Bu kez çok uzun bir şeyler yazmayacağım. Sadece yazıp bırakacağım. Maksat, hatıra kalsın, yazılı olsun, ileride dönüp okuduğumda içim ısınsın.
Dün akşam Aliağa’dan denetimden dönerken Güzelyalı tarafında yanımdaki arkadaşım için bir adres arıyorduk. Arkadaşımın gideceği yer Güzelyalı Karakolu’nun orada bir yerdi. Trafiğin müsait olduğu bir an hafif sağa yaklaştım, pencereyi açtım, yanımdaki arkadaşım kaldırımdaki adama seslendi. 30’lu yaşlarındaki adam, kulağındaki kulaklıkları çıkarıp, gülümseyerek eğildi. Arkadaşım karakolun nerde olduğunu sordu, adam mahçup bir ifadeyle “ ben de yabancısıyım aslında” diyip, arkasındaki bakkalı göstererek “ben bir sorayım” dedi.
Biz yaşadığımız şaşkınlıkla birlikte “rica ederiz, estafurullah” falan diyerek adama teşekkür ettik. Ancak şaşkınlığımızı yaşadığımız “insanlık” olayını adamın söylediklerini birbirimize defalarca tekrarlayarak bir süre daha üstümüzden atamadık.
Kısadan hisse, vay be insanlık ölmemiş, en azından İzmir’de…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder