torbalı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
torbalı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Aralık 2024 Salı

Yeniden Torbalı - Fabrika Gezisi ve Şeffaf Forum


Yarın sabah, yıllar sonra Torbalı’ya gideceğim için erken kalkacağım. Okan’ın yatağa gitmesinin hemen ardından ben de yatağa girdim. Bugün sanki bir tık daha rahat mı geçti yoksa yarın İzmir’den çalışacak olmanın verdiği rahatlıktan mı bilemedim ama yatağa kucağımda laptop ile girip bir şeyler yazmak istedim.

Öncelikle, en son ne zaman Torbalı’ya gittim diye düşünürken bunu buldum: https://volkanyorulmaz.blogspot.com/2020/08/kendine-iyi-bak-torbal.html İyi ki yazıp kayıtlara almışım, demek ki 2020 yılının Temmuz ayından beri Torbalı’ya uğramamışım. Öncesinde ise bir 10 yıl kesintisiz Torbalı’da geçen bir dönemim var. Kariyerimin başlarında, yaklaşık 3 yıllık tecrübem varken Alsancak’taki (yoksa Çankaya mı demeliyim) PwC ofisinden ayrılıp  2010 yılı yazında General Motors (GM) için Torbalı’ya bir geçiş yaptım. Ardından 2013 yazında bu kez yolun karşısındaki, hayallerimi süsleyen Philip Morris’e zıpladım. Bugün itibarıyla hala SGK kayıtlarına göre en çok çalıştığım ilçe Torbalı’dır. 

Her iki maceramda da çok güzel günlerim oldu. Kötü günlerimi hafızamda tutmamayı, üzerine yazmayı sevdiğim için ben iyileri, güzelleri yanımda taşımayı tercih ediyorum. GM’de çalışırken “What a Wonderful Place to Work” diye bir blog içeriği yazmıştım daha ilk günlerimde: https://volkanyorulmaz.blogspot.com/2010/08/what-wonderful-place-to-work.html O derece hoşuma gidiyordu her şey. Sonra Philip Morris’te de anmaktan keyif aldığım, inanılmaz yorulmamıza rağmen çok keyif alarak çalıştığım, öğrendiğim ve ekip olmanın güzelliklerini yaşadığım günler oldu. 

Sonra bir sürece girdim, pandemi hayatımıza girdi, “normalleşme”, uzaktan çalışma derken bir yol ayrımında buldum kendimi ve sadece Torbalı’dan değil, çok sevdiğim İzmir’imden de ayrıldım. Özlüyorum ama kendime bunu çok dillendirmiyorum, sanki güçsüz kalırım gibi geliyor. Hem İstanbul’da güzel şehir, öyle değil mi? İyi de geldi bana, hayalini kurduğum şeylere de ulaştım. Allah büyük, belki dahası da gelir, kim bilir. Hem İzmir orada duruyor, bir şey olursa nasıl üniversiteleri bitirdikten sonra geri döndüysem yine dönerim, değil mi?

Bu kez İzmir’e, daha spesifik olmam gerekirse, dört yıl sonra Torbalı’ya “Şeffaf Forum” toplantısı için gidiyorum. Şeffaf Forumu, şirketteki çalışan temsilcilerinin yönetim ekibi ile bir araya gelip çalışanların sorunlarını ve önerilerini yönetimle paylaştıkları, yönetimden de bu konularla ilgili geri bildirim aldıkları karşılıklı bir paylaşım toplantısı olarak ifade edebilirim. Fabrikaya gittiğimde bakalım fabrikada neler değişmiş olacak. Fabrika demişken, finans, denetim gibi alanlarda kariyerine başlamış biri olarak, fabrikası olan bir iş yerinde çalışmak, üretimi görmek, üretim tecrübesi elde etmek, benim kariyerime başladığımda önemliydi ya da ben ekstra bir anlam yükleyip önem vermiştim. Şimdilerde robotik, yapay zeka, sürdürülebilirlik ne kadar seksi kelimelerse, 2000’lerin başında bir finansçı için üretim tecrübesi de o mertebedeydi. Neyse, şimdilik burada bir ara vereyim, yarın izlenimlerime aşağıda devam edeyim.


24 Aralık gecesi, uçaktan inip eve gelir gelmez Torbalı izlenimlerimi aktarmaya devam ediyorum. Sabah İzmir’e vardığımda yağmurlu olduğu için İzmir o güzel yüzünü göstermemiş olsa da yukarıdan semtimiz Karşıyaka yine çok güzel gözüküyordu. Neyse bu konuya daha fazla girmeyeyim, zaten yukarıda duygularımı paylaşmıştım.

Gelelim fabrikaya, her şey yine heyecanlandırıcı seviyede güzel. İçerideyken bazı şeyler hemen standarda bağlanıyor belki ama dışarıdan bir göz olarak bakınca nerede böyle bir yemekhane ya da bu yemek çeşitleri deyip susarım. Bu gidişimizde fabrika turu da yaptık ama üretime dair konulara ve görsellere girip risk almak istemiyorum. Zaten bilinmesi gereken kadarı PMI’ın yıllık raporunda Türkiye diye aratınca çıkıyor.


Gün içerisinde ilk kez üyesi olarak katıldığım Şeffaf Forum toplantımız ise oldukça verimli geçti. Uzun zamandır kendimi vererek pür dikkat ve uzun uzun not almamıştım. Toplantı notlarını çalışma arkadaşlarımla paylaşacağım için bu kez büyük bir özenle not aldım. Şirket yönetiminin her zamanki gibi bizim yanımızda olduğunu, varsa sorunları tespit etmek için elinden geleni yaptığını görmek çok güzel. En iyi işveren ödüllerini de alsa bir şirket çalışanı için o seviyede değilse anlamı olmuyor. Ne mutlu ki, şirketimiz bu ünvanı hem çalışanından hem de bağımsız kuruluşlardan alıyor.


Torbalı’dan uzakta kaldığım dört yılda kavşak değişmiş, trafiği artmış, fabrikada girişler değişmiş falan ama en önemlisi insanlar, çalışanlar eskisi gibi yine o sıcaklığını korumuş. Eski arkadaşlardan görüp selam verdiğim herkesin bana yaklaşımı, gösterdiği samimiyet bana çok iyi geldi. İzmir’in havasından mı yoksa geçmişin hatırına mı bilemem ama kesin olan bir şey var ki bana iyi geldi bu Torbalı ziyareti. Bir sonraki sefere kadar…



1 Ağustos 2020 Cumartesi

Kendine İyi Bak Torbalı

Madem bir süre Torbalı’ya gitmeyeceğim, bu fotoğraf burada son hatıra olarak kalsın. 10 yıllık Torbalı maceram 2010 yılında PwC’den ayrılıp GM’de çalışmamla başlamıştı. Opel’de çalışırken yolun karşısındaki Philip Morris’e bakıp Mümin’e “bir gün burada çalışacağım…” dediğim günlerin ardından 1 Ağustos 2013’te hayalim gerçek olmuştu. Bu tarihten 7 yıl sonra, bu kez kişisel eşyalarımı toplamak için geçtiğimiz hafta fabrikaya gittim. Alelacele çekilmiş bu fotoğraf dolu dolu geçen yılların ardından bir dönemin kapanışı olsa da aynı amaç uğruna yola devam…

21 Mart 2020 Cumartesi

Yemyeşil Torbalı için El Ele Verdik

Yemyeşil Torbalı için el ele’’ sloganı ile bundan tam 1 ay önce, 22 Şubat 2020 tarihinde düzenlenen ağaçlandırma etkinliğine, gönüllü Philsa Philip Morris/Sabancı çalışanları aileleri ile birlikte katıldı. Ben ve ailem de bu etkinliğe büyük bir heyecanla katıldık. Etkinlik öncesinde ağaç dikmenin faydalarını ailece gözden geçirip özellikle Okan’ın bu konuda bilinç geliştirmesini amaçladık. Etkinlik, Dünya Ormancılık Günü ve Ağaç Bayramı kapsamında, Torbalı Orman İşletmeleri Şefliği’nin koordinasyonunda, Torbalı - Ayrancılar Yoğurtçular Mahallesi’nde yapıldı. Bu çevre etkinliği kapsamında bölgeye 1500 adet kızılçam fidanı dikildi. Ailelerimizle birlikte 85 kişi olarak katıldığımız fidan dikimi aktivitesiyle hem çalıştığımız fabrikamıza ev sahipliği yapan Torbalı’mızın yemyeşil olmasına ufak bir katkıda bulunduk, hem de sürdürülebilir daha iyi bir gelecek için el ele verdik.
Hikayenin tamamı için Youtube kanalıma beklerim:  




8 Ekim 2019 Salı

Mis Gibi Torbalı

Çevre duyarlılığına dikkat çekmek ve farkındalık yaratmak amacıyla gönüllüler ve aileleri 6 Ekim 2019 Pazar günü "Mis Gibi Torbalı" sloganıyla parklarda çöp topladı. Philsa Philip Morris Sabancı çalışanlarından ve ailelerinden oluşan gönüllü bir grup, aileleriyle birlikte 6 Ekim 2019 Pazar günü Torbalı'da bulunan Koruluk ve Gazi Çamlık parklarını temizlediler. Ben ve oğlum Okan da bu etkinlik kapsamında 2010 yılından beri çalışmakta olduğum Torbalı’yı temizlerken, bir yandan da çevre duyarlılığı ve farkındalık yaratma fırsatı elde ettik. Etkinlik sonunda 70 bin metrekare alan temizliğinden plastik ve kağıt atıklarının da dahil olduğu toplam 274 kilo çöp toplandı. Etkinliğe katılan Philsa Philip Morris Sabancı İşletme Direktörü Antonio DeMarco şöyle dedi: 'İzmir'in en büyük ilçesi olan ve fabrikamıza ev sahipliği yapan Torbalı'yı hep beraber temiz tutmak zorundayız. Bu etkinlik ile Torbalı'mızda çevre temizliği yaparak, çöpleri topladık ama daha da önemlisi bu konuda farkındalığı artırarak, ilçemizde bu gibi etkinliklerin çoğalmasını sağlamak istiyoruz.' Organizasyonun hazırlanması ve toplanan atıkların geri dönüşümünün sağlanması konusunda Torbalı Belediyesinin de destek sağladığı bu etkinlikte, Torbalı halkı da biz gönüllülere destek verdi.






31 Mart 2015 Salı

Hakkını Vererek Yaşayın

Yazayım mı, yazmayayım mı, blog da mı yazsam yoksa bu konu hakkında sadece bi tweet mi atsam derken ipad de beyaz bir sayfa açmış buldum kendimi...

Tarih 31 Mart 2015 Salı. Saat 7:13, servisteyim. Mavişehir'den Torbalı yönüne doğru yola çıkacağız. Benim için haftanın ilk iş günü. Yıllık izinleri planlı bir şekilde eritmek için Pazartesi bir günlük izin kullanıp haftasonuyla birlikte üç gün dinlenmiş oldum. Dinlenmek demişken ne kadar hakkını verdim, işte o tartışılır. 

İzni planladığınız zaman, planlanan andan izne çıktığınız ana kadar özlemini duyduğunuz o kadar çok şey yapmak istiyorsunuz ki, ne kadar dolu dolu yaşayıp keyif aldığınız anlar olsa da "ah keşke şunu da yapsaydım" dediğiniz mutlaka oluyor. Üç günlük kısa bir tatil olsa da üç günü fena geçirmedim. Herşeyden önce hep ailemle biraradaydım. Ama bu sabah işe gitmek için çantamı hazırlarken tatil öncesi yapmayı planladığım ama fırsat bulamadığım şeyler aklıma geldi. Ne yalan söyliyeyim, içim şöyle bi burkuldu açıkçası. Yapabilceğim daha bir kaç şey vardı ama zaman da kısıtlıydı, anca yani... Hem beni bilen bilir, öyle uzun uzun uyuyan, saatlerce playstationda vakit öldüren biri de değilimdir.

Efendim yavaştan konumuzu toparlayalım... Hayatta sürekli planlar yapıyoruz. Bazen hedeflerimize tamamiyle erişiyor, bazen de bu yaptığımız planlarla sadece Tanrı'yı güldürüyoruz. Ama ne olursa olsun siz yaşamanın hakkını verin. En çok yapmak istediklerinizi mutlaka ama mutlaka yapın. Deneyin, tecrübe edin. Sonra yapmadığınız için pişman olmayın. Basit bir tatil bile bunu bir insana yaşatabiliyorsa, bir ömrün sonuna geldiğinizde pişmanlıklarınız çok büyük olabilir. İşte sırf bu yüzden hakkını vererek yaşayın...
 

Google adsense

Analytics