27 Haziran 2017 Salı

Türk Kültüründe Yönetmek

Yakın zamanda sevgili dostum Mehmet Özgüçlü'nün kitaplığında görüp de okumak için ödünç aldığım Acar Baltaş'ın "Türk Kültüründe Yönetmek" adlı kitabını bitirdim. Daha önce yazarın herhangi bir kitabını okumadığım gibi kendisi hakkında bilgi sahibi de değildim. İş hayatı ve kişisel gelişim üzerine birşeyler okurken, "aa evet var böyle tipler" diye bol bol içinizden geçirerek okuyacağınız güzel değerlendirmeler içeren ve akıcı diliyle hızlıca bitirebileceğiniz bir kitap.
Acar Baltaş'ın kitabında Philip Morris'e danışmanlık verdiği dönemlere de atıflar mevcut.

Kitabın benim açımdan hoşuma giden bir yanı da çalıştığım şirket olan Philip Morris'e özel bazı atıflarda da bulunması oldu. Her ne kadar bahsi geçen kişiler şu an şirketimizde olmasa da şirketimizin kıdemli kişilerine bahsettiğimde onların tanıması ve Acar Baltaş'tan danışmanlık alındığı dönemleri hatırlanması kitabı benim için daha da anlamlı kıldı.

Artık bir klasik haline gelen, kitaptan kendim için notlar alma huyumu da tabii ki devam ettirdim. Bakalım bu kitaptan geriye neler kalmış:

  • Ne istediğinizi bilmek kolay değil, nadir ve zor kazanılan psikolojik bir zaferdir. 
  • Bir insanın tek başına mutlu olması utanılacak bir şeydir.
  • Göz odur ki dağın arkasını göre, akıl odur ki başa geleceği bile.
  • At, adımına göre değil, adamına göre yürür.
  • Bir liderin kalitesini anlamanın en kestirme yolu, çevresindeki kişilere bakmaktır.
  • Adam hacı mı olur ulaşmakla Mekke’ye, eşek derviş mi olur taş çekmekle tekkeye?
  • Sorumluluğunu taşıyacağın fikrin adamı ol.
  • Ata eyer gerek, eyere er gerek.
  • Arı, bey olan kovana üşer.
  • Ağaç kadar uzasa göğe ermez.
  • Rakipleriniz şirketinizin ürünlerini, sistemlerini, yapısını ve stratejilerini kopyalayabilirler, ancak şirketinizdeki güven ortamını ve çalışanlarınızın performansını kopyalayamazlar.
  • Dilden gelen elden gelse dilenci padişah olurdu.
  • İyi lider kendi zayıflıklarını bilir ve çevresine bunları telafi edecek kişiler toplar.
  • Ağaç, meyvesi olunca başını aşağı salar.
  • Zenginlik bağırır, servet fısıldar.
  • Horozu çok olan köyün sabahı geç olur.
  • Kurumsal performans, tohum-toprak ilişkisi gibidir. Tohum çalışanlar, kurum kültürü de topraktır. Ancak ortaya çıkan ürün, yöneticilerin yarattığı iklim tarafından belirlenir.
  • Dünle beraber gitti cancağızım, ne kadar söz varsa düne ait. Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.
  • Darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmaz.
  • Bir insanı tanımanın en iyi yolu, onun kendini en aktif ve canlı hissettiği zamanki zihnini ve tutumunu araştırmaktan geçer.
  • Yatan aslandan gezen tilki yeğdir.
  • Çiçekçi bir kız ile bir hanımefendi arasındaki fark, ona yapılan davranışta gizlidir.
  • Bir insana olduğu gibi davran, öyle kalacaktır. Bir insana olabileceği ve olması gerektiği gibi davran, öyle olacaktır.
  • Herkes davul çalar ama çomağı makama uyduramaz.
  • Çay kuşu, çay taşıyla vurulur.
  • Eğer hiç kimseye güvenmezseniz, çok yakında aldatılacağınız tecrübeyle sabittir.
  • Güven duygusu yüksek olan ekipler granit, düşük olan ekipler de kum tepeleri gibidir. Güven, moleküller arasındaki çekim kuvvetidir.
  • Liderlik, temelini güvenden alır. Güven biterse çok yakında lider de gider.
  • Gönülsüz pişen aş, ya karın ağrıtır ya da baş.
  • Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez.
  • Atanın sanatı oğla mirastır.
  • Temel taşı temelde, köşe taşı köşede gerek.
  • İnsan kişiliğini değiştiremez. Ancak aldığı formel veya informal geribildirimlerle davranışlarını önemli ölçüde değiştirebilir. Bunun sonucunda da çevresindekilerin kendisi hakkında farklı izlenimlere sahip olmasını –çok yavaş olsa da– sağlayabilir. Bu değişim yavaş olması açısından ümit kırıcı gibi görünse de, yeni girilen ortamlarda farklı bir izlenim ve itibar yaratılması mümkün olur.
  • Hiç kendi kendine kaynar mı kazan, çevre yanın ateş eylemeyince.
  • Tek kanatla kuş uçmaz.
  • Çekişmeden pekişilmez.
  • Hayır dile eşine, hayır gele başına.
  • Çevrenizdeki insanlar doğru bir şey yaptıklarında buna dikkat edin ve onların yanında veya arkalarında, bunu dile getirin. Sınava giren bir çocuk, hasta bir anne vb. ile ilgili sorular, insanlarla samimi ilişki kurmak için uygun adımlar atılmasına imkan verir. Böylece ilişki “merhaba”, ne haber”, “haydi allahaısmarladık” yüzeyselliğinden çıkar.
  • Çocukluğumuzdan beri bize öğretilen bir şey vardı: “Sana nasıl davranılmasını istiyorsan, sen de öyle davran.” Bu söz çok genel ölçüler içinde geçerli olsa da, doğru bir yaklaşım değildir. İnsanlarda iz bırakmanın yolu ilişkileri genellemekten değil, kişiselleştirmekten geçer. Her birey özeldir ve onu anlamak için dinlemek ve gözlemek gerekir.
Kitapta bir de başka bir kitaba atıf mevcuttu: Cem Kozlu'nun Bulutların Üstüne Tırmanırken adlı kitabı. Özellikle MBA yaptığım dönemde Cem Kozlu ismini derslerde çok duymuştum. Fırsat bulduğumda bu kitabı da edinmek istiyorum, buraya yazayım da adını unutursam bakarım. Size de hem Acar Baltaş'ın hem de henüz okumasam da Cem Kozlu'nun (referansı sağlam) kitabını öneririm.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Google adsense

Analytics