çocuk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
çocuk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Nisan 2021 Cuma

FO-DER için yazdım: Çocukların Finansal Eğitimi

Finansal bilincin artırılması için ekosistemin gelişmesine destek olma hedefiyle gönüllü olarak destek verdiğim Finansal Okuryazarlık ve Erişim Derneği (FODER) için kaleme aldığım “Çocukların Finansal Eğitimi” konulu içerik yaklaşan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı öncesinde yayımlandı.

Çocuklarımıza finansal eğitim verirken paranın bir amaç değil araç olduğunu anlatıp bugünden başlayarak gelecekte paralarını nasıl yöneteceklerini bilen, mutlu ve bilinçli bireyler yetiştirmemiz mümkün. Hepimiz bu konuda üzerimize düşeni yaparsak işte o üzerine titrediğimiz çocuklarımız için en iyi olanı yapmış oluruz. 

Çocukların Finansal Eğitimi - FODER (fo-der.org)


Çocuklarımız hayatımızdaki en değerli varlıklarımız. Üzerlerine titrediğimiz, onlar için her şeyin en iyisini hayal ettiğimiz çocuklarımızın geleceği için eğitimin önemi tartışmasız. Ebeveynler olarak çocuklarımıza vereceğimiz eğitim konularından biri de para ve paranın yönetimi olmalıdır. Tasarruf ve yatırım kavramlarını küçük yaşta öğrenen bir çocuk, finansal açıdan başarılı olmak için daha donanımlı olur. Şüphe yok ki, evde ailesinden alacağı temel finansal bilgiler onun ileride elde edeceği finansal başarıların temelini oluşturur.

Çocuk ParaPeki ebeveynler, çocuklarını finansal açıdan nasıl geliştirebilir? Eğitimde oyunlaştırma (gamification) çocukları motive etmek ve bu sayede öğrenme yolculuklarını daha eğlenceli hale getirmek için kullanılabilecek iyi bir yöntemdir. İnsan doğası gereği sosyalleşmek, yarışmak, başarmak ve öğrenmek gibi arzulara sahiptir ve çocuklarımıza finansal konularda eğitim verirken bu arzuları tatmin edecek bir model yaratmamız onların eğlenerek öğrenmesini sağlar.

Peki nasıl bir oyunlaştırma yöntemi ile çocuklarımıza finansal bir eğitim sunabiliriz? Pek çok çocuğun ellerinden düşürmediği tablet/cep telefonu oyunlarını, başından kalkmadığı bilgisayar/konsol oyunlarını hatırlayın. Bu oyunlar genelde uzun soluklu maceralardır ve hedefler içerir. Başarılı her hedefin ardından daha zor hedeflerle oyuncunun oyunun içinde kalması, birçok kez başarısız olup canlarını kaybetmesine rağmen öğrenip, deneyip yeniden başarılı olması, skorlarını takip ederek diğer kullanıcılarla yarışması, hatta diğer kullanıcıları arkadaş olarak ekleyebilmesi gibi unsurları içerir ki bu da yukarıda belirttiğim gibi bireyin sosyalleşme, yarışma, başarma ve öğrenme arzularını tatmin eder. Evde çocuklarımıza finansal hedeflerine ulaşabilmeleri için bu şekilde “oyunlaştırılmış” bir öğrenim mekanizması kurabiliriz. Örneğin çok beğendiği oyuncağı alabilmesi hedefini gösterip, bu hedefe ulaşabilmesi için ihtiyacı olan zamanı ve kaynağı belirledikten sonra bu hedefe ulaşabilmesi için haftalık ya da aylık hedeflerini onunla birlikte paylaşabilirsiniz. Hedefine ulaşması için varsa mevcut birikimlerine ek olarak tasarruf yapması, barak biriktirmesi gerektiğini anlatıp, periyodik olarak birikimlerini kumbarasında saklayabileceğini ya da bankadaki hesabında mevduat hesabında veya fonda değerlendirebileceğini, her periyodun sonunda hedefin neresinde olduğunu beraber gözden geçireceğinizi anlatıp, bu oyuna varsa kardeşini de ekleyerek yarışmacı bir ruh da katabilirsiniz. Bu şekilde oyunlaştırılmış bir eğitim, çocuğa finansal başarının en önemli unsurlarından biri olan sabrı da kazanmasını sağlar. Finansal bir hedef olsun ya da olmasın, hedefine ulaşmak için sorumluluk alan, sabırlı davranmasını bilen birey olarak yetişen çocuk her istediğinin hemen olmayacağını, be hedefe ulaşmak için sabırla çalışması gerektiğini erkenden deneyimleyerek öğrenir. Yine parasını kumbarasında biriktirmekle ebeveynleriyle bankaya gidip yatırıma dönüştürmek arasındaki farkı elde ettiği getiriyle tecrübe edip yatırım kavramıyla, yatırım araçlarıyla ve finansal kuruluşlarla “çocuk yaşta” tanışır.  

çocuk paraÇocuklarımızın eğitiminde ve gelişiminde görsel içeriklerin etkisi yadsınamaz. Finansal konularda yaşlarına uygun bir eğitim için pek çok kaynaktan faydalanabiliriz. Örneğin Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ilkokul çağındaki çocuklarımız için paranın yolculuğunu, cebimizdeki paranın ne olduğunu, onunla neler yapabileceğini video içeriklerle anlatan güzel bir seri hazırlamış. Bu kaynaktan faydalanmak isteyenler ziyaret edebilir:

Herkes İçin Ekonomi (tcmb.gov.tr)

Finansal eğitimi çocuklarımıza eğlenceli yöntemlerle vermenin çeşitli yöntemleri vardır, bu sayede tek bir yöntem uygulamak zorunda kalmazsınız. Bazen çocuklar izledikleri bir filmden çok etkilenir, oradaki karakterleri rol model alıp filmden çıkardıkları dersleri hayatlarında uygularlar. Bu şekilde dersler içeren filmleri ailecek izleyip, alınacak derslerin altını çizerek üzerine konuşursanız hem keyifli vakit geçirmiş hem de çocuğunuzun gelişiminde etki yaratmış olursunuz. Örneğin, “Prenses ve Kurbağa” (The Princess and the Frog) adlı çizgi filmden hedeflerin gitmek istediğiniz yeri kafanızda canlandırmanıza yardımcı olabileceği, daha fazla gelir elde etme imkanınız olduğunda bunu değerlendirmeyi düşünmek gerektiği, bu şekilde hedeflere daha hızlı ulaşılabileceği dersleri çıkarılabilir. Yine “Yukarı Bak” (Up) adlı çizgi filmi ailece izlediğinizde zor durumlar için bir fona sahip olmanın ve beklenmedik durumlarla karşılaştığımızda bu kaynağın nasıl işe yarayacağını, belirlediğimiz hedefler için yaratacağımız fonun, acil durumlar için sakladığımız kaynaklar ile karıştırılmaması gerektiği konularına dikkat çekerek filmde vurgulanan bu konuları kazanıma çevirebiliriz.

Çocuklarımıza finansal eğitim verirken paranın bir amaç değil araç olduğunu anlatıp bugünden başlayarak gelecekte paralarını nasıl yöneteceklerini bilen, mutlu ve bilinçli bireyler yetiştirmemiz mümkün. Hepimiz bu konuda üzerimize düşeni yaparsak işte o üzerine titrediğimiz çocuklarımız için en iyi olanı yapmış oluruz.

Volkan Yorulmaz

Foder Gönüllüsü

31 Ocak 2020 Cuma

Ne Ara 6 Oldun Oğlum?


Sevgili oğlum Okan,

Şimdi bu satırları yazıp ortaya bir doğum günü mesajı çıkaracağım diye bir AVM’nin son katında, insanlardan uzak bir masaya geçtim ve aklıma ilk gelen şu oldu: “Acaba seneye Okan bu satırları okuyabilecek mi?” O günlerde gelecek hayırlısıyla… Akıp giden zamanı tutamadığımız bir gerçek. Sen ne zaman altı oldun diye birkaç gündür kendime sorup duruyorum. Sanki çifter çifter atladık yılları… Doğduğun gün ve öncesindeki heyecanlı bekleyiş net ama sonrasında yaşadıklarımız sanki hep hızlı çekimde gerçekleşti. Derler ya güzel şeyler çabuk unutulur diye, bence bu hız için belki de en iyi açıklama bu…

Birbirimizle iyi arkadaş oldukça hayat bizim için daha kolay ve keyifli hale geldi. Kabul edelim, hala PES oynarken benim takım arkadaşım olacak kadar iyi değilsin ama hangimizin gelişim alanı olmadı ki… Bir şeyleri çabuk öğrendiğini görmek mesela beni çok mutlu ediyor. Kullandığın bazı kelimeler, sana okuduğumuz kitaplardan ve izlediğin Youtube kanallarından öğrenip kurduğun cümlelerle beni şok etmen baban olarak inceden hoşuma gidiyor, gururlandırıyor. İnşallah ileride pek çok gurur yaşatırsın bize… Şimdiki gibi tertemiz, saf, günahsız yoluna devam ederken hayatın o zorlu yollarında çizgini bozmadan, yara almadan devam et. Ben hep arkanda olacağım ama senin de ayaklarının yere sağlam basacağını bana şimdiden hissettiriyorsun ya, işte bu böyle devam etsin…

Hani Youtube’a video çekerken o klasik girişin var ya; “Evet arkadaşlar, kanalıma hoş geldinizzz” diye, ben de senin bundan sonraki renkli keyifli, başarılı, sağlıklı ve mutlu hayatını izlerken baban olarak bil ki çok gururlu olacağım. Tabi sadece izlemek olmaz, kamerayı tutan olmaya da devam edeceğim.

Altıncı yaşın kutlu olsun oğlum. Birinci yaşında “Fragman bitti, film başlıyor” demiştik, bu filmiz yıldızı olarak parlat bakalım hikayeni…

Seni Seviyorum.

Baban

29/01/2020


26 Mayıs 2019 Pazar

Çalışkan Karıncalar

Bu hafta aile etkinliğimiz için Gizem Öğretmen bize 3 farklı oyun alternatifi göndermişti:

  • Salyangoz Yarışı
  • Kedi Fare Oyunu
  • Çalışkan Karıncalar


Biz bunlardan "Çalışkan Karıncalar"ı seçtik. Ben ve Okan yarıştık, annemiz de bizi çekti. En hızlı olanın kazandığı bu yarışlar tahmin edeceğiniz üzere oldukça hızlı bitti.

İlk oyunu ben kaybedince, ikinci oyunda ek bir kademe daha ekledik ama sonuç değişmedi.

Tabi videoları dikkatle izlerseniz, yarışma başlangıçlarının ne kadar "adil" olduğunu görebilirsiniz. Ama siz de bilirsiniz: "Kazanan Haklıdır." Her iki oyunu da kaybeden taraf olarak bana da tebrik etmek yakışır, tebrikler oğlum!

4 Mayıs 2019 Cumartesi

Mutfakta "Deney"imledik


Hafta sonları kahvaltı sofrasından kalktıktan sonra eğer yapacak planlı bir aktivite yoksa bizi en çok zorlayan soru Okan’ın “Ben Şimdi Napayım?” sorusu oluyor. Bu Cumartesi sabahı da aynı soruyla muhatap olmadan önce, kahvaltı sonrası Okan biraz tabletindeki “minecraft” benzeri oyununu oynadıktan sonra tableti kapatmasını istediğimizde o soru geldi. Önce eşim onu evde bir köşeye atılmış aktivite kitaplarına ardından da okuldan gelen aile etkinliği kitaplarına yönlendirdi. Bir süre anne-oğul eşleştirme oyunlarıyla vakit geçirdikten sonra bu kez etkin olma sorumluluğu bana geçti. Ben de Okan ile eşleştirme ve boyama üzerine çalışırken Okan birden benden kağıt kalem almamı istedi.

Heyecanlı bir şekilde bana deney yapacağımızı söyleyip, deneyde takip edeceğimiz metodu yazdırmaya başladı. Hemen ardından da, kağıda döktüğü planı hayata geçirmek için beni mutfağa götürdü.

Mutfakta özgün malzemeler kullanarak iki farklı karışımla “deney” yaptık. İçinde şaraptan süt tozuna, salatalık kabuğundan pul bibere ne kadar alakasız malzeme varsa kullandık, bir başka deyişle israf ettik. Ama bu sayede beraber iyi vakit geçirmiş olduk. Bu esnada o malum “Ben Şimdi Napayım?” sorusundan da uzak kaldık. Geriye de iki hatıra video kaldı. Umarım videolarımızı beğenirsiniz:


13 Ağustos 2018 Pazartesi

Kartondan Gemi

Oğlum Okan Yorulmaz kartondan gemi çalışması yapmış. Ve bu çalışmanın Google da arama sonuçlarında çıkmasını çok istiyor. Bakalım başarabilecek miyiz?

5 Şubat 2016 Cuma

İyi ki doğdun oğlum...

Ve takvimler 3 Subat 2016'yi gösterir... Bugünün anlamı büyük, önemli... Hayatımdaki en radikal değişimin sene devriyesi... Bugün oğlum Okan'ın 2.yaşgünü, bir başka deyişle, ya da olayı biraz daha içselleştirmem gerekirse baba oluşumun 2. yıl dönümü.

O'nunla beraber hayatım(ız)da pek çok şey değişti. Değişeceğini önceden okuyup bilsekte, "çocuk sizin hayatınıza adapte olsun, siz onunkine değil" gibi öğütleri alsakta gerçek hayat uygulamaları çok ama çok farklı oluyor. Ebeveyn olmakla ilgili Şubat 2016 tarihli Men's Health'te çıkan bir yazı durumu çok güzel özetliyor, anne-baba olmadan önce hayatınızı dolu dolu yaşayın, çünkü iadesi olmayan bir durumu satın almış oluyorsunuz ve bu size ömür boyu sürecek bir yükümlülük getiriyor. Neyse şimdi bu konuları bir süreliğine geride bırakıp günün anlam ve önemine odaklanalım...




Sevgili oğlum, satırlarımın bundan sonraki kısmı sadece sana ithafen... Bence bazen gerçekten çok yaramaz, huysuz olabiliyorsun. Son zamanlarda neden öyle çılgınca çığlık attığına ise gerçekten hiç anlam veremiyorum. Benimle top oynarken neden hemen sıkılıp başka oyuna geçmek istediğini de çözemedim. Hatta TV'de Beşiktaş maçı varken göz ucuyla bile ilgilenmiyor olmana da yavaştan alınmaya başlıyorum. Amaaaa sen varya sen, yeri geliyor bir sarılıp masumca beni bir öpüyorsun ya, işte o zaman herşey geride kalıyor. İşte "iyi ki varsın ve benim oğlumsun" diyorum o anlarda. Bu anların sıklaşarak artacağını umut etmekle kalmıyor, gerçekten de hissediyorum. Parka gittiğimizde senin o mutlu hallerini izlerken bir baba olarak ben de mutlu oluyorum. Kafalarımızı tokuşturduğumuz anlarda bunu sen de tekrar tekrar yapmak istiyorsun, biliyorum, hiç dert değil, bir ömür boyu kafa kafaya vereceğimiz çok anımız olacak ilerde, buna inanıyorum. Çatalımdaki portakalı ben ısırmadan ham yaptığın an ile başlayan çıkarsız paylaşımlarımız hep sürecek... (Bu vesileyle; ben çalışıp sana hep mama getireceğim ama yine de daha az ye be oğlum, maşallahın var yani)

Bu arada bu yazıyı yazmaya gerçekten 3 Şubat sabahı başladım ama bugün 5 Şubat oldu. Yoğun mesaili geçen şu günlerde ancak sabahları serviste vakit bulabildikçe yazabiliyorum. Mesailer sebebiyle son 2 gündür görüşemesekte annenden gün içinde yaptığın asi çıkışlara ilişkin geri bildirimleri alıyorum. Ses açma çalışmalarının tam gaz devam ettiğinden de haberim var. Ah be oğlum, bu kadar antreman yapma bize karşı, valla konu komşuyu rahatsız ediyoruz diye üzülüyorum. Gerçi mesai sonrası sen uyurken odana girdiğimde öyle masum uyuyorsun ki gündüz o çığlıkları sen mi atıyorsun yoksa içine asi ruh mu kaçıyor bilemiyorum. Ha bu arada annenden bahsetmişken, kendisine karşı müthiş bir vefa borcun oluşmaya başladı, 7/24 full konsantrasyon seninle ilgileniyor. Hakkını nasıl ödeyeceksin bilemiyorum.

Kelimelerin bitip davranışların yerini alacağı anların geldiğini hissediyorum... Sevgili oğlum Okan, seni ve seni sen yapan, sana özgü her şeyi çok seviyorum. Adam olacak çocuksun buna da yürekten inanıyorum. Birlikte çok güzel günlerimiz olması dileğiyle... İyi ki doğdun ve iyi ki bizim oğlumuz oldun. Yüzündeki gülümse, kalbindeki temizlik, davranışlarındaki masumiyet hep seninle olsun. Nice mutlu yaşlar oğlum...
 

19 Haziran 2015 Cuma

Zam Geliyor!

Bebek ve çocuk sahibi arkadaşlarıma; 23 Mayıs 2015 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş bulunan Bakanlar Kurulu'nun "İthalat Rejimi Kararına Ek Kararı" doğrultusunda başta mama sandalyesi, park yatak, ana kucağı, yürüteç, oto koltuğu, mama ısıtıcı, nemlendirici, sterilizatör ve mama hazırlayıcılar olmak üzere aralarında belirli mobilya eşyalarının bulunduğu bazı ürünlerin ithalatında ilave gümrük vergisi uygulanacaktır. 

AB üyesi ülkeler, EFTA üyesi ülkeler, İsrail, Makedonya, Bosna-Hersek, Fas, Batı Şeria Gazze Şeridi, Tunus, Mısır, Gürcistan, Arnavutluk, Ürdün, Şili, Sırbistan, Karadağ, Kosova, Güney Kore, Morityus dışındaki ülke ve bölgelerden ithal edilecek söz konusu ürünler için ilave gümrük vergisi oranı; bebek araç gereçlerinde yüzde 50, ev aletlerinde yüzde 30, aksam ve yedek parçalar için ise yüzde 25 olarak belirlenmiştir. Uygulanacak olan ek vergi CIF bedel üzerinden hesaplandığından ve bu ürünlerin büyük bir bölümünde gözetim bulunduğundan bu vergi ürünün perakende fiyatına %80’e yakın oranlarda yansımaktadır.
İlgili ek vergi uygulaması 23 Haziran 2015 tarihi itibariyla geçerli olacaktır. Bu tarih öncesinde varsa ihtiyaçlarınızı gidermeniz faydalı olacaktır.

Sevgilerimle,

8 Aralık 2013 Pazar

Gerilim Sevenlere: the Prisoners

Baktım da son dönemde çocuklarla ilgili yavaştan paylaşımda bulunmaya başlamışım. Ee moda giriyoruz artık. Dün ve bugün de (film 2 buçuk saat olduğu için 2 günde izlemeyi tercih ettim – siz tek seansta bile bitirebilirsiniz) konuyla azıcık ucundan alakalı bir film de izledim. Sizlere de öneri şeklinde bu filmden bahsetmek isterim.

Filmimizin adı “the Prisoners”.  Türkçeye nasıl çevrildi/çevrilecek bilmiyorum çünkü 27 Aralık’ta ülkemizde vizyona girecek. Filmde çocukları kaçırılan bir ailede babanın yaşadığı arama süreci ve bunun dedektifle kesişen öyküsü anlatılıyor. Sürekli olarak film size sonunu merak ettiriyor ve izlerken de o gerilim hissini görüntü ve müziklerle yaşattırıyor. Kadroda  Hugh Jackman da var desem sanırım yeterli olur.
Özellikle havaların soğuk seyrettiği bu dönemde evde sıcak sıcak izleyebileceğiniz güzel bir gerilim filmi arıyorsanız, imdb’den 8.1 almış bu filmi tercih edebilirsiniz.
 
Çocuğunuzu korumak için neler yaparsınız? Keller Dover (Jackman) her anne babanın en kötü kabusuyla karşı karşıya. Altı yaşındaki kızı Anna arkadaşı Joy ile kaybolmuştur. Dakikalar saatlere döndükçe, panik gittikçe artar. Tek ipucu sokaklarına çok önce park etmiş döküntü bir karavandır. Soruşturmayı yöneten Detektif Loki (Gyllenhaal) arabanın sürücüsü Alex Jones’u (Paul Dano) tutuklar. Ama kanıt yetersizliği nedeniyle şüpheliyi salmak zorunda kalır.

Çocuğunun hayatının tehlikede olduğunu bilen çıldırmış Dover durumu kendi ellerine almaktan başka bir seçeneği olmadığını fark eder. Çaresiz baba kızları bulmak için her şeyi yapacaktır. Ama bunları yaparken kendini kaybedebilir ve şu soruyla boğuşabilir: Adaleti aramakla suçlu olmak arasındaki sınırı ne zaman geçersin?

7 Aralık 2013 Cumartesi

Çocuk Sahibi Olmak Bir Sanattır

Oğlumuzu beklediğimiz bugünlerde bizi de nelerin beklediğinin gayet bilincindeyiz...

 

 
 
 

 

Google adsense

Analytics