MAKALE YARIŞMASINDA DERECEYE
GİRENLER ÖDÜLLERİNİ ALDI
Turan Veldet Velidedeoğlu Makale
yarışmasında başarılı olanlara ödülleri verilirken ; ilk üçe giren Ankara SMMM
Odası’dan Kadir GÜLÇİN birinci olurken İzmir SMMM Odası’ndan Doç.Dr.
Engin HEPAKSAZ ikinci Samsun SMMM Odası’ndan Öğr. Gör. Esra GÜR üçüncü
oldu. Övgüye değer yazılar içinde MANSİYON açısından yapılan inceleme de;
Ankara SMMM Odası’na kayıtlı olan Melike GÜLER, Salman YILMAZ, Doğan YALÇINKAYA
İstanbul SMMM Odası’ndan Dr. Mete AKYOL, İzmir SMMM Odası‘ndan Volkan YORULMAZ
dereceye girdi.
Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası tarafından düzenlenen Turan
Veldet Velidedeoğlu Makale Yarışması için “Muhasebe Mesleğinin Temel Sorunları
ve Çözüm Yolları” konulu makalem ile mansiyon ödülüne layık görüldüm. Bu bir
makale yarışmasından aldığım ilk ödül değil, umarım da son olmaz ama benim için
bu ödül anlamlı kılan, yaptığım mesleği ileri götürebilmek adına
yapılabilecekleri paylaştığım bir çalışmanın onca değerli katılımcı arasında takdir
edilmesi oldu. Bu vesileyle Ankara SMMM Odası'na ve büyük bir nezaket gösterip beni telefonla arayan Oda Başkanı Ali Şahin'e teşekkürlerimi sunarım.
Bu gözlemlerimin ve düşüncelerimin daha geniş bir tabana yayılması için ve beklenen değişimin
gerçekleşmesine ufak bir katkısı olması adına makalemi buradan da paylaşıyorum:
Muhasebe Mesleğinin Temel
Sorunları ve Çözüm Yolları
Serbest
Muhasebeci Mali Müşavir, kendi mesleğinde yeterli düzeyde bilgi alt yapısına
sahip olmalı, kendisini sürekli bir değişim içerisinde olan dünya koşulları ve
mesleki standartlar içinde yenileme gereğini duymalı, etik değerlere sahip
olmalı ve bunları uygulamalı, mesleğinde gösterdiği özen ve titizlikle
çevresine katkı sağlamalı, güven vermeli ve örnek olmalıdır.
Muhasebe
mesleğini icra etmekte olan Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler, bu unvan
yolunda önemli bir adım atmış olan meslek stajyerleri ve tüm diğer
muhasebeciler mesleğin gerekliliklerini yerine getirirken bir takım sorunlarla
karşılaşmaktadır. Karşılaştıkları bu sorunların bir kısmını farklı kanallarla
muhataplarına iletip bunların belirli bir kısmına çözüm üretilmesini sağlasalar
da çözüm bekleyen sorunları, mevzuattaki değişiklikler ile oluşan yeni
sorumluluklar ve değişen iş yapış şekilleri ile beraber her geçen gün çığ gibi artmaktadır.
Bu
makalenin amacı tek tek münferit sorunları belirtip, farklı makalelere konu
olmuş, bağlı bulunulan odalara iletilmiş konuları yeniden gündeme getirmekten
ziyade konuyu daha makro düzeyde değerlendirip gözlemlediğim sorunları belirtip
bunlara pratik çözüm önerileri sunmaktır.
Yalınlaştırılmış Muhasebe
Günümüzde
muhasebecilerin temel sorunlarından biri üzerlerindeki iş yükünün getirdiği
sorumlulukları/görevleri yerine getirirken iş ve özel hayat dengesini
kaybetmeleridir. Belirli bir süreçte yetiştirilmesi gereken raporlamaların
olması sebebiyle yapılan fazla mesailer ve mevzuattaki düzenlemelerle uzayıp
giden yapılacaklar listesi muhasebecilerin özel hayatlarında kendine ayırması
beklenen zamandan çalmaktadır. Bağımlı çalışan meslek mensupları uzayıp giden
mesaileri karşılığında çoğu zaman fazla mesai ücreti alamamakta iken, bağımsız
çalışanlar da sorumlulukları altındaki mükellef defterlerini tutmak ve
beyanlarını zamanında gerçekleştirmek için büyük bir özveri ile çalışmaktadır. Hal
böyle olunca, muhasebeci ailesine, kişisel gelişimine, dinlenmesine ve benzeri
ihtiyaçlarını gidermesine vakit bulamamaktadır. Bu süreç mutsuz çalışanlara
sebep olduğu gibi sürekli bir şeyleri yetiştirme telaşında olan kişilerin katma
değerli işler ortaya koymasına da engel olmaktadır.
Bu
sorunun çözümü köklü bir değişim ve birden fazla tarafın inisiyatifi ile
gerçekleştirilebilir, o da süreçlerin yalınlaştırılması ve sadeleştirilmesi ile
mümkündür. Yalınlaştırmadan kasıt, muhasebecilerin üzerindeki yasal raporlama
sorumluluklarının gözden geçirilerek tekrar eden, elimine edilebilecek süreçlerin
tespit edilmesi ve bunlardan vazgeçilerek muhasebecilerin üzerindeki haddinden
fazla yükü azaltmaktır. Bu değişim sürecini yönetmek için muhasebe mesleğini
icra edenler kendi iş yapış şekillerini ve süreçlerini, kendilerinden beklenen
yasal zorunluluklar açısından değerlendirip, daha etkin çalışabilmeleri için
hangi raporlamaların daha yalın ve sade olması gerektiği yönünde toplu bir
öneriyi TÜRMOB kanalıyla muhatabına iletebilir. Burada konunun muhatabı Maliye
Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve
İç İşleri Bakanlığı ile TÜRMOB temsilcileri bir araya gelip süreçlerdeki
yalınlaştırmanın meslek örgütü ve çalışanları üzerinde yaratacağı pozitif
etkiyi anlatarak sadeleştirme önerilerini sunabilir. Bu önerileri muhatapları
kabul edebilecekleri gibi önerilere farklı çözüm yöntemleri de getirebilirler.
Bu gibi bir durumda TÜRMOB kanalıyla temsilciler değerlendirme yapıp süreçlere
ilişkin farklı sadeleştirme metotları belirleyebilirler. En kötü senaryoyu
düşündüğümüzde, taraflar arasında herhangi bir mutabakat sağlanmasa bile en
azından yaşanan sıkıntılar ve gelişim alanlarına yönelik çözüm önerileri
muhataplarına iletildiği için sonraki dönemlerde alınacak kararlarda mevcut iş
yükü ve muhasebeciler üzerindeki etkisi göz önünde bulundurulur. Yaratılacak
algı ve sunulacak bilgilendirme ile insan emeğinden çok dijitalleşmenin ve
elektronik dönüşümün sağladığı faydalardan destek alacak düzenlemeler
yapılmasına önem verilir.
Yalınlaştırma
sürecinde başarı sağlanması muhasebecilerin “görevi yapan”dan “stratejik karar
alan” pozisyonuna geçmesi için zaman ve koşulların oluşmasını sağlayacaktır. Bu
sayede, bu mesleği icra eden kişiler daha kalifiye işlere vakit ayırabilecek,
daha yüksek bir iş tatmini yaşayacak ve kurumlara (burada hem
müşavirlik/danışmanlık hizmeti alan, hem de raporlama yapılan idari kurumdan
bahsedilmektedir) daha nitelikli hizmet sunacaktır. Ülkemiz içerisinde
bulunduğu elektronik dönüşüm sürecini başarıyla yönetmektedir ve bu süreçlerin
sonucunda hayatımıza giren e-fatura, e-defter, e- arşiv fatura, e-sevk
irsaliyesi gibi örnekler yurt dışındaki örneklerle kıyaslandığında tatmin eden
ve ihtiyacı/beklentiyi karşılayan seviyededir. Durumun böyle olması, takip
edilecek yalınlaştırma ve sadeleştirme süreçlerine olan inancı da
artırmaktadır. Bu dönüşüm sürecine muhasebe mesleğini icra edenlerin “izleyen”
statüsünden “katılımcı” statüsüne geçerek dahil olması, her iki tarafın da
lehine olacaktır. Özellikle dijitalleşen dünyada bulut teknolojisi ve Endüstri
4.0’ın etkisiyle raporlamalarda muhasebeci üzerindeki emek yoğun işler alınıp
kendisinin daha vasıflı ve katma değerli süreçlere zaman ayırması sağlanırsa,
meslek mensupları da bunu kendi hayatlarında, kariyerlerinde fırsata
dönüştürür.
Kamu
kurumlarının istemiş olduğu beyanname ve bildirgeleri yasal sürelerinde
yetiştirme döngüsünün içerisinde sıkışıp kalmış olan muhasebeciler, önümüzdeki
dönemlerde süreçlerin yalınlaştırılması ve elektronik dönüşümle beyanname ve
bildirimlerin sistemler tarafından üretilmesi ile en büyük sorunlarına çözüm
bulmuş olacaktır. Dijitalleşmenin olumlu katkısını da göz önünde
bulundurduğumuzda, doğru veriyi şimdiden çok daha kısa zamanda üretebilen
muhasebeci bunları analiz edip, yorumlayıp müşavirliğini yaptığı ya da
çalıştığı firmaya içerisinde bulunduğu rekabetçi piyasa içerisinde doğru adımı
atmasını sağlayacaktır. Bu değişim de muhasebecilerin değerinin artmasında devrim
niteliğinde olacaktır.
Çağı Yakalayan Eğitim
Muhasebe
mesleğinin temel sorunlarından biri eğitimdir. Yapılan meslek sürekli olarak
bir değişime ve gelişime konudur ve bu değişim sadece yerel mevzuat ile
kalmamakta aynı zamanda uluslararası standartlarda da yaşanmaktadır. İrili
ufaklı ve her daim bir değişime konu olan mesleği icra eden bireylerin mesleki
yeterliliklerini koruyabilmeleri için sürekli ve periyodik bir eğitim döngüsü
içerisinde olması gerekmektedir. Günümüzde muhasebe mesleğinin ruhsatlı mensubu
olabilmek için hem staj başlatma hem de yeterlilik sınavı için adaylar ciddi
seviyede bir eğitim almakta, aldıkları eğitim sağlıklı bir şekilde
ölçümlenmekte ve ardından da başarılı olan adaylara unvanları verilmektedir. Ancak
mevcut düzende ruhsatını alıp mesleğini icra etmeye başlayan bir muhasebeciyi
kendini geliştirmeye zorlayan herhangi bir yazılı zorunluluk bulunmamaktadır.
Bu da bireyi gelişimi için kişisel bir tercihe itmekte; birey ya mesleğinde
ileri gidebilmek için kendini geliştirmek adına kişisel çalışmalar yapmakta ya
da ruhsatı aldığı günkü bilgilerini koruyarak mesleğini sürdürmektedir. Takdir
edersiniz ki, bu da mesleğinde kendini güncel tutarak geliştirmiş bireyler ile
diğerleri arasında ciddi fark oluşmasına sebep olmuştur. Bu fark ücret tarifesi
ve rekabet koşulları sebebiyle menfaat ve getirilerin belirli seviyede olduğu
muhasebecilik seviyesinde kendini geliştirmenin cazip ve özendirici olmasının
önüne geçmiştir. Bir başka deyişle, mesleki yeterliliklerini geliştiren meslek
mensubu ile ruhsatı aldıktan sonra gelişim için bir çalışma yapmamış
meslektaşın ayrıştırılması için herhangi bir ölçüt söz konusu değildir. Mesleki
yeterlilik çıtasının yükseltilmesine yönelik bir hedef belirlenip bu çıtanın
yükseltilmesi için düzenleme yapılmalı, kendini geliştirip güncel tutan,
mevzuata hakim meslek mensuplarının artması için çalışmalar yapılmalıdır.
Kısaca bilgi birikimini güncel tutan, buna emek ve vakit harcayan meslektaş
sayısının yetersizliği bir sorundur. Bu yönde çalışmalar yapmaya zorlayan veya
özendiren bir sistemin kurulu olmaması ise bir eksikliktir.
Bu
noktada neler yapılacağı ve bu sorunun nasıl çözüleceği hususunda çözümü
teknolojiyi kullanarak bulabileceğimizi düşünüyorum. İllerdeki meslek odalarından
temsilciler, TÜRMOB ve TESMER’in temsilcileri ile bir araya gelerek periyodik
olarak meslek mensuplarının alması gereken eğitimleri belirleyip bu konularda eğitim
içerikleri hazırlamalı, yeri geldiğinde bu konudaki profesyonellerden destek
almalı ve güçlü bir veritabanı oluşturmalıdır. Bunu yaparken üniversitelerin
ilgili bölümleri, çok uluslu bağımsız denetim firmaları ve danışmanlık
firmaları ile işbirliği yapılarak sektörün talep ettiği yüksek nitelikli iş
gücünde aranan özelliklere cevap verecek şekilde bir içerik belirlenmelidir. Hazırlanan
eğitim içerikleri video ve metin içeriği şeklinde düzenlenip çevrimiçi (online)
eğitimler şeklinde bu mesleği icra edenlere sunulmalıdır. Bu içeriklerin
hazırlanması ve sunulmasının belirli bir maliyeti olacağını göz önünde
bulundurursak, bu içeriklere erişimin de meslek mensupları için kabul
edilebilir seviyede bir ücret karşılığında yıllık üyelik aidatlarına ek katkı
şeklinde olması makuldür. Meslek mensubu olmayanlar ama muhasebe mesleğini
yapanlar da eğitimlerden ücretini ödeyerek faydalanabilmelidir. Bu alanda,
gerekirse Maliye Bakanlığı’na mesleki yeterliliğin seviyesinin yükseltilmesinin
kendilerine sağlayacağı fayda açıklanarak yapılacak düzenleme ile bu eğitimler
için ekonomik teşvik sağlanması gündem gelebilir. Eğitimlerin içerikleri hem
ülkemizdeki mevzuat değişikliklerini takip etmeyi ve öğrenmeyi sağlamalı, hem
de uluslararası finansal raporlama standartları hakkında meslektaşları belirli
bir seviyeye taşıyacak nitelikte olmalıdır. Bununla beraber muhasebe mesleğini
icra eden kişilere liderlik, karar alma, proje yönetimi, sunum becerileri ve
etkili iletişim gibi konularda yetkinlik ve becerilerini geliştirecek eğitimler
de sunulmalıdır. Başta SAP ve Excel olmak üzere muhasebe programları ve veri
analizi ile ilgili yazılımları bilgisayarda etkin bir şekilde kullanmayı
sağlayacak eğitimler ve başta ileri düzey olmak üzere, konuşma ve iş
İngilizcesi eğitimleri de sunulmalıdır.
Bu
eğitimlerin sınıf içi olması yerine çevrim içi olması da çok geniş bir kitleye
ulaşmasını, tekrar tekrar izlenebilir, okunabilir olması sağlayacaktır. Meslek
mensubu dilediği şekilde eğitimlere iş yerinden, hafta sonu, işe giderken ya da akşam evinde katılabilecek
ve tamamladığı eğitimleri elektronik ortamda belgelendirebilecektir. Eğitimleri
düzenleyen, hazırlayan, denetleyen kurum da işin erbabı olduğu için içerik
nokta atışı olacaktır ve hedeflenen verim alınacaktır.
Yapılacak
değerlendirme ve tercihe göre, eğitimleri başarıyla tamamlayan meslektaşlara
sertifikasyonla beraber teşvik edici olması için anlaşmalı kurumlarda ek
indirimler, meslek odalarının websitesinde en çok sertifikasyona sahip olan
meslek çalışanlarının ilan edilmesi gibi özendirici uygulamalar seçilebilir.
En
verimli yatırım, insana yapılan yatırımdır. Yukarıda belirttiğim şekilde
meslektaşlarımıza yapılacak yatırım, bu mesleği icra edenlerin bilgi ve
yetkinlik seviyesinin ciddi bir şekilde yükselmesine sebep olacaktır. Bu da hem
kendilerine hem de çevrelerine faydalı olmalarını sağlayacaktır. Muhasebe mesleğinin
algısına da olumlu yansıyacak bu gelişme nitelikli iş gücünün değerini de
yukarıya taşıyacaktır. Bir mesleği icra edenler ne kadar donanımlı olursa,
sundukları hizmetten faydalananlar da o kadar üst düzeyde bir verim elde etmiş
olurlar, bu da bu meslekteki kişilerin değerini artırır. Artan değer
meslektaşların finansal getirilerine yansır. Refah seviyesi ne kadar artarsa
daha mutlu, daha motive meslektaşlar olur.
İletişim İçindeki Meslektaşlar
İçinde
bulunduğumuz teknoloji çağında iletişim kurmak ve iletişim içinde kalmak artık
çok kolay. Taraflar arasında iletişimin sağlıklı kurulduğu bir ortamda
sorunları tespit etmek, ilgilisine iletmek ve bunlara çözüm önerileri bulmak
eskisinden çok kolay. Önemli olan iletişime açık, çözüm odaklı bireyler olarak
bunu hem bireysel kültür hem de temsil ettiğimiz kurumun kültürü haline
getirebilmek ve bunu tabana yayabilmektir. Henry Ford’un dediği gibi “Bir araya
gelmek başlangıçtır, bir arada durabilmek ilerlemedir, birlikte çalışmak
başarıdır.”
Çağın
şartları iletişimi kolaylaştırmış olsa da muhasebe mesleğinin temel
sorunlarından bir diğeri ise meslek mensupları arasındaki iletişim eksikliği ve
birliktir. Bir bütün olarak hareket edememek, sesimizi yeterince güçlü
çıkaramamamıza ve gerektiğinde lobi faaliyetlerinde başarılı olamamamıza sebep
olmaktadır. Farklılıklarımızla bir mozaik oluşturup tek ses, tek bilek
olabilmek konusunda eksikliğimiz olduğunu gözlemliyorum. İçimizde farklı
görüşler olsa da demokratik bir ortamda bunları tartışıp dışarı da tek ve net
durabilmeliyiz. Bu iletişim eksikliğinin giderilmesi de yine günümüz
teknolojisi ile mümkün olacaktır.
Örneğin
meslek mensuplarının erişimine açık olan bir çevrim içi sosyal platform hazırlanarak,
belirli konuların buralarda tartışılması, farklı görüşlerin hep beraber
değerlendirilmesi, oylama yapılması, yorumlanması ve kararlaştırılması
sağlanabilir. Pek çok meslektaşın dile getirdiği sorunları, talep ettiği
istekleri bu platformda aracısız bir şekilde gündeme getirilebilir.
Gözlemlediğim kadarıyla, bağlı bulunduğumuz odalara bunu taşımaktan, doğru kontak
kişiyi bulmaktan çekinen pek çok meslektaşımız mevcut. Halbuki internet
üzerinden üye meslek mensuplarının erişimine açık olan “şeffaf forum” gibi bir ortamda
bu konular gündeme getirilip ele alınarak görüşler, sorunlar paylaşılıp ortak kararlar
alınabilir. Geliştirilecek basit bir uygulama ile meslektaşlar bunu cep
telefonlarına da indirebilir, her an bağlantı halinde kalıp yurdumuzun dört bir
yanındaki meslektaşlarıyla kendilerini ilgilendiren konularda paylaşımda
bulunabilir, özetle her bir meslektaşın katkısıyla oluşturulacak bilgi ve
tecrübe havuzuna ulaşabilir.
Tüm
meslektaşlara açık ve “ünvansız liderlik” yapılabilecek bu gibi ortamlarda
herkes kendini daha rahat ifade edebilecektir. Bu yöntemle temsil sorunu da
giderilecektir. Ayrıca bu forum platformunu sadece bir sorun taşıma aracı
olarak kullanmak yerine elde edilen farklı deneyim ve tecrübeleri paylaşma ve
fikir/bilgi alışverişinde bulunma aracı olarak inşa edersek meslektaşların
kendi içerisinde kaynaşmasını ve bilginin de hızla yayılmasını sağlayabiliriz.
Halihazırda mali müşavirler bağlı bulundukları odalarda ilgi duydukları
alanlardaki komitelere üye olmakta, zaman ayırabildikçe komite toplantılarına
katılmaktadır. Bu toplantılardan çıkan sonuçlar çok kısıtlı bir gruba
dağıtılmakta, bilginin paylaşılarak çoğalması sağlanmamaktadır. Halbuki
bahsedilen şeffaf forum platformu ile bu toplantıda gündeme gelip
kararlaştırılan konular platforma da taşınırsa benzer konu hakkında platformda
yorumlar alınabilir ya da bu konuyu araştıran diğer meslektaşlar kayda geçmiş
görüşlere ulaşıp faydalanabilir. Özetle meslektaşların arasında birlik,
bütünlük, uyum ve ahengi sağlayacak bir paylaşım platformuna ihtiyaç vardır.
Herkesin en kolay, en hızlı ve en düşük maliyetle katılabilmesi için bunun
internet tabanlı olması gerekir. Burada kurulan bağlar ardından düzenlenecek
periyodik toplantılar, sempozyumlar, ortak komite aktiviteleri ile
desteklenerek geliştirilir ve meslektaşlar arasında kapsayıcı bir bütünlük
sağlanır.
Sonuç
Günümüzde
muhasebe mesleğinin karşı karşıya olduğu temel sorunlarını üç temel başlıkta
değerlendirebiliriz. Bunlardan ilki mesleğin yalınlaştırmaya ihtiyaç duyulan
süreçlerinin gözden geçirilerek iş ve özel hayat dengesi bozulmuş çalışanların
hayatına dokunacak elektronik dönüşüm ve dijitalleşme ile mesleği daha
nitelikli ve katma değerli hale getirebiliriz. İkincisi, çağı yakalamak ve
güncel gelişmeleri takip edebilmek için sürekli bir eğitim döngüsü içerisinde
olmak gerekir. Bunu içeren bir eğitim platformu dizayn ederek meslek mensuplarının
her daim kendilerini güncel tutmasını sağlayabiliriz. Sonuncusu da kaybolmaya
başlayan birlik ve bütünlüğümüzü yeniden kazanmak için çağa uygun iletişim
kanallarını kullanıp bir şeffaf forum oluşturarak, meslektaşların kendi
arasında herhangi bir farklılık gözetmeden iletişim kurması için gerekli aracı
inşa ederek kendi aramızda birlik ve bütünlük sağlanabilir.
Özet
olarak, bugün yaşadığımız her sorun aslında bizim için bir fırsatı da temsil
ediyor. Belirtilen temel sorunları gidermek bizlere beraberinde fırsatları
sunacaktır. Yaratılan sinerji ortamıyla diğer pek çok sorunun da giderilmesi
kolaylaşacaktır.