2 Şubat 2018 Cuma

Philip Morris Yaşam'da Editörlük Tecrübem

"Söz uçar yazı kalır" deriz ya, ben de Philip Morris'te kendimce geleceğe kalacak bir içerik hazırlayıp şirketimiz çalışanlarına özel yayımlanan dergimizde editör köşesinde yayımlanmasını sağladım. Bir dönüşüm sürecinde olan şirketimizin gelecekte ulaşacağı noktaya giderken bugün değişim sürecini başlatmış olması beni oldukça heyecanlandırıyor. Sade bir çalışan olarak hissettiklerimi yazıya döktükten sonra bunun tüm Philip Morris çalışanları ile paylaşılmış olması bana gurur verdi. Bu yazıyı hazırladığım Cumartesi sabahı Starbucks'ta yazarken yaşadığım keyif ve heyecanın sonucunda böyle bir çıktısının olması memnuniyet verici. Değer verdiğim iş arkadaşlarımdan da bu konuda güzel geri bildirim almakta kendimi iyi hissettirdi.

Bu hatırayı saklayıp, üzerinden zaman geçtikten sonra ileride değerlendirmek benim için çok değerli olacak.




Merhaba dönüşüm yolcuları,

Öncelikle bu köşede yazma fırsatı bulduğum için hem çok mutlu hem de bu fırsatı sunan Kurumsal İlişkiler departmanımıza ve köşesini benimle paylaşan Eren Çelebi’ye müteşekkir olduğumu belirtmek isterim. Konuk editör olmak için Eren ile iletişime geçtiğimde aklımda sizlerle Philip Morris Türkiye olarak son dönemde sektörde elde ettiğimiz başarılardan bahsetmek vardı. Uzun uzadıya yıllar itibarıyla kurumlar vergisi rekortmenleri listesindeki yerimize, ihracattaki konumumuza, en iyi işveren ödülünü alışımıza atıfta bulunup başarı hikayelerimizle ve kazanılan ödüllerle gurur duymamıza aracı olmayı düşünmüştüm.

Ardından aklımdakileri yazıya dökmeye hazırlandığım dönemde PMI Yönetim Ekibinin Dubai’deki toplantısı gerçekleşti. Başta CEO’muz André’nin ilham verici video içerikleri olmak üzere yönetim ekibinin işaret ettiği konuları JAM sayfasında inceleyince, geçmiş başarı öykülerinden ziyade önümüzdeki dönemde imza atacağımız muhteşem başarılara yoğunlaşmaya karar verdim. Malum, şimdiye kadar yaptıklarımız bizi buraya getirdi ama buradan ileriye ancak farklı şeyler yaparak gidebiliriz; işte tam da bu yüzden değişmek ve dönüşmek gerekir.

Bir çalışan olarak transformasyon, yani dönüşüm ya da Enrique’nin Temmuz ayındaki iç iletişim toplantısında kullandığı deyimle trust-formation beni heyecanlandırıyor ve bu yolculuğun sonunda şirketimizin ve bizlerin “kazanan” olarak çıkacağımıza gönülden inanıyorum. 2016 yılı verilerine göre, 180 ülkede faaliyet gösteren, 800 milyar adet sigarayı 150 milyon yetişkin sigara tüketicisine ulaştıran dev bir organizasyonuz ve artık hepimiz aynı yöne doğru bir yolculuğa başladık. Bu yolculukta bazılarımız biraz önde, bazılarımız biraz daha geride ama aynı amaçla dumansız dünyaya yolculuğumuzu sürdürüyoruz. 2008 yılından itibaren 3 milyar doları aşan yatırım yaptığımız ve önümüzdeki dönemde 1.7 milyar dolar daha yatırım planladığımız riski azaltılmış ürünler halihazırda 25’ten fazla ülkede satışta. PMI’ın 2017 3.çeyrek raporunda paylaşılan araştırmalar, 3.7 milyondan fazla insanın sigaradan iQOS’a geçiş yaptığını ve her gün 8 bin kişinin daha bu geçişi gerçekleştirdiğini gösteriyor. Özetle transformasyon bizimle birlikte tüm dünyada yaşanıyor.

Bu dönüşüme kayıtsız kalmak tabi ki de mümkün değil. Dünyanın en saygın yatırım bankacılarından “Goldman Sachs” geçtiğimiz Eylül ayında yayımladığı raporunda Philip Morris’i global tütün endüstrisinin “ezber bozan”ı olarak tanımladı. Bu tanımı yaparken iQOS platformunun arkasındaki bilimsel araştırmalardan ticari stratejisine kadar sahip olduğu kalite unsurunu referans gösterdi ve yatırımcılarına Philip Morris hisselerini önerdi.

PMI’ın Birleşmiş Milletler Sürdürülebilirlik Raporu’nda 2025 yılında satışlarımızın en azından %30’unun dumansız ürünlerden oluşmasının hedeflendiği belirtilmiş. Bu hedefe ulaşmak için şimdiye kadar yaptıklarımızdan farklı şeyler yapmamız gerekiyor. Marshall Goldsmith’in dediği gibi “Seni buraya getiren şeyler, oraya götürmeyecek”. Hedefimize ulaşmak için bir kültürel değişim gerektiriyor. PMI Yönetim ekibinin toplantısında da altının çizildiği gibi, şirketler endüstrileri değiştirmez, insanlar değiştirir. Şirketimizin en büyük varlığının insanlar yani bizler olduğunu aklımızdan çıkarmayıp potansiyelimize ulaşmak için kültürel değişimi gerçekleştirmeliyiz. Bundan böyle müşteri odaklı yaklaşımımızla beraber süreçlerimizi yalınlaştırıp en etkin yöntemlerle çalışmayı kendimize ilke edinmeliyiz.  Disruptive innovator”ı dilimize yıkıcı yenilikçiler olarak tercüme edersek, her birimiz basit yöntemler bularak daha önce yürünmemiş yollardan başarıya gidecek, iyi tanıdığımız tüketicilerin ihtiyaçlarına cevap verecek, sorunlara öncekilerden daha iyi çözümler bulacak, değişen dünyaya ayak uydurup başarıyı yakalarken öncekilerden farklı yöntemler kullanacak macera dolu bir yolculuğun yıkıcı yenilikçileriyiz. İyi yolculuklar… 

Volkan YORULMAZ

Kıdemli Vergi Analisti

Not: Yukarıda paylaşılan finansal verilerin hepsi kamuya açık olan PMI’ın Birleşmiş Milletler Sürdürülebilirlik Raporu’ndan ve 2017 3. Çeyrek Finansal Raporundan alınmıştır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Google adsense

Analytics