Hayat bisiklete binmek gibidir; pedalı çevirmeye devam ettiğiniz sürece düşmezsiniz.
31 Aralık 2012 Pazartesi
Kolay Okunacak Zor Bir Yazı
“İki kere aynı hatayı yapmak imkânsızdır! İkinci kez yapılanın adı tercihtir...” lâfını edene, “Kazanmaktan mı, ‘kaybetmekten’ mi söz ediyorsun” diye sormuşlar mıdır acaba?
“Kaybetmek” deyince, insan durup dururken Sun Tzu’nun, öfkeyi, ısrarla “sessizlik”ten ayrı düşüren, “Dövüş ustası olanlar öfkelenmezler, kazanma ustası olanlar korkmazlar, akıllılar dövüşmeden kazanır, cahiller kazanmak için dövüşürler” telkini ile yüzleşiveriyor çünkü...
“Sessizlik” deyince, Pythagoras’ın, “Ya sessiz ol ya da sessizlikten daha iyi bir şey söyle” diyen tespiti ok gibi saplanıyor hayalhâneme...
“Ok” deyince, Uzakdoğu’ya uzanıyorum ve “En fazla ileriye giden ok, en çok geriye çekilmiş yaydan çıkar” inceliğinin hakkını teslim etmek zorunda kalıyorum.
“İncelik” deyince, turuncunun coğrafyasından sıyrılıp, yazarın renk kartelasına sığınıyorum; Eflâtun, “Kaybettiğimiz inceliktir” diyor çünkü “Suskunlar”da... “Eflâtun” deyince, Nef’i’den bir beyit telâffuz etmeden olmuyor elbette: “Akla mağrûr olma Eflâtun-ı vakt olsan eğer/bir edîb-i kâmili gördükde tıfl-ı mekteb ol...”
“Akıl” deyince, ister istemez, “Koyma akıl kapıya kadar gider” yakıştırmasıyla rüzgârlanıyorum. “Rüzgâr” deyince, Montaigne’i anmak gerekiyor ve “Gideceği limanı bilmeyen gemiye hiçbir rüzgâr yardım edemez” ifadesinin çarpıcılığı, yaşlanmakta olduğumu yüzüme vuruyor.
“Yaşlanmak” deyince, Shaw ile ilk tanıştığım yıllara gidiyor ve “Yaşlanıyorsunuz; ama bakıyorum bunu bile bir övünç nedeni yapıyorsunuz, her konuda olduğu gibi...” iğnelemesini, artık anlıyor olmanın ironisi ile gülümsüyorum.
”İroni” deyince, Şarlo’nun Einstein’a, “Beni alkışlıyorlar çünkü hepsi beni anlıyor; seni alkışlıyorlar çünkü hiçbiri seni anlamıyor” derken, ona az da olsa imrenip imrenmediğini merak etmeye başlıyorum.
“Anlamak” deyince, son cümle ile zihnim bir Hadis-i Şerîf’e yanaşıyor ve “İnsanlara anlayabilecekleri kadarını söyleyiniz” sesine kulak veriyorum.
“Yanaşmak” deyince, “İskele vapura yanaşmaz” söyleminin, gücünü basitliğine borçlu olduğunu fark ediyor ve susuyorum.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder