22 Mart 2010 Pazartesi

Ekonomik Kriz Nasıl Çıktı?

ABD’nin otomotiv başkenti Detroit kentinde bar sahibi Joe’nun işleri iyi gitmiyor. Çünkü otomobil sanayi ile birlikte Detroit’in ekonomisi de çöküyor. Müşterileri işsizler ve alkolikler; paraları yok. Joe’nun aklına dahiyane bir pazarlama stratejisi geliyor.

“Bugün iç yarın öde” kampanyası başlatıyor. Yani müşterilerine kredi açıyor. Sonra içilen içkiyi ve tutarını bir veresiye defterine kaydediyor. Bekleneceği gibi, içki satışları patlıyor. Kentin her köşesinden işsizler ve alkolikler Joe’nun barının müdavimi oluyor.

Joe uyanık bir bar sahibi. Bu durumda fiyatlara zam yapıyor. Ama peşin para ödemeyen müşteriden hiç tepki gelmiyor. Fakat cirosu ve kârlılığı daha da artıyor. O da tekrar zamlıyor. Kentin en çok satış yapan ve en kârlı barı seçiliyor.

Parlak finansçılar devrede

Joe’nun çalıştığı bankanın genç ve dinamik müdürü olayı farkediyor. Satışı ve kârı artan Joe’ya yüksek kredi limiti açıyor. Joe’nun veresiye defterindeki alacakları karşılık kabul ediyor. Borçlular işsiz ve alkolik olsa bile fazla risk taşımadığına karar veriyor. Bu noktada bankanın genel müdürlüğü uyanıyor. İyi üniversitelerin fizik, bilgisayar ve matematik bölümlerinden mezun parlak finansçılar işe koyuluyor. Joe’nun veresiye defteri bölüp harmanlanıyor. Karşılığında çıkartılan tahviller dünya piyasalarına pazarlanıyor. Ama önce kredi derecelendirme kuruluşlarına gidiliyor. Analistler bakıyor. Tahvilin karşılığı yani Joe’nun veresiye defteri sağlam bulunuyor. Tahvillere yatırım derecesi AAA kredi notu veriliyor.

İyi niyetli (yoksa saf mı?) yatırımcılar AAA kredi notunu önemsiyor. Aldıkları tahvilerin karşılığının aslında işsiz ve alkoliklerin içki borcu olduğunu anlayamıyor. Üstelik, tahvillerin fiyatları sürekli artıyor. Dolayısı ile bu kârlı işi fazla karıştırmak da istemiyorlar. Bir an için durup bakalım. Herkes halinden memnun. İşsiz alkolikler içkiye boğuluyor. Joe ev, araba, yat, vs. alıp sınıf atlıyor. Banka parlak finansçılara inanılmaz primler dağıtıyor. İşte, bir piyasa mucizesi daha, değil mi! Böyle düşünen iktisatçılar da var.

‘Saadet zinciri’ kopunca...

Derken bir gün... Maalesef bir risk yöneticisi arabanın tekerine çomağı sokuyor. Veresiye defterinde yer alan işsiz ve alkoliklerin borç ödeme kapasitesini araştırıyor. Ve böylece cehennemin kapıları açılıyor. “Saadet zinciri” kopuyor. Banka kredileri geri isteyince Joe iflas ediyor. Joe borcunu ödemeyince bankanın bilançosu bozuluyor. Tahvil fiyatları hızla düşüyor. Bunları kredi ile satın alanlar sıkışıyor. Bu da bankaların özkaynaklarını bitiriyor. Para piyasalarında likidite kuruyor.

Özkaynağı kalmayan bankaların kredileri kesmesi dönüp içki üreticilerini vuruyor. Onlar çalışanlarını işten çıkartıyor. Yeni bir iflas dalgası geliyor. Bir kısır döngü çalışmaya başlıyor. Ekonomide işsiz (ve alkolik) sayısı patlıyor. Ya bankalar ve bankacılar? Washington’da güçlü bağlantıları var. Devletten trilyon dolarlık kurtarma paketleri kopartılıyor. Bankacıların yüksek primleri sürüyor. Operasyonu işini kaybetmeyen ve içki içmeyen vatandaşlar finanse ediyor.

İşte dünyadaki ekonomik krizin en basit şekilde ifadesi. Bu güzel hikaye Asaf Savaş Akat'ın bir köşe yazısından alıntıdır.

18 Mart 2010 Perşembe

Stopaj Nedir?



Stopaj usulünde vergi, asıl borçludan değil, vergi sorumlusundan talep edilir. Bu yolla, gelir daha sahibinin eline geçmeden önce vergilendirilmiş olmaktadır. Videomuzda "emin olun" bu konuyla ilgili...

Raporlarda En Çok Yapılan Hatalar

Varolan Bir Rapor Üzerinden Yürüyerek Yeni Bir Rapor Yazarken Dikkat Edilecek Hususlar



Çoğumuzu bir rapor yazarken daha önce yazılmış olan raporun üzerinden gitmeyi kolaylık sağladığı için tercih ederiz. Format açısından bize önceki rapor üzerinden yürümek oldukça fayda sağlasa da ufak dikkatsizlikler yüzünden raporda büyük hatalar yapmamıza yol açabilir. İşte bu nedenle, tecrübelerimden elde ettiğim bazı hususları paylaşmak istedim ki raporu bitirdiğimizde bu hususların üzerinden giderek en çok düşülen hatalardan uzak duralım.

Raporun Dönemi: Birçok rapor belli bir dönem için yazılmaktadır. Raporu yazarken ilk iş olarak çoğumuz raporun dönemini değiştirerek başlarız. İşte böyle durumlarda sayfalarca dökümanda tek tek dönemleri değiştirmek yerine Microsoft Word’ün bize sağlamış olduğu CTRL + F özelliğini kullanarak mevcut rapordaki dönemi yeni raporumuzun konusunu teşkil eden dönemle değiştiririz. Eğer bu özelliği kullandığınızda “tümünü değiştir” özelliğinden faydalandıysanız, raporun dönemini ile aynı isimde olan ancak rapor içinde değiştirilmemesi gereken bilgiler siz fark etmeden otomatik olarak değişecektir. Bu hatalı değişikliklerden kaçınmak için ya Word’ün tek tek değiştirme imkanını kullanın ya da tümünü değiştirdikten sonra raporunuzda değiştirilmemesi gereken dönemsel bilgiler için tekrar bir gözden geçirme yürütün.

Sözleşme Bilgileri: Raporu yazmanız için dayanağınızı oluşturan dayanak sözleşme bilgileri eğer önceki rapordan farklı ise bu rapor bilgilerini mutlaka değiştirmeniz gereklidir. Raporun baş sayfalarında genelde bahsedilen sözleşme bilgileri çoğunlukla gözden kaçmakta olan önemli bir bilgidir.

Ekler ve Ekler Tablosu: Dönemi değişen raporun eklerinde de çoğunlukla değişiklik olmaktadır. Araya bir ek girmesi ya da mevcut bir ekin yeni dönem raporunda gereksiz duruma gelmesi halinde bu eki çıkarmamız gerekir. İşte bu durumlarda raporumuzun içindeki tüm ek numaraları da değişiklik gösterir. Böyle durumlarda ilgili ek numarasından sonraki tüm ek numaralarının güncellenmesine ve bunların ekler tablosundaki ile mutabık olmasına özen gösterilmelidir.

Sayı Formatları: Raporu hazırlarken birçoğumuz Microsoft Excel’de tablolarımızı ve hesaplamalarımızı hazırlayıp bunu daha sonra Word’e aktarıyoruz. İşte bu durumlarda sıklıkla karşılan hatalardan biri de sayı formatlarındaki virgül ve noktaların yer değiştirmesi oluyor. Ayarlar değişiklik gösterince rapor içerisinde bazı yerlerde bin ifadesi nokta (.) ile gösterilirken bazı yerlerde ise virgül (,) ile gösteriliyor. Yine bazı sayılarda ondalık ifadeler virgül ile gösterilirken bazılarında ise nokta ile gösteriliyor. Raporun kendi içerisinde tutarlı olması ve okuyanda kafa karışıklığı yaratmamak için istenilen formatta ifade edilmesine ve tutarsızlık varsa giderilmesine özen gösterilmelidir.

Paragraf ve Sayfa Sonları: Başlıkların sayfa sonunda kaldığı durumlarda genelde “ENTER” tuşuna basılarak paragrafın veya başlığın bir sonraki sayfanın başına gelmesine özen gösteririz. Ancak eski rapor üzerinden yürüryerek yeni bir raor oluşturduğumuzda eklediğimiz bu boşluklar bizim yeni raporumuzda alakasız yerlerde boşluklar olarak bize geri döner. Bunu önlemek için rapor yazıldıktan sonra dikkatli bir şekilde boşlukları gözden geçirmek görünüş açısından daha profesyonel bir rapor ortaya koymamızı sağlayacaktır.

Tablolar ve Toplam Satırları: Tabloları Microsoft Word ile hazırlayıp Word’ün toplama fonksiyonunu kullandığımız zaman dip toplamda hatalı sonuçlarla karşılaşmanız çok olası. Bunu önlemek için tabloları Excel’de hazırlamanızı ya da daha sonra toplam satırını hesaplamayı bir de hesap makinesi ile kontrol etmenizi öneririm. Ayrıca tutarlılık açısından tabloda belirtilen sayıların ondalık ifadeleri kaç rakamla gösterildiyse bunların tüm rapor içerisinde aynı şekilde gösterilmesi konusunda hassasiyet gösterilmelidir.

Paragraf İçerisindeki Boşluklar: Hazır olan raporda değişiklikler yaparak yeni bir rapor oluştururken cümle içlerinde bazı rakam veya kelimeleri sıklıkla değiştiririz. Bu gibi durumlar silip yerine koyarken fazladan boşluk verdiğimiz olur. Eğer kontrol açık değilse bu durumu kendimiz de test edebiliriz. CTRL+F ye basıp arama bölümüne geldikten sonra üst üste iki kere space tuşuna bastıktan sonra arama yaparsanız size rapor içerisinde isteğiniz dışında vermiş olduğunuz boşlukları getirecektir. Bunları bu şekilde düzeltebilirsiniz.

Soft ve Hard Data Mutabakatı: Raporun içinde kullandığımız tabloları çoğu kez karmaşık ve birbirine bağlı Excel tablolarında çeşitli formüller kurarak oluşturuyoruz. Raporumuzu bu tablolarla sonuca bağlarken tablolara temel oluşturan verileri de rapora ek yapıyoruz. Bazen elimizdeki Excel dökümanı ile kağıda basılı olan bu dökümanların tabloları arasında hazırlanma dönemlerinden kaynaklanan farklılıklar olabiliyor. Bunların önüne geçmek için her ikisini dikkatle inceleyip aradaki tutarsızlıkları test etmeye özen göstermeliyiz. Aksi takdirde raporda belirttiklerimizi dökümanlar ile destekleyememiş oluruz.

Sıklıkla yapılan hataları tecrübelerim paralelinde paylaşmaya çalıştım. Umarım yapma olasılığı yüksek olan bu hatalardan korunmanıza biraz olsun yardımcı olmuştur. Unutmayın, hatalar insanlara özgüdür, tıpkı hataları fark edip düzeltmenin de insanlara özgü olduğu gibi.

2 Mart 2010 Salı

Sergen - Adamım Benim Ya...


Sabah işe giderken BB'den gazetelere göz atarken bir haber beni güldü geçirdi. Ne yalan söyleyeyim eski günleri anıp bir o kadar da içimin ısınmasını sağladı. Konu benim ortaokul, lise ve hatta üniversite yıllarımdaki kahramanım Sergen'le ilgiliydi.

Bizim "defansın belkemiği" Gökhan, Sergen hakkında açıklamalarda bulunmuş. Röportajın bir bölümü var ki harika! İşte o bölüm:

- Sergen’i çok seviyorsunuz anladığım kadarıyla...
- Çünkü özü sözü birdir. Ağzından çıkan neyse onu yapar. Beşiktaş’a ilk geldiğinde benim yanıma verdiler. Daha 17 yaşındaydı. “Al bu çocuğa göz kulak ol, at yarışı oynuyormuş” dediler. Aradan iki hafta geçti. Bir baktım, ben, Metin ve Sergen beraber at yarışı kuponu yapıyoruz!


Sergen bu, o şartlara ayak uydurmaz, asidir, her zaman şartları kendine uydurur. Seviyorum seni adamım...

PS: Bu yazıyı yazdım ama esgeçmeyeyim, benim için İlhan ve Pascal'ın hatta Şifo ile Kuntz'un da her zaman yeri çok özeldir.

Google adsense

Analytics