Hayat bisiklete binmek gibidir; pedalı çevirmeye devam ettiğiniz sürece düşmezsiniz.
15 Nisan 2017 Cumartesi
Ve Sabredersin...
Bazen öyle bir
dolarsın, öyle bir dolarsın ki derin bir nefes aldığında içinde bir köz ateş
yanar… Hep içine atmışsındır, susmuşsundur, sorun çıkmasın diye görmezden,
duymazdan gelmişsindir. Bazen gözün dolmuştur ama belli etmemek için
kaçmışsındır. Bazı şeyler ağrına gitmiştir ama dilinin ucuna gelse de ağrına
gittiğiyle kalmıştır. O ağırlıklar senin sırtına binmiştir. Yüküne yük
eklenmiştir ama katlanmaya devam etmişsindir. Fena hissedersin kendini, hem
ruhen, hem de fiziksel olarak. Şimdi neyse ama ileride aynısını yaşadığımda
kalbim buna nasıl katlanır diye de geçirmişsindir içinden. Ateş sırtındaki
yükle beraber yanarken özveride bulunayım bu kez de, bir kez daha bunu da
göğüsleyeyim dersin. Allah büyük dersin ve sabredersin….
13 Nisan 2017 Perşembe
Shell'de Dizel Araca Benzin Koydular
Geçtiğimiz günlerde Shell benzin istasyonunda dizel aracıma benzin
koydular. Benim başıma gelen bu talihsiz olay, pek tabii ki başkalarının da
başına gelebilir diye konuyu gün be gün gelişmeleriyle kaleme aldım. Bakın
neler yaşadım…
12 Mart 2017
12 Mart 2017 saat 12:05'te (öğlen) İzmir Eşrefpaşa Shell benzin
istasyonundan aracım için yakıt satın aldım. İstasyondan çıkıp Selway Alışveriş
Merkezi'ne gittim. Aracımı burada tekrar çalıştırdığımda aracımın çalışmakta
zorlandığını farkettim. Benzin istasyonunda yanlış yakıt konulabileceği
ihtimali üzerine istasyona döndüm, kayıtlar kontrol edildiğinde aracıma dizel
yerine kurşunsuz benzin konulduğu tespit edildi. Konuyla ilgili istasyonun
sigorta poliçesi olduğu tarafıma iletildi. Aracın çekici ile alınıp servise
götürülerek gerekli tamir işlemlerinin yapılabilmesi için o akşam aracımı
anahtarıyla beraber istasyondaki sorumlu kişilere bıraktım. Yaşanan bu ciddi
olayla ilgili olarak, devamlı müşterisi olduğum, global bir firma olması
sebebiyle güven duyduğum Shell firması tarafından durumun hassasiyetle
incelenmesini ve gerekli aksiyonun alınması için şirkete mail attım.
13 Mart 2017
Sabah’tan Shell’in müşteri hizmetlerini arayarak konuyu sözlü olarak
anlattım ve kayıt oluşturulmasını sağladım.
Ardından hatayı gerçekleştiren Eşrefpaşa Shell İstasyonu’nu aradım ve bir
gün önce adını öğrendiğim istasyon müdürü ile görüşmek istedim. Toplantıda
olduğu için ilk 2 aramada ulaşamayınca cep telefonunu öğrendim ve bu şekilde
iletişime geçtim. Kendisi oldukça kibar bir şekilde ve müşteri memnuniyeti
odaklı yaklaşarak çekici ile talep ettiğim Arkas Opel Servisi’ne aracımın
çekilmesini sağlayacağını, gün içerisinde sigorta ekspertizinin de işlemleri
yapacağını söyledi.
Öğlen saatlerinde Arkas Opel’e aracımın ulaştığı bilgisi geldi. Birinci gün
biterken aracım Arkas’ın atölyesinde ustaların kontrolündeydi.
14 Mart 2017
Güne sabah saatlerinde önce Arkas servis görevlisinin, ardından da
Eşrefpaşa Shell İstasyon müdürünün aracın teste çıkacağı bilgisini
paylaşmasıyla başladım.
Öğlen saatlerinde Arkas Servis Müdürü aradı ve aracımın yakıt deposunun
temizlendiğini ve test sürüşünde herhangi bir sorunla karşılaşmadıklarını ama
araçla yol yaptığım için ileride karşıma bir sorun çıkarabileceğini, bu noktada
iki opsiyonum olduğunu söyledi. Birincisi aracı bu şekilde kabul edebileceğim,
ikincisi ise yakıt sistemi ile ilgili tüm parçaların kontrol ve değişimi. Eğer
ikinci opsiyonu seçersem 4.000 TL’den fazla masraf çıkabileceğini ve bu işlem
için onay vermem gerektiğini söyledi.
Eşrefpaşa Shell İstasyon müdürüne konuyu ilettim, Arkas servis müdürüyle
konuşmasını sağladım ve sözlü onayların ardından yazılı olarak Arkas’a mail
atarak gerekli değişimlere onay verdiğimi mail ortamında belirttim.
15 Mart 2017
Bugün öğlene doğru Arkas Servis müdürünü aradım, bir gün önceki yazılı
onayımın ulaşıp ulaşmadığını sordum. Ulaştığını ve araçtan ilgili parçaların
sökülerek anlaşmalı firmaya kontrole gönderildiğini söyledi. İşlemlerin yarın
öğlene kadar sürebileceğini ifade etti.
Akşam işten dönerken yanlış yakıt konulması ile araçlarda oluşan değer
kaybı konusunda verilmiş olan Danıştay kararlarını araştırdım.
16 Mart 2017
Bugün aracın tamiri ve testi kesin olarak bitti, Shell istasyonu akşamüstü
ödemeyi yaptı ve Arkas’tan aracımı teslim alabileceğim bilgisi iletildi.
Akşam saatlerinde aşağıdaki maili attım:
Sayın ilgili,
91634338 numaralı geri bildirimimle ilgili olarak Eşrefpaşa Shell Benzin
İstasyonu (KAVUKLAR AKARYAKIT OTOMOTİV İNŞAAT SANAYİ VE TİCARET ANONİM
ŞİRKETİ), Opel Arkas Servisi’nde aracımın tamir işlemlerini üslenmiştir. 12
Mart 2017’de gerçekleşen hatalı yakıt koyma işlemiş sebebiyle belirtilen
tarihten 16 Mart tarihine kadar aracım serviste kalmıştır ve bu 4 iş günü
aracımı kullanamadım. Bununla beraber aracımın servis kayıtlarında rutin olmayan
bir değişim ve bakım işlemi kayda geçmiştir ve bu da ileride aracımı satarken
bana değer kaybı olarak yansıyacaktır. Kaldı ki aracıma yanlış yakıt konulması
sebebiyle bugün tespit edilemeyen ancak zamanla ortaya çıkabilecek olan
sorunlara karşı risk ve sorumluluk tarafımda kalmıştır.
Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 4/A maddesinin 3.fıkrasında;
"Sağlayıcı, bayi, acente ve 10 uncu maddenin beşinci fıkrasına göre kredi
veren, ayıplı hizmetten ve ayıplı hizmetin neden olduğu her türlü zarardan ve
tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen
sorumludur. Sunulan hizmetin ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu
ortadan kaldırmaz." düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayın
gerçekleştiği petrol istasyonunun Shell & Turcas Petrol A.Ş.’nin bayisi
olduğu ihtilafsızdır. Tarafıma verilen ayıplı hizmet nedeniyle, anılan yasada
tanımlanan ve sağlayıcı durumunda bulunan istasyonunun Shell & Turcas
Petrol A.Ş.’nin de Eşrefpaşa
Shell benzin istasyonu ile birlikte
müteselsilen sorumlu olduğunun kabulü gerekir.
Aracıma Eşrefpaşa Shell Benzin İstasyonu’nun çalışanı tarafından motorin
yerine benzin konulması şeklinde gerçekleşen olayda Eşrefpaşa Shell Benzin
İstasyonu’nun Shell & Turcas Petrol A.Ş. bayisi olarak satış yaptığı ve
hizmet verdiği hususunda bir uyuşmazlık bulunmaması karşısında, sağlayıcı
tarafından bildirilen reklam ve ilanlarda tespit edilen yararlanma amacı
bakımından tüketicinin beklediği faydaları ortadan kaldıran maddi eksiklikler
içeren hizmet sözkonusu olduğundan, anılan Kanunun 4/A maddesinin ilk fıkrası
uyarınca ayıplı hizmet bulunmaktadır. Sağlayıcı ve bayi 4/A maddesinin üçüncü
fıkrası gereğince, ayıplı hizmetten ve ayıplı hizmetin neden olduğu her türlü
zarardan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı
müteselsilen sorumludur. Kaldı ki, sunulan hizmetin ayıplı olduğunun
bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz.
Yukarıda belirttiğim sebeplerden ötürü tarafıma;
Aracımın
değer kaybı
Ayıplı
ürün sebebiyle aracımla ilgili önümüzdeki dönemde yaşayacağım sorunlar
Aracımı
kullanamadığım 4 iş günü
için tazminat ödenmesini talep ediyorum.
Yaşadığım olumsuz
müşteri deneyimi ile ilgili olarak, benzer olaylar için verilmiş olan yargı
kararları (YARGITAY HUKUK GENEL KURULU ESAS
NO.2012/13-153 KARAR NO.2012/598 KARAR TARİHİ.19.09.2012 ve Yargıtay 11.
Hukuk Dairesi E.2011/7133 K.2012/8597 T.22.05.2012 ) da ekte dikkatinize
sunulmuştur.
Talebimin gerçekleşmemesi durumunda haklarımı sosyal medya ve hukuki
makamlar aracılığıyla arayacağımı bilgilerinize sunarım.
17 Mart 2017
Bir gece önce attığım mail ile ilgili olarak Shell Müşteri Hizmetlerini
aradım. Mailimi incelediklerini, tarafıma kiralık araç önerisinde
bulunmadıkları için hatalı olduklarını, aracımdan uzakta kaldığım günler süresince
böyle bir hakkımın olduğunu söylediler. Bugün durumu düzeltebilmek adına belgelemem
halinde ulaşım masraflarımı karşılayabileceklerini ilettiler. Konuyu
değerlendireceğimi söyleyerek telefonu kapattım. Açıkçası yaşadıklarımdan sonra
daha da fazla Shell firması ile muhatap olarak kendimi germek istemiyordum.
13 Nisan 2017
Konunun üzerinden yaklaşık 1 ay geçti. Aracımda şu an hatalı yakıt
konulması ile ilgili herhangi bir sorun, çok şükür ki, yok. Olaydan sonra bir
kez daha aynı Shell istasyonuna uğrayarak, olay günü satın aldığım yakıt tutarı
kadar dizel yakıtı ücretsiz aldım. Benimle ilgilenen istasyondaki sorumlu şahıs
pompacıların bu tarz hatalı işlemleri yapabileceklerini söyledi, ben de ona
konunun tamamen insani bir durum olduğunu, onlara karşı bu sebeple en ufak bir
sert çıkış, tavır ya da serzenişte bulunmadığımı hatırlattım. Nitekim benim
için de karşı taraf için de konu bu şekilde kapandı.
Peki ne ders aldım?
- Artık benzin istasyonunda doğru pompanın aracıma girdiğini görmeden kasaya ödeme için gitmeyeceğim.
- Aldığım fişi mutlaka kontrol edeceğim.
- Kurumsal firmalardan vazgeçmeyeceğim.
Belki başkasının da işine yarar diye konuyla ilgili örnek yargı kararlarını
da aşağıda paylaşıyorum:
1)
T.C
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
ESAS NO.2012/13-153
KARAR NO.2012/598
KARAR TARİHİ.19.09.2012
Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;
Bakırköy Tüketici Mahkemesi'nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 16.04.2009
gün ve 2008/522 E. 2009/179 K. sayılı kararın incelenmesinin davacı vekili ile
davalılardan Y... Ltd. Şti. vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay
13.Hukuk Dairesi’nin 22.04.2010 gün ve 2009/13561 E.-2010/5638 K. sayılı ilamı
ile; (...Davacı, davalıdan aracı için yakıt satın aldığını, ancak mazot yerine
benzin konulduğu için aracının hasarlandığını öne sürerek, sigorta tarafından
yapılan ödeme düşüldükten sonra kalan 31.421,52-TL parça ve işçilik hasar
bedelinin, 15.000-TL değer kaybı tazminatının, 2.500 TL aracı kullanamaması
nedeniyle ödenen yol parasının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline
karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, aracın kullanılamaması nedeniyle ödenen yol parası olarak talep
edilen 2.500- TL yönünden Bakırköy Sulh Hukuk mahkemesi görevli olduğundan dava
dilekçesinin reddine, dosyanın tefrikine, davalı Y...…Ltd.Şti yönünden davanın
kısmen kabulüne, kısmen reddine, 7.225,94-TL’nin dava tarihinden itibaren %9 ve
değişen oranlarda yasal faiziyle davalıdan tahsiline, davalı A...…A.Ş yönünden
davanın reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz
edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun
gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik
bulunmamasına göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz
itirazlarının reddi gerekir2-4822 Sayılı kanun ile değişik 4077 Sayılı
T.K.H.K'nun 3.maddesinde kanunun uygulanmasıyla ilgili tanımlar yapılıp, bu
arada " bir mal ve hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen,
kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi" tüketici,
"Alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz
malları..." mal, "Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere, ticari
veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel
kişileri" satıcı, olarak tanımlamıştır. Aynı yasanın 23.maddesinin
1.fıkrasında ise, "Bu kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak çıkacak her
türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılır." hükmüyle kanunun
uygulanmasından doğacak ihtilaflara bakacak görevli mahkeme belirtilmiştir.
Somut olay değerlendirildiğinde, tüketici davacı ile satıcı davalı Y...…Ltd.Şti
arasında yakıt satımından kaynaklanan bir uyuşmazlık bulunduğu,
anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davacının aracının arızalanması nedeniyle
ödenen yol parasının tahsili hakkındaki talebe bakmaya da yasanın 23. maddesi
hükmü gereğince tüketici mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu
düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında
resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda, kazanılmış hak söz konusu olmaz.
Mahkemece, bu kalem yönünden de işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca göre
bir hüküm kurulması gerekirken, Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğundan
bahisle görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma
nedenidir. 3-Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 4/A maddesinin
3.fıkrasında; "Sağlayıcı, bayi, acente ve 10 uncu maddenin beşinci
fıkrasına göre kredi veren, ayıplı hizmetten ve ayıplı hizmetin neden olduğu
her türlü zarardan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından
dolayı müteselsilen sorumludur. Sunulan hizmetin ayıplı olduğunun bilinmemesi
bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz." düzenlemesine yer verilmiştir. Somut
olayın gerçekleştiği petrol istasyonunun avalı A...…A.Ş’nin bayisi olduğu
ihtilafsızdır. Davacıya verilen ayıplı hizmet nedeniyle, anılan yasada
tanımlanan ve sağlayıcı durumunda bulunan davalı A...…A.Ş’nin’de diğer davalı
ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece açıklanan
bu husus göz ardı edilerek, motorin yada benzinden kaynaklanan bir ayıp söz
konusu olmadığından adı geçen davalı hakkındaki davanın reddine karar verilmiş
olması usul ve yasaya aykırı olup, ayrıca bozmayı gerektirir…)gerekçesiyle
bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda,
mahkemece önceki kararda direnilmiştir.TEMYİZ EDEN: Davacı vekili ile
davalılardan Y... Ltd .Şti. vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek
direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar
okunduktan sonra gereği görüşüldü:Dava, akaryakıt satışı sırasında ayıplı
hizmetten kaynaklanan hasar bedeli, değer kaybı ve yol parasının tazmini
istemine ilişkindir.
I-Davacı vekilinin temyiz itirazlarının
incelenmesinde,Öncelikle belirtilmelidir ki, somut olayda, davalılardan
Y... Akaryakıt Ltd. Şti.nin diğer davalı A... Petrol Ve Ticaret AŞ.nin (A...)
bayisi olduğu, bayiinin çalışanı tarafından davacıya ait araca hata ile motorin
yerine benzin konulması nedeniyle aracın arızalandığı hususlarında ihtilaf
bulunmamaktadır.Direnme yolu ile
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; bayi tarafından verilen ayıplı
hizmet nedeniyle sağlayıcının müteselsil sorumluluğu bulunup bulunmadığı,
noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağı 4822 sayılı Kanun'la değişik 4077 sayılı Tüketicinin
Korunması Hakkında Kanun’un 4/A. maddesidir.4077 sayılı Kanunun 4/A maddesinin
üçüncü fıkrasında;“Sağlayıcı, bayi, acente ve 10 uncu maddenin beşinci
fıkrasına göre kredi veren, ayıplı hizmetten ve ayıplı hizmetin neden olduğu
her türlü zarardan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından
dolayı müteselsilen sorumludur. Sunulan hizmetin ayıplı olduğunun bilinmemesi
bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz.” düzenlemesine yer verilmiştir.Anılan Kanunun
“Tanımlar” başlıklı 3. maddesine göre;“Bu Kanunun uygulanmasında,d)Hizmet: Bir
ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü
faaliyeti,g)Sağlayıcı: Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya
mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye hizmet sunan gerçek veya tüzel
kişileri, ifade eder.” hükmü bulunmaktadır.4077 sayılı Kanun'un 3.maddesi
uyarınca davalı A... A.Ş’.nin sağlayıcı konumunda olduğu da açıktır.
Somut uyuşmazlıkta davacıya, ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma
kılavuzunda ya da reklam ve ilânlarında yer alan veya satıcı tarafından
bildirilen veya standardında veya teknik düzenlemesinde tespit edilen nitelik
veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı
bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya
ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren ayıplı mal
verilmesi sözkonusu değildir. Ancak, anılan Kanunun 4/A maddesinin ilk fıkrası
uyarınca;“...Sağlayıcı tarafından bildirilen reklam ve ilânlarında veya
standardında veya teknik kuralında tespit edilen nitelik veya niteliği
etkileyen niceliğine aykırı olan ya da yararlanma amacı bakımından değerini
veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi,
hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren hizmetler, ayıplı hizmet olarak kabul
edilir.”Buna göre; davacının aracına Y... Ltd.Şti.’nin çalışanı tarafından
motorin yerine benzin konulması şeklinde gerçekleşen olayda, Y... Ltd.Şti'nin
diğer davalı A...’in bayisi olarak satış yaptığı ve hizmet verdiği hususunda
bir uyuşmazlık da bulunmaması karşısında, sağlayıcı tarafından bildirilen
reklam ve ilanlarda tespit edilen yararlanma amacı bakımından tüketicinin
beklediği faydaları ortadan kaldıran maddi eksiklikler içeren hizmet sözkonusu
olduğundan, anılan Kanunun 4/A maddesinin ilk fıkrası uyarınca ayıplı hizmet
bulunmaktadır. Sağlayıcı ve bayi 4/A maddesinin üçüncü fıkrası gereğince,
ayıplı hizmetten ve ayıplı hizmetin neden olduğu her türlü zarardan ve
tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen
sorumludur. Kaldı ki, sunulan hizmetin ayıplı olduğunun bilinmemesi bu
sorumluluğu ortadan kaldırmaz. Hukuk Genel Kurulu’nda yapılan görüşmeler
sırasında, bir kısım üyeler tarafından davalılardan A... AŞ’nin, davacının
zararına neden olan olayla ilgisi bulunmadığı, hatalı hizmeti veren Y...
Ltd.Şti. çalışanının davranışı sonucu meydana gelen zarar ile A... arasında
illiyet bağı bulunmadığı görüşü dile getirilmiş ise de, bu görüş, 4077 sayılı
Kanun'un 4/A maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca ayıplı hizmetten ve ayıplı
hizmetin neden olduğu her türlü zarardan sağlayıcı ve bayiinin müteselsil
sorumlu olduğu hususunun kanunla açıkça düzenlenmesi ve diğer iddiaların
sağlayıcı ile bayi arasında açılabilecek rücu davasında değerlendirilmesinin
mümkün bulunması nedeniyle Hukuk Genel Kurulu çoğunluğunca kabul edilmemiştir.
Yukarıda açıklanan düzenlemelerin ışığında somut uyuşmazlık incelendiğinde,
sağlayıcı A... A.Ş. ile bayi Y... Ltd. Şti, davacının aracına verilen ayıplı
hizmet nedeniyle doğan zarardan Kanun gereği müteselsilen sorumludurlar. O
halde, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak
gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle
direnme kararı bozulmalıdır. II-Davalılardan Y... Akaryakıt ve Taşımacılık
Hizmetleri San. Tic. Ltd. Şti. vekilinin; A-Hükmün direnmeye dair kısmına
yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde, Hukuk Genel Kurulu’ndaki görüşme
sırasında, esasa girilmeden önce, ilk hükmü temyiz etmeyen davalı Y... Ltd.
Şti.nin direnmeyi temyizinin mümkün bulunup bulunmadığı ön sorun olarak
incelenmiştir. Bilindiği üzere, hukuki yarar dava şartı olduğu kadar, temyiz
istemi için de aranan bir şarttır. Yerel Mahkemece hakkında direnme kararı
verilen ve talebin yol parası dışındaki kısmına ilişkin ilk hüküm, davalı Y...
Ltd. Şti. tarafından temyiz edilmemiştir. Bu durumda hükmün direnmeye dair
kısmına yönelik ilk kararı temyiz etmeyen davalı Y... Ltd. Şti.'nin direnme
kararını temyizde hukuki yararı bulunmamaktadır. O halde, davalı Y... Ltd.
Şti.'nin temyiz dilekçesinin direnme hükmüne yönelik kısmının reddine karar
verilmelidir. B-Hükmün yol parasına ilişkin kısmına yönelik temyiz
itirazlarının incelenmesinde, ise, Yerel Mahkemece, Özel Daire’nin bozma
ilamının (2) numaralı bendinde yer alan ve yol parasına ilişkin talep yönünden
de tüketici mahkemelerinin görevli olduğuna değinen bozma nedenine uyularak
oluşturulan yeni hüküm Özel Daire’ce incelenmemiştir. O nedenle, kararın temyiz
incelenmesi görevi Hukuk Genel Kurulu’na değil, Özel Daire’ye aittir. Hal böyle
olunca, davalı Y... Ltd. Şti. vekilinin yol parası talebi hakkında kurulan yeni
hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daire’sine
gönderilmesi gerekir.
S O N U Ç: 1-Yukarıda (I)
numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının
kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden
dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri
Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk
Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, oyçokluğu ile,
2-Yukarıda (II) numaralı bendin (A) fıkrasında belirtilen nedenlerle, davalı
Y... Ltd. Şti. vekilinin hükmün direnmeye dair kısmına yönelik temyiz
itirazlarının incelenmesinde, direnme kararını temyizde hukuki yararı
bulunmadığından davalı Y... Ltd. Şti. vekilinin temyiz dilekçesinin direnme
kararına ilişkin kısmı yönünden REDDİNE,
3-Yukarıda (II) numaralı bendin (B) fıkrasında açıklanan nedenlerle, davalı
Y... Ltd. Şti. vekilinin hükmün “yol parasına” dair kısmına yönelik temyiz
itirazlarının incelenmesinde, davalı Y... Ltd. Şti. vekilinin yeni hükme
yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 13.HUKUK DAİRESİNE
GÖNDERİLMESİNE, oybirliği ile, 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan
1086 sayılı Kanunun 440.maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren onbeş gün
içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.09.2012 gününde karar verildi.
--------------------------------------------------------------------------------------------------
2)
Yargıtay
11. Hukuk Dairesi
E.2011/7133
K.2012/8597
T.22.05.2012
Davacı vekili, davalı sigorta
şirketine akaryakıt istasyonları özel poliçesi ile sigortalı bulunan müvekkiline
ait benzin istasyonunda motorin tankının yanlışlıkla ''süper benzin 95'' bölümüne
doldurulması dolayısıyla bazı araçlara süper benzin yerine motorin verildiğini,
müvekkilinin araç sahiplerine araçlarda meydana gelen hasar bedellerini
ödediğini, söz konusu zararın ekstra teminatlar başlığı altında sigorta
teminatı kapsamında kaldığını belirterek toplam 18.633,17 TL hasar bedelinin
faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava
etmiştir.
Davalı vekili, pompacıdan
kaynaklanan yanlış yakıt verilmesi durumunun teminat kapsamında olup, yakıt
tankına yanlış yakıt doldurulmasının teminat dışı bulunduğunu, talep edilen
tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve
tüm dosya kapsamına göre, davalının poliçedeki limit ile 3. kişilere karşı mali
mesuliyet teminatı altında olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile
5.000,00 TL tazminatın faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar
verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve
katılma yoluyla davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki
bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin
tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına
göre davacı vekilinin aşağıdaki (2) nolu bendin, davalı sigorta şirketi
vekilinin ise (2) ve (3) nolu bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz
itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, akaryakıt istasyonları
özel poliçesi kapsamında yanlış akaryakıt verilmesi sebebiyle tazminat istemine
ilişkin olup, sigorta poliçesinin ''Ekstra Teminatlar'' başlıklı bölümünde,
yanlış akaryakıt verilmesi teminatının her bir hasarda 15.000 USD teminat
bedeli ile poliçe kapsamına dahil olduğu belirtilmiştir. Buna göre, dava konusu
olayda yanlış akaryakıt verilmesi sebebiyle kaç aracın hasarlandığı, her bir
hasar için davacı tarafça hangi tarihlerde, ne miktarda ödeme yapıldığının
denetime elverişli olacak şekilde ayrı ayrı tespiti ile her bir hasar
bakımından poliçede belirtilen limit de dikkate alınarak buna göre
değerlendirme yapılması gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne
karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle taraflar yararına
bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
3-Bozma sebep ve şekline göre,
davalı sigorta şirketi vekilinin yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin
temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar vermek
gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda (1)
nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı sigorta şirketi vekilinin sair temyiz
itirazlarının reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın
taraflar yararına BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı
sigorta şirketi vekilinin yargılama gideri ve vekalet ücretine
ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödedikleri
temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 22.05.2012
tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------
9 Nisan 2017 Pazar
Kolay Elde Edilen "Başarılar"
Bazen bazı başarıların bir an önce elde edilmesini ister
insanoğlu. Sabırsızdır ve muhtemelen yeterince hazır değildir. Ama ister… O
ünvanı, pozisyonu, o sosyal statüyü… Halbuki daha alması gereken çok yol
vardır. Hani bir fırın ekmek yenmesi gereken durumlar vardır ya, belki de öyle
yapılacaklar ve hazmedilecekler listesi vardır ama nafile, göremez gerçekleri. İşte
böyle durumlar için size iki küçük alıntım var.
Birincisi İsmail Özcan’ın “Espri ve Fıkralarıyla Ünlüler”
adlı kitabından:
ABD Başbakanlarından James Garfield başkan olmadan önce
bir kolejin müdürüymüş. Bir gün bir anne çocuğunu koleje yazdırırken bir ricada
bulunmuş:
— Müdür Bey, dersleri biraz daha basitleştiremez misiniz?
Benimki derslerin hepsini takip edemez. Koleji de bir an önce bitirmek istiyor.
Garfield cevap vermiş:
— Evet hanımefendi bu mümkündür. Önce çocuğunuzun ne
olmak istediğini söyleyin. Malum ya Tanrı bir meşeyi yüz yılda yetiştirirken
bir kabak için iki ayı yeterli görüyor.”
Yine aynı konuda ikinci örnek ise Elif Şafak’ın
Firarperest adlı denemelerden oluşan kitabından gelsin:
Hayatta bir an evvel başarmak istemek iyi bir şey
değildir. Zira "Kolay elde edilen
şeyler uzun sürmez. Bağdat'ta bir fırından günde yüz kâse çıkarken, Çin'de tek
bir seramik kâse üretmek kırk yıl alır. Hangisi daha değerlidir? Yumurtasından
yeni çıkmış bir civciv kendi gıdasını bulup yerken, bir bebek yıllar boyu
bakıma muhtaç kalır. Birincisi bakışlarını asla yerden ayırmazken, ikincisi
içeride yıldızlar ve galaksiler barındırabilir.”
O halde sabretmeye, çalışmaya, gelişmeye ve katkı
sağlamaya devam. Sonunda doğru zaman gelecek ve şansımızı kendimiz yaratmış
olacağız. Unutmayın, ortaya çıkan sonucun kalitesini belirleyen verdiğimiz emektir.
Etiketler: seçim , tercih
başarı,
çalışma,
Elif Şafak,
firarperest,
gelişm,
ismail özcan,
james garfield,
kişisel gelişim,
sabır,
şans
Firarperest, Elif Şafak
Geçtiğimiz günlerde
Elif Şafak’ın Firarperest adlı kitabını bitirdim. Su gibi akan denemelerden
oluşan bir kitaptı. Çoğunlukla sabahları serviste işe giderken okudum ve tabii
ki benimle kalmasını istediğim bölümlerinden de notlar aldım. Güzel mesajlar
içeren Firarperest’ten işte benim kendimce aldığım mesajlar:
---------------------------------------------------
“Aslolan hikâyeleri arşınlamaktır, memleketleri değil. Ve her seyyah bilir ki, gittiği yerde onu gene kendisidir karşılayacak olan. Kendi geçmişi”
“Aslolan hikâyeleri arşınlamaktır, memleketleri değil. Ve her seyyah bilir ki, gittiği yerde onu gene kendisidir karşılayacak olan. Kendi geçmişi”
“İnsan ki eşrefi
mahlukattır, içindeki semavi özü keşfetmekle yükümlüdür. Çıkacaksın yollara,
kendine doğru git gidebildiğin kadar. Keşif boynumuzun borcudur. Kendimizi
keşfetmek, aşkı keşfetmek, dünyayı keşfetmek, ötekini keşfetmek...”
“Hem belki seneye tek
başına çıkarsın tatile, kocan ve çocuklarınla değil; kendi kendinle.
Sevmediğinden değil aileni, kendini özlediğinden. Şöyle bir kendinle sohbet
etmeyeli çok zaman geçtiğinden. Yalnızlık içsel bir hazine olduğundan.
Kaçılacak bir sosyal kusur değil.”
“İleride bir
apartmanın yan cephesinde mor boyayla yazılmış bir yazı duruyor: EDEP YA HU
EDEP, BUGÜN BİR İYİLİK YAP.”
“Charles Baudelaire
bir zamanlar demişti: "Bütün meslekler insan ruhunu kemirir durur. Bir
tanesi hariç: Şairlik.”
“Kemirir ruhumuzu
hırslarımız, kariyer, şöhret veya para pul telaşımız. Bir fare gibi sessiz,
derinden ve sinsice. Ufak ufak ısırıklarla kemirir içimizi rekabet duygusu.
İktidar iptilası yer bitirir insanı. Bir koltuğa sevdalanmak tüketir adamı.
Tuzaklarla doludur bu hayat. Nefsimizin tuzaklarıyla. Düşer düşer çıkarız.
Dizlerimiz yara bere içinde. Şair bile olsan bu böyle. Önemli olan nefsin
çukurlarına düşmemek değil, düşünce çıkabilmeyi becermektir.”
“Yalnızlık Efendi der
ki, "Yalnızlık insanın kendi kendisiyle yaptığı bir sohbettir. Aracısız.
Katkısız. Oyunsuz. Yalansız. Saf ve som bir sohbet...”
“Sen niyet edersin
samimiyetle; yürürsün kendi yolunda, elinden geldiğince.
"Öğrenenler"den olmak istersin, "bilenler"den değil.
Niyetin sana rehberlik eder. Adım adım, aşama aşama...”
“Yazının insanı
asosyalleştiren bir mayası var. Fazla çekilirsen içine, yabani bir rüzgâra
kapılır gibi kapılırsın hayallere. Kâğıt, sudan bir aynaya dönüşüverir o zaman.
İnsan yazdıkça yolculuk yapar kendi ruhuna, bireyin hallerine. "Biz"
duygusuyla değil, "ben" dürtüsüyle yazar edebiyatçı. Kendini Tanrı
zanneder. Tüm bunlar, genel olarak edebiyatçıların "şişkin ego"
sahibi olma riskini artırır.”
“Mutfakta yemek
yapmak için kullanılan tüy gibi teraziler bile evliliğin terazisi kadar hassas
değildir. Orada mikroorganizma günahlar tartılır.”
“Ev işleri o kadar
"görünmez" faaliyetler ki, siz saatlerce çalışıp didinebilirsiniz,
her şeye yetişmek için ter dökebilirsiniz, gene de akşam eşinizin gözüne bütün
gün hiçbir şey yapmamış gibi görünebilirsiniz. Ne ikramiyesi var ev işlerinin,
ne fazla mesaisi.”
“Zaman tek bir
kelime, ama tek bir şekilde yaşanmıyor işte. "Zaman" başka,
"vakit" başka, "an" başka, "dem" başka,
"dehr" başka. Halbuki biz unutuyoruz bu ayrımları. Zamana
odaklanmaktan "an"ı yaşamaya fırsat bulamıyoruz ki. Hayatımız ya
geleceği planlamakla geçiyor ya geçmişi hatırlamakla. En az yaşadığımız
hakikat, "şu an"ın hakikatidir aslında. Bir kapısı geçmişe, bir
kapısı geleceğe açılan "an"ın ismi ise "dem." İçinde önceki
ve sonraki zamanın olasılıklarını taşıyor. Bu yüzden dervişler tekrar eder
durmadan, "dem bu demdir dem bu dem... " Peki ya dehr? Kesintisiz bir
şekilde uzayıp giden, dolayısıyla dilim dilim ayrılmayan o sonsuz bütünün
adıdır dehr. Kimi âlimler der ki: "İnsanın zamanına 'zaman' deriz,
Tanrı'nın zamanına ise 'dehr'.”
“Herkes kendi
gözündeki perdelerden mesul bu dünyada.”
“Hayatın kimi
virajları öyle sert ve hızlı alınıyor ki, toparlanamıyor ruhumuzun direksiyonu.
Bir de bakmışız ki çıkmışız yoldan, uçuruma doğru gidiyoruz tam gaz bodosloma.”
“Sakin olabilmek bir
erdemdir. Kızmamak, heyheylenmemek, galeyana gelmemek, kişisel ve toplumsal
olgunluk belirtisidir.”
“Ne zaman ruh haliniz
tökezlese, sizden daha bedbin birinin sesine kulak verin. Belli olmaz iyi
gelebilir. Çivinin çiviyi söktüğü olmuştur.”
“Eğer hayallerini ve
hikâyelerini hep kapalı bir kutuda tutarsan, inan ki o kutunun havası yetmez
kelimelerine. Harf özgürlük sever. Harf sonsuzluk sever. Kapılar, pencereler
açık olsun ister. Püfür püfür essin yel. Dört bucak yedi iklim sonsuzluk ister
kelimeler. Ne kutu, ne çekmece, ne sandık yeter. İnan ki havasız kalır ilham
perisi kapatıldığı yerde. Kanatları solar, benzi atar. Sen aç ruhunun
kapılarını. Paylaş yazdıklarını cümle mahlukatla. Aç kendini kâinata.
"Eleştirilirim, yerilirim, aman yanlış anlaşılırım" diye korkma.
Eleştirilirsin, yerilirsin ve dahi yanlış anlaşılırsın, doğru. Ama başka türlü
nasıl büyür ki insan, nasıl eğitilir nefs dediğin, nasıl mürekkebine kavuşur
kalem?”
“Hiçbir yol diğerine
üstün değildir. Aslolan ortaya çıkan eserin derinliğidir. Başkalarına bakarak
değil, ancak kendi içimizi görerek yazabiliriz. Her işte olduğu gibi burada da
temel itki içeriden gelir insana, dışarıdan değil. Ama gene de formül
arayanlara söyleyebileceğim tek şey şu: İki temel kaynaktan beslenir yazı.
Birbirine zıt, ama ikisi de kudretli iki ana akıntı eşlik eder edebiyatçıya.
Formül bir:
(Hınç/Hırs çarpı Emek artı Disiplin) bölü (Yalnızlık). Yazmanın ilk formülü
kişisel hınçlar ve hırslarla bağlantılıdır. Kimi yazarlar ve şairler
kızgınlıktan, kırgınlıktan, hakkının yenildiği ya da kıymetinin yeterince
bilinmediği saplantısından, bir konuda kimsenin kendileri kadar uzman olmadığı
inancından yahut birilerine bir şeyler anlatma arzusundan, bazen de kavgadan,
kavgacılıktan beslenir. Hınç, hırs ve öfke... Üçü de kudretli çarklardır.
İnsanı üretken kılabilirler. Yanı sıra muhakkak emek ve disiplin gereklidir,
bir de tabii yalnız kalmak. Yalnızlık olmadan yazarlık olmaz. Bu formül kısa
vadede başarılı gibi görünse de uzun vadede tavsar. Öfke keskin sirkedir,
kabına zarar. Hınçtan beslenen insan sonunda kendi bindiği dalı kesmeye başlar.
Formül iki:
(Aşk/Tutku çarpı Emek artı Delilik) bölü (Yalnızlık). Burada temel etmen
aşktır. Yaptığın işi sevdiğin için ve severek yapmak. Akıl mantıkla
açıklanamayan bir öte boyutta gezinmek. İnsan niye âşık olduğunu bilebilir mi?
Tek bildiği âşık olduğudur. Niyesi değil. Yazıya da âşık olunur. Kişi severek
ve tutkuyla yazar. Yaptığı işi o kadar benimser ki yazmadan yaşamayı düşünemez
bile. Disiplinin yerini delilik almıştır. Yazmaya koyuldu mu durmadan,
duramadan, gece gündüz yazar. İçinden cin çıkartırcasına. Saatler, günler,
aylar ve senelerce gıdım gıdım biriken emek. Ve tabii bir de yazarlığın olmazsa
olmazı: Yalnızlık. Yazarlığın iki altın formülü var. Bu ikisinden hangisinin
seçileceği tamamen kişiye kalmış, kişinin ruhunun rengine.”
“Her şey geçici.
Aslolan şu an ve şimdi.”
“İnsanın işi
öğrenmektir. Deve insandan daha güçlüdür; fil daha iri, aslan daha yiğittir.
Sığır insandan daha çok yiyecek yer, kuşların erkekliği daha fazladır. İnsanın
işi ise öğrenmek, öğrenmek, öğrenmektir bu âlemde....”“Böyle diyor İdris Şah,
kadim tasavvuf metinlerinden aktarımlarda bulunduğu yapıtlarında. Böyle diyor
Türkçeye kazandırılan Sufi'nin Yolu kitabında.”
“Damı akmayan, gemisi
su almayan insan yok ki şu hayatta. Varsa da rol yapıyor demektir. Kahramanlar
yok aramızda. Kahramanlara ihtiyacımız da yok aslında. Bir zamanlar Bertold
Brecht'in dediği gibi "ihtiyacımız olan şey kahramanlar değil,
kahramanlara ihtiyaç duymayan bir toplum olmalı." Kimse mükemmel değil.
Kimse sandığı kadar diğerlerine üstün değil. Bunu bir anlasak, mantıkla değil
yürekle anlasak, ne kibir kalır dilimizde, ne önyargılar zihnimizde.”
“Mütereddit güzel
kelime. Tereddüt besleyen, şüphe eden... Maddenin nasıl katı, gaz ve sıvı
halleri varsa, insan zihninin de aynen öyle halleri var. Maddenin katı hali:
İnsanın mutlakıyetçi hali. Maddenin sıvı hali: İnsanın yaratıcı hali. Maddenin
gaz hali: İnsanın mütereddit hali.
Mutlakıyetçi
zihniyet, köşeli, katı ve keskindir. Kelimeleri kurumuş çimento gibi rap rap
dizer üst üste. Dili ustura gibi kullanır. Keser, biçer, kategorilere sokar.
"Onlar" ve "bunlar" diye ayrılmıştır dünyası. Ara tonları
görmez, göremez. Mutlakıyetçilik bir nevi renk körlüğüdür. Sadece siyah-beyaz
bir dünyada yaşar kişi. Nüansları bilmeden.
Yaratıcı zihin, tam
tersine, ayrıntıları sever. Fikirlerle doludur. Nobran genellemelerle düşünmez.
Nüanslara dikkat eder, ara tonlara. Yepyeni sentezler yaratır. Renkleri
karıştırır. Su gibidir yaratıcı insan. Kabında duramaz. Dursa bile sığamaz.
Akması lazım illaki. Uzaklara, öteye, daha evvel denenmemiş işlere, varılmamış
yerlere...
Mütereddit zihin ise
mütevazıdır. Öğrenmeye açıktır, kâinatı kitap gibi okumak ister, daima merakla
sorgular. Sadece başkalarını değil, kendini de, kendi doğrularını da tartar.
Kibirden arınmıştır.
Derviştir içi. Dıştan
her zaman belli olmasa da.”
“İnsanoğlu insan
olabilmek için, yani olgunlaşabilmek için, kendine benzemeyene muhtaçtır.”
“Hiç kimse için fena
söyleme. Yoksa fenayı kendine düşman edersin.”
“Hayatta bir an evvel
başarmak istemek iyi bir şey değildir aslında. Zira "Kolay elde edilen
şeyler uzun sürmez. Bağdat'ta bir fırından günde yüz kâse çıkarken, Çin'de tek
bir seramik kâse üretmek kırk yıl alır. Hangisi daha değerlidir? Yumurtasından
yeni çıkmış bir civciv kendi gıdasını bulup yerken, bir bebek yıllar boyu
bakıma muhtaç kalır. Birincisi bakışlarını asla yerden ayırmazken, ikincisi
içeride yıldızlar ve galaksiler barındırabilir."
Emek, emek, emek...
Yaptığımız her işte ve her zaman ortaya çıkan sonucun kalitesini belirleyen en
büyük kriter, ona verdiğimiz emek.”
“Mutluluk beden için
iyidir, sağlıklıdır, ama mesele bedeni değil de beyni geliştirmekse eğer, o
zaman mutluluktan değil, ancak hüzünden hayır gelir!”
“Zihnimiz durmadan ya
geçmişte ya gelecekte takıldığı için bizler aslında hemen hemen hiçbir zaman şu
"an"da duramıyoruz. Türkçede zaman ekleri bu kadar zengin olsa da
bizim hayatımızda "şimdiki zaman" ebediyen eksik gibi. Şu andan
mahrum kalmışız ama haberimiz yok.”
“Zanlarını,
yargılarını, önyargılarını ve dahi tüm genellemelerini koy bir çuvala ve hepten
terk et. Gıybet etme sakın, bil ki dedikodu denilen şey mıknatıs gibi kötü
enerji çeker. Kimsenin aleyhine konuşma, uzaktan atıp tutma, insanları kem
dille yargılama, bil ki yanılırsın. Birini ne kadar çok aşağılar yahut
dışlarsan, onun durumuna düşme ihtimalin o kadar artar. Kâinatın matematiğidir.
Bir koyar, bir alır insan. Bilmeden kendi hesabını dürer.”
“Babalık tek bir
günde edinilen bir paye değil. İnsanın bebeği olur olmaz kazandığı bir unvan
değil. Baba olmak, öğrenmesi belki de bir ömür boyu süren bir hayat dersi
aslında; yürümekle aşınmayan hem engebeli hem dallı budaklı bir uzun yol. Ne
dönemeçlerden geçiyor insan yol boyunca. Ne dağlar tepeler aşıyor farkında bile
olmadan. Nerelerde tökezleyip düşüveriyor yere, dizini incitme pahasına, sonra
kalkıp ayağa, yola devam ediyor. Azimle, olgunlukla...”
“Yusuf Atılgan'ın
1980'lerde Oğuz Atay'ı kaybettikten sonra yazdığı bir yazı var, diyor ki:
"Günlerden bir gün, bir paket geldi bana. Açtım içinden bir kitap çıktı:
Tutunamayanlar. Kitap imzalıydı ve içinde de şöyle bir yazı vardı:
'İlgileneceğinizi umarak...' "
Yusuf Atılgan bu
kitabı okur, çok da sever. Ama bunu hiçbir zaman Oğuz Atay'a söylemez.
"Benim okuduğum kitap o kadar müthiş bir eserdi ki, böyle muazzam bir
kitabı kaleme alan birinin daha nice eserler yazacağını düşündüm. Benim
yorumuma, iltifatıma, söyleyeceğim iki çift lafa ihtiyacı olmadığını düşündüm.
Dolayısıyla hiçbir zaman takdirlerimi ona iletme gereği duymadım. Ama aradan
seneler geçer, ortak bir arkadaşlarından öyle bir şey işitir ki, bu hadiseyi
yeniden hatırlamasına sebep olur. "Ben Yusuf Atılgan'a kitabımı gönderdim,
ama kendisinden tek bir kelime dahi duymadım. Tek gördüğüm kayıtsızlık
oldu" demiştir Atay. Bunu duyan Yusuf Atılgan çok pişman olur; ancak
geçtir artık. Oğuz Atay vefat etmiştir. Ve Atılgan bu anıyı anlatırken der ki: "Eğer
bugün hayatta olsaydı, ne yapar ne eder muhakkak onu bulur, karşısına geçer,
yüz yüze ona kalemini ne kadar takdir ettiğimi söylerdim.”
“Her an başka bir şan
üstüne kuruludur.”
“Bir baba, oğlu
tarafından ne kadar çok seviliyorsa, o kadar büyük bir balıktır deryada.”
-------------------------------------------------------------
-------------------------------------------------------------
Etiketler: seçim , tercih
deneme,
edebiyat,
elif shafak,
Elif Şafak,
firarperest,
goodreads,
kendime notlar,
kitap,
kitap özeti
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)