Bumerang’ın #BumerangDeneyimGunleri
kapsamında
Ege’ye dair yazılan bloglar arasından seçtiği 10 şanslı bloggerdan biri olarak
geçtğimiz Cumartesi (6 Temmuz 2013) gününü Alaçatı’da geçirdim. Çok hoş
hatıralarla geride kalan bu etkinliği sizlerle de paylaşmak isterim…
Cumartesi sabahı sırt
çantamı hazırlayıp, Cumhuriyet meydanına 9.35 gibi geldim. Çevrede çekingen
adımlarla dolaşıp, zamanın buluşma saati olan 10 olmasını bekledim. Saat 10
gibi, Postane’nin yanında Renaul Captur’lar sıralanmaya başlayınca kendimi
tanıtıp, Renault’nun reklam ajansındaki arkadaşlarla sohbete başladım. Daha
sonra ekip tamamlandı. 3 Captur ve 1 Megane ile yola çıktık. Eski bir Megane
kullanıcısı olarak özellikle bu araçta yolculuk etmek ve farkları görmek
istedim. Otomatik vites Megane, ani hızlanmalarda biraz gürültülü geldi ama 1.5
motoru 18 derecede çalışan klimayı gayet yeterli şekilde taşıyordu. Otobanda 4’lü
konvoyumuz oldukça sakin, hatta yer yer yavaş, bir şekilde yolculuk yapıp,
Alaçatı’daki Bora Kozanoğlu Surf Center’a vardık.
Kozanoğlu ailesi oldukça
misafirperver. Aynı Ege’ye dair bloğumda anlattığım Ege insanları gibiler.
Sıcak karşılama ve aperatif bir atıştırma sonrası teorik sörf eğitimimizi Bora
Kozanoğlu’ndan aldık. Birşeyi bilmek ile onu aktarabilmek çok farklı iki
yetenektir. Bora bey bence bildiğini çok iyi aktarabilen bir öğretici. Verdiği
teorik eğitim esnasında bunu bizlere hissettirdi. Daha sonra sıcağı sıcağına
pekiştirmek için denize indik ve gruplar halinde hocalarımızla işin pratik
boyutuna geçtik. Gözlemlediğim kadarıyla Bora Kozanoğlu’nun ekibindeki tüm
hocalar cana yakın ve sevecen profilde insanlar. Benim grubumdaki Baransel Hoca’da
son derece yardımsever bir şekilde işin inceliklerini bizlerle paylaştı.
Peki sörf yapmak nasıl
bir deneyimdi? Açıkçası ben yapabilceğime inanmadan gitmiştim ama
yapılabileceğini gördüm. Çok mu iyidim? Hayır. Ama en azından korkulacak bir
şey olmadığını tecrübe ettim. Deneyip zevk aldığım bir spor oldu. Her defasında
düşüp tekrar mücadeleye başlamak için çıkmak sanki bir hayat felsefesi gibiydi…
Saatler 2’yi geçtiğinde
sörfe ara verip, Renault’larla Alaçatı’nın merkezine yol aldık. Çeşme’ye gelip
de kumru yememek olmazdı. Uzun masamızda karnımızı doyurup sohbet ettik. Alaçatıda
geçen dar vakitte 2 tane gelin&damat gördük, tıpkı önceki ziyaretlerimde
olduğu gibi, sıcak ve kalabalık çiftlerin burada fotoğraf çektirme isteğini
engellemiyordu.
Karnımızı doyurduktan
sonra sörf okuluna geri döndük. Bir kısmımız sörf yapmak için denize yöneldi,
bir kısmımızda Captur ile test sürüşü için sıra beklemeye başladı. Ben, bir
Opel çalışanı olarak, Renault’nun soın aracını test etmek istedim. Araç bence
sürüş zevki olarak oldukça başarılı. Direksiyonundaki yumuşaklık özellikle
bayanlar için çok cazip. Bluetooth ile telefona bağlanma özelliği ve araç
üzerinde kişiselleştirme yapılabilmesi güzel nitelikler. Ama arka koltukta
oturan arkadaşların bacaklarının sıkışması tüm aile için rahatlık arayanlar
adına eksi puan olacaktır.
Test sürüşü ve öğleden
sonraki sörf aktivitesi sonrası Renault ve Bumerang ekibinin bizlere sunduğu
hediyeleri de yanımıza alıp, İzmir’e geri dönüş için yola çıktık. Keyifli bir
yolculuk sonrası kariyerimin ilk blogger aktivitesinden güzel anılarla
ayrıldım. Eşimle, ailemle ve dostlarımla bu anılarımı memnuniyet duyarak
paylaştım.
Yaşattıkları güzel hisler
için Hürriyet ve Bumerang ekibine, Bora Kozanoğlu’na, ailesine ve ekip
arkadaşlarına, Renault camiasına lansmanı yürüten reklam ajansındaki arkadaşlara
teşekkür ederim. Blogger arkadaşlarla tanışmış olmaktan duyduğum memnuniyeti de
özellikle belirtmek isterim. Bir başka etkinlikte buluşmak dileğiyle…
Bizim için de çok keyifli bir etkinlik oldu. Farklı etkinliklerde görüşmek üzere
YanıtlaSilSevgiler
Hilal