Seferihisar’dan ayrılmamızdan yalnız birkaç saat önce, denize karşı
oturup 2024 yazının özetini çıkarmaya karar verdim. Haziran’ın ilk haftasındaki
yoğunluk, okulların tatil olması ve Kurban Bayramı derken, Bursa sonrası
Seferihisar’a gelip bir kez İstanbul, bir kez de Finike’ye gitmek dışında yazı
konfor alanım Teos’ta geçirdim. Dönüp baktığımda “her güzel şey gibi işte bu da
bitti” diyebilmek bile artık başlıca bir şükür sebebi.
Beklentiler ve Gerçekler
Yaza başlarken, yoğunluğu geride bırakıp bolca yazı yazacağımı, kitap
okuyacağımı ve bunları sıklıkla LinkedIn’de paylaşacağımı düşünüyordum. Ancak,
işlerin bitmek tükenmek bilmeyen yoğunluğundan arda kalan vakitte denize
gitmeyi, yürüyüş yapmayı ve sosyal medyada gezmeyi tercih ettim. Öyle bir rutin
oluşturdum ki, Sığacık Kale içine birkaç kez, Urla’ya sadece bir kez giderken,
yaz başında kesin gideriz diye düşündüğüm Gümüldür’e hiç gitmeden yazı
kapatıyorum. Yine de pişman değilim çünkü rutinimin içinde kaçırdığım için üzüldüğüm bir şey
olmadı. Oluşturduğum rutinlerle ve düzenimle tatmin oldum: sabah yürüyüşleri,
mesai sonrası denize gitmeler, Cuma sabahı pazar alışverişleri derken hiç izin
kullanmadan hem yorulup hem de tatildeymişim gibi hissettiğim bir yaz yaşadım. Bir
kez daha uzaktan çalışabiliyor olduğum için ne kadar şükretsem, hatta ailece
şükretsek azdır.
Bekleyiş ve Heyecan
Bu yazın benim için en başından beri bir geri sayım, bekleyiş özelliği de
vardı. Eylül ayında kariyerimdeki o değişiklik olacak mı, olmayacak mı diye yaz
başından beri heyecanla bekliyordum. Yine çok şükürler olsun ki Ağustos’un
başında resmi mektubumu da aldım: terfi ettim! Evde çığlık atarak ev halkını korkuttuğum o
öğleden sonra yaşadığım rahatlama beni yıllar öncesinde Philip Morris için yine
yaz tatilimde teklif aldığım 2013 yazına götürmüştü. İnşallah daha büyük
başarıları sağlıkla kucaklarım.
Sosyal medyada yaza veda hikayeleri paylaştığımız gecenin ertesinde
birazdan İzmir’e gidip dostları da fiziken gördükten sonra önce Bursa, sonra
İstanbul şeklinde alıştıra alıştıra eve döneceğiz. Seferihisar’ın soğuk denizi
gibi bir anda girmek mümkün değilse önce biraz adım atıp yaklaşmak gerekiyor,
biz de bunu tüm yaz deneyimlemiş insanlarız.
O değil de, yaz sonunda su nasıl da ısınmıştı ya… Hele o frizbi
oynadığımız Pazar günü… Peki o akşamları ayın denize vurması... Bir de sahilde dinlediğimiz o güzel müzikler yok mu...Bu güzel yaz hatıraları ile yazı bitiriyor olmak çok
güzel. Ben senden razıyım 2024 yazı. Kendine iyi bak Mavi Teos!