Size de öyle
oluyor mu bilmiyorum ama havaalanlarında yalnızken geçirdiğim vakit, benim
kendimle baş başa kalmam ve fokuslanma için çok iyi bir fırsat oluyor. Ne zaman
havaalanında tek başıma kalsam plan program yapıp en azından yakın vadede
yapmak istediğim şeyleri sıralıyorum. Bu kez yine öyle oldu, youtube kanalıma (https://www.youtube.com/channel/UC-QG98AFU_zaguhi9Hjbvtw/) hangi videoyu yayınlarım, blogda ne
konuda içerik üretirim gibi pek çok şey geldi aklıma. Ee bir de yazmak için iyi
bir fırsat oldu ki bu satırlar yazıya dönüştü.
Bu aralar “Nasıl BağımsızDenetçi Oldum?” adlı içerik (http://volkanyorulmaz.blogspot.com/2018/12/nasl-bagmsz-denetci-oldum.html)
özellikle medium.com vasıtasıyla (https://medium.com/@VolkanYorulmaz)
pek çok okunur oldu. Bu konuda maille ve instagramdan DM ile sık sık sorular
alıyorum. En iyisi bir video ile kendi bağımsız denetçi olma serüvenimi ve bu
süreçte tecrübe ettiklerimi paylaşmam. Blogumda en çok okunan içeriklerin
başında gelen “Nasıl SMMM Oldum?” için de (http://volkanyorulmaz.blogspot.com/2010/06/nasl-smmm-oldum.html)
yine fırsat yaratıp bir video çekersem hem benim için nostaljik olur, hem de
mesleğin gönüllülerine faydam dokunur. Bir de işle ilgili yapmam gereken şeyler
var. Onlar da aklımın bir köşesine kaydoldu bir yandan bu yazıyı yazıp diğer yandan
telefonumu şarj ederken. Özetle havaalanındaki bu bekleyiş sadece telefonumun
bataryasını değil beni de şarj etmiş oldu.
Daha üretken,
düşüncelerin meyvelere dönüştüğü günlere…
Hayat bisiklete binmek gibidir; pedalı çevirmeye devam ettiğiniz sürece düşmezsiniz.
içerik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
içerik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
6 Eylül 2019 Cuma
30 Nisan 2019 Salı
Hakkı Alkan'a Mektup
Hakkı
Hocam,
Çok
eski takipçilerinden olduğunu
söyleyemem,
Eylül
2018’den beri seni takip ediyorum. Radarıma girdiğin dönem SDN'deki Samsung S8
incelemesini okuyup izlememe denk geliyor. O tarihten beri de sıkı bir şekilde takip ediyorum. Bu
hafta ilk podcast’inizi yayımladığınızı ve bununla ilgili geri bildirim almaya açık olduğunu belirtince yazmak
istedim.
Öncelikle
muhabbetinizi şahsen
çok
samimi buluyorum. Bunu youtube’da ailenizle çekip paylaştığınız videolarda da
hissettiriyorsunuz, aynı hissi podcast’te verdi.
Genelde
iş
yerinde Excel’e gömülmüş
çalışırken arka planda beni
yormayacak Ted/TedX videoları takip etmeyi seven biri olarak sunacağınız podcast’ler benim için
dinleme listesine girecek alternatif olarak öne çıkacak. Şunu belirtmeliyim ki, youtube
videolarınız ilgimi çekip görüntüyü inceleme ihtiyacını fazlasıyla doğurduğu için ofiste özellikle onları açmamaya, aksine ekrana
konsantre olacağım iş-ev
yolculuğunda
izlemeye yöneliyordum. Podcast ise daha sakin bir ses tonuyla hazırlandığı için ofiste çalışırken arka fonda çok iyi gitti.
İçerik olarak, yukarıda da bahsettiğim gibi, seni sıkı takip ettiğim için olsa gerek,
bahsettiklerinizin büyük çoğunluğunu twitter’daki paylaşımlarınızdan podcast öncesi duymuştum. Bu sebeple içerik çok sıradışı gelmedi, yazının sohbete dönmüş hali gibiydi. Ancak bu içeriğin twitter’dan seni yakından
takip etmeyenlere de sunulduğunu
düşünürsek, sana da hak veriyorum. Bir de sürekli farklı içerik üretmenin
belirli zaman zarfında limitleri olacağı da malum.
Ben
açılış müziğini çok içselleştiremedim, daha sıcak bir ses efekti kullanılabilirdi sanki biraz fazla
resmi olmuş.
Bunun dışında sesinin netliği ve anlaşılırlığı ile ilgili bir sorun yaşamadım.
Twitter’da
gördüğüm kadarıyla farklı mecralara da podcast’i yüklemen için öneriler sunulmuş. Soundcloud’da hesabın olduğunu gördüm, bence podcast’in orada da
bulunsun, Robin Sharma’yı genelde oradan dinlediğim için arayüzünü kullanıcı dostu bulduğum bu araçta da sana kolayca ulaşabilmek güzel olur.
Son
olarak, yaptığın işe,
sunduğun içeriğe, o içeriği oluştururken ortaya koyduğun emeğe son derece saygı duyuyorum. Umarım bu azmin, isteğin ve merakın hiç bitmez. Biz de sayende son
teknolojik gelişmeleri
hep senin samimi anlatımınla öğreniriz.
Selamlar,
Volkan
PS.
Hem yaşımızın yakın olması, hem de yukarıda bahsettiğim samimiyetinden ötürü “siz” yerine “sen”i tercih
ettim. Anlayışın için teşekkürler.
Podcast'i dinlemek için:
https://open.spotify.com/show/6y3oz9l90blGlTaDrOHyOf
Etiketler: seçim , tercih
Aile,
content,
Hakkı Alkan,
içerik,
podcast,
samimiyet,
SDN,
shiftdeletenet,
sosyal medya,
spotify,
teknoloji,
twitter,
youtube
2 Şubat 2018 Cuma
Philip Morris Yaşam'da Editörlük Tecrübem
"Söz uçar yazı kalır" deriz ya, ben de Philip Morris'te kendimce geleceğe kalacak bir içerik hazırlayıp şirketimiz çalışanlarına özel yayımlanan dergimizde editör köşesinde yayımlanmasını sağladım. Bir dönüşüm sürecinde olan şirketimizin gelecekte ulaşacağı noktaya giderken bugün değişim sürecini başlatmış olması beni oldukça heyecanlandırıyor. Sade bir çalışan olarak hissettiklerimi yazıya döktükten sonra bunun tüm Philip Morris çalışanları ile paylaşılmış olması bana gurur verdi. Bu yazıyı hazırladığım Cumartesi sabahı Starbucks'ta yazarken yaşadığım keyif ve heyecanın sonucunda böyle bir çıktısının olması memnuniyet verici. Değer verdiğim iş arkadaşlarımdan da bu konuda güzel geri bildirim almakta kendimi iyi hissettirdi.
Bu hatırayı saklayıp, üzerinden zaman geçtikten sonra ileride değerlendirmek benim için çok değerli olacak.
Bu hatırayı saklayıp, üzerinden zaman geçtikten sonra ileride değerlendirmek benim için çok değerli olacak.
Merhaba dönüşüm yolcuları,
Öncelikle bu köşede yazma fırsatı bulduğum için hem
çok mutlu hem de bu fırsatı sunan Kurumsal İlişkiler departmanımıza ve köşesini
benimle paylaşan Eren Çelebi’ye müteşekkir olduğumu belirtmek isterim. Konuk
editör olmak için Eren ile iletişime geçtiğimde aklımda sizlerle Philip Morris
Türkiye olarak son dönemde sektörde elde ettiğimiz başarılardan bahsetmek
vardı. Uzun uzadıya yıllar itibarıyla kurumlar vergisi rekortmenleri
listesindeki yerimize, ihracattaki konumumuza, en iyi işveren ödülünü alışımıza
atıfta bulunup başarı hikayelerimizle ve kazanılan ödüllerle gurur duymamıza
aracı olmayı düşünmüştüm.
Ardından aklımdakileri yazıya dökmeye hazırlandığım
dönemde PMI Yönetim Ekibinin Dubai’deki toplantısı gerçekleşti. Başta CEO’muz
André’nin ilham verici video içerikleri olmak üzere yönetim ekibinin işaret
ettiği konuları JAM sayfasında inceleyince, geçmiş başarı öykülerinden ziyade
önümüzdeki dönemde imza atacağımız muhteşem başarılara yoğunlaşmaya karar
verdim. Malum, şimdiye kadar yaptıklarımız bizi buraya getirdi ama buradan
ileriye ancak farklı şeyler yaparak gidebiliriz; işte tam da bu yüzden değişmek
ve dönüşmek gerekir.
Bir çalışan olarak transformasyon, yani dönüşüm ya da
Enrique’nin Temmuz ayındaki iç iletişim toplantısında kullandığı deyimle
trust-formation beni heyecanlandırıyor ve bu yolculuğun sonunda şirketimizin ve
bizlerin “kazanan” olarak çıkacağımıza gönülden inanıyorum. 2016 yılı
verilerine göre, 180 ülkede faaliyet gösteren, 800 milyar adet sigarayı 150
milyon yetişkin sigara tüketicisine ulaştıran dev bir organizasyonuz ve artık hepimiz
aynı yöne doğru bir yolculuğa başladık. Bu yolculukta bazılarımız biraz önde,
bazılarımız biraz daha geride ama aynı amaçla dumansız dünyaya yolculuğumuzu
sürdürüyoruz. 2008 yılından itibaren 3 milyar doları aşan yatırım yaptığımız ve
önümüzdeki dönemde 1.7 milyar dolar daha yatırım planladığımız riski azaltılmış
ürünler halihazırda 25’ten fazla ülkede satışta. PMI’ın 2017 3.çeyrek raporunda
paylaşılan araştırmalar, 3.7 milyondan fazla insanın sigaradan iQOS’a geçiş
yaptığını ve her gün 8 bin kişinin daha bu geçişi gerçekleştirdiğini
gösteriyor. Özetle transformasyon bizimle birlikte tüm dünyada yaşanıyor.
Bu dönüşüme kayıtsız kalmak tabi ki de mümkün değil.
Dünyanın en saygın yatırım bankacılarından “Goldman Sachs” geçtiğimiz Eylül
ayında yayımladığı raporunda Philip Morris’i global tütün endüstrisinin “ezber
bozan”ı olarak tanımladı. Bu tanımı yaparken iQOS platformunun arkasındaki
bilimsel araştırmalardan ticari stratejisine kadar sahip olduğu kalite unsurunu
referans gösterdi ve yatırımcılarına Philip Morris hisselerini önerdi.
PMI’ın Birleşmiş Milletler Sürdürülebilirlik
Raporu’nda 2025 yılında satışlarımızın en azından %30’unun dumansız ürünlerden
oluşmasının hedeflendiği belirtilmiş. Bu hedefe ulaşmak için şimdiye kadar
yaptıklarımızdan farklı şeyler yapmamız gerekiyor. Marshall Goldsmith’in dediği
gibi “Seni buraya getiren şeyler, oraya götürmeyecek”. Hedefimize ulaşmak için
bir kültürel değişim gerektiriyor. PMI Yönetim ekibinin toplantısında da
altının çizildiği gibi, şirketler endüstrileri değiştirmez, insanlar
değiştirir. Şirketimizin en büyük varlığının insanlar yani bizler olduğunu
aklımızdan çıkarmayıp potansiyelimize ulaşmak için kültürel değişimi
gerçekleştirmeliyiz. Bundan böyle müşteri odaklı yaklaşımımızla beraber
süreçlerimizi yalınlaştırıp en etkin yöntemlerle çalışmayı kendimize ilke
edinmeliyiz. “Disruptive innovator”ı dilimize yıkıcı yenilikçiler olarak tercüme
edersek, her birimiz basit yöntemler bularak daha önce yürünmemiş yollardan
başarıya gidecek, iyi tanıdığımız tüketicilerin ihtiyaçlarına cevap verecek,
sorunlara öncekilerden daha iyi çözümler bulacak, değişen dünyaya ayak uydurup
başarıyı yakalarken öncekilerden farklı yöntemler kullanacak macera dolu bir
yolculuğun yıkıcı yenilikçileriyiz. İyi yolculuklar…
Volkan YORULMAZ
Kıdemli Vergi Analisti
Not: Yukarıda paylaşılan finansal verilerin hepsi
kamuya açık olan PMI’ın Birleşmiş Milletler Sürdürülebilirlik Raporu’ndan ve
2017 3. Çeyrek Finansal Raporundan alınmıştır.
Etiketler: seçim , tercih
değişim,
dönüşüm,
editör,
içerik,
Philip Morris,
philsa,
PM Yaşam,
PMI,
sabancı,
volkan yorulmaz
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)