1 Temmuz 2013 Pazartesi

Ege'de Bir Köy Düğünü

2013 yaz tatili için eşimle planlarımızı önceden yapıp Mart ayında erken rezervasyon fırsatını kaçırmadan Bodrum’da otelimizi ayarladık. Daha sonra çalıştığımız iş yerlerinden izinlerimizi aldık ve beklemeye başladık. 17-21 Haziran haftasını komple tatile ayırmıştık, haftanın önündeki ve arkasındaki Cumartesi-Pazarlarla 9 gün bizi, bizse o 9 günün gelmesini sabırsızlıkla bekliyorduk. İşte bu bekleme döneminde eşimin üniversiteden yakın bir arkadaşı bizi düğününe davet etti. Tarih de öyle bir denk geldi ki; 22 Haziran Cumartesi, tam da bizim ultra herşey dahil otelimizden çıkış günümüz. Yer ise bir o kadar cazip: Akyaka. Sürekli Gökova-Akyaka’nın ne kadar güzel olduğunu arkadaşlarımızdan duymuş ama gitme şansımız olmamıştı. İşte bu kez kaçmayacak bir fırsat ayağımıza gelmişti.

Beklenen tatil sonunda geldi, Bodrum Turgut Reis’te 5 gün stresten uzak, rahatlatıcı ve dinlendirici güzel bir tatil yaptık. Otelimizden 22 Haziran Cumartesi sabahı çok güzel hatıralarla ayrıldık ve bir hayli merak ettiğimiz Akyaka’ya doğru yola çıktık. Arkadaşımız düğünün Ege Köy Düğünü şeklinde olacağını ve bizim gibi daha önceden böyle bir düğünde bulunmayan birinin bu düğünden bir hayli etkileneceğini vaat etmişti. Yol boyunca eşimle düğünde bizi neler beklediğini tahmin etmeye çalıştık. Bodrum’dan yaklaşık 2 saatlik bir yolculuk sonrasında Akyaka’ya vardık. Akyaka’ya varınca düğün sahibi arkadaşımızı aradık ve düğün öncesinde Muğla Fethiye Karayolu üzerinde bulunan amcasının “Osman Aydın’ın Yeri”nde üniversite arkadaşlarımızla buluştuk. Önce o eşsiz güzellikteki pidelerle karnımızı doyurduk, daha sonra da keyifli muhabbetle ikindi vaktini bulduk. Arkadaşımız genelde İngiliz turistlerin konaklamak için tercih ettikleri villalardan birini bizim gibi uzaktan gelen misafirleri için kiralamıştı. Villamıza yerleşip yol yorgunluğunu atlattıktan sonra düğünde arkadaşımızı en iyi şekilde temsil edebilmek için giyinip süslendik ve yola çıktık.

Ege köy düğünlerinde adet akşam karanlığı basmadan oğlan evinde akşam yemeğini yemek, daha sonra da düğünün yapılacağı köy meydanında toplanmak şeklindeymiş. Biz de adete uyduk ve önce oğlan evine uğradık. Uzaktan geldiğimizi duyan aile bireyleri tek tek yanımıza geldi, ayrı ayrı ihtiyaçlarımızı sorup bizleri mutlu etmek için seferber oldu. Bir masa bulup oturduk, ortaya çeşit çeşit yemekler geldi ama her zamankinden bir farkla: her yemekten tek bir tabak vardı. Masadaki herkes aynı tabaktan o doğal tatları paylaştık. Çevremizi gözlemlerken bizim yemek yiyip sohbet ederken karşı masada oturanların 3 kere değiştiğini ve sirkülasyonun çok hızlı olduğunu gözlemledik. Diğer misafirlerinde masadan faydalanması adına biz de masadan kalkıp sohbete dışarıda devam ettik.

Herkes yemeğini yiyip karanlık çökmeye başlayınca Kızılyaka (Akyaka’dan yaklaşık 10 dakika ötede) köyünün meydanında insanlar toplanmaya başladı. Ortada davetlilerle gelin-damat için dans pisti ayrıldı ve çevresine sandalyeler yerleştirildi. Adet gereği bayanlar bu sandalyelere oturdu, erkekler de meydanı çevreleyen bu sandalyelerin bittiği noktadan itibaren ayakta durdu. Oturan genç kızlar adeta kuğu gibi süzülürken, köyün genç delikanlıları da bu genç kızları göz hapsine alıyordu. Üniversite arkadaşları olarak biz kuralı bozup eşlerimizle yanyana oturup düğünü izledik. Köyün en iyi davul zurna ekibi sahnede eğlenmek için sabırsızlanan davetlilere çoşkuyu verdi ve gelinle damat tüm sevdikleriyle mutluluklarını paylaştı.


Eğlence tam gaz devam ederken bir ara müzik aniden kesildi. Mikrofonla anons yapıldı ve ezan okunacağı söylendi. Yine köy meydanında bulunan camiden ezan sesi yükselince herkes yerine geçip ezana kulak verdi ve bitmesiyle birlikte eğlence kaldığı yerden devam etti. Saat gece yarısına yaklaşırken biz genç evli çifte mutluluklar dileyip hatıra fotoğrafı çektirdikten sonra bizim için kiralanan villamıza geçtik. Ertesi gün öğrendik ki gece 1 buçuğa kadar insanlar gönüllerince eğlenmiş. Hani o şehir düğünlerindeki egodan, instagram fotosundan ve check-in’lerden uzak, tamamen doğal, hatta organik bir düğün son derece eğlenceli bir şekilde geri hatıralarımıza kazındı.



Ertesi gün, yani Pazar günü sabah Akyaka’da Azmak çevresinde kahvaltımızı yapıp, aldığımız enerjiyle yola çıkıp, bizi bekleyen mesai gününe kendimizi hazırlamak için yola çıktık. Ege'ye doğal güzelliğine ek olarak kültürel mirasıyla da bir kez daha aşık olduk. Bir daha böyle bir düğüne gitmek nasip olur mu bilmem ama bu düğünde yaşayıp gözlemlediklerimiz yanımıza kesinlikle güzel hatıralar olarak kar kalacak...

1 yorum:

  1. Ege'nin nevi şahsına münhasır doğal güzelliği,samimi düğünleri;Osman Aydın'ın meşhur lezzetleri,muhteşem gözlem ve anlatımla yazarın kaleminde hayat bulmuş adeta...

    YanıtlaSil

Google adsense

Analytics