13 Ekim 2021 Çarşamba

Zeytin Ağacı ve Sürdürülebilirlik Üzerine

Sizinle iki zeytin ağacı ve iki insan içeren iki fotoğraf üzerinden şirketimizin sürdürülebilirliğe, doğaya ve çevreye olan katkısını paylaşacağım. Bu benim hikayem ama eminim ki benim gibi pek çok Philip Morris Türkiye çalışanın da benzer hikayeleri vardır. Şirketimiz yalnızca bugün çevreye duyarlılığıyla sürdürülebilirlik yolculuğumuza liderlik etmiyor, bu yaklaşım dün de böyleydi, gelecekte de bizlerin göstereceği sahiplenme ve özveri ile böyle olmaya devam edecek.

Philsa’da görev yaptığım, aynı zamanda baba olduğum 2014 yılının yaz aylarında tüm çalışanlara birer zeytin ağacı fidanı verilmişti. O gün arkadaşlarımdan biri dikme fırsatı olmadığı için kendisinin fidanını da bana teslim etmişti. Serviste iki fidanla eve gidip onlara hafta sonuna kadar balkonda bakmış, hafta sonu da İzmir’in Seferihisar ilçesindeki yazlığımızın bahçesine ekmiştim. İleride zeytin alır mıyız diye hayalini kurarak can suyunu verdiğim fidanlar toprağa ve yaşama sımsıkı sarıldı, yerini sevdi, yükselmeye ve güçlenmeye başlamıştı.

Yan yana ektiğim o iki fidan takvimler 2016’yı gösterirken oğlumla beraber 2 yaşına bastılar. Onların beraber büyüdüğünü görmek, oğlum Okan’ın doğa sevgisi ile tanışması, ağaçları sularken bana yardım etmesi, çevre bilincinin gelişmesi beni fazlasıyla mutlu ediyordu. Bununla beraber, gururluydum, çalıştığım şirket doğaya katkı sağlıyordu ve bunun pozitif etkilerini görüyordum. Hatta o yaz zeytin ağaçlarımızın önüne bir de ceviz ağacı fidanı gelmiş, bu kez de acaba ileride ceviz verir mi diye hayal etmeye başlamıştım. İşte o yaz oğlumla beraber ağaçlarımızın önünde bir hatıra fotoğrafı çektirmiştik.

Ülkemizde çıkan yangınlar sebebiyle içimizin yandığı 2021 yazında, zarar gören alanların yeniden ağaçlandırılması konusunda üstümüze düşeni yaparken elimizdekilerin de değerini bir kez daha hatırladık. İşte bu yüzden oğlumla beraber bu yıl 7 yaşına basan zeytin ağaçlarımızın önüne geçip bir poz verdik. Oğlum da ağaçlarımızla birlikte büyüyorken, geleceğimizin çevreye duyarlı, ağaç ve orman sevgisi gelişmiş bireylerle çok daha sürdürülebilir ve güvende olduğunu hissettim.

Ve bir kez daha “iyi ki Philip Morris Türkiye çalışanıyım” dedim. Şirketim her daim doğaya saygılı, çevre dostu ve sürdürülebilirlik için kaynakları en iyi şekilde kullanırken, paydaşları olarak gördüğü çalışanlarını da bu politikalarına dahil edip “birlikte” hedefe yürümemizi sağlıyor. İşte bu yüzden, bir Philip Morris Türkiye çalışanı olarak çevreye duyarlı şirketimin sürdürülebilirlik yolculuğunda ben de varım, bu yolculuğa değer katmak için destek olmaya hazırım.



2 yorum:

  1. Ne güzel anlatmışsın Volkan, kalemine ve gönlüne sağlık. Selamlar ve sevgiler, Gizem Özmen

    YanıtlaSil
  2. Merhaba Gizem,

    Güzel yorumun için çok ama çoook teşekkürler.

    Selamlar,
    Volkan

    YanıtlaSil

Google adsense

Analytics