan yurtdışında kariyer yapma konusunu bir şekilde park edip, sorumluluklarıma, etki alanıma +1’ler katmam gerekiyor. Tabi bir de değiştirdiğim, sadeleştirdiğim, faydasını arttırdığım şeyleri çoğaltmam, bunu bir iş yapış şekli haline getirmeliyim. Bu benim iyi olduğum bir alan ve bunların sayısını arttırmak ve yaptıkça da etkili bir şekilde paylaşmaya devam etmem lazım. Bu konuda tek çekincem çevremle, dış dünyayla iletişim. Özetlemem gerekirse, ne kadar çok farklı uygulamaları gözlemlersem, başkalarıyla ne kadar çok iletişim içerisinde olursam o kadar çok ekmek çıkarırım diye düşünüyorum.
Yine de yöneticimle gireceğim toplantıda somut olarak şunların hayalini kuruyorum, bana alan tanırsanız şunları yapacağım diye kurabileceğim güçlü cümleler bugün itibariyle aklıma gelmiyor. Bunları yazarken biraz utandığım, çekindiğim, hakkımda böyle de kanıtlar bırakılır mı dediğim doğru. Geçen bir podcast dinlerken de (Bumuyani podcast) kişilerin günlük tutarken bile kendilerine dürüst olamadıklarından bahsediyordu. Neyseki bu durumda değilim ama bu derece dürüst paylaşımları merak edip okuyacak olanlara sunmam doğru mu göreceğiz. Her neyse, biz hedeflere odaklanalım. Mesela neler yapabilirim, bu görüşmede neler isteyebilirim bir not defterine yazarmış gibi dökeyim:
- Job shadowing - aklımda önceki tecrübelerimle uyumlu ancak şu anki sorumluluklarımdan farklı ve mevcutta sahibi olan bir rol var, bu pozisyon için successor/back-up olmayı düşündüğümü samimi bir şekilde paylaşıp yöneticimin düşüncesini, destekleyip desteklemeyeceğini sorabilirim.
- Change Management – önümüzdeki yıl için değişimi hak ettiğini düşündüğüm süreçlerden bahsedip bunların riskini ve getirisini anlatıp bu konularda harcayacağım emeği ve mesaiyi yöneticimin destekleyip desteklemeyeceği konusunda görüşünü alabilirim.
- Learning Plan – Bu yıl sadece şirket içindeki kaynaklardan faydalanarak eğitimler aldım ve şirkete minimum ek maliyet yarattım. Önümüzdeki yıl için alternatif eğitim planları sunup nedenleri ile birlikte bana katkısını anlatarak kariyerimde ilerlemek için hangi eğitimi almam gerektiği konusunda mutabık kalabilirim. Burada eğitimi tamamlamaktan ziyade o eğitimi işimde nasıl bir ürüne çevirebileceğim, işte bu da eğitim seçme konusunda beni çok zorluyor.
Açıkçası bu satırları yazarken aralarda baya bir doküman inceleyip nerelerden ilham alabilirim diye düşündüm ancak cumartesi sabahının erken saatlerinde maalesef bu kadar çıktı. Yine de hem iyi bir ön çalışma hem de bir özdeğerlendirme oldu. Artık biraz da hafta sonunu yaşayalım...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder