17 Ocak 2018 Çarşamba

“Kurallar Sıfırlanıyor: Vergilemede Dönüşüm” Semineri

16 Ocak 2018 tarihinde KPMG tarafından İzmir Ticaret Odası’nda düzenlenen “Kurallar Sıfırlanıyor: Vergilemede Dönüşüm” konulu seminer Abdülkadir Kahraman’ın “Dijital Ekonomide Vergileme Trendleri ve Vergide Teknoloji” hakkındaki sunumu ile başladı. Seminerden bir gün önce Abdülkadir Bey’e maille aşağıdaki soruyu yöneltmiştim:

Araştırmalar neticesinde muhasebe mesleği dijitalleşme ile birlikte yok olacak meslekler arasında ilk sıralarda yer almaktadır. En son “kâhin ekonomist” olarak tanınan dünyaca ünlü ekonomist Nouriel Roubini, dünyada dördüncü sanayi devrimiyle birlikte birçok mesleğin gerekliliğinin ortadan kalkacağını belirtmiştir. Yine The Economist dergisi önümüzdeki 20 yıl içinde ‘dijitalleşmenin’ hangi mesleklerin sonunu getireceği yönünde bir çalışma yayımlamıştır. Her iki araştırma sonucuna göre, gelecek 20 yıl içerisinde muhasebe sektöründe çalışan 1000 kişiden 940’ının teknolojik gelişmeler neticesinde işsiz kalacağı açıklanmıştır. Sizin bu noktada görüş ve önerileriniz nelerdir?

Abdülkadir Bey de bu soruyu aşağıdaki mail içeriğiyle yanıtlamıştı:

Volkan bey merhaba

Benim ele alacağım konular arasında bu konuya yer veriyorum. Öncelikle bu ve benzeri haberler var.



İkinci linkte muhasebe ve denetim bunlar arasında.

Ancak sunum sırasında da belirteceğim bu meslekler tam anlamıyla ortadan mı kalkar, yoksa dönüşür mü? Yarın görüşmek üzere.

Abdülkadir Bey sunumuna “UNCTAD Information Economy Report 2017”den verilerle başladı. OECD’nin 15 maddelik BEPS uygulamasına atıfta bulundu ve KPMG olarak 2017 yılıyla ilgili ülke bazlı raporlamanın istenmesine yönelik düzenlemenin hayata geçmesini beklediklerini söyledi.

Bununla beraber, dijital ekonomide “işyeri” tanımında sorun olduğunu ve tanımlamanın kolay olmadığı belirtti. Örneğin booking.com, twitter gibi firmaların ülkemiz pazarından gelir elde ettiğini ama bunu vergilemenin zor olduğunu, bu sebeple KDV, satış vergisi gibi dengeleme vergileri getirildiğini ve bu konuda taslak tebliğ olduğunu açıkladı. Benzer örneklerin spotify, apple gibi şirketler için de geçerli olduğunu ve bu sebeple gelirden ziyade hasılattan vergiye yönelim olduğunu ifade etti.

Robotik yapay zekanın hayatımıza girmesiyle transfer fiyatlandırmasında farklı ülkelerde faaliyet ve kar marjlarının örnekleme yoluyla testi yerine bütün veriyi inceleyip karar vermeye imkan sağlayacak sistemlerin hayatımıza gireceğini açıklayan Abdülkadir Bey, bu sayede şirketlerin daha sağlıklı öngörülerde bulunabileceğini ve riski daha iyi yönetebileceğini belirtti.

7061 Sayılı Torba Kanun ile ilgili olarak Halil Bağdınlı ve Güray Kurşunoğlu sunumlar yaptı. Halil Üstad torba kanun ile birçok itiraz süresinin 15 güne çıktığını belirtip, usulün esasın önüne geçtiği bazı durumlar (önceki mevzuatta 8. günde yapılan itirazın usul açısından kabul edilmemesi gibi) için bu süre artışının mükellefin lehine olduğunu ifade etti. Yapılan düzenlemelerle adres kayıt sistemi Mernis’te kanuni temsilcilerin yerleşim yeri adreslerinin bilinen adres olarak kabul edilecek olmasından bahseden Bağdınlı, bilinen adreste ikinci kez bulunulmadığında kapıya pusulanın yapıştırılarak tebligat yapılacağını ve 15 günlük sürenin başlayacağını aktardı. Kişinin Mernis’te adres kaydının olmaması durumunda ise ulusal gazetede ilan verme yöntemiyle tebliğ yapılacağı belirtildi. Her tür bildirim ve dilekçenin elektronik ortamda verilmesi için gerekli altyapı çalışmalarının yapıldığını anlatan Halil Bağdınlı, İzmir’in e-ticarette pilot bölge olduğunu ve 2018 yılı Şubat ayından itibaren bu konu ile ilgili çalıştayın başlayacağını duyurdu. İkametgah değişikliğinde bildirim zorunluluğunun kalktığını da ifade eden Bağdınlı, artık torba yasa ile değerli kağıtların da elektronik ortamda verilebileceğini belirtti. Bakanlar Kurulu’na verilen yetki ile maktu ve nisbi vergileri kağıt türleri itibarıyla ayrı ayrı artırmaya ya da indirmeye yetki sahibi olduğunu söyleyen Bağdınlı bundan sonra damga vergisinde artışların olası olduğunun altını çizdi. Transfer Fiyatlandırması yöntem belirleme anlaşmaları üzerinden alınan harçların yürürlükten kaldırıldığı ve emlak vergisi için önümüzdeki 4 yıl için artışın bir önceki değerleme döneminde belirlenen vergiden %50 fazla olamayacağına yönelik düzenlemenin de torba yasada bulunduğu belirtildi.

Torba yasa ile sunumun geri kalanına devam eden Güray Kurşunoğlu, mobil elektronik haberleşme, internet ve benzerinde ÖİV’nin tek oran olarak %7.5 olduğunu belirtti. Güray Bey, gayrimenkul sermaye iradında götürü gider oranının %15’e indirildiğini söyledi. 1 Ocak 2018’den itibaren satın alınan araçlar için MTV hesaplamasında kıstasın motor gücü ve yaş değil ayrıca çıplak fiyatın da (ÖTV ve KDV hariç bedel) dikkate alınacağı vurgulandı. Kurumların 2 yıl süreyle aktiflerinde tuttuğu taşınmazların satışlarındaki istisna %75’den %50’ye indiğini belirten Kurşunoğlu, kurumlar vergisi oranının 2018-2020 arası için %22’ye çıkarıldığını hatırlattı.

7061 sayılı Kanun’un sunumda önemli bölümleri anlatılmakla beraber yukarıdaki ifadeler aldığım notları içermektedir. Kanunun tam metnine aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:


“Global Ticarette Güncel Konular” hakkında Murat Palaoğlu sunum yaptı. İthalat vergilerinin artmasının ithalatı frenlemek için alındığını anlatan Palaoğlu, ithalatı frenlemek için hayatımıza giren bazı uygulamaların (KKDF gibi) ihracatı da vurabildiğini belirtti. Gümrükte 23 farklı vergi kaleminin alındığını bunların içerisinde gümrük vergisinin payının %6 olduğunu ifade eden Murat Palaoğlu, serbest ticaret anlaşmaları ile korumacı politikalara karşı konulduğunu anlattı. Gümrük İdaresinin 19 farklı bakanlık ile çalıştığını, tüm bu bakanlıkların incelemelerinin gümrükte konsolide edildiğini belirten Murat Bey, aslında gümrükte bekleyen malın gümrükten kaynaklanan sebeplerle değil bu bakanlıkların işleminde olması sebebiyle beklediğini açıkladı. Murat Palaoğlu, GET-APP uygulaması ile iş sahiplerinin gümrük idaresindeki tüm süreçleri takip edebileceğini belirterek sunumunu bitirdi.

“İstihdam ve Sigorta Prim Teşvikleri ile Yeni Düzenlemeler” konulu sunumu ile İsmail Sevinç seminere devam etti. 5510 sayılı kanun ile 5 puanlık indirim sağlandığını anlatan İsmail Bey, 6111 sayılı kanun ile genç, kadın ve mesleki belge sahibi olanların istihdamına yönelik teşviğin 2020 yılı sonuna kadar geçerli olduğunu ifade etti. 2016 yılında yapılan bir değişiklikle 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun idari para cezalarındaki düzenlemeyle muhtasar ve prim hizmet beyannamesinde sigortalıların iş yerlerinde fiilen yaptıkları işe uygun meslek adı ve kodunu gerçeğe aykırı bildiren işverenlere sigortalı başına asgari ücretin onda biri tutarında idari para cezası uygulanacağı iletildi. İşe iade uyuşmazlıklarında mahkemeye gitmeden önce arabuluculuk müessesine başvurmak gerektiği yönünde düzenleme yapıldığını anlatan İsmail Bey, arabuluculuk müessesinin aldığı kararın mahkeme kararı ile eşdeğer olduğunu ifade etti.

Seminerden bir gün önce İsmail Bey’e aşağıdaki soruyu iletmiştim:

Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi uygulaması ücret gizliliğinin büyük önem taşıdığı kurumsal şirketler açısından çalışma barışının bozulması gibi ciddi sorunlar yaratacaktır. Zira şu anda ayrı ayı düzenlenen ve ayrı ayı şifre ile ilgili kurumlara gönderilen Muhtasar Beyanname ve Aylık Prim ve Hizmet Belgesi, 2018/Temmuz ayından itibaren Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi şeklinde tek belge olarak birleştirilecek ve tek şifre ile Maliye Bakanlığı sistemi üzerinden gönderilecektir. İşverenler, Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi uygulaması ile çalışanlarını kişi bazında T.C kimlik no, adı-soyadı, prime esas kazancı, prim gün sayısı, gelir vergisi matrahı, vergiden muaf olup olup olmadığı, engellilik oranı, AGİ, kesilen gelir vergisi tutarı, meslek kodu bilgilerini içerecek şekilde bildireceklerdir.

Mevcut uygulamada, çalışanların sosyal güvenlikle ilgili bilgileri (T.C kimlik no, adı-soyadı, prime esas kazanç, prim gün sayısı vd.) genel olarak şirketlerin personel bordro işlemlerini de yürüten insan kaynakları birimindeki bir ve birkaç personel tarafından SGK’ya bildirildiğinden, ücret gizliliğinin sağlanmasında herhangi bir sorun yaşanmamaktaydı. Ancak, yeni uygulamada, aynı şifre ile hem çalışanların isim bazında prime asas kazanç, gelir vergisi matrahı, kesilen vergi gibi bütün bilgilerini ihtiva eden muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin, hem de diğer vergi beyannamelerinin gönderilecek olması başta muhasebe ve mali işler çalışanları olmak üzere sisteme giriş izni olan herkes istediği kişinin ücretini görme imkanına sahip olacaktır. Uygulamanın tüm Türkiye genelinde 01.07.2018 tarihinde başladığında ücret gizliliği politikası uygulayan kurumsal şirketlerde yol açacağı sorunlar ve çözüm yolları konusunda görüşünüzü rica ederim.

Sunumunun sonunda İsmail Bey bu konudaki kaygıları İdare’nin anladığını ve yetkililerin bunları göz önünde bulundurarak çözüm üreteceklerini kendilerine ilettiklerini açıkladı.

Seminerin son sunumunu Yusuf Penezoğlu “Vergi Denetim ve Uyuşmazlıklarında Güncel Düzenlemeler”  konusunda yaptı. Tam incelemenin bir yıl, kısmi incelmenin 6 ayda tamamlanacağını belirten Yusuf Bey, bu sürelerin maksimum 6 ay uzatılabileceğinden bahsetti. Son dönemde takdir komisyonuna sevk yönteminin zamanaşımını durdurmak için kullanılması sebebiyle bunun hukuka aykırı olduğu yönündeki mahkeme kararlarının artması sonucunda yapılan düzenlemeyle ihbar söz konusu olmadığı sürece son 6 ay inceleme başlatılmadıysa zamanaşımına uğrayacak yıl için incelemenin söz konusu olmayacağı ifade edildi. Yusuf Palazoğlu izaha davet uygulamasına da değindi ve burada tartışmalı konunun vergiyi cezasıyla ödeme durumunda dava açılıp açılamayacağı olduğunu, KPMG olarak açılabileceğini düşündüklerini ama konunun uygulamaları gördükçe netleşeceğini açıkladı. Yusuf Bey vergi denetiminde süreçleri anlatırken vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlar tarafından mükellef nezdinde yapılan vergi incelemesi neticesinde, bir vergi türü ve vergilendirme dönemi için düzenlenen vergi inceleme raporunda tarhı öngörülen vergi tutarının, on milyon TL’yi aşması halinde, söz konusu raporun Merkezi Rapor Değerlendirme Komisyonunca değerlendirileceğini belirtti. Rapor Değerlendirme Komisyonlarının, gerekli gördüğü durumlarda ya da talepleri üzerine mükellefi dinleyebileceğini açıklayan Penezoğlu, sunumunun son bölümünde uyuşmazlıkların çözüm yollarından bahsetti. Buna göre idari aşamada çözüm yolları “vergi hatalarını düzeltme”, “cezalarda indirim”, “pişmanlık ve islah” ve “uzlaşma”dır.  Yargı aşamasında ise izlenecek yol “vergi mahkemesi”, “bölge idare mahkemesi” ve “danıştay” şeklinde sıralanmaktadır.
Bu faydalı seminere davetlerinden ve paylaşılan değerli içerikten ötürü KPMG'ye teşekkürlerimi sunarım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Google adsense

Analytics