25 Şubat 2023 Cumartesi

Evdeki Altınlarım Artık Bankada | KAD-SİS ile Yastık Altı Altına Veda

Altını yatırım aracı olarak görme konusu tartışmalı bir konu ve bu tartışmada sizin tarafınız ne olursa olsun, hayatınızın bir döneminde elinize büyük ihtimalle altın geçmiştir. İster biriktirip yatırım yapmak ister manevi değeri sebebiyle saklamak için bir şekilde elinizin altında altın olabilir. Bu altınları tutmak sizin için de yük olmaya başladıysa ve kuyumcuya gidip doğru fiyattan satmak, üzerinizdeki nakdi taşımak gibi riskli işlerle uğraşmak istemiyorsanız, artık bir alternatifiniz var: KAD-SİS, yani Kuyumcu Altın Değerleme Sistemi


Beni Kuyumcu Altın Değerleme Sistemine (KAD-SİS) Götüren Yol

Yaşadığımız deprem felaketi sonrasında evde altın tutmak fikrinden tamamen vaz geçtim. Aslında bir süredir, duyduğum hırsızlık vakaları sebebiyle evdeki altınlar konusunda rahatsızlık duyuyordum ama son deprem olayında yaşananlar ile aslında kötü gün dostu olarak biriktirmeye başladığım altınların pek de dost olarak bana eşlik edemeyebileceğini gördüm. Böyle olunca neler yapabilirim diye düşündüm. İlk aklıma gelen kuyumcu oldu ama şöyle bir risk vardı: hangi kuyumcu güvenilir bilmediğim için altınımı doğru fiyattan satmak, satış sonrasında üstümdeki parayı taşımak bana ciddi bir risk olarak gözüktü. Kurumsal dünyadan geldiğim için ikinci alternatif olarak bankaların altın günü aklıma geldi. Çalıştığım bankaların altın günü takvimlerini inceledim. Oturduğum semtte yakın olmamakla beraber ilçede ayda bir-iki gün olduğunu gördüm. Bu kuyumcudan daha iyi bir fikir gibi geldi çünkü hem elimdeki altınları yine altın olarak kayda aldırabilecektim hem de karşımda kurumsal bir muhatap olacaktı. Tek sıkıntı takvimin ve kapsamdaki banka şubelerinin bana çok uygun olmamasıydı. Başka nasıl bir çözüm bulabilirim derken Akbank websitesinde “Altınlarınızı İstanbul Altın Rafinerisi kuruluşu KADSİS’in anlaşmalı kuyumcularına getirin, gram altın karşılığı anında altın hesabınıza yatsın” şeklindeki duyuruyu okuyup detaylarını araştırdım. Akbank’ta hesabınız yoksa da yazımı okumaya devam edebilirsiniz çünkü sistem Akbank ile sınırlı değil, Ziraat Bankası, İş Bankası, Vakıfbank, Halkbank, Deniz Bank, Vakıf Katılım, Ziraat Katılım, Türkiye Finans ve Emlak Katılım da bu sisteme dahil finans kuruluşları.

Sistem Nasıl Çalışıyor?

KAD-SİS, fiziki altınlarınızı kuyumcular aracılığı ile banka hesabınıza kolayca ve güvenle aktarmanızı sağlayan bir sistem. Sisteme dahil olan kuyumculara Altın Değerleme Noktası (ADN) deniliyor. Neredeyse her ilde ADN bulunuyor. Gün ve şube kısıtı olmadan gram, çeyrek, yarım, cumhuriyet, bilezik, kolye vb. farklı saflıktaki fiziki altınlarınızı anlaşmalı kuyumculara götürebiliyor, değerleme sonrasında KAD-SİS aracılığı ile anında bankanızdaki altın mevduat hesabınıza yatırabiliyorsunuz.

Tanıtım metninden düzenlediğim yukarıdaki metindeki gibi, önce evime en yakın anlaşmalı kuyumcuyu www.kadsis.com websitesinden bulup telefon ile sisteme dahil olup olmadığını teyit ettim. Altınları getirmeden önce yapmam gereken bir şey var mı diye sorduğumda, bankanızda altın hesabınızın olması ve teyit edebilmemiz için nüfus cüzdanınızı yanınızda bulundurmanızı rica ederim cevabını aldım.  Ek olarak, gelmeden önce ADN yetkilisinin kuyumcuda olduğunu telefonla teyit etmemi belirttiler. Dedikleri şekilde teyit ettikten sonra altınları cebime koyup kuyumcuya gittim. Yetkili kişi farklı gram ve ayardaki altınları kontrol ettikten sonra kamera kayıtlarına geçecek şekilde beraber sayımını ve ölçümünü yaptık. SMS ile gelen onay kodunu paylaştıktan hemen sonra mobil bankacılıktan kontrol ettiğimde hesabıma teslim ettiğim altınların 24 ayar karşılığı geçmişti. Karşılıklı olarak tespit ve tesellüm tutanağını imzaladıktan sonra kendi kopyamı alıp kuyumcudan ayrıldım.

Süreci adım adım özetlemek gerekirse:

  • Öncelikle size bir bilgilendirme formu imzalatılıyor.
  • Bilgilendirme formundan sonra tarafınıza işleme başlamak ve bankadaki hesap numaralarınızın görüntülenebilmesi için mobil onay vermeniz gerekiyor.
  • Onaylarınızdan sonra altınlarınızın değeri kamera önünde hesaplanıyor.
  • Değerleme işlemi sonucunda tutar için mutabık kalmanız durumunda KAD-SİS üzerinden bankadaki hesabınıza gram cinsinden transfer gerçekleşiyor.
  • Transfer işlemi tamamlandıktan sonra teslim tesellüm belgenizi alıyorsunuz.

Peki Sistemin Avantajları ve Dezavantajları Nedir?

Fiziki altınlarınızı size en yakın açık ADN’den dilediğiniz zaman hesabınıza aktarabilirsiniz. Böylece işlem için uygun gün ve şube beklemezsiniz.

Altınlarınızı çalınma veya kaybolma riski olmadan güvenle ve kiralık kasa gibi saklama maliyeti olmadan saklayabilirsiniz.

Hesabınızdan hızlı ve güvenli bir şekilde işlem al-sat veya birikim yapabilirsiniz.

Altınlarınızın değerini anlık olarak değişen kurlar ile izleyebilirsiniz.

Altınlarınızı farklı yatırım fırsatlarında dilediğiniz gibi kullanabilirsiniz.

Sistemin dezavantajı nedir derseniz, genel olarak bankalardaki alım satım makasının geniş olması derim. Kısa vadeci olmadığım için ve altın benim portföyümde hiçbir zaman yüksek oranda olmayacağı için bu durumu göz ardı edebiliyorum.

Özetle...

Son olarak, altın değerleme sürecinde müşteriden ücret talep edilmediğini de paylaşayım. Yani kuyumcuya “hayırlı işler” dileyerek oradan ayrılabilirsiniz. Altınlarınızı kuyumcular aracılığıyla haftanın her günü banka hesabınıza kolayca ve güvenle aktarmanızı sağlayan bu sistemde ofis çalışanıysanız izin almadan hafta sonu ya da mesai saatleri sonrasını da kullanabileceğinizi hatırlatmak isterim. Bundan sonra da elime altın geçtikçe bu yöntem ile saklamayı tercih ederim. 

11 Şubat 2023 Cumartesi

Capture PMI's Transformation Journey towards Sustainability

Sustainability sits at the core of our transformation, we see it as a fundamental opportunity for innovation, growth, and purpose-led, impact-driven, long term value creation. We work hard to integrate sustainability into every aspect of our business and activities. In this post, you will find some of the recent initiatives towards sustainability in Philip Morris International (PMI) and PMI Istanbul HQ Office.



This is the green view of our balcony in Istanbul HQ Office. This balcony is the place where I have my coffee breaks, catch up with my colleagues and even brainstorm with my project team. This time I am alone in this green balcony and I have things to read: PMI’s sustainability achievements and objectives. Through sustainability reporting, companies communicate their performance and impacts on a wide range of sustainability topics, spanning environmental, social and governance parameters. PMI is very transparent in terms of sustainability reporting and acts responsibly towards a sustainable world.

 

In Philip Morris Turkey offices, employees can easily find so many recycling bins. Recycling is crucial to lessen the carbon footprint and contribute toward a healthy environment and sustainability. We have an eco-friendly waste management system that protects the environment and secures the community’s wellbeing. Materials such as plastics, paper, glass, and aluminum can be recycled and reused over and over again.


Animal welfare is our passion. We believe that all animals, from the domestic to the exotic, deserve the right to be protected and to live happy and healthy lives. Even our offices are places where animals live in a safe habitat and we live in harmony together. 



All the world is a stage for sustainability. In this photo, you see the “Stage”. It is a meeting room in our green garden of Istanbul HQ Office. It is just like an office room in the middle of a forest. The stage is one of the continuous improvements towards reducing the environmental impacts of the office work. It facilitates activities that promote sustainable lifestyles. The atmosphere in Stage inspires employees to get involved and adopt environmentally-friendly habits. Come in, Stage is yours, just act towards sustainability!
 

Sustainable development relates to all humans and involves all aspects of our lives; learning must therefore be part of a lifelong process. In PMI, we have lifelong learning opportunities that proactively respond to our expressed needs and objectives, such as learning, development or capacity building programmes for soft and hard skills. We have tools like Fuse, Udemy and Rosetta Stone. This picture shows a scene from my live tutoring session on English. I have a dream to work in a foreign country and I invest to excel my communication skills. Having such an opportunity in PMI not only contributes to my development but also opens the way for a sustainable future for lifelong and self-motivated learning.

 



Creating a sustainable office environment strengthens our core smoke-free vision with an ever-developing approach to sustainability. Our office in Istanbul is a living, breathing ecosystem set within an urban environment. Our workplace has plenty of space with trees and plants. They make our environment healthier and more productive. Placing plants around the office helps us to clean the air and promote natural climate control. Our trees in the garden where we get afternoon sun significantly reduce our air conditioning costs. Also, trees help to block cold winter winds, so planting coniferous keep our winter heating costs down. Simply, we implement go-green ideas in a full-green environment.



We have an inclusive and equal working environment with opportunities for everyone. As an employee of PMI, I see my company focuses on eliminating gender disparities in work environment and ensuring equal access to all levels of development for the vulnerable, including persons with disabilities. That is one of the drivers how we achieve full and productive employment and decent work for all women and men, including for persons with disabilities, and equal pay for work of equal value.

 


In PM Turkey Istanbul office, we are aware that cleaning wastewater of any kind first requires understanding its composition and particle-size distribution. From there, wastewater treatment can identify the right mix of mechanical processes, chemical water treatment and biological solutions. For sure, removing contaminants is not enough. For a truly sustainable approach, there are many ways to future-proof water treatment processes, and we are happy to share our experience in Turkey.


Sport has the power to change the world; it is a fundamental right and a powerful tool to strengthen social ties and promote sustainable development and peace, as well as solidarity and respect for all. In PM Turkiye offices we have gym where we can exercise for a healthy and sustainable life. It is open not only office days but also weekends. So we enjoy everyday as a new game day!


One of the most sustainable things people can do is to increase the physical activity for a more active life. The battle to tackle physical inactivity starts by keeping yourself fit for the action. And we have a great gym for those who want a healthier and ultimately happier planet.


In PMI, we have wide variety of learning opportunities for Sustainability. These learning plans provide a comprehensive knowledge highlighting the wide range of skills and processes that are needed to support the constructive collaboration and action required for addressing complex issues. Udemy Business is one of these tools provided to PMI employees to deep dive into Sustainability issues.


In PM Turkiye offices, we literally walk the talk: our garden is totally green and sustainable because we walk the green talk!


Gardening in a sustainable way is more economical as it involves using recycled materials, reducing the use of natural resources, and requires less maintenance. Creating a sustainable garden is what we have done in Turkey as we realized the importance of having backyards that are not only beautifully planted and well designed, but also work in partnership with green life in the city center and help to mitigate climate change.


We are not alone in the world, we share it with others, just like the turtle on the right side of the photo shares the pool with the turtle in the left side of the pool.


Life continues in a sustainable way – in the pool of our PMI office.


In order to decrease the number of hardcopy ledgers and printouts in the way of working, we benefit from digitalization through our transformation journey. Digitalization enables us to keep data in cloud instead of on paper, so that we decrease our carbon footprint as well.


Inside our office, we protect the nature by acting responsibly so that we save the green forests. Outside our office, we live in our green garden, enjoy our coffee and lunch breaks in a natural environment which feeds our mental well-being.


As we transform for good, we see it as a fundamental opportunity for innovation, growth, and purpose-led, impact-driven, long-term value creation. Accordingly, we work hard to integrate sustainability into every aspect of our business and activities. And we periodically report on sustainability and inform our investors and stakeholders.


As one of the winners of PMI’s World Clean Up Challenge 2022, our company gifted me 2 special gifts; one for individual success and one for team success. My gift was two trees for the planet. Every tree is geolocated and photographed – I can follow its story online, that’s great to follow up its growing.


I was working for PhilSA in 2014, the year that I became a father, and that summer all employees were given one olive tree seedling. One of my friends had not had the opportunity to plant, so he handed over his seedling to me as well. I went home with two seedlings in the service bus and looked after them on the balcony until the end of the week, and at the weekend I planted them in the garden of our summer house in Seferihisar, district of Izmir. The seedlings that I gave the life water to, dreaming of getting olives in the future, hugged the soil and life tightly, loved their place, started to rise, and get stronger.

 




5 Şubat 2023 Pazar

My Son Cries for Rain - Act for Sustainability Now!


Due to the semester break, we came to my hometown, Izmir, as a family, on Sunday. Thus, while I was relieving my mother's longing for grandchildren and children, whom I had not seen since the end of summer, I also made a change for myself by working remotely. 

Coming to Izmir is also a good opportunity to reminisce and meet friends. For this reason, I made a program on Tuesday evening with my ex-manager and my graduate friend in Karşıyaka, where I lived while I was in İzmir, and I took my son Okan after work and set off. My wife had already gone to Karşıyaka in the afternoon and met with her friend, and when I finished my work, father and son got into the car and got involved in the evening traffic. 


There was a lot of traffic on the Yeşildere road, and our radio was on. In the radio program we listened to, it was mentioned that we may encounter the problem of thirst and drought in the summer since there is almost no rain in the winter months and the probability of sufficient rain and snowfall in the coming days is low. Thereupon, I told Okan that we do not take diligent care of the world, and that in case of thirst, we will have difficulties in the summer. We talked about how the decrease in the availability of water, the source of life, will affect my life. Then the traffic started to flow, I concentrated on the road, there was silence for a while. Then, when one of Okan's favorite songs was played on the radio, I hung up on Okan, saying "you don't accompany me". He broke his silence by saying "I cried dad". 


Okan cried silently in the back seat, thinking that we are responsible for this situation with what happened to our world, what we did and did not do, and that we will all be punished for this responsibility in the coming period. Okan asked “What can we do now?” as he wiped his eyes with a napkin. I said, we can take responsibility, protect nature, protect natural resources, set an example for our environment, and raise awareness. After saying these things at first, I could not speak any more. The fact that a 9-year-old boy was upset and worried about these “big” issues was almost like directly hitting the wall for me. 


Then we parked the car in the parking lot of the shopping mall where we were going to meet with my wife and friends and got out of the car. While Okan was entering the mall with a used napkin in his hand, he saw the trash cans. One read "recyclable waste" and the other read "all other waste". “Can I dispose of the napkin in recyclable waste?” He said, “Of course,” I said, and after he threw, we moved on. 


As I was writing these lines the next day, I thought that even though it was late for yesterday, we still have things to do for today and tomorrow, and if we all do our part, we can leave a sustainable world for our children and grandchildren to live in. I am kicking off this day with this awareness, what about you? 


25/01/2023, Izmir, Turkiye

Pau Garcia Milia on "Why Big Corporations Should Innovate Like Start-Ups"

Pau Garcia Milia is a renowned speaker, entrepreneur and innovation expert who recently held a conference on innovation that I had the opportunity to join. The conference in Dubai was attended by a large number of PMI Duty Free employees who were eager to hear Pau's insights and thoughts on innovation.


Pau began the conference by highlighting the importance of innovation in today's fast-paced world. He explained that innovation is no longer a luxury, but a necessity for businesses and individuals to stay ahead of the curve. He also emphasized the need for continuous innovation, as the world is constantly changing and evolving.

One of the key takeaways from the conference was Pau's discussion on the role of technology in innovation. He stressed that technology is an enabler of innovation, but not the only driver. He also talked about the need to understand the user and their needs, as the ultimate goal of innovation is to solve real-world problems and improve the quality of life.

Pau also spoke about the importance of failure in the innovation process. He encouraged attendees to embrace failure as a valuable learning experience, and not to be afraid of taking risks and trying new things. He also emphasized the need for a culture of experimentation, where failures are seen as opportunities to learn and improve.

In conclusion, the conference on innovation by Pau Garcia Milia was a valuable learning experience for all attendees. Pau provided a fresh perspective on innovation and the role of technology, while also encouraging attendees to embrace failure and take risks in their pursuit of innovation. If you have the opportunity to attend one of Pau's conferences in the future, I highly recommend it! Thanks to PMI Duty Free Connect Conference organization team to have Pau in our event.


PS: The content including the text and image is mainly created by the technique shared by Pau in the conference and certainly, there are some personal touches on the text and image. Personally I am not new to Chat GPT and Canva but the way Pau used these tools in his speech confirm that I should keep on benefiting from these tools. 

Yağmur İçin Ağlayan Oğlum

Yağmurlu bir Pazar sabahında cama vuran yağmurun "camlar pislendi" diye düşündürmesi yerine "oh be nihayet barajlar dolmaya başlayacak" diye mutlu ettiği şu anlarda geçtiğimiz günlerde yazıp paylaşmaya çekindiğim aşağıdaki satırları artık paylaşabilirim.


 25/01/2023

Sömestre tatili sebebiyle geçtiğimiz Pazar günü ailece memleketim İzmir’e geldik. Böylece hem yaz sonundan beri göremediğim annemin torun ve evlat özlemini dindirirken, uzaktan çalışarak kendim için de bir değişiklik yapmış oldum.

İzmir’e gelmek demek, hatıraları yad etmek, dostlarla buluşmak için de iyi bir fırsat. Bu sebeple Salı akşamı için İzmir’deyken yaşadığım Karşıyaka’da eski müdürüm ve yüksek lisanstan arkadaşım ile program yaptım ve mesai sonrası oğlum Okan’ı da alıp yola çıktım. Zaten eşim öğlenden Karşıyaka’ya geçip arkadaşıyla buluşmuştu ve ben de işlerimi bitirince baba-oğul arabaya binip akşam trafiğine dahil olduk.

Yeşildere yolunda oldukça trafik vardı ve yolda radyomuz açıktı. Dinlediğimiz radyo programında içinde bulunduğumuz kış aylarında yağmurun neredeyse hiç yağmaması, önümüzdeki günlerde de yeterince yağmur ve kar yağma ihtimalinin düşük olması sebebiyle yazın susuzluk ve kuraklık sorunu ile karşılaşabileceğimizden bahsedildi. Bunun üzerine Okan’a dünyaya iyi bakmadığımızı, susuzluk yaşanması halinde yazın zorlanacağımız söyledim. Hayat kaynağı suyun bulunurluğunun azalmasının hayatımı nasıl etkileyeceğinden bahsettik. Sonra trafik akmaya başladı, ben yola konsantre oldum, bir süre sessizlik oldu. Ardından radyoda Okan’ın favori şarkılarından biri çalınca “eşlik etmiyorsun” diye takıldım Okan’a. Sessizliğini “ben ağladım baba” diye bozdu.

Dünyamızın başına gelenler, yaptıklarımız ve yapmadıklarımızla bu durumdan sorumlu olmamız ve önümüzdeki dönemde bu sorumluluğun cezasını da hep beraber çekecek olmamızı düşünerek arka koltukta sessizce ağlamıştı Okan. Peçeteyle gözlerini silerken “şimdi ne yapabiliriz?” diye sordu. Sorumluluk alabiliriz, doğayı koruyabiliriz, doğal kaynaklara sahip çıkıp çevremize de bu konuda örnek olup bilinçlendirebiliriz dedim. İlk anda bunları söyledikten sonra ben de daha fazla konuşamadım, 9 yaşında bir çocuğun bu konulara üzülüp endişe duyması beni adeta duvara toslatmıştı.

Ardından eşimle ve arkadaşlarımla buluşacağımız AVM’nin otoparkına arabayı park edip araçtan indik. Okan elindeki peçetelerle AVM’ye girerken çöp kutularını gördü. Birinin üstünde “geri dönüştürülebilir atıklar”, diğerinde de “tüm diğer atıklar” yazıyordu. “Peçeteyi geri dönüştürülebilir atıklara atabilir miyim?” dedi, “tabi ki” dedim ve attıktan sonra ilerledik.

Ertesi gün bu satırları yazarken dün için artık geç olsa da bugün ve yarın için hala yapabileceklerimiz olduğunu, hepimizin üstüne düşeni yapması halinde çocuklarımıza, torunlarımıza da yaşayabilecekleri sürdürülebilir bir dünya bırakabileceğimizi düşündüm. Bu bilinçle bugüne başlıyorum, peki ya sen?  

Google adsense

Analytics