30 Mayıs 2013 Perşembe

En İlginç 10 Mülakat Sorusu

İş aslanın ağzında değil midesinde diye yıllardır söylenir. İş bulmak bu derece zorken, mülakat soruları da takdir edersiniz ki zor ve ilginç oluyor.


İşte o sorulardan 10 tanesi:

10. Çalışma arkadaşınız işini yapmıyor. Projenizin son teslim tarihi geldi ve projeniz henüz hazır değil. Ne yaparsınız?
9. Sence X markası nasıl bir karakter, nasıl bir insanı tarif ediyor?
8. Pazar araştırmalarında X markasının çok sevildiği görülüyor; ancak satışlara yansımıyor. Neden olabilir?
7. Ciromuz arttığı halde pazar payımız neden düşüyor olabilir?
6. Pazar payımız arttığı halde, satışlarımız düşüyor. Neden?
5. Üniversitendeki en büyük kırtasiye dükkânı, final sınavları başlamadan önceki üç gün ne kadar ciro elde ediyordur?
4. Ramazan ayında X şehrindeki kola tüketim miktarı ne kadardır?
3. Çin’de kaç futbol topu vardır?
2. Şu an İstanbul’da havada kaç uçak vardır?
1. Göldeki balıkların sayısını nasıl hesaplarsın?

Ne dersiniz, en azından üzerinde düşünmeye değer sorular öyle değil mi? Hiç yoksa, beyin jimnastiği yerine geçer. Kanımca iş verenlerin de amacı bu gibi sorularla beynimizi nasıl ve ne derece kullandığımızı görmek olsa gerek.

Bu vesileyle tüm mülakata girecek adaylara da başarılar dilerim.


26 Mayıs 2013 Pazar

Bunda da Bir Hayır Var!

Pazar sabahı denize karşı yapılan güzel bir kahvaltı sonrasında bir sahil yürüyüşü...Devamında odamda çalışmaya çekilmeden önce söyle pazar magazin programlarına kısaca biz göz gezdirme seansı... TV'de Acun, işlerinin ne kadar iyi gittiğini, haftanın 4 akşamı TV'de programının olduğunu ve sevdiği işi yaparak diğer ünlülerden daha çok kazandığını üniversite öğrencilerine söylüyor. Gençlere sevdikleri işi yaparak başarılı olacaklarını anlatırken her işte bir hayır vardır kuralını da hatırlatıyor ve bir örnek veriyor:

Acun'un daha önceden bit kotçusu varmış, o işi başaramamış ve batırmış, düşünsenize diyor, eğer o işi başarsaydım şimdi caddede kot satıyordum ama bir de şu an ki duruma bakın diyor.

Eşim ve ben de bu felsefeye inanıyoruz. Kötü durumlarda bunu hatırlayıp pozitif olmaktan vazgeçmemeliyiz. Bu konuda güzel bir hikaye de mevcut. Paylaşalım bakalım:



Afrika’daki bir ülkede hüküm süren bir kral vardı. Kral, daha çocukluğundan itibaren arkadaş olduğu, birlikte büyüdüğü bir dostunu hiç yanından ayırmazdı. Nereye gitse onu da beraberinde götürürdü. Kralın bu arkadaşının ise değişik bir huyu vardı. İster kendi başına gelsin ister başkasının, ister iyi olsun ister
kötü, her olay karşısında hep aynı şeyi söylerdi: “Bunda da bir hayır var!”

Bir gün kralla arkadaşı birlikte ava çıktılar. Kralın arkadaşı tüfekleri dolduruyor, krala veriyor, kral da ateş ediyordu. Arkadaşı muhtemelen tüfeklerden birini doldururken bir yanlışlık yaptı ve kral ateş ederken tüfeği geriye doğru patladı ve kralın baş parmağı koptu. Durumu gören arkadaşı her zamanki sözünü söyledi: “Bunda da bir hayır var!” Kral acı ve öfkeyle bağırdı: “Bunda hayır filan yok! Görmüyor musun, parmağım koptu?” Ve sonra da kızgınlığı geçmediği için arkadaşını zindana attırdı.

Bir yıl kadar sonra, kral insan yiyen kabilelerin yaşadığı ve aslında uzak durması gereken bir bölgede birkaç adamıyla birlikte avlanıyordu. Yamyamlar onları ele geçirdiler ve köylerine götürdüler. Ellerini, ayaklarını bağladılar ve köyün meydanına odun yığdılar. Sonra da odunların ortasına diktikleri direklere bağladılar. Tam odunları tutuşturmaya geliyorlardı ki, kralın başparmağının olmadığını fark ettiler. Bu kabile, batıl inançları nedeniyle uzuvlarından biri eksik olan insanları yemiyordu. Böyle bir insanı yedikleri takdirde başlarına
kötü olaylar geleceğine inanıyorlardı. Bu korkuyla, kralı çözdüler ve salıverdiler. Diğer adamları ise pişirip yediler.Sarayına döndüğünde, kurtuluşunun kopuk parmağı sayesinde gerçekleştiğini anlayan kral, onca yıllık arkadaşına reva gördüğü muameleden dolayı pişman oldu. Hemen zindana koştu ve zindandan çıkardığı arkadaşına başından geçenleri bir bir anlattı. “Haklıymışsın!” dedi. “Parmağımın kopmasında gerçekten de bir hayır varmış. İşte bu yüzden, seni bu kadar uzun süre zindanda tuttuğum için özür diliyorum. Yaptığım çok haksız ve kötü bir şeydi” “Hayır” diye karşılık verdi arkadaşı.“Bunda da bir hayır var” “Ne diyorsun Allah aşkına?” diye hayretle bağırdı kral. “Bir arkadaşımı bir yıl boyunca zindanda tutmanın neresinde hayır
olabilir” “Düşünsene, ben zindanda olmasaydım, seninle birlikte avda olurdum, değil mi? Ve sonrasını
düşünsene?”

21 Mayıs 2013 Salı

400.000 Dolar Çeyiz Parası Olur Mu?

Bu da tartışılır mı tabii ki de olmaz dediğinizi duyar gibiyim ama bu konuyla ilgili özelge bile alınmış. İçiniz rahat olsun cevap tabii ki de olumsuz olmuş. Ben daha çok niyete takıldım..Ha bir de düğün de takılanlara...

Çeyiz parasının veraset ve intikal vergisine tabi olup olmadığı

(26.03.2013 tarih ve 176 sayılı özelge)

...

Oluşan dosyanın incelenmesinden, kızınıza vermiş olduğunuz çeyiz parasının 400.000 Amerikan doları tutarında olduğu ve 30.11.2011 tarihinde düzenlenen yoklama fişinde bağışın 1991 yılında yapıldığı anlaşılmaktadır.

Kızınıza verdiğiniz 400.000 Amerikan doları tutarındaki hediye, örf ve adete göre verilmesi mutat bulunan hediye kapsamında değerlendirilemeyeceğinden veraset ve intikal vergisinden istisna tutulması mümkün değildir. Bu nedenle, veraset ve intikal vergisi beyannamesinin, 1991 yılında İstanbul'da ikametgâhınızın bağlı bulunduğu yerdeki vergi dairesine verilmesi gerekir.

18 Mayıs 2013 Cumartesi

Who Moved My Cheese?



Ben de çok güzel, yapıcı düşünceler oluşturdu bu kitap...Kesinlikle motive edici!

Ekşi'den bir alıntı yapmak istiyorum kitap hakkında:

çoğu insan başına gelenlere karşı harekete geçmekte zorlanıyorlarsa, her ne kadar herkes çok açıkmış gibi görünmeye çalışsa da değişim insanları korkutuyorsa, çaresizleştiriyorsa, ve sorunların çözümü söylemekte kimsenin zorlanmadığı 'değişime ayak uydurmak'sa ama bunu uygulamak zorsa, insanlara durumu basit cümlelerle embesile anlatır gibi anlatmak da yararlı olabilir. bazen çok basit şeyler gözardı edilebildiğinden kitabın basit dili durumu en açık şekilde anlatmaya yönelik olabilir gayet. zira herkes her şeyin farkındaysa neden bu kadar mutsuz insan var dünyada? kitaplarda sofistike bir anlatım biçimi olmalıdır şeklinde bi düşünceye sahip olmadan, okurken kendini zeki hissetmeye şartlanmadan çerez niyetine bi akşamda okunabilecek bir kitap. çünkü insan zihni karmaşıktır, ve bir gün okunanlar bilincin derinliklerinden çıkagelebilir. ufacık bi alıntı yapacak olursak 'when you move beyond your fear, you feel free' der, ne de doğru der.

Aynı gün başlayıp bitirivereceğiniz çok faydalı bir kitap, okuyun ve okutturun....

14 Mayıs 2013 Salı

Zengin Olmanın İki Kuralı

Hani internet uçsuz bucaksız engin bir deniz diyoruz ya, işte bu deryada google'ı açıp "how to be rich" yazdım ve çıkan sonuçlar arasında gezinmeye başladım.

Bir çok farklı anlatım ve öneri mevcut ama hepsinin tek bir ortak noktası var, o da bu amaca giden yolun tasarruftan geçeceği yönünde.

Salt tasarruf yaparak ne kadar zengin olunur o konuda derin şüphelerim var ancak amaca giden yolun tasarrufla başlayacağı kesin. Yüksek lisans yaparken Warren Buffett'ın kitabını okumuştum, araştırmam esnasında ona atıfta bulunan bir de yazı buldum.

Buffett'a göre amaca giden yolun 2 kuralı var; 1.si hiçbir zaman para kaybetme (ki buna harcamalar da dahil) 2.si de 1. kuralı hiçbir zaman unutma...

Ne dersiniz? Uygulanabilir mi???

"Rule 1.- Never loose money,
 Rule 2.- Never forget the rule 1

For Warren Buffet, buying a car is like loose money because if buys it then he loose a billion, and that’s to much money for a car… imagine a new house! If the price is 2 millions or 4 millions, then he loose a hugh pile of money, because using his strategy he can turn those 4 millions into some billions!!... "

8 Mayıs 2013 Çarşamba

Evliya Çelebi ile Sınırsız Bankacılık Serüveni


Yapı Kredi, 17. yüzyılın önde gelen gezginlerinden Evliya Çelebi animasyonları ile karşımızda…
Sınırsız Bankacılık konseptini anlatmak için eğlenceli bir yol seçen Yapı Kredi, Evliya Çelebi’nin başına gelen maceralarda ona her zaman destek olan Bank-ı Şahane olarak yer alıyor.
Bu yaklaşımla biri tanıtım videosu olmak üzere dört tane video hazırlanmış. İnternet Şubesi, Mobil Şube ve Salla Yolla hizmetlerinin anlatıldığı videolarda Evliya Çelebi, Yapı Kredi sayesinde türlü zorlukları aşıyor.
Özellikle Osmanlıca ile günümüz sosyal medya dilinin birlikte kullanılması, tarihi dokuyu günümüz teknolojisi ile çok güzel bir şekilde birleştirmesi projeyi farklılaştıran noktalardan...
Henüz keşfetmediyseniz linki: yapikredi.com.tr/sinirsizbankacilik

Evliya Çelebi’nin maceralarını izledikten hemen sonra iPad, MacBook Air ve World Hediye Kart ödüllü yarışmasına da katılabilirsiniz.
Kısa zamanda Evliya Çelebi’nin eşyalarını toplamasına yardımcı olacağınız oyunda sizden belirlenen objeleri bulmanız isteniyor.
Üç farklı sahneyi oynayıp, en yüksek puanı alan kişiler sıralamaya göre ödüllendiriliyor.
10 hafta boyunca haftanın birincisi: Yeni iPad, ikincisi 200 TL’lik World Hediye Kart, üçüncü de 100 TL’lik World Hediye Kart kazanıyor.
10 haftanın sonunda tüm haftaların birincisi ise MacBook Air kazanıyor. İkinci ve üçüncülerin ödülü de 200 ve 100 TL’lik World Hediye Kart.

Proje, C2A’nın markası olan Netfork Sosyal Medya Ajansı tarafından yaratılmış.
Hem Sınırsız Bankacılık projesi hem de Yapı Kredi hakkında gelişmeleri resmi Facebook sayfasından takip edebilirsiniz: facebook.com/YapiKredi

Bir bumads advertorial içeriğidir.

Google adsense

Analytics