Kar tutarı bende kalsın, ama oran kayıtlara geçsin!
Short term olduğunu belirtmek isterim :
Hayat bisiklete binmek gibidir; pedalı çevirmeye devam ettiğiniz sürece düşmezsiniz.
26 Nisan 2012 Perşembe
20 Nisan 2012 Cuma
Yine Yüksek Çıktı
Poff, bu izin günümde gidip kan tahlili yaptırdım ve 2 sene önceki tablo ile karşılaştım, kolesterolüm yine 265 çıktı. Olması gereken üst sınır 200. Doktorum 3 ay boyunca diyet yapmamı istedi. Bakalım sonuç ne olacak?
Etiketler: seçim , tercih
hayat,
kolesterol,
sağlık
17 Nisan 2012 Salı
Müşteri Şikayeti (Efsanevi)
Genelde bloguma yazı koycağım zaman (copy-paste metinlerden bahsediyorum) noktasına virgülüne dokunmamaya çalışırım ama bu biraz uğraştırdı. Aksi takdirde pek anlaşılır değildi. Fakat kesinlikle çook güldüm okurken. Günün birinde geriye dönüp okumak isteyebilirim diye de burada kayıtlara geçsin istedim.
Vestel'e yazilmis gerçek bir tüketici mektubudur:
Vestel onyx flat 82 ekran 16:9 100 hz pip marka televizyonu 5 sene önce 2.100 tl vererek satin aldim. bu süreç (1 yil önce) içerisinde ilk önce konjektörü bozuldu. sebep olarak stand by konumunda biraktiginiz için bozuldu dediler. 260 tl ücret aldiktan sonra tamir ettiler. ya sabir olur böyle seyler dedim sineye çektim. bu arizanin üzerinden 1 yil geçti. bu kez renkler gitmeye basladi. Servis çagirdim. renk tüpü bitmis 600 tl dediler. bu durum, yenisi 1000 tl civari olan bir televizyonun, tüpü 600 tl olunca çöpe at yenisini al demek. 82 yılında amcamın Almanya'dan getiridigi itt schaub lorenz marka televizyon hala takir takir çalisirken vestel üretimi 2.100 tl'lik televizyon çöp oluyor. avukat olsam sizinle ugrasirim. ama ben bu dünya da olmasa da öbür dünyada kesin çözüm yaratan baska bir yol seçiyorum.
Şimdi..bu televizyonu üretenin, yapim asamasinda çalisanin, kamyona koyup istanbul'a getirenin, magazasina koyup müsterisine satanin, eve getirip kuran teknik servisinin, vestel reklamin da oynayan sanatçisinin, o fabrikayi yapan mimar ve mühendisinin bu firmanin sahibi Mehmet Nafiz Zorlu olmak üzere ölü - diri tüm zorlu ailesinin yedi geçmiş sülalesinin... Allah bin türlü belasini versin... iki yakalari bir araya gelmesin.. fabrikalari yansin, ocaklari batsin... kuru ekmege muhtaç kalsin...kestigi kurbanlar ettigi dualar kabul olmasin. mezarlarina bir tas su döküp, fatiha okuyan olmasin... cehennemin en dibinde cayir cayir yansin... vatandasta sattigi çürük malin parasiyla satin aldigi uçagi düssün, yati batsin... soyu kurusun.. arayani sorani olmasin..amentü birsin ve billahi nursun. bütün müsibetlerin vestel'in üzerinde dursun. Eveet... simdi rahatladim.
gelelim benim gibi 'yerli mali yurdun mali herkes bunu kullanmali 'düsüncesi ile yasayan ulusalci öküzlere....
Araştirmadan sormadan, en azindan www.sikayetvar' da ki vestel hakkinda yazilanlari okumadan 2.100 tl verip bu televizyonu alan birisi olarak, öküz oldugumu kabul ediyorum. Ama günün birinde bu aile'ye (zorlu) mensup birisiyle karsilasirsam, burnunun üzerine kafayi koyacagimi buradan taahüt eder, simdiden yaptigim bu açik bildiririm. Ayrica Allah kismet ederse bu yaz tatilinde çesme ' ye giderken, üsenmezsem arabanin bagajina televizyonu koyup vestel fabrikasinin kapisinin önüne atacagim. o fabrikada bu televizyonu üreten herkesin münasip bir yerine sokacaklari kadar un ufak edip hediye olarak birakacagim. tabii en büyük parça Mehmet Nafiz Zorlu'ya.. vestel kullanicisi bir müsterisinden hatira olarak. bu yazdiklarima ilaveten yok biz doymadik bi de küfür ve dayak yemek istiyoruz diyorsaniz adresim de telefonum da gerçektir. Yiyorsa arasiniz. sizden bu durumu düzeltmeniz için birsey de istemiyorum. zira firma olarak zaten böyle bir vizyonunuz yok. mali satana kadar sizin isiniz. allahin babadagli basmacisindan elektronik devi olursa bu kadar olur zaten...
Saygilarimla! Ne saygısı hepinizin ecdadını selamlıyorum.
Vestel'e yazilmis gerçek bir tüketici mektubudur:
Vestel onyx flat 82 ekran 16:9 100 hz pip marka televizyonu 5 sene önce 2.100 tl vererek satin aldim. bu süreç (1 yil önce) içerisinde ilk önce konjektörü bozuldu. sebep olarak stand by konumunda biraktiginiz için bozuldu dediler. 260 tl ücret aldiktan sonra tamir ettiler. ya sabir olur böyle seyler dedim sineye çektim. bu arizanin üzerinden 1 yil geçti. bu kez renkler gitmeye basladi. Servis çagirdim. renk tüpü bitmis 600 tl dediler. bu durum, yenisi 1000 tl civari olan bir televizyonun, tüpü 600 tl olunca çöpe at yenisini al demek. 82 yılında amcamın Almanya'dan getiridigi itt schaub lorenz marka televizyon hala takir takir çalisirken vestel üretimi 2.100 tl'lik televizyon çöp oluyor. avukat olsam sizinle ugrasirim. ama ben bu dünya da olmasa da öbür dünyada kesin çözüm yaratan baska bir yol seçiyorum.
Şimdi..bu televizyonu üretenin, yapim asamasinda çalisanin, kamyona koyup istanbul'a getirenin, magazasina koyup müsterisine satanin, eve getirip kuran teknik servisinin, vestel reklamin da oynayan sanatçisinin, o fabrikayi yapan mimar ve mühendisinin bu firmanin sahibi Mehmet Nafiz Zorlu olmak üzere ölü - diri tüm zorlu ailesinin yedi geçmiş sülalesinin... Allah bin türlü belasini versin... iki yakalari bir araya gelmesin.. fabrikalari yansin, ocaklari batsin... kuru ekmege muhtaç kalsin...kestigi kurbanlar ettigi dualar kabul olmasin. mezarlarina bir tas su döküp, fatiha okuyan olmasin... cehennemin en dibinde cayir cayir yansin... vatandasta sattigi çürük malin parasiyla satin aldigi uçagi düssün, yati batsin... soyu kurusun.. arayani sorani olmasin..amentü birsin ve billahi nursun. bütün müsibetlerin vestel'in üzerinde dursun. Eveet... simdi rahatladim.
gelelim benim gibi 'yerli mali yurdun mali herkes bunu kullanmali 'düsüncesi ile yasayan ulusalci öküzlere....
Araştirmadan sormadan, en azindan www.sikayetvar' da ki vestel hakkinda yazilanlari okumadan 2.100 tl verip bu televizyonu alan birisi olarak, öküz oldugumu kabul ediyorum. Ama günün birinde bu aile'ye (zorlu) mensup birisiyle karsilasirsam, burnunun üzerine kafayi koyacagimi buradan taahüt eder, simdiden yaptigim bu açik bildiririm. Ayrica Allah kismet ederse bu yaz tatilinde çesme ' ye giderken, üsenmezsem arabanin bagajina televizyonu koyup vestel fabrikasinin kapisinin önüne atacagim. o fabrikada bu televizyonu üreten herkesin münasip bir yerine sokacaklari kadar un ufak edip hediye olarak birakacagim. tabii en büyük parça Mehmet Nafiz Zorlu'ya.. vestel kullanicisi bir müsterisinden hatira olarak. bu yazdiklarima ilaveten yok biz doymadik bi de küfür ve dayak yemek istiyoruz diyorsaniz adresim de telefonum da gerçektir. Yiyorsa arasiniz. sizden bu durumu düzeltmeniz için birsey de istemiyorum. zira firma olarak zaten böyle bir vizyonunuz yok. mali satana kadar sizin isiniz. allahin babadagli basmacisindan elektronik devi olursa bu kadar olur zaten...
Saygilarimla! Ne saygısı hepinizin ecdadını selamlıyorum.
15 Nisan 2012 Pazar
Hayata Dair…
Dün, 14 Nisan 2012, eski müdürüme ziyarete gittik. Yeni kızı oldu. Yeni dediğim de yine 1 ayı geçmiş. Artık network eskisi kadar sıcak ve canlı değil, data akışlarında gecikmeler oluyor. Olsun varsın, PwC’den ayrılırken bunları az çok kestiriyordum. Neyse, PwC demişken GM ile kıyaslamalara hiç girmeden ben sadete geleyim. Misafirlikte konu bir ara benim blog yazarlığıma geldi. Orda farkettim ki yine ihmalkar oldum. Ama nasıl olmayayım ki, sabahları erken kalkıyorum fakat e-learning yapmak ya da online birşeyler okumak daha cazip geliyor. Gün içerisinde herşeyimle işe konsantre oluyorum. Zaten ofis ortamında blog yazma gibi bir lüksüm yok. O günler eskidendi Akşam da eve yorgun geliyorum, yemeği yiyip eşimle vakit geçirmek istiyorum. Ertesi sabah da erken kalkacağımı bildiğim içn zaten çok geç saatlere kalmak gibi bir durumum söz konusu olmuyor.
Bu sabah, altını çizeyim bu Pazar sabahı, saat 7 de kalktım, Default bir uyanış oldu bu, planlanmış bir şey yoktu. Robin Sharma etkisi diyelim… Havanın yine kapalı olduğunu görünce, onun yağmasını beklemeden aksiyon alıp bisiklete binmek için hazırlandım. Yaklaşık 10 gün önce Carrefour’dan düşük maliyetle aldığım bisikletimden ilk 2 haftasonu itibariyle çoook memnunum. Apartmanın önüne kitleyip, yağmuru yemesine gözyumsamda, o beni pıtır pıtır sahilde taşıyor. Bu sabah sahil turunun üzerine fırına uğrayıp taze ekmeğimi de aldıktan sonra duşumun üzerine on numara bir kahvaltı yapıp, salondaki yemek masasına laptopumla çöktüm. Nisan ayındayız ama iş anlamında adeta Aralık ayı yoğunluğu var, bugün yine kafamda uzun bir to-do var iş anlamında. Ama işler yetişir rahatlığı da var, üzerimdeki pijamayla paralel olarak…
Bunların dışında, önümüzdeki Cuma, 2012’nin ilk iznini kullanacağım. Hem askeri kartımı yenilemek için başvuracağım, hem de geçmiş yıllarda ödediğim kredi kartı üyelik aidatlarını geri almak için kaymakamlığı gideceğim. Sonra da istikamet Bursa olacak.
İş dışında, bu aralar boş vakitlerimde Erdem’den aldığım Halil Koç’un Melekler Erkek Olur kitabını okuyorum. Gerçekten merak uyandıran bir kitap, sonunu cidden merak ediyorum. Borsa’yı da 10 seanslık emirleirmle takip ediyorum. Pazar akşamları takip eden hafta için emir yazmak artık bir klasik haline geldi. Çıkardığım kahve/fatura paraları bana keyif veriyor. Hem de ofiste Mümin’le kafamızı dağıtmamızı sağlıyor.
Şimdilik hayata ve son gelişmelere dair benden bu kadar, şimdi gidip biraz prosedür güncellemesi yapmam lazım.
Keyifli günler…
Bu sabah, altını çizeyim bu Pazar sabahı, saat 7 de kalktım, Default bir uyanış oldu bu, planlanmış bir şey yoktu. Robin Sharma etkisi diyelim… Havanın yine kapalı olduğunu görünce, onun yağmasını beklemeden aksiyon alıp bisiklete binmek için hazırlandım. Yaklaşık 10 gün önce Carrefour’dan düşük maliyetle aldığım bisikletimden ilk 2 haftasonu itibariyle çoook memnunum. Apartmanın önüne kitleyip, yağmuru yemesine gözyumsamda, o beni pıtır pıtır sahilde taşıyor. Bu sabah sahil turunun üzerine fırına uğrayıp taze ekmeğimi de aldıktan sonra duşumun üzerine on numara bir kahvaltı yapıp, salondaki yemek masasına laptopumla çöktüm. Nisan ayındayız ama iş anlamında adeta Aralık ayı yoğunluğu var, bugün yine kafamda uzun bir to-do var iş anlamında. Ama işler yetişir rahatlığı da var, üzerimdeki pijamayla paralel olarak…
Bunların dışında, önümüzdeki Cuma, 2012’nin ilk iznini kullanacağım. Hem askeri kartımı yenilemek için başvuracağım, hem de geçmiş yıllarda ödediğim kredi kartı üyelik aidatlarını geri almak için kaymakamlığı gideceğim. Sonra da istikamet Bursa olacak.
İş dışında, bu aralar boş vakitlerimde Erdem’den aldığım Halil Koç’un Melekler Erkek Olur kitabını okuyorum. Gerçekten merak uyandıran bir kitap, sonunu cidden merak ediyorum. Borsa’yı da 10 seanslık emirleirmle takip ediyorum. Pazar akşamları takip eden hafta için emir yazmak artık bir klasik haline geldi. Çıkardığım kahve/fatura paraları bana keyif veriyor. Hem de ofiste Mümin’le kafamızı dağıtmamızı sağlıyor.
Şimdilik hayata ve son gelişmelere dair benden bu kadar, şimdi gidip biraz prosedür güncellemesi yapmam lazım.
Keyifli günler…
Etiketler: seçim , tercih
hayat
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)