Ne çok haksızlık etmişim ben bu kitaba... Onca yol katetti benle, önce Bursa'ya, İstanbul'a, sonra Seferihisar'a, ardından Antalya Finike ve Belek'e taşıdım. Bölük bölük okuyup, içindeki o bütünlüğe bir türlü erişemedim. Bu arada da ne yalan söyleyeyim soğudum okurken. Nasıl olur da bu kitabın yazarı 2017 Nobel ödülü alır dedim.
Ama ne zaman geldi de şu hafta sonu kendimle baş başa kalıp adam gibi kitabın ne anlattığını, derinliğini ve hissiyatını anladım, işte o 70 sayfalık bölümde bu kitap beni bambaşka bir dünyaya yolcu etti.
Filmi çekilirse de eminim çok başarılı olacak bir hikayey sahip bu kitabı kendinizi vererek okuma fırsatı yaratın, bakın sizi nasıl bir dünyanın içine çekip etkisi altına alacak.
"Yatılı okul Hailsham'ın öğrencileri, bahçe duvarının arkasındaki karanlık ormandan çok korkarlar. Hafta sonları veya tatillerde evlerine gitmez., Hailsham'dan önceki yaşamlarını hatırlamazlar. Dış dünyayla bağlantıları yoktur. Öğretmenler değil, gözetmenler tarafından eğitilirler. Spor ve sanata büyük önem veren gözetmenler, Hailsham öğrencilerine sürekli özel olduklarını hatırlatır ve bedenlerine çok iyi bakmaları gerektiğini tekrarlar.
Kazuo Ishiguro, yayımlandığı yıl Time tarafından İngilizce yazılmış en iyi 100 roman listesine alınan Beni Asla Bırakma'da, yıkıma götüreceğini bile bile kendi kaderini kabullenenlere odaklanmış görünüyor."
Yeri gelmişken bu kitabı bana öneren Özlem'e de çok teşekkürler. Kitaptan yukarıda bahsettiğim sebeplerden ötürü sıkıldığım dönemde kendisine teessüflerimi iletmiştim, şimdi de geri alıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder