Bu yaz fena sıcak yaptı. Klişeleşen sıcak muhabbetini burada sürdürecek değilim ancak dün gece (6 Ağustos 2022 Cumartesi) Beşiktaş’ın son dakikalarda gelen galibiyetinden sonra keyifle twitter’da takıldıktan sonra 1 gibi uyudum. Birkaç günlüğüne ailece annemin İzmir Hatay’daki evinde konuk olduğumuz için, çocukken karanlık oda dediğimiz, pek hava almayan odada yatmak durumunda kaldım. Malum sıcaklar fena seyrettiği için kaliteli uyuyamadım ve sabah 6’da uyandım. Kaldığım yerden yani twitter’dan devam edip, biraz alışveriş sitelerini gezdikten sonra madem bugün günlerden Pazar deyip, şampiyon kahvaltısının malzemelerini almaya, yani boyoz, gevrek ve açma almak için Hatay caddesine indim. Aslında evin yakınında da fırın vardı ama maksat biraz da hamur işlerine yer açmak olunca yolu uzatıp yürümeyi tercih ettim.
Hatay caddesine inerken ilk dikkatimi çeken şey
altında mayosu ve parmak arası terliği, sırtında çantası olan gençler oldu.
Metro istasyonuna veya otobüs durağına giden gençler belli ki Pazar sabahının 8’inde
yazlık bir yerlere gidip denize girecekti. Bu tablo bana rahmetli babamla çocukluk
yıllarıma götürdü. İlkokul çağlarındayken, biz de yazın Pazar sabahları
erkenden çantalarımızı arabaya indirir, bir askeri kampa giderdik. O kamplarda
geçen vakit belki hayatımın en keyifli, en eğlenceli dönemi değildi belki ama bugün
geriye dönüp baktığımda şezlongda saatlerce güneşlenmem, öğlen hamburger almak
için sırada beklemem, denizden deniz kabuğu veya şekilli taşlar toparlayıp
onları eve getirmem hep hoş hatıralar olarak hafızama kazınmış. Çok şükür ki
ben de oğlumun böyle hatıralar biriktirebilmesine vesile oluyorum.
İşte onlardan biri de dündü. Biz de o çocukken
gittiğimiz askeri tesislerden birini ailece gittik. Bize Urla’ya gitmez zaten
başlı başına iyi gelen bir şey ama bu kez yoluna sonuna kadar gidip Çeşmealtı’ndaki
askeriye gittik. İçerideyken, belki de babamın vefatının sene devri yaklaştığı
için (10 Ağustos) hep geçmişle kıyasladım içeriyi. Hele ki öğlen hızlı yemek
(evet, fast food’u askeriyede bu şekilde çevirmişler) kuyruğunda Okan ile
beklerken “ne yemek istersin?” diye sorduğumda “hamburger” demesi, “istersen
köfte, pizza, pide vs. de yiyebilirsin” dememe “yine de hamburger ya” diye
cevap vermesi bir ara beni yaklaşık bir 30 yıl önceye ışınladı. Babasının oğlu
deyip konuyu daha da dramatize etmeyeyim.
Zaman hızla akıyor derken ciddiydim |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder