Her zaman bir önceki yazdığımın üzerinden silerek yazmaya başlıyorum. En son başlığın “başka bir dünya mümkün” olduğunu görünce şöyle bir içim ısındı. Aradan geçen günlerde İzmir, Yalova, Bursa ve yine İstanbul’da olsam da yazamadım, malum sebepler, tekrara düşmeye gerek yok. Ama şükür, daha iyiyim, daha iyi yönetmeye, her gün ileriye gitmeye devam ediyorum. Çok çalışıyorum ama bunu dert etmemeye yavaş yavaş başlıyorum. Arada bir bira içip Playstation’da online bir futbol maçı yapıp golü atınca yaşamdan aldığım keyfi artırıyorum. Tıpkı şu an camdan kayıp giden yağmur damlalarını izlerken yaptığım gibi...
Yolculuk devam ederken bu Cumartesi sabahı işleri beynimin bir kenarında park edip bir kaç haftadır alsam mı diye internet sayfalarında ve YouTube kanallarında inceleyip heveslendiğim Apple Watch’ı görmek için Cadde’deki Apple Store’un çevresinde 3 tur atıp park edecek yer bulamayınca bu kez diğer arabalardan cesaret edip çapraz karşısına dörtlüleri yakıp park ettim. İçeride görevli arkadaş kayış alternatiflerini gösterirken anonsu duyup teşekkür ederek kendimi caddenin karşısına attım ve arabaya binip kaçarak uzaklaştım. Şimdi favori kahvecim Nero’da sıcak lattemi yudumlarken halime şükrediyorum. Yakınımdaki bir masada koşucu olduğu belli iki genç ile bir amca yurtdışındaki olimpiyat yarışları hakkında sohbet ederken Aralık-Ocak gibi İsviçre ve Polonya’ya gideceğim için ufak bir heyecan ile görüşme yapmam gereken paydaşlarla ilgili öncesinde planlama yapmam gerektiği için daha çok yük hissettim. Derdim bu olsun be Volkan dedim, biraz daha sörf yaptım.
Sörf sonrası devam edeyim, biraz kaynatalım… Kahveciye bir abi geldi, yaşı 54’müş ama hiç göstermiyor. Can Bey’miş adı, 24 tane dairesi, plazası, imarlı arsası, bin iki yüz kişinin çalıştığı fabrikası varmış. Şu an emlakçılarla bu gayrimenkullerin önümüzdeki dönemde hangilerinin satılıp hangilerinin kiraya verilmesi konusunda fikir alışverişinde bulunuyor. Öncesinde de baristalarla sahip olduğu Tesla hakkında konuşup onlara ikinci elini iki buçuk milyona alabilecekleri, sıfırına boşu boşuna üç milyon vermemeleri konusunda tavsiye verdi. Bin iki yüz çalışanına ne kadar maaş ödüyor bilmiyorum ama doktora bile yapmış Cem Bey genç barıştaların bu paraları vermesi çok olası gözükmediği göz ardı etmemesini beklerdim. Emre Belözoğlu’ndan Ali Koç’a kadar farklı ünlülerle ilgili atıfta bulunduğu sohbeti dinlerken okuduğumu çok anlamasam da emlak vergisi işlemlerimi hallettim.
Kahvemi de içip öğleni de gördüysem artık yola devam etme zamanı. Oh be biraz kafam da dağıldı, iyi geldi valla.
Son olarak, madem insta'ya hikaye koyacak motivasyonum yok, ben de burada paylaşırım son günlerde çektiklerimi...
|
Baba oğul yeni güne hazırız. |
|
Yorulmak Olmaz, Yola Devam |
|
Yatırımlarınızı çeşitlendirin :) |