22 Şubat 2015 Pazar günü Philsa Kişisel Gelişim Kulübü
olarak İzmir Atatürk Kültür Merkezi’nde Aşkım Kapışmak’ın “3 Eğitim 3
Sertifika” adlı eğitim programına katıldık. Keyifli geçen ve 3 saati aşan eğitimin
sonunda eve dönerken elimde 3 sertifika ve aldığım notlarım vardı. Notlarıma bakıp
neler kalmış bu eğitimden geriye derlemeye çalıştım.
Eğitime sol ve sağ beyini kullanan kişilerin birbirinden
farklılaşan yönlerini anlatarak başladı Aşkım Kapışmak. Beynin sağını
kullananların geleceğe, solunu kullananların geçmişe odaklı olduğunu söyleyen
Kapışmak, beynin sağını kullananların çok arkadaşının olduğunu, hayatta risk
almayı sevdiklerini ve bu nedenle farklı tecrübeleri deneyimlediklerini
belirtti. Beynin solunu kullananların ise az arkadaşları olduğunu, risk almayı sevmediklerini
ve geçmişe odaklı oldukları için elde ettikleri tecrübeleri unutmadan ders
aldıklarını ifade etti.
Sol beyinli bir çocuğun "huysuz", sağ beyinlinin ise
"yaramaz" olarak nitelendirilebileceğini anlatan Aşkım Kapışmak, verdiği bir
örnekte ilkokulda sol beyinli bir çocuğun 5 sene aynı çocukla arkadaş
olabileceğini, öğretmeni değişirse depresyona girebileceğini söyleyerek sol
beyinli insanların ne kadar kontrolü sevdiğini, denetleyici olduğunu ve ani
planlarla çıldırabileceğini bizlere ifade etti. Sağ beyinli inşaların güzel ve
çirkini değerlendirirken, sol beyinli insanların fayda ve zararı
değerlendirdiğini anlattı.
Seri katillerin planlı olmalarından ötürü daima sol
beyinli insanlar olduğunu belirten eğitmenimiz bu kişilerin sahip olma
duygusunun fazla geliştiğini, malı yönetmeyi sevdiklerini ve yavaş yavaş
sevdiklerini söyledi. Beynin solunu
kullananların "sonuç", sağını kullananların ise "süreç" odaklı olduğunu açıkladı.
Eğitmenimiz beyninin sol tarafını kullanan kişilerin
alışveriş yaparken kredi kartını çıkarttıklarında dertlendiğini, bu yüzden
eşlerinin de çok zorlandığını söylerken beyninin sağını kullanan kişilerin ise
bankaların en sevdiği müşteri profili olduğunu anlattı.
Aşkım Kapışmak; sol beyinli insanların uzun süreli işlerde
başarılı olduğunu, plan çıkarıldığında sonuna kadar gideceğini, haftaya sözlü
olduğunu öğrendiğinde başarılı olacağını; sağ beyinli insanlarınsa kısa süreli
işlerde başarılı olduğunu, 1 saat sonra sözlü olduğunu öğrendiğinde başarılı
olacağını söyleyerek birebir kıyaslamalarda bulundu. Verdiği örnekte beyninin
solunu kullanan kişilere telefonla konuştuklarında kesinlikle bir şey
söylenmemesi gerektiğini, beyninin sağını kullananların ise telefonla
konuşurken çevrelerindeki birçok şeye de yetişebildiğini söyledi.
Aşkım Kapışmak bu farkları anlatırken güzel de bir mesaj
verdi: “kararları solda verip sağda yaşamak lazım”.
Kişilerin kararları ön beyin ile verdiğini anlatan
Kapışmak duyguların da ön beyinde yaşandığını, bu sebeple duygusal anlarda
kafamızın önünü kaşıdığımızı belirtti.
Kimlerle yaşadığımızın çok önemli olduğunu anlatan Kapışmak ön beyindeki
ayna nöronların kesinlikle çevredeki insanlardan etkilendiğini anlattı. Bu
sebeple bir evde hangi senaryolar yer alıyorsa çocuğun o olayların etkisinde
kalacağını ifade etti.
Eğitimde ön beyinde kontrolsüz öğrenme olduğunu, ön
beyini geliştirmek için etrafta az insanın olması gerektiği ve aşırı TV ve
PC’nin ön beynin çalışmasını olumsuz etkilediğini öğrendik.
Eğitime katılan grupta bayan popülasyonu bir hayli
fazlaydı. Hal böyle olunca konu sıklıkla ilişkilere ve evliliğe geldi. Aşkım
Bey, erkeklerin evlenmeden önce bayanın yanında olduğunu, evlendikten sonra ise
koltukta olduğunu söyleyerek, evlilik öncesindeki dönemin bir "fragman" olduğunu
söyledi.
Erkeklerin kalpten öldüğünü, kadınlarınsa kalpten
öleceğim dediğinden bahseden Kapışmak kadınların olayların içinde, erkeklerin
ise olayların kenarında olduğunu söyleyerek eğitimin ilk seansını bitirdi.
Eğitimin ikinci seansında 4 ana modun varlığından
bahseden Aşkım Kapışmak bunların çocuk modları, sağlıksız başetme modları,
cezalandırıcı ebeveyn modu ve sağlıklı mod olduğunu ifade etti.
Çocuk modlarını anlatırken insan yaradılılında tamlık
olmadığını, ama bazı insanlarda eksiklik modunun çok fazla olduğunu söyledi.
Başarısızlık, sevgisizlik, yoksunluk ve değersizlik gibi duygular sebebiyle
kişilerin yaralı çocuk, saldırgan çocuk, dürtüsel çocuk ve mutlu çocuk
modlarında yaşadığını anlattı.
Sağlıksız başetme modlarında insanların başına gelen
olaylardan değil, çözememekten yıprandığını ifade eden Kapışmak teslimiyetçi,
kopuk korungan, kopuk avungan ve büyüklenici modun sağlıksız başetme modları
olduğunu açıkladı.
Beklentili modun, cezalandırıcı ebeveyn modunun en
bilinen örneği olduğunu anlatan Aşkım Kapışmak sağlıklı ebeveyn ve sağlıklı
yetişkin modlarının da en belirgin sağlıklı mod örnekleri olduğundan bahsetti.
Kendimize şefkat ve merhamet göstermediğimiz için huzurlu
olamadığımızı anlatan Kapışmak eğitim sırasında bir terapi de uyguladı. Derin
nefes alıp kendimize sarılmamızı isteyen Aşkım Kapışmak bu esnada kendimize 3
şeyi hatırlatmamızı söyledi:
Sakin Ol
Yanındayım
Sen Değerlisin
Pozitif telkinin öneminin altını çizen Kapışmak sevenleri
türlerine göre bir piramitte konumlandırmak gerekirse en altta yani 3 numarada
“sıradan sevenler”in, ortada yani 2 numarada “üstün sevenler”in, en üstte yani
1 numarada ise “bilgece sevenler”in olduğunu söyledi. Maalesef Türkiye’de
insanların 1’i gösterip 3’ü yaşadığını açıkladı.
Eğitimde en vurucu ifadelerden biri ikinci seansta
kullanıldı. Bol ünlemle notlarıma aldığım ifadede Aşkım Kapışmak “kendi hakkını
alamayan başkasının hakkını veremez” dedi. Bu bölümde Mustafa Ceceli’nin bir TV
programında kullandığı “sevgi hakkını vermektir” sözüne de atıfta bulundan
Kapışmak, “tek taraflı sevginin kölelik, tek taraflı saygının ise yalakalık”
olduğunu söyledi.
Eğitimin son bölümü olan 3. Seansa “iletişim benim ne
anlattığım değil, onun ne anladığıdır” mesajı ile başlayan Kapışmak, beynin
mesajı aldıktan sonra bir kısmını sildiğini, sonra yargıda bulunduğunu anlattı.
Bu seansta hayatımızda uygulayabileceğimiz bazı pratik
bilgileri paylaşan Aşkım Kapışmak, insanların taklitlerinden nefret ettiğini
ancak benzerlerine bayıldığını ifade etti. Bir insana üç kere evet dedirtirsen
dördüncüsünde sorgulamadan direk evet diyeceğini söyledi.
İletişimde kalibrasyondan bahseden Kapışmak süreci şöyle
ifade etti:
Dinle, Eşleş, Aheng Kur, Mesaj Ver
İpuçlarıyla geçen bu son seansta Aşkım Bey, erkeklerin
yalan söylediğinde yüzlerini kaşıdığını açıkladı. Ağzını kapatıp dinleyen
kişinin iki şeyi ifade ettiğini belirtti:
Birini tehdit etmek veya ona karşı gücünüzü göstermek
istiyorsanız eşyalarına dokunmamızı söyleyen Kapışmak yalan söyleyen herkesin
sağa baktığını da açıkladı. Yalanın korkuyu beraberinde getirmesinden ötürü
yüzdeki kanın aşağı çekildiğini bu sebeple yalan söyleyen kişinin yüzünün
beyazladığını söyledi.
Bu önemli bilgilerle eğitimi bitirirken finalde güzel de
bir mesaj verdi: Yavaş sevin, tadına varın…
Eğitimin sonunda “Motivasyon ve Verimli Çalışma
Yöntemleri”, “Etkili İletişim Stratejileri ve Beden Dili” ve “İnsanları
Etkileme ve İkna Etme Sanatı” konulu eğitim sertifikalarımızı da alıp ayrıldık.
Dürüst olmak gerekirse aldığımız eğitim her ne kadar faydalı ve eğlenceli olsa
da sertifikalarda belirtilen içerikleri tam anlamıyla karşılamaktan uzaktı.