içerik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
içerik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Eylül 2019 Cuma

Düşünce ve Üretkenlik Merkezi: Havaalanı

Size de öyle oluyor mu bilmiyorum ama havaalanlarında yalnızken geçirdiğim vakit, benim kendimle baş başa kalmam ve fokuslanma için çok iyi bir fırsat oluyor. Ne zaman havaalanında tek başıma kalsam plan program yapıp en azından yakın vadede yapmak istediğim şeyleri sıralıyorum. Bu kez yine öyle oldu, youtube kanalıma (https://www.youtube.com/channel/UC-QG98AFU_zaguhi9Hjbvtw/) hangi videoyu yayınlarım, blogda ne konuda içerik üretirim gibi pek çok şey geldi aklıma. Ee bir de yazmak için iyi bir fırsat oldu ki bu satırlar yazıya dönüştü.

Bu aralar “Nasıl BağımsızDenetçi Oldum?” adlı içerik (http://volkanyorulmaz.blogspot.com/2018/12/nasl-bagmsz-denetci-oldum.html) özellikle medium.com vasıtasıyla (https://medium.com/@VolkanYorulmaz) pek çok okunur oldu. Bu konuda maille ve instagramdan DM ile sık sık sorular alıyorum. En iyisi bir video ile kendi bağımsız denetçi olma serüvenimi ve bu süreçte tecrübe ettiklerimi paylaşmam. Blogumda en çok okunan içeriklerin başında gelen “Nasıl SMMM Oldum?” için de (http://volkanyorulmaz.blogspot.com/2010/06/nasl-smmm-oldum.html) yine fırsat yaratıp bir video çekersem hem benim için nostaljik olur, hem de mesleğin gönüllülerine faydam dokunur. Bir de işle ilgili yapmam gereken şeyler var. Onlar da aklımın bir köşesine kaydoldu bir yandan bu yazıyı yazıp diğer yandan telefonumu şarj ederken. Özetle havaalanındaki bu bekleyiş sadece telefonumun bataryasını değil beni de şarj etmiş oldu.

Daha üretken, düşüncelerin meyvelere dönüştüğü günlere…



30 Nisan 2019 Salı

Hakkı Alkan'a Mektup

Hakkı Hocam,

Çok eski takipçilerinden olduğunu söyleyemem, Eylül 2018’den beri seni takip ediyorum. Radarıma girdiğin dönem SDN'deki Samsung S8 incelemesini okuyup izlememe denk geliyor. O tarihten beri de sıkı bir şekilde takip ediyorum. Bu hafta ilk podcast’inizi yayımladığınızı ve bununla ilgili geri bildirim almaya açık olduğunu belirtince yazmak istedim.

Öncelikle muhabbetinizi şahsen çok samimi buluyorum. Bunu youtube’da ailenizle çekip paylaştığınız videolarda da hissettiriyorsunuz, aynı hissi podcast’te verdi.

Genelde iş yerinde Excel’e gömülmüş çalışırken arka planda beni yormayacak Ted/TedX videoları takip etmeyi seven biri olarak sunacağınız podcast’ler benim için dinleme listesine girecek alternatif olarak öne çıkacak. Şunu belirtmeliyim ki, youtube videolarınız ilgimi çekip görüntüyü inceleme ihtiyacını fazlasıyla doğurduğu için ofiste özellikle onları açmamaya, aksine ekrana konsantre olacağım iş-ev yolculuğunda izlemeye yöneliyordum. Podcast ise daha sakin bir ses tonuyla hazırlandığı için ofiste çalışırken arka fonda çok iyi gitti.

İçerik olarak, yukarıda da bahsettiğim gibi, seni sıkı takip ettiğim için olsa gerek, bahsettiklerinizin büyük çoğunluğunu twitter’daki paylaşımlarınızdan podcast öncesi duymuştum. Bu sebeple içerik çok sıradışı gelmedi, yazının sohbete dönmüş hali gibiydi. Ancak bu içeriğin twitter’dan seni yakından takip etmeyenlere de sunulduğunu düşünürsek, sana da hak veriyorum. Bir de sürekli farklı içerik üretmenin belirli zaman zarfında limitleri olacağı da malum.

Ben açılış müziğini çok içselleştiremedim, daha sıcak bir ses efekti kullanılabilirdi sanki biraz fazla resmi olmuş. Bunun dışında sesinin netliği ve anlaşılırlığı ile ilgili bir sorun yaşamadım.

Twitter’da gördüğüm kadarıyla farklı mecralara da podcast’i yüklemen için öneriler sunulmuş. Soundcloud’da hesabın olduğunu gördüm, bence podcast’in orada da bulunsun, Robin Sharma’yı genelde oradan dinlediğim için arayüzünü kullanıcı dostu bulduğum bu araçta da sana kolayca ulaşabilmek güzel olur.

Son olarak, yaptığın işe, sunduğun içeriğe, o içeriği oluştururken ortaya koyduğun emeğe son derece saygı duyuyorum. Umarım bu azmin, isteğin ve merakın hiç bitmez. Biz de sayende son teknolojik gelişmeleri hep senin samimi anlatımınla öğreniriz.

Selamlar,

Volkan 

PS. Hem yaşımızın yakın olması, hem de yukarıda bahsettiğim samimiyetinden ötürü “siz” yerine “sen”i tercih ettim. Anlayışın için teşekkürler.
Podcast'i dinlemek için:
https://open.spotify.com/show/6y3oz9l90blGlTaDrOHyOf


2 Şubat 2018 Cuma

Philip Morris Yaşam'da Editörlük Tecrübem

"Söz uçar yazı kalır" deriz ya, ben de Philip Morris'te kendimce geleceğe kalacak bir içerik hazırlayıp şirketimiz çalışanlarına özel yayımlanan dergimizde editör köşesinde yayımlanmasını sağladım. Bir dönüşüm sürecinde olan şirketimizin gelecekte ulaşacağı noktaya giderken bugün değişim sürecini başlatmış olması beni oldukça heyecanlandırıyor. Sade bir çalışan olarak hissettiklerimi yazıya döktükten sonra bunun tüm Philip Morris çalışanları ile paylaşılmış olması bana gurur verdi. Bu yazıyı hazırladığım Cumartesi sabahı Starbucks'ta yazarken yaşadığım keyif ve heyecanın sonucunda böyle bir çıktısının olması memnuniyet verici. Değer verdiğim iş arkadaşlarımdan da bu konuda güzel geri bildirim almakta kendimi iyi hissettirdi.

Bu hatırayı saklayıp, üzerinden zaman geçtikten sonra ileride değerlendirmek benim için çok değerli olacak.




Merhaba dönüşüm yolcuları,

Öncelikle bu köşede yazma fırsatı bulduğum için hem çok mutlu hem de bu fırsatı sunan Kurumsal İlişkiler departmanımıza ve köşesini benimle paylaşan Eren Çelebi’ye müteşekkir olduğumu belirtmek isterim. Konuk editör olmak için Eren ile iletişime geçtiğimde aklımda sizlerle Philip Morris Türkiye olarak son dönemde sektörde elde ettiğimiz başarılardan bahsetmek vardı. Uzun uzadıya yıllar itibarıyla kurumlar vergisi rekortmenleri listesindeki yerimize, ihracattaki konumumuza, en iyi işveren ödülünü alışımıza atıfta bulunup başarı hikayelerimizle ve kazanılan ödüllerle gurur duymamıza aracı olmayı düşünmüştüm.

Ardından aklımdakileri yazıya dökmeye hazırlandığım dönemde PMI Yönetim Ekibinin Dubai’deki toplantısı gerçekleşti. Başta CEO’muz André’nin ilham verici video içerikleri olmak üzere yönetim ekibinin işaret ettiği konuları JAM sayfasında inceleyince, geçmiş başarı öykülerinden ziyade önümüzdeki dönemde imza atacağımız muhteşem başarılara yoğunlaşmaya karar verdim. Malum, şimdiye kadar yaptıklarımız bizi buraya getirdi ama buradan ileriye ancak farklı şeyler yaparak gidebiliriz; işte tam da bu yüzden değişmek ve dönüşmek gerekir.

Bir çalışan olarak transformasyon, yani dönüşüm ya da Enrique’nin Temmuz ayındaki iç iletişim toplantısında kullandığı deyimle trust-formation beni heyecanlandırıyor ve bu yolculuğun sonunda şirketimizin ve bizlerin “kazanan” olarak çıkacağımıza gönülden inanıyorum. 2016 yılı verilerine göre, 180 ülkede faaliyet gösteren, 800 milyar adet sigarayı 150 milyon yetişkin sigara tüketicisine ulaştıran dev bir organizasyonuz ve artık hepimiz aynı yöne doğru bir yolculuğa başladık. Bu yolculukta bazılarımız biraz önde, bazılarımız biraz daha geride ama aynı amaçla dumansız dünyaya yolculuğumuzu sürdürüyoruz. 2008 yılından itibaren 3 milyar doları aşan yatırım yaptığımız ve önümüzdeki dönemde 1.7 milyar dolar daha yatırım planladığımız riski azaltılmış ürünler halihazırda 25’ten fazla ülkede satışta. PMI’ın 2017 3.çeyrek raporunda paylaşılan araştırmalar, 3.7 milyondan fazla insanın sigaradan iQOS’a geçiş yaptığını ve her gün 8 bin kişinin daha bu geçişi gerçekleştirdiğini gösteriyor. Özetle transformasyon bizimle birlikte tüm dünyada yaşanıyor.

Bu dönüşüme kayıtsız kalmak tabi ki de mümkün değil. Dünyanın en saygın yatırım bankacılarından “Goldman Sachs” geçtiğimiz Eylül ayında yayımladığı raporunda Philip Morris’i global tütün endüstrisinin “ezber bozan”ı olarak tanımladı. Bu tanımı yaparken iQOS platformunun arkasındaki bilimsel araştırmalardan ticari stratejisine kadar sahip olduğu kalite unsurunu referans gösterdi ve yatırımcılarına Philip Morris hisselerini önerdi.

PMI’ın Birleşmiş Milletler Sürdürülebilirlik Raporu’nda 2025 yılında satışlarımızın en azından %30’unun dumansız ürünlerden oluşmasının hedeflendiği belirtilmiş. Bu hedefe ulaşmak için şimdiye kadar yaptıklarımızdan farklı şeyler yapmamız gerekiyor. Marshall Goldsmith’in dediği gibi “Seni buraya getiren şeyler, oraya götürmeyecek”. Hedefimize ulaşmak için bir kültürel değişim gerektiriyor. PMI Yönetim ekibinin toplantısında da altının çizildiği gibi, şirketler endüstrileri değiştirmez, insanlar değiştirir. Şirketimizin en büyük varlığının insanlar yani bizler olduğunu aklımızdan çıkarmayıp potansiyelimize ulaşmak için kültürel değişimi gerçekleştirmeliyiz. Bundan böyle müşteri odaklı yaklaşımımızla beraber süreçlerimizi yalınlaştırıp en etkin yöntemlerle çalışmayı kendimize ilke edinmeliyiz.  Disruptive innovator”ı dilimize yıkıcı yenilikçiler olarak tercüme edersek, her birimiz basit yöntemler bularak daha önce yürünmemiş yollardan başarıya gidecek, iyi tanıdığımız tüketicilerin ihtiyaçlarına cevap verecek, sorunlara öncekilerden daha iyi çözümler bulacak, değişen dünyaya ayak uydurup başarıyı yakalarken öncekilerden farklı yöntemler kullanacak macera dolu bir yolculuğun yıkıcı yenilikçileriyiz. İyi yolculuklar… 

Volkan YORULMAZ

Kıdemli Vergi Analisti

Not: Yukarıda paylaşılan finansal verilerin hepsi kamuya açık olan PMI’ın Birleşmiş Milletler Sürdürülebilirlik Raporu’ndan ve 2017 3. Çeyrek Finansal Raporundan alınmıştır.


Google adsense

Analytics