29 Ağustos 2016 Pazartesi

Yine Pazartesi Sendromunu Yendim

İzinli olarak geçen bu Pazartesi sendromunu yendiğim günleri pek bir seviyorum. Pazar akşamından ayrı bir keyifli oluyorum ve bu ertesi güne de yansıyor. 30 Ağustos ile birleştirdiğim hatta 31 Ağustos'u da izinlerime ekleyip, hızımı almışken 1 ve 2 Eylül tarihlerine de İstanbul'da eğitim planlayarak tam bir hafta kendimi ofisten uzak tutma gibi sinsi (!) planları hayata geçirdiğim bir dönemdeyim.

Sabah vücut saatim alarm kapalı olsa da beni 6 da uyandırsa da bugün ajandamda her zamankinden farklı şeyler vardı. Akşamdan tozunu alıp lastiklerini şişirdiğim bisikletimle Bostanlı sahilde egzersiz ve keyif karışımı bir sürüş yapıp, ardından basketbol sahasında ter atmaya yöneldim. Okan'ın annesiyle okula gittiği haberi ulaşınca ben de eve gidip duş aldım ve sonra günün geri kalanına eşimle başbaşa devam ettim. Önce dışarıda kahvaltı, ardından vapurla Pasaport, orada bir kahve keyfi derken öğleden önce soluğu Kemeraltında aldık. Biraz çarşı geçtikten sonra Kemeraltı Balıkçısı'nda balık yiyip bunu yakmak için Alsancak'a yol aldık. Vapurla karşıya geçip okulunda uyuyan Okan'ı aldıktan sonra rutin kontrol için doktoruna götürdük. Sonra da alışverişimizi yapıp eve geldik.

Bu satırları yazarken aklıma ilkokulda verilen yaz ödevlerindeki yaptıklarınızı yazın görevi geldi. Tatildeyken pekçok şeyi özgürce yapma fırsatı bulunca insan sevinip paylaşmak istiyor :) Neyse bu uzun yapılanlar listesi evde yenen akşam yemeği sonrası bir kez de Okan ile onun ilk basketbol deneyimi için tekrar sahaya gitmemizle devam etti. Şimdi de eşimin hazırlayacağı buzlu kahve ve bloglama aktivitesiyle sürüyor.

Yaşasın sendromsuz Pazartesi, varolsun birikmiş izinler...





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Google adsense

Analytics