22 Temmuz 2017 Cumartesi

Finike'de Geçen Yıllık İzin (2017)

Yıllık ücretli izin hakkı; kıdemi 1 ila 5 yıl olan işçiye (5 yıl dahil) 14 gün, 5 yıldan fazla 15 yıldan az olan işçiye 20 gün, 15 yıl ve daha fazla olan işçiye de 26 gün olarak uygulanıyor. Ben de kıdemi yaklaşık 4 yıl olan bir işçi olarak bu yıl hakettiğim 14 günün 5’ini blok olarak 17-21 Temmuz haftasında kullanmayı tercih ettim. Tatil için aslında öncesinde hiç de aklımızda olmayan bir destinasyon kaderin ağlarını örmesi neticesinde gerçekleşti ve Antalya Finike’ye gittik. Önceden biraz netten araştırdım, biraz çok gezen arkadaşlarıma danıştım ve en son olarak da orada bize ev sahipliği yapacak aile fertlerimize kendimi ve ailemi emanet ettim. Tatil az olunca kıymetli de oluyor. Ee tam da “high season”da tatile çıkınca insan da dolu dolu yaşamak istiyor. 2017 yaz tatilim nasıldı diye soran olursa ileride hatırlamak ve gitme potansiyeli olan dostlarıma ve takipçilerime fikir verebilmek için kaleme aldım. İşte günbegün geride kalan tatilim…

15 Temmuz 2017, Cumartesi: Sabaha karşı 3buçuk gibi uyanıp 4:15 te Karşıyaka’dan Finike’ye doğru yola çıktık. Yolda, Acıpayam/Denizli’de Suit Park dinlenme tesisinde kahvaltımızı aldıktan sonra 11.15’te Finike’de konaklayacağımız eve ulaştık. Sorunsuz geçen yolculuğumuz için Google Haritalar’a teşekkür ederiz. İlk gün yüksek nemli ve sıcak hava dışarıda olduğumuz anlarda acele bizim ekstra bir mücadele vermemizi gerektiriyordu. Birinci günün  tatsız olayı, öğleden sonra Finike’de ilk kez denize girdikten sonra, tam plajdan çıkarken merdivenden düşmem oldu. Düşerken öyle bir bağırdım ki sanırım en son askerde selam verirken böyle bağırmıştım. Akşam hareketlerimde kısıtlama ve ağrı artınca Finike’deki tek hastane olan devlet hastanesinin aciline gittik, neyseki çekilen film temiz çıktı ve ilaç ve krem ile tedaviye başladık.

16 Temmuz 2017, Pazar:  Bugün günlerden Adrasan idi. Finike ve çevresindeki bence en iyi deniz burası. Aslında sadece bence değil, hem Finike’ye gideceğimi duyan arkadaşlarımın, hem de Finike’de bize ev sahipliği yapan aile fertlerimizin de görüşü bu yöndeydi. Adrasan’daki Chill House Lounge cafe hem müzikleri, hem ortamı, hem de yemekleri çok keyifli bir mekandı. Bu güzel mekana özlediğim sıcak sulu deniz ve kumsal da eşlik edince keyifli bir Pazar ve tatil günü yaşamış olduk.

17 Temmuz 2017, Pazartesi: Haftaya biraz müze ziyareti ile başlamaya ne dersiniz? Finike’den Demre’ye doğru yola çıktık ve önce Noel Baba (St. Nicholas) müzesine uğradık. Müze çıkışı dondurmalarımızı yedikten sonra bir başka tarihi yere, Myra Antik Kenti’ne gittik. Akropolün güney eteğinde yer alan tiyatro, gerek oturma sıraları gerekse sahne binası ile iyi korunmuş bir Roma Dönemi tiyatrosunun özelliklerini yansıtmaktaydı. Antik kent çıkışı hatıra magnetlerimizi aldıktan sonra gözlemelerimizi yiyip kahvemizi içtik. Bu kez istikamet Bey Melek Taş Evler’di. Osman Güngör’ün sahibi olduğu, ailesiyle beraber bizi son derece misafirperver şekilde ağırladıkları, işletmelerinde hem dinlendik, hem de evin doğasından fazlasıyla etkilenip biraz da mest olduk. İnanmazsanız, bir de kendiniz bu şirin işletmenin değerlendirmelerini internet üzerinden okuyup aldığu yüksek rating’lere bakabilirsiniz.
Kulaklık şekil gözükse de efektif olduğunu söyleyemem

Antik kent gezisinde olmazsa olmaz: şemsiye

Azıcık şımarmış olabilirim

Bey Melek Taş Evler'de çayımızı içerken manzaramız

Misafirperver Osman Güngör'e teşekkürler
18 Temmuz 2017, Salı: Bugüne biraz daha sakin başlayalım istedim. Biraz Finike içerisinde neler olup bittiğini gözlemlemek için sabahtan küçük dostum Doruk ile Klass Pastanesi’ne yürüyüp, orada soğuk bir şeyler içip serinlerken bir yandan da kitaplarımızı okuyup sohbet ettik. Maalesef sıcak hava yüzünden çevremizi daha fazla gezemeden öğle yemeği için evlerimize ayrıldık. Günün geri kalanında ise bu kez Finike’ye çok yakın olan Gökliman Plajı’na gittik. Dalgalı deniz Cumartesi düşerek incitmiş olduğum belime oldukça iyi gelse de aslında bu kadar dalga bize hiç te iyi gelmedi. Nilgün, hırçın dalgalarla mücadele ederken alyansını düşürdü. Alyansın gittiğini farkettiğimizde maalesef çok geçti.
Sıcak bir günde soğuk bir şeyler içip biraz kitap okumak...
19 Temmuz 2017, Çarşamba: Finike çevresinde takılmaya devam. Bu kez soluğu Gökliman Plajı’nı biraz geçtikten sonra ulaştığımız Çağıllı Plajı’nda alıyoruz. Adeta bayanların gün yaptığı bu plajda kumsal yerine taşlık bizi karşılasa da dalgasız koyda yüzmek keyifliydi. Bir de Okan’sız geldiğimiz için özgürdük. Tatilci moduna iyiden iyiye alışmışken tatilin de tam ortasında olduğum gerçeği kulağıma fısıldanıyordu.

20 Temmuz 2017, Perşembe: Geçen yıl yaz tatilimi Marmaris’te geçirmiştik ve yine her gün çevredeki koyları, sahilleri gezerken Selimiye’yi o kadar beğenmiştik ki iki kere gitme ihtiyacı duymuştuk. Bu kez de sıcak denizi ve keyifli ortamıyla Adrasan’ı bir kez daha ziyaret etmek istedik ve yola çıktık. Virajlı yolları geride bıraktıktan sonra verdığımız Adrasan bu kez haftasonuna kıyasla daha sakindi. Plajda şezlong bile bulduk. Okan yüzmek istemeyerek keyfimizi kaçırsa da anneannesi kurtarıcımız olarak Okan’ı yanında götürdükten sonra biz de sıcak Adrasan denizinde yüzmelere doyamadık. Sipariş ettiğimiz 5 tabak patatesi yakabildik mi bilmiyorum ama iyi yiyip iyi yüzdüğümüz kesindi. Günü burada bitirmek istemiyordum. Malum tatilin ikinci yarısındaydım ve artık her an daha değerliydi ve dolu dolu geçmeliydi. O halde şimdiki istikamet Çıralı/Chimera Yanartaş idi. Yaklaşık yarım saatlik bir yolculuk sonrası Adrasan’dan Çıralı’ya ulaştık. Bu bölgedeki otel ve pansiyonlar dışarıdan gördüğümüz kadarıyla oldukça dinlendiriciydi, ama bizim hedefimiz Yanartaş’tı. Aracımızı parkedip, biletimizi aldıktan sonra yaklaşık 1 kilometrelik tırmanışımıza başladık. Hafif kaygan taşlar, sıcak ve dik rampa önce Nilgün’ü yıldırsa da yoldaşların yardım ve motivasyonlarıyla zirveye ulaşmamıza engel olamadı. Zirvede ise kendinden yanan taşların başında çekilen fotoğraf ve videolar ile bu anı ölümsüzleştirmek bizim hakkımızdı.
Things that you own end up owning you...
Adrasan'dan ayrılmak zor ama çare yok


Terledim ama değer

Yanıyor muyuz gençler?

21 Temmuz 2017, Cuma: Sanırım biraz dinlenmek hepimizin hakkı. Tüm tatili denize girerek geçirmek yerine biraz da çalışırken pek hakkını veremediğimiz uyumaya ne dersiniz diyordu bünye. Gece 1.30 gibi gerçekleşen 6.6’lık Bodrum depremini Antalya’da ciddi olarak hisseden bünyelerimiz güne haberleri ve yorumları izleme ihtiyacı ile başladı. Ardından bir öğle öncesi uyku, bir de öğle sonrası uyku ile tatilde dinlendin mi diye soracaklara da evet yanıtı verebilmek için gerekli background’u sağladım. Akşam ise tüm aile sahildeki çay bahçesinde buluşup neme rağmen serinlemeye çalıştık. Gecenin sonunda ise Kumluca ve Finike Marina arasında araç ile gezinti yaparak adeta Finike ve çevresi ile vedalaştık.

22 Temmuz 2017, Cumartesi: Sabah 4.55 e kurulan alarm ile uyanıp, 5.30 da yola çıktık. Buharkent’te verdiğimiz mola ile kahvaltımızı yaptıktan sonra 12.15’te Karşıyaka’mıza vardık. Artık tatilin geri kalan saatleri biraz daha rutinimize dönmekle geçecek. İşte bu vesileyle içinde bulunduğumuz zaman diliminde tatil hatıralarımı kısaca kaleme alarak günü yavaş yavaş sonlandırıyorum.
Okan'ın ısrarları sonucunda eve dönüş yolunda en iyi kahvaltı mekanımızı bulduk!
Yarın ola hayrola…    

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Google adsense

Analytics