Araştırmalar neticesinde muhasebe mesleği dijitalleşme
ile birlikte yok olacak meslekler arasında ilk sıralarda yer almaktadır. En son
“kâhin ekonomist” olarak tanınan dünyaca ünlü ekonomist Nouriel Roubini,
dünyada dördüncü sanayi devrimiyle birlikte birçok mesleğin gerekliliğinin
ortadan kalkacağını belirtmiştir. Yine The Economist dergisi önümüzdeki 20 yıl
içinde ‘dijitalleşmenin’ hangi mesleklerin sonunu getireceği yönünde bir
çalışma yayımlamıştır. Her iki araştırma sonucuna göre, gelecek 20 yıl içerisinde
muhasebe sektöründe çalışan 1000 kişiden 940’ının teknolojik gelişmeler
neticesinde işsiz kalacağı açıklanmıştır. Sizin bu noktada görüş ve
önerileriniz nelerdir?
Abdülkadir Bey de bu soruyu
aşağıdaki mail içeriğiyle yanıtlamıştı:
Volkan bey
merhaba
Benim ele alacağım konular arasında bu konuya yer
veriyorum. Öncelikle bu ve benzeri haberler var.
İkinci linkte muhasebe ve denetim bunlar arasında.
Ancak sunum sırasında da belirteceğim bu meslekler tam
anlamıyla ortadan mı kalkar, yoksa dönüşür mü? Yarın görüşmek üzere.
Abdülkadir Bey sunumuna “UNCTAD Information
Economy Report 2017”den verilerle başladı. OECD’nin 15 maddelik BEPS
uygulamasına atıfta bulundu ve KPMG olarak 2017 yılıyla ilgili ülke bazlı
raporlamanın istenmesine yönelik düzenlemenin hayata geçmesini beklediklerini
söyledi.
Bununla beraber, dijital
ekonomide “işyeri” tanımında sorun olduğunu ve tanımlamanın kolay olmadığı
belirtti. Örneğin booking.com, twitter gibi firmaların ülkemiz pazarından gelir
elde ettiğini ama bunu vergilemenin zor olduğunu, bu sebeple KDV, satış vergisi
gibi dengeleme vergileri getirildiğini ve bu konuda taslak tebliğ olduğunu
açıkladı. Benzer örneklerin spotify, apple gibi şirketler için de geçerli
olduğunu ve bu sebeple gelirden ziyade hasılattan vergiye yönelim olduğunu
ifade etti.
Robotik yapay zekanın hayatımıza
girmesiyle transfer fiyatlandırmasında farklı ülkelerde faaliyet ve kar
marjlarının örnekleme yoluyla testi yerine bütün veriyi inceleyip karar vermeye
imkan sağlayacak sistemlerin hayatımıza gireceğini açıklayan Abdülkadir Bey, bu
sayede şirketlerin daha sağlıklı öngörülerde bulunabileceğini ve riski daha iyi
yönetebileceğini belirtti.
7061 Sayılı Torba Kanun ile
ilgili olarak Halil Bağdınlı ve Güray Kurşunoğlu sunumlar yaptı. Halil
Üstad torba kanun ile birçok itiraz süresinin 15 güne çıktığını belirtip,
usulün esasın önüne geçtiği bazı durumlar (önceki
mevzuatta 8. günde yapılan itirazın usul açısından kabul edilmemesi gibi)
için bu süre artışının mükellefin lehine olduğunu ifade etti. Yapılan
düzenlemelerle adres kayıt sistemi Mernis’te kanuni temsilcilerin yerleşim yeri
adreslerinin bilinen adres olarak kabul edilecek olmasından bahseden Bağdınlı,
bilinen adreste ikinci kez bulunulmadığında kapıya pusulanın yapıştırılarak
tebligat yapılacağını ve 15 günlük sürenin başlayacağını aktardı. Kişinin
Mernis’te adres kaydının olmaması durumunda ise ulusal gazetede ilan verme
yöntemiyle tebliğ yapılacağı belirtildi. Her tür bildirim ve dilekçenin
elektronik ortamda verilmesi için gerekli altyapı çalışmalarının yapıldığını
anlatan Halil Bağdınlı, İzmir’in e-ticarette pilot bölge olduğunu ve 2018 yılı Şubat
ayından itibaren bu konu ile ilgili çalıştayın başlayacağını duyurdu. İkametgah
değişikliğinde bildirim zorunluluğunun kalktığını da ifade eden Bağdınlı, artık
torba yasa ile değerli kağıtların da elektronik ortamda verilebileceğini
belirtti. Bakanlar Kurulu’na verilen yetki ile maktu ve nisbi vergileri kağıt
türleri itibarıyla ayrı ayrı artırmaya ya da indirmeye yetki sahibi olduğunu
söyleyen Bağdınlı bundan sonra damga vergisinde artışların olası olduğunun
altını çizdi. Transfer Fiyatlandırması yöntem belirleme anlaşmaları üzerinden
alınan harçların yürürlükten kaldırıldığı ve emlak vergisi için önümüzdeki 4
yıl için artışın bir önceki değerleme döneminde belirlenen vergiden %50 fazla
olamayacağına yönelik düzenlemenin de torba yasada bulunduğu belirtildi.
Torba yasa ile sunumun geri
kalanına devam eden Güray Kurşunoğlu,
mobil elektronik haberleşme, internet ve benzerinde ÖİV’nin tek oran olarak
%7.5 olduğunu belirtti. Güray Bey, gayrimenkul sermaye iradında götürü gider
oranının %15’e indirildiğini söyledi. 1 Ocak 2018’den itibaren satın alınan
araçlar için MTV hesaplamasında kıstasın motor gücü ve yaş değil ayrıca çıplak
fiyatın da (ÖTV ve KDV hariç bedel) dikkate alınacağı vurgulandı. Kurumların 2
yıl süreyle aktiflerinde tuttuğu taşınmazların satışlarındaki istisna %75’den
%50’ye indiğini belirten Kurşunoğlu, kurumlar vergisi oranının 2018-2020 arası
için %22’ye çıkarıldığını hatırlattı.
7061 sayılı Kanun’un sunumda
önemli bölümleri anlatılmakla beraber yukarıdaki ifadeler aldığım notları
içermektedir. Kanunun tam metnine aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:
“Global Ticarette Güncel Konular”
hakkında Murat Palaoğlu sunum yaptı.
İthalat vergilerinin artmasının ithalatı frenlemek için alındığını anlatan
Palaoğlu, ithalatı frenlemek için hayatımıza giren bazı uygulamaların (KKDF gibi) ihracatı da vurabildiğini
belirtti. Gümrükte 23 farklı vergi kaleminin alındığını bunların içerisinde
gümrük vergisinin payının %6 olduğunu ifade eden Murat Palaoğlu, serbest
ticaret anlaşmaları ile korumacı politikalara karşı konulduğunu anlattı. Gümrük
İdaresinin 19 farklı bakanlık ile çalıştığını, tüm bu bakanlıkların
incelemelerinin gümrükte konsolide edildiğini belirten Murat Bey, aslında gümrükte
bekleyen malın gümrükten kaynaklanan sebeplerle değil bu bakanlıkların
işleminde olması sebebiyle beklediğini açıkladı. Murat Palaoğlu, GET-APP
uygulaması ile iş sahiplerinin gümrük idaresindeki tüm süreçleri takip
edebileceğini belirterek sunumunu bitirdi.
“İstihdam ve Sigorta Prim
Teşvikleri ile Yeni Düzenlemeler” konulu sunumu ile İsmail Sevinç seminere devam etti. 5510 sayılı kanun ile 5 puanlık
indirim sağlandığını anlatan İsmail Bey, 6111 sayılı kanun ile genç, kadın ve
mesleki belge sahibi olanların istihdamına yönelik teşviğin 2020 yılı sonuna
kadar geçerli olduğunu ifade etti. 2016 yılında yapılan bir değişiklikle 5510
sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun idari para
cezalarındaki düzenlemeyle muhtasar ve prim hizmet beyannamesinde
sigortalıların iş yerlerinde fiilen yaptıkları işe uygun meslek adı ve kodunu
gerçeğe aykırı bildiren işverenlere sigortalı başına asgari ücretin onda biri
tutarında idari para cezası uygulanacağı iletildi. İşe iade uyuşmazlıklarında
mahkemeye gitmeden önce arabuluculuk müessesine başvurmak gerektiği yönünde
düzenleme yapıldığını anlatan İsmail Bey, arabuluculuk müessesinin aldığı
kararın mahkeme kararı ile eşdeğer olduğunu ifade etti.
Seminerden bir gün önce İsmail
Bey’e aşağıdaki soruyu iletmiştim:
Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi uygulaması ücret
gizliliğinin büyük önem taşıdığı kurumsal şirketler açısından çalışma barışının
bozulması gibi ciddi sorunlar yaratacaktır. Zira şu anda ayrı ayı düzenlenen ve
ayrı ayı şifre ile ilgili kurumlara gönderilen Muhtasar Beyanname ve Aylık Prim
ve Hizmet Belgesi, 2018/Temmuz ayından itibaren Muhtasar ve Prim Hizmet
Beyannamesi şeklinde tek belge olarak birleştirilecek ve tek şifre ile Maliye Bakanlığı
sistemi üzerinden gönderilecektir. İşverenler, Muhtasar ve Prim Hizmet
Beyannamesi uygulaması ile çalışanlarını kişi bazında T.C kimlik no,
adı-soyadı, prime esas kazancı, prim gün sayısı, gelir vergisi matrahı,
vergiden muaf olup olup olmadığı, engellilik oranı, AGİ, kesilen gelir vergisi
tutarı, meslek kodu bilgilerini içerecek şekilde bildireceklerdir.
Mevcut uygulamada, çalışanların sosyal güvenlikle ilgili bilgileri (T.C
kimlik no, adı-soyadı, prime esas kazanç, prim gün sayısı vd.) genel olarak
şirketlerin personel bordro işlemlerini de yürüten insan kaynakları birimindeki
bir ve birkaç personel tarafından SGK’ya bildirildiğinden, ücret gizliliğinin
sağlanmasında herhangi bir sorun yaşanmamaktaydı. Ancak, yeni uygulamada, aynı
şifre ile hem çalışanların isim bazında prime asas kazanç, gelir vergisi
matrahı, kesilen vergi gibi bütün bilgilerini ihtiva eden muhtasar ve prim
hizmet beyannamesinin, hem de diğer vergi beyannamelerinin gönderilecek olması
başta muhasebe ve mali işler çalışanları olmak üzere sisteme giriş izni olan
herkes istediği kişinin ücretini görme imkanına sahip olacaktır. Uygulamanın
tüm Türkiye genelinde 01.07.2018 tarihinde başladığında ücret gizliliği
politikası uygulayan kurumsal şirketlerde yol açacağı sorunlar ve çözüm yolları
konusunda görüşünüzü rica ederim.
Sunumunun sonunda İsmail Bey bu
konudaki kaygıları İdare’nin anladığını ve yetkililerin bunları göz önünde
bulundurarak çözüm üreteceklerini kendilerine ilettiklerini açıkladı.
Seminerin son sunumunu Yusuf Penezoğlu “Vergi Denetim ve
Uyuşmazlıklarında Güncel Düzenlemeler” konusunda
yaptı. Tam incelemenin bir yıl, kısmi incelmenin 6 ayda tamamlanacağını
belirten Yusuf Bey, bu sürelerin maksimum 6 ay uzatılabileceğinden bahsetti.
Son dönemde takdir komisyonuna sevk yönteminin zamanaşımını durdurmak için
kullanılması sebebiyle bunun hukuka aykırı olduğu yönündeki mahkeme
kararlarının artması sonucunda yapılan düzenlemeyle ihbar söz konusu olmadığı
sürece son 6 ay inceleme başlatılmadıysa zamanaşımına uğrayacak yıl için
incelemenin söz konusu olmayacağı ifade edildi. Yusuf Palazoğlu izaha davet
uygulamasına da değindi ve burada tartışmalı konunun vergiyi cezasıyla ödeme
durumunda dava açılıp açılamayacağı olduğunu, KPMG olarak açılabileceğini
düşündüklerini ama konunun uygulamaları gördükçe netleşeceğini açıkladı. Yusuf
Bey vergi denetiminde süreçleri anlatırken vergi incelemesi yapmaya yetkili
olanlar tarafından mükellef nezdinde yapılan vergi incelemesi neticesinde, bir
vergi türü ve vergilendirme dönemi için düzenlenen vergi inceleme raporunda
tarhı öngörülen vergi tutarının, on milyon TL’yi aşması halinde, söz konusu
raporun Merkezi Rapor Değerlendirme Komisyonunca değerlendirileceğini belirtti.
Rapor Değerlendirme Komisyonlarının, gerekli gördüğü durumlarda ya da talepleri
üzerine mükellefi dinleyebileceğini açıklayan Penezoğlu, sunumunun son
bölümünde uyuşmazlıkların çözüm yollarından bahsetti. Buna göre idari aşamada çözüm
yolları “vergi hatalarını düzeltme”, “cezalarda indirim”, “pişmanlık ve islah”
ve “uzlaşma”dır. Yargı aşamasında ise
izlenecek yol “vergi mahkemesi”, “bölge idare mahkemesi” ve “danıştay” şeklinde
sıralanmaktadır.
Bu faydalı seminere davetlerinden ve paylaşılan değerli içerikten ötürü KPMG'ye teşekkürlerimi sunarım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder