Finansal Okuryazarlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Finansal Okuryazarlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Mayıs 2021 Çarşamba

FO-DER için yazdım: Tasarruf Ederek Dünyaya Nasıl Katkıda Bulunursunuz?

Finansal bilincin artırılması için ekosistemin gelişmesine destek olma hedefiyle gönüllü olarak destek verdiğim Finansal Okuryazarlık ve Erişim Derneği (FODER) için kaleme aldığım “Tasarruf ve Ötesi: Tasarruf Ederek Dünyaya Nasıl Katkıda Bulunursunuz?” konulu içerik FODER websitesinde ve sosyal medya hesaplarında yayımlandı.

Tasarruf ederken dünyaya nasıl katkıda bulunursunuz? İşte bu soruya cevap arayarak sadece kendiniz için değil sürdürülebilir bir dünya için de faydalı bir adım atmış olursunuz. Tasarruf ve sürdürülebilirlik üzerine hazırladığım son içerik:

Tasarruf ve Ötesi – Tasarruf Ederek Dünyaya Nasıl Katkıda Bulunursunuz?

Bütçesini bilen bireyler dönemsel olarak gelirlerini ve giderlerini takip ederler. Bütçe yaparken özellikle gider kalemlerini takip etmek, buradaki kalemleri minimize etmeye çalışmak bireylerin bütçesine pozitif yansır. Gider kalemlerini analiz ederken, harcamalardan hangilerinin elimine edilebileceğine veya azaltılabileceğine kafa yormak gerekir. Bu analizi yaparken sabit ödemelerinizi gözden geçirmek iyi bir başlangıç noktasıdır. Bu noktada faturalarınıza ve kredi kartınıza yansıyan harcamalara bakmanız, eleştirel bir gözle bu kalemlerden hangilerini azaltabileceğinizi değerlendirmeniz sizin finansal açıdan belirli bir refah seviyesine ulaşmanızda önemli bir adımdır.

Azaltabileceğiniz ya da tamamen yok edebileceğiniz harcamaları belirlerken bu harcamanın ne kadar ihtiyaç olduğunu değerlendirmeniz gerekir. Örneğin faydalanmadığınız ya da az faydalandığınız aboneliklerinizi (spor salonu, sabit telefon hattı, kablolu TV, premium müzik ya da video içerik sağlayıcı aboneliği gibi) düşünün ve bunlardan vazgeçebileceklerinizi belirleyin. Aylık olarak tek tek baktığınızda bu giderler küçük gözükebilir ve göz ardı etmenize sebep olabilir ancak bu kalemlerden yapılacak tasarruf her ay düzenli olarak yatırıma yönlendirildiğinde üstüne koyarak yatırımlarınızın getirisini arttırır. Bir de bazı harcamalar vardır ki, bu harcamalardan yaptığınız tasarruflar sadece sizin bütçenize olumlu katkıda bulunmakla kalmaz, dünyamızın geleceği için de fayda sağlar.

Tasarruf ederken dünyaya nasıl katkıda bulunursunuz? İşte bu soruya cevap ararken sadece kendiniz için değil sürdürülebilir bir dünya için de faydalı bir adım atmış olursunuz. Doğal kaynaklara zarar vermeden ve onları bilinçli bir şekilde kullanma konusunda yapacağımız planlamaya genel olarak sürdürülebilir kalkınma diyoruz. Bunu gerçekleştirmenin yolu doğal kaynakları israf etmeden bilinçli şekilde kullanmaktan geçer. Hepimiz haberlerde “Barajlar kritik seviyede”, “Nehirler kurudu”, “Kuraklık çok yakın”, “Bu yaz su kesintileri yaşanacak” gibi haberler duyarız ancak bu haberler pek çoğumuzun davranış ve alışkanlıklarında bir değişime sebep olmaz. Halbuki bu duruma bireysel tercihlerimizle müdahale edip hem dünyamıza hem de bütçemize katkı sağlayabiliriz. Ortaya koyacağımız bireysel tercihlerin katkısını küçümsemeden tükettiklerimizi gözden geçirerek işe başlamalıyız. Dünya Ekonomik Forumu 2019 yılı Küresel Risk Raporu'na göre bir fincan kahve için, tohumun toprağa ekilmesinden önümüze gelmesine kadar toplam 140 litre su harcanıyor. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün yaptığı çalışmaya göre dünya genelinde var olan suyun yüzde 70'i tarım ve hayvancılık alanında kullanılıyor. Özellikle hayvansal gıdaların üretim aşamasında inanılmaz miktarlarda su harcanır. Veriler bize bir kilo sığır eti için ortalama 15 bin 400 litre su gerektiğini ve bu suyun büyük çoğunluğunun hayvan yemi üretimi için kullanıldığını gösteriyor. Bu gizli su tüketimi sadece gıdada değil, giyim sektöründe de kendini gösteriyor. Basit bir t-shirt için 2 bin 720 litre, bir adet kot pantolonu üretmek içinse yaklaşık 10 bin litre su gerekiyor.

İşte bu noktada hem tasarruf etmemiz hem de dünyamızın sürdürülebilirliğine katkıda bulunmamız bizim tercihlerimizden geçiyor. İşe yediklerimizden başlayacak olursak; hayvansal gıdaları azaltıp sebze ve meyve tercihimizi arttırarak su tasarrufu için aksiyon alabiliriz. Tükettiğimiz hayvansal gıdalarda serbest dolaşım yöntemiyle yetiştirilenleri tercih edebiliriz. Dışarıda içtiğimiz keyfi kahve sayısını azaltırken bütçemize sağladığı katkıyı pek çoğumuz fark etmişizdir. Ancak evde içmekten vazgeçeceğimiz o ikinci fincan kahve ile sadece evdeki kahvenin ömrünü uzatmakla kalmayız, o fincandaki kahve için harcanan yaklaşık 140 litre sudan da tasarruf edilmesine katkı sağlarız. Benzer şekilde hem hızlı hem de lezzetli bulduğumuz o burger menüsü yerine sebze ağırlıklı bir menü tercih ettiğimizde daha hesaplı bir yemek yemekle kalmaz, dünyamız için de iyi bir tercih yapmış oluruz. Tabi meyve ve sebze tüketmeden önce, onları yıkarken harcadığımız suya da dikkat etmeli, mümkünse tasarruflu musluk başlıkları kullanmalı veya öncesinde su doldurduğumuz bir kapta yıkamalıyız. Yemeğimizi yedikten sonra bulaşıkları elde yıkarken litrelerce su harcamak yerine bulaşık makinesi kullanarak sudan tasarruf etmeye devam etmeliyiz. Duş alırken, elimizi yıkarken, dişimizi fırçalarken, tıraş olurken suyun boşa akmasına engel olduğunuzda dünya üzerinde birilerinin daha suya erişmesini sağlamış olduğunuzu hatırlayın, ayrıca bunun giderlerinize ve bütçenize de olumlu katkısının olduğunu aklınızdan çıkarmayın.  

Özetle, bireyler olarak bütçemizi kontrol ve takip etmek, tasarruflarımızı ve yatırımlarımızı artırmak bizim geleceğe umutla bakmamızı sağlar. Ancak bireysel eforların tabana yayılarak toplumsal hale gelmesi ile sürdürülebilir kalkınma sağlayabiliriz. Bu noktada doğal kaynakların tasarruflu bir şekilde kullanılması öncelikli haldedir. Hem bireylerin hem de kurumların su ve enerji tüketimini kontrol altına alan, verimliliklerini artıran ve maliyetlerini düşüren çözümleri tercih etmeleri hem yarınlarımız hem de bizden sonrakiler için yaşanılacak bir dünya demektir. Bugün siz de bir öz değerlendirme yapıp aksiyon almaya var mısınız?


16 Nisan 2021 Cuma

FO-DER için yazdım: Çocukların Finansal Eğitimi

Finansal bilincin artırılması için ekosistemin gelişmesine destek olma hedefiyle gönüllü olarak destek verdiğim Finansal Okuryazarlık ve Erişim Derneği (FODER) için kaleme aldığım “Çocukların Finansal Eğitimi” konulu içerik yaklaşan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı öncesinde yayımlandı.

Çocuklarımıza finansal eğitim verirken paranın bir amaç değil araç olduğunu anlatıp bugünden başlayarak gelecekte paralarını nasıl yöneteceklerini bilen, mutlu ve bilinçli bireyler yetiştirmemiz mümkün. Hepimiz bu konuda üzerimize düşeni yaparsak işte o üzerine titrediğimiz çocuklarımız için en iyi olanı yapmış oluruz. 

Çocukların Finansal Eğitimi - FODER (fo-der.org)


Çocuklarımız hayatımızdaki en değerli varlıklarımız. Üzerlerine titrediğimiz, onlar için her şeyin en iyisini hayal ettiğimiz çocuklarımızın geleceği için eğitimin önemi tartışmasız. Ebeveynler olarak çocuklarımıza vereceğimiz eğitim konularından biri de para ve paranın yönetimi olmalıdır. Tasarruf ve yatırım kavramlarını küçük yaşta öğrenen bir çocuk, finansal açıdan başarılı olmak için daha donanımlı olur. Şüphe yok ki, evde ailesinden alacağı temel finansal bilgiler onun ileride elde edeceği finansal başarıların temelini oluşturur.

Çocuk ParaPeki ebeveynler, çocuklarını finansal açıdan nasıl geliştirebilir? Eğitimde oyunlaştırma (gamification) çocukları motive etmek ve bu sayede öğrenme yolculuklarını daha eğlenceli hale getirmek için kullanılabilecek iyi bir yöntemdir. İnsan doğası gereği sosyalleşmek, yarışmak, başarmak ve öğrenmek gibi arzulara sahiptir ve çocuklarımıza finansal konularda eğitim verirken bu arzuları tatmin edecek bir model yaratmamız onların eğlenerek öğrenmesini sağlar.

Peki nasıl bir oyunlaştırma yöntemi ile çocuklarımıza finansal bir eğitim sunabiliriz? Pek çok çocuğun ellerinden düşürmediği tablet/cep telefonu oyunlarını, başından kalkmadığı bilgisayar/konsol oyunlarını hatırlayın. Bu oyunlar genelde uzun soluklu maceralardır ve hedefler içerir. Başarılı her hedefin ardından daha zor hedeflerle oyuncunun oyunun içinde kalması, birçok kez başarısız olup canlarını kaybetmesine rağmen öğrenip, deneyip yeniden başarılı olması, skorlarını takip ederek diğer kullanıcılarla yarışması, hatta diğer kullanıcıları arkadaş olarak ekleyebilmesi gibi unsurları içerir ki bu da yukarıda belirttiğim gibi bireyin sosyalleşme, yarışma, başarma ve öğrenme arzularını tatmin eder. Evde çocuklarımıza finansal hedeflerine ulaşabilmeleri için bu şekilde “oyunlaştırılmış” bir öğrenim mekanizması kurabiliriz. Örneğin çok beğendiği oyuncağı alabilmesi hedefini gösterip, bu hedefe ulaşabilmesi için ihtiyacı olan zamanı ve kaynağı belirledikten sonra bu hedefe ulaşabilmesi için haftalık ya da aylık hedeflerini onunla birlikte paylaşabilirsiniz. Hedefine ulaşması için varsa mevcut birikimlerine ek olarak tasarruf yapması, barak biriktirmesi gerektiğini anlatıp, periyodik olarak birikimlerini kumbarasında saklayabileceğini ya da bankadaki hesabında mevduat hesabında veya fonda değerlendirebileceğini, her periyodun sonunda hedefin neresinde olduğunu beraber gözden geçireceğinizi anlatıp, bu oyuna varsa kardeşini de ekleyerek yarışmacı bir ruh da katabilirsiniz. Bu şekilde oyunlaştırılmış bir eğitim, çocuğa finansal başarının en önemli unsurlarından biri olan sabrı da kazanmasını sağlar. Finansal bir hedef olsun ya da olmasın, hedefine ulaşmak için sorumluluk alan, sabırlı davranmasını bilen birey olarak yetişen çocuk her istediğinin hemen olmayacağını, be hedefe ulaşmak için sabırla çalışması gerektiğini erkenden deneyimleyerek öğrenir. Yine parasını kumbarasında biriktirmekle ebeveynleriyle bankaya gidip yatırıma dönüştürmek arasındaki farkı elde ettiği getiriyle tecrübe edip yatırım kavramıyla, yatırım araçlarıyla ve finansal kuruluşlarla “çocuk yaşta” tanışır.  

çocuk paraÇocuklarımızın eğitiminde ve gelişiminde görsel içeriklerin etkisi yadsınamaz. Finansal konularda yaşlarına uygun bir eğitim için pek çok kaynaktan faydalanabiliriz. Örneğin Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ilkokul çağındaki çocuklarımız için paranın yolculuğunu, cebimizdeki paranın ne olduğunu, onunla neler yapabileceğini video içeriklerle anlatan güzel bir seri hazırlamış. Bu kaynaktan faydalanmak isteyenler ziyaret edebilir:

Herkes İçin Ekonomi (tcmb.gov.tr)

Finansal eğitimi çocuklarımıza eğlenceli yöntemlerle vermenin çeşitli yöntemleri vardır, bu sayede tek bir yöntem uygulamak zorunda kalmazsınız. Bazen çocuklar izledikleri bir filmden çok etkilenir, oradaki karakterleri rol model alıp filmden çıkardıkları dersleri hayatlarında uygularlar. Bu şekilde dersler içeren filmleri ailecek izleyip, alınacak derslerin altını çizerek üzerine konuşursanız hem keyifli vakit geçirmiş hem de çocuğunuzun gelişiminde etki yaratmış olursunuz. Örneğin, “Prenses ve Kurbağa” (The Princess and the Frog) adlı çizgi filmden hedeflerin gitmek istediğiniz yeri kafanızda canlandırmanıza yardımcı olabileceği, daha fazla gelir elde etme imkanınız olduğunda bunu değerlendirmeyi düşünmek gerektiği, bu şekilde hedeflere daha hızlı ulaşılabileceği dersleri çıkarılabilir. Yine “Yukarı Bak” (Up) adlı çizgi filmi ailece izlediğinizde zor durumlar için bir fona sahip olmanın ve beklenmedik durumlarla karşılaştığımızda bu kaynağın nasıl işe yarayacağını, belirlediğimiz hedefler için yaratacağımız fonun, acil durumlar için sakladığımız kaynaklar ile karıştırılmaması gerektiği konularına dikkat çekerek filmde vurgulanan bu konuları kazanıma çevirebiliriz.

Çocuklarımıza finansal eğitim verirken paranın bir amaç değil araç olduğunu anlatıp bugünden başlayarak gelecekte paralarını nasıl yöneteceklerini bilen, mutlu ve bilinçli bireyler yetiştirmemiz mümkün. Hepimiz bu konuda üzerimize düşeni yaparsak işte o üzerine titrediğimiz çocuklarımız için en iyi olanı yapmış oluruz.

Volkan Yorulmaz

Foder Gönüllüsü

27 Mart 2021 Cumartesi

Geleceği Görenler - Fırat Demirel ile Kitabı Üzerine

FODER gönüllüleri olarak finansal kitapları birlikte okumak ve birlikte dinlemek üzere Storytel ile iş birliğinde FODER Kitap Kulübü etkinliğimize Mart ayında, Fırat Demirel tarafından kaleme alınan “Geleceği Görenler” kitabı ile devam ettik.

24 Mart saat 21.00’de bir araya geldiğimiz kulüp toplantımız FODER Yönetim Kurulu Başkanımız Attila Köksal, CFA ve Yönetim Kurulu Üyemiz Canan Bayrak tarafından modere edildi.

Toplantı esnasında Geleceği Görenler kitabının yazarı sevgili Fırat Demirel’e ben de bir soru sorma şansı elde ettim. İşte sorum ve cevabı: 


Kitabı girişimcilik ve ülkemizdeki girişimlerin hikayelerini merak eden herkese tavsiye ederim. Kitap, 1996 – 2006 yılları arasındaki 10 girişimi konu alıyor. Genel olarak her bir bölüm şu şekilde kurgulanmış:

  • Girişimcilerin gençlik dönemleriyle onları yakından tanıma,
  • Girişimi kurma serüveni,
  • Yaşadıkları zorluklar,
  • Palazlanma, büyüme ve sıçrayış,
  • Yatırım ve satın alma

Ve tabii ki bol aksiyondan oluşan nefis bir kurgusu var.

Her bir bölümün sonunda ilgili girişimcinin tavsiyelerini içerdiği bir bölüme yer verilmiş. Kitabı okuyanların veya Storytel üzerinden dinleyenlerin keyif alacağına eminim.

Google adsense

Analytics