25 Kasım 2019 Pazartesi

Bakış Açınızı Genişletin

Cartel'den tanıdığımız Erci-E'nin bir şarkısında "bakış açında daralma var galiba" diye bir soru geçer. Hepimiz arasıra, bazılarımız sıklıkla bu daralmayı yaşar olaylara yaklaşırken.

Bu aralar Linkedin'de sıklıkla paylaşıldığı için karşıma çıkan bir örnek var, yine bakış açısındaki farklılıklar ve büyük düşünme ile ilgili. Kimin neden farklı yerlere geldiğini anlamamız için faydalı diye düşünüyorum:

Gazeteci sorar "BMW almak için ne kadar çalışmanız gerekir?"
Doktor: Bir BMW almak için 6-8 ay çalışmam gerekiyor.
Mühendis: 1-2 sene çalışmam şart.
Muhasebeci : 2-3 sene çalışmam lazım en az.
Sıra Amazon'un sahibi ve dünyanın en zengin adamı Jeff Bezos'a gelmiş.
Jeff Bezos: Benim düşünceme göre BMW almak için en az 5 sene çalışmam şart.
Gazeteci sorar: Neden bu kadar uzun bir süre Bay Bezos?
Jeff Bezos cevap verir: Kolay değil, BMW büyük bir şirket.

Unutmayın, bakış açısı her zaman fark yaratır.

24 Kasım 2019 Pazar

Dijital Hizmetler Vergisini Çizerek Anlattım


Anlatmak istediklerinizi kendiniz çizerseniz hem siz konuya daha hakim olursunuz hem de karşı tarafa mesajınızı daha etkili verirmişsiniz. Bunu ben değil geçtiğimiz hafta Otto Beisheim School of Management'tan aldığım "Visual Thinking for Business" eğitimini veren hocamız söyledi. Ben de bu haftasonu bu deneyimlemek için yukarıdaki çizimleri yapıp dijital hizmetlerin vergilendirilmesini en basit haliyle anlatmaya çalıştım. Yaptığım çizimlerden oluşan yalnızca bir dakikalık bu video ile hap şeklinde bir mevzuat bilgilendirmesi yapmaya gayret ettim. Umarım beğenirsiniz, yani çizimi olmasa da yöntermi :)

14 Kasım 2019 Perşembe

Duygusal Dayanıklılık Üzerine

Zor geçen bir mesai gününün ardından eve giderken düşmüş omuzlarınızın hemen üstünde, beyninizden geçen o negatif düşüncelerin içinde duygusal olarak çökmüş olduğunuzu hiç hissettiniz mi? Yoksa daha dün mü bu moddaydınız? Yoksa sıklıkla mı bu moda giriyorsunuz? Ya da hiç böyle şeyler yaşamıyorsanız, sizi bu avantaja sahip olmaya iten şartlar nedir?

Acar Baltaş "Duygusal Dayanıklılık" başlıklı bir makale ile bu konuda çıkardığı izlenimlerini paylaşmış. Ben de düşünce ve deneyimlerine çok değer verdiğim Acar Bey'in paylaştığı içerikten altını çizdiğim satırları buraya taşımak istedim. Belki omuzlarınızın düşmesine, başınızın ağrımasına, kendinizi bitik hissetmenize engel olacak bir dönüşümün ilk adımı olur.


Güçlü kişilikler gerçek savaşları, bir satranç oyunu gibi görür. Oysa birçok kişi, bir satranç oyunu gerçek bir savaş gibi algılanmaktadır.

Duygusal dayanıklılık veya yılmazlık ancak kişi sınandıkça, zorlandıkça ve konfor alanının dışına çıktıkça gelişen bir özellik. Bazı insanların buna doğuştan hazırlıklı olduğunu söyleyen araştırmacılar olmuş ancak bu özellik önemli ölçüde hayat içinde gelişiyor. Bunun en somut örneği çok dezavantajlı ortamlardan geldikleri halde, yaşadıkları güçlüklere takılmayıp mücadele sürecinde birçok yetkinlik kazanarak hem hayatını zenginleştiren hem de başarılı olan insanların varlığıdır.

Kendimize sormamız gereken soru “İçinde bulunduğum durumun gerçeklerini tam anlamıyla anlıyor ve bunun doğurabileceği sonuçları kabulleniyor muyum?” “Düşündüğüm çözüm ‘ya olmazsa’ yedek planım ne?”

Gerçekleri görmek ve ders çıkartmak birbirleriyle yakından ilişkilidir. Duygusal dayanıklılığı yüksek insanlar çektikleri sıkıntıları aşıp, karşılaştıkları güçlüklerin üstesinden geldikleri yolculukta yeni beceriler kazanır ve potansiyellerinin farkında olmadıkları yönlerini keşfederler. Böylece hem şimdiki zamanı hem de geleceğe doğru kurdukları sağlam köprü ilerideki engelleri karşılarken onlara güç ve yeterlilik duygusu verir.

Güçlü bir değer sistemi, olayları yorumlamak ve harekete geçmek için pusula görevi görür.

Duygusal esnekliğin ana dayanağı olumlu tutumdur. Olumlu tutum bir anlamda elde olanlarla yeni bir şey üretme becerisidir. Olumlu tutum, kişinin zihinsel ve duygusal enerjisini olmuş olana değil, olacak olana odaklamasını sağlar. Bu düşünce biçimini refleks haline getirenler en zor durumlarda bile zihinlerini yeni ve farklı çözümler üretmeye odaklarlar.

Gençlerin çocukluklarından başlayarak koruyucu bir aile ortamında yetişmiş olmak, duygusal dayanıklılık ve özyeterlilik geliştirmek konusunda en büyük engeldir. Ev işi yaparak ailenin refahına değil hayatına ortak olmak, yaz tatillerinde çalışmak, öğrenci kulüplerinde görev almak, sivil toplum kuruluşlarında çalışmak, düzenli ve sportif bir etkinlik içinde bulunmak, duygusal dayanıklılık geliştirmek için imkan sunar. 

Duygusal esnekliğe sahip kişiler zor durumlarda umutsuzluğa kapılmaz, şikayet etmez, yaşanan zorluklardan bir anlam çıkartmaya çalışır, çözüm üretir ve yaşanan olumsuzlukları gelişme yolunda bir fırsat olarak görür. Bunun sonucunda da daha sonra karşılaştıkları zorluklar için öz yeterlilik geliştirirler.

2 Kasım 2019 Cumartesi

Nasıl Bağımsız Denetçi Oldum? - KGK Bağımsız Denetçilik Sınavı Hakkında


2018 yılı Kasım ayında Kamu Gözetimi Kurumu tarafından yapılan sınavda başarılı olup denetçi olmak için gerekli belgeleri sağladıktan sonra “Bağımsız Denetçi” ünvanını aldım. Sizlerle daha önce nasıl Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavir olduğumu anlattığım videomu paylaştığımda bu konuda yazdığım içeriğin yüksek okunma sayısından bahsetmiştim. Henüz 1 yıl bile olmadan hem blog’umda hem de Medium’da benzer bir okunma trendi yakalayan ve bana yine sıklıkla soru gelen bağımsız denetçilik hakkında bir video içerik hazırlamanın bu yolculukla ilgili detayları merak edip biraz da motive olmaya ihtiyacı olanlara faydalı olacağını düşündüm. Bu yolculuğa çıkarken çevremde KGK sınavlarına giren arkadaşlarım olmadığı gibi internetteki forumlarda da bu yetkilendirme sınavı ile ilgili güncel paylaşımlar çok kısıtlıydı. Bu eksikliği çekmiş biri olarak umarım bu video size ve yine sizin paylaşımlarınız sayesinde ilgili diğer kişilere ulaşır ve onlara fayda sağlar.

Önce kendi hikayemle başlayayım… 2010 yılında SMMM ruhsatını aldığım dönemde PwC adlı çok uluslu bağımsız denetim kuruluşunda vergi departmanında çalışıyordum. Ardından General Motors Türkiye’de çalıştım ve 2013 yılından beri de Philip Morris’te görev yapmaktayım. Çok uluslu firmalarda çalışanların iyi bildiği bir süreç vardır; yıllık performans değerlendirme süreçleri ve bu süreçlerde çalışanlara verilen gelişim hedefleri. 2018 yılında teknik konularda kendimi geliştirme hedefim doğrultusunda yaptığım araştırmalar sonucunda KGK Bağımsız Denetçilik sınavını gözüme kestirdim. 2018 yılı Mart ayıydı, transfer fiyatlandırması raporu, ilişkili taraf işlemleri gibi konularla boğuştuğum, hafta sonlarım da bile ailemden uzak kalıp ofiste çalışmak durumunda kaldığım yoğun bir dönem geçiriyordum. Finans alanında nasıl gelişim sağlarım derken KGK websitesine girip yetkilendirme için şartları sağlayıp sağlamadığımı araştırırken duyurularda Mayıs sınavı için başvuruların o hafta sona ereceğini gördüm. Zaten yoğun bir tempoda çalıştığım, nisan sonu gibi transfer fiyatlandırması ile ilgili çalışmalarımın kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesiyle biraz hafifleyeceğini öngördüğüm bu dönemde sınava kaydolmaya karar verdim. Her bir sınav için giriş ücreti 150 TL’idi, üç sınav için 450TL’lik ücreti KGK websitesi üzerinden ödeyip hemen sınav tarihi için Ankara’ya sabah ilk uçak ile gidip öğleden sonra dönecek şekilde uçak biletlerimi satın aldım.

Yeri gelmişken sınav tarihi ve yeri hakkında bilgi vereyim: KGK Bağımsız Denetçilik Sınavları yılda iki kez, genellikle Mayıs ve Kasım aylarında İstanbul ve İzmir’de düzenleniyor.

Sınav giriş ücreti ve uçak biletleri hazırdı ancak sınavda başarılı olmam durumunda Bağımsız Denetçi ünvanını almaya hak kazanma ile ilgili şartları sağlayıp sağlamadığım konusunda kafam biraz karışıktı. Kafamı karıştıran konu “Uygulamalı Mesleki Eğitim” ile ilgili şarttı. Maddede denetçi olmak isteyenlerin en az 3 yıl süreyle, finansal tablo denetimi dahil olmak üzere mesleki konularda denetçi yanında ya da denetim kuruluşunda uygulamalı eğitim almalarının şart olduğu belirtilmiştir. PwC’de kağıt üzerinde tam 3 yılı doldurmamıştım ama yine de belgeyi alabilmemi sağlayan bir istisna vardı. Bu istisna en az on beş yıllık mesleki tecrübeye sahip olanların uygulamalı mesleki eğitim şartı aranmaksızın bağımsız denetçi olabilecekleri hükmüydü.

Buna göre;

3568 Kanun hükümlerine göre fiilen staj yapmak suretiyle meslek mensubu olunmuş ise mesleki tecrübe süresinin hesabında başlangıç tarihi olarak staja fiilen başlama tarihi esas alınır.

3568 sayılı Kanunun 6’ncı maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen stajdan sayılan hizmetlerde geçen sürelerin stajdan saydırılması suretiyle meslek mensubu olunmuş ise mesleki tecrübe süresinin hesabında başlangıç tarihi olarak stajdan sayılan hizmete başlama tarihi esas alınır.

Staj başlama tarihinden itibaren 3568 sayılı Kanun kapsamındaki mesleki faaliyetlerde geçirilen süreler 15 yıllık sürenin hesabında dikkate alınır.

15 yıllık sürenin hesabında kamu kurum ve kuruluşlarında geçirilen süreler hariç olmak üzere, bir yıldan fazla süreyle bu faaliyetlere ara verilmesi durumunda ara verilen fazla süreler dikkate alınmaz.

15 yıllık sürenin hesabında 4 yılı aşmamak üzere yukarıda saydığımız bölümlerdeki lisans ve lisansüstü eğitimde geçen süreler mesleki tecrübe süresine ilave edilir.

Kurumu aradım, durumumu ve tecrübelerimi paylaştım, telefondaki görevli son derece iyi niyetli ve yardımcı bir şekilde nihai kararın tevsik edici belgelerin iletilmesi ile verileceğini ancak bahsettiğim şartlarla 15 yıllık mesleki tecrübeyi 2018 yılında tamamlayacağım için sınavda başarılı olmam şartı ile bağımsız denetçi olabileceğimi söyledi. Bunu duyunca kafam da rahatladı ve hedefe konsantre olmaya başladım. Hemen merak edenler için açıklayayım, 15 yıllık iş tecrübem yoktu, ancak 15 yıllık mesleki tecrübenin hesabında lisans ve yüksek lisansta geçen süreler de dikkate alındığı için bu süreyi doldurabiliyordum.

Demek ki neymiş? Sınava, başvuru süresi içerisinde müracaat eden ve sınav ücretini yine başvuru esnasında kredi kartından on-line olarak ödeyen kişiler girebilirmiş. Ancak Bağımsız Denetçi Belgesi için sadece sınavı kazanmak yeterli değilmiş. Ayrıca adayların diğer şartları da taşımaları gerekirmiş. Bu şartları bulup okuyabilirsiniz uzun uzadıya ilgili maddeyi (Bağımsız Denetim Yönetmeliği 14. Madde) paylaşmak yerine bu maddedeki en önemli unsurları şöyle özetleyebilirim:

Hukuk, iktisat, maliye, işletme, muhasebe, bankacılık, kamu yönetimi ve siyasal bilgiler dallarında eğitim veren fakülte ve yüksekokullardan veya denkliği Yükseköğretim Kurulunca tasdik edilmiş yabancı yükseköğretim kurumlarından en az lisans seviyesinde mezun olanlar veya diğer öğretim dallarından lisans seviyesinde mezun olmakla beraber bu fıkrada belirtilen bilim dallarından lisansüstü seviyesinde diploma almış olmak.

Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerin 4 konudan Yeminli Mali Müşavirlerin de 3 konudan sınava girmesi, bağımsız denetçi olabilmeleri için yeterlidir. Eğer Sermaye piyasası, bankacılık, sigortacılık ve özel emeklilik alanlarında denetim faaliyetinde bulunmayacaksanız bu sınava girmenize gerek olmadığından sınav sayıları SMMM’ler için 3e, YMM’ler için 2 ye iner. Muhasebe Standartları, Kurumsal Yönetim İlkeleri ve Finansal Yönetim ile Denetim bir SMMM’nin bağımsız denetçi olması için geçmesi gereken sınavlardır. YMM’lerin ise Kurumsal Yönetim İlkeleri ve Finansal Yönetim sınavına da girmesine gerek yoktur.

Hikayemle devam edecek olursam, Mart ayında sınavlara kaydımı oldum ve çalışmaya başladım. İşim şehir dışında olduğu için her gün yaklaşık 2 saatim yolda geçiyor. Bu süreyi bilgisayarıma indirdiğim muhasebe standartları ve denetim standartları ile kurumsal yönetim ilkeleri ile ilgili ders notlarını okuyarak geçirdim. Bir de Deha Yayınları’nın soru bankasını sipariş ettim. Akşamları ve hafta sonları fırsat buldukça soru çözdüm. Çıkmış sorularla Deha Yayınlarının kitabını karşılaştırdığımda aslında Deha’nın soru tipinin çok da sınava uygun olmadığını fark ettim ama ne kadar çok soru çözersem o kadar gelişirim diye bu kitaptan da çalışmaya devam ettim. Özellikle son iki haftayı sırf eski soruları çözmekle geçirdim. O dönem şirket aktivitesi olarak Bodrum’a Titanic Otel’e gitmiştik, ben toplantı aralarında ve tüm boş vakitlerimde soru çözmeye çalışıyordum çünkü gündelik hayatımda kullanmadığım pek çok bilgiden sınavda soru çıkacağının farkındaydım.

Zaten yaklaşık 2 aylık bir hazırlık sürecim vardı ve yoğum tempoda çalıştığım için bu süre hızlıca aktı, sınav tarihi geldi çattı. Soğuk bir Mayıs sabahı, İzmir’den Ankara’ya ilk uçakla yolculuk yaptım. Ankara’da alandan inip sınavın yapılacağı Gelir İdaresi Başkanlığı’nın Eğitim tesislerine ulaştım. Sınavı bekleyen herkes kapılar açılmadığı için tesislerin karşısındaki cafe’de bekliyordu. Ben de hem karnımı doyurdum, hem de son tekrarlarımı yaparken insanları gözlemledim. Pek çok kişinin kursa gittiğini ellerindeki ders notlarından gördüm. Açıkçası kursa ayıracak zamanım olmadığı için hiç kursa gitmeyi düşünmemiştim ama o an psikolojik olarak acaba bu bir dezavantaj mı diye düşünmedim değil. Ancak bugün sizlere şunu çok daha net söyleyebiliyorum: bu sınavlar için kursa vakit ve para harcamanıza hiç gerek yok.

Sınava girdiğimde ilk fark ettiğim şey, evde soru çözmekle sınavda soru çözmek çok farklıydı. Soruların zorluğundan, bir başka deyişle yeterince konulara hakim olmadığımdan sorular üzerinde çok fazla düşünmem gerekiyordu ve bu bana zaman kaybettiriyordu. Üç dersin de sınavını tamamlayıp çıktığımda bir kez daha sınav için Ankara’ya geleceğimin farkındaydım ama bu sınav sürecinden de almış olmam gereken dersleri almıştım.

Peki ilk sınavlara girdikten sonra neyi fark ettim? Öncelikle bu sınava sadece geçmiş yıl sorularından hazırlanarak başarılı olmayı hayal etmeyin, bu stratejiyle hayalden öteye gidemezsiniz. Örneğin, Muhasebe Standartları’nda ilk 10 soru içerisinde 3 soru BOBİ FRS ile ilgiliydi, BOBİ FRS 2018 yılından itibaren uygulanmaya başlayacağı için bu konuda daha önce hiç soru gelmemişti. Buna benzer standartlardaki güncellemelerden gelen sorular hem Denetim hem de Muhasebe Standartlarında oldukça fazlaydı.

İkinci olarak Sınava aynı gün gelmek için gece yarısı denebilecek bir saatte kalkmak böyle bir sınava yorgun girmeme sebep olmuştu. Eğer şehir dışından gelip sınava girecekseniz ve artık 20’li yaşlarınızda değilseniz bir gün önceden şehirde olmakta, o gece son tekrarlarınızı yaptıktan sonra uykunuzu iyi alıp sınava girmekte fayda var.

Son olarak, sınavdaki soruların metinleri oldukça uzun ve bu durum insana soruları okurken çok zaman kaybettiriyor. Evde soru çözerken hiç vakit tutmadığım için sınavda zamana karşı yarışmak son bölümde (Denetim) soruları tam anlamadan boş bırakmamak için hızlıca okuyup cevaplamama sebep oldu. İşte bu yüzden sınava hazırlanırken çözdüğünüz soruları mutlaka süre tutarak zamana karşı çözün ve hızlanmaya gayret edin.

Sınavdan iki hafta sonra sonuçlar KGK tarafından duyuruldu ve beklediğim gibi Muhasebe Standartları ve Denetim sınavlarında soruların yarısından fazlasını doğru yapsam da yeterli puanı tutturamamıştım. Ama güzel haber Kurumsal Yönetim İlkeleri ve Finansal Yönetim dersinden gelmişti, 88 almıştım. Bu sayede bir sonraki sınavda başarılı olmak için derslerin birinden 60 diğerinden 62 almam yetecekti. (3 ders için ortalama 70 olması için toplam 210 puan gerekiyor, elde var 88, geriye 122 puan kalıyor, geçme notu 60, o halde 60 ve 62 yeterli).

Kasım sınavı için tecrübem ve umudum vardı. Farklı bir departman ve farklı bir ülke tecrübeleriyle yine dolu dolu geçen bir dönem geçirsem de Kasım’daki sınava bence doğru metodoloji ile çalıştım. Önce güncel standartları KGK websitesinden indirdim. Sonra bunların önemli bölümlerinden kendim için notları çıkardım. Standartları bilmeyenler için şunu söyleyebilirim, yabancı dilden çeviri olduğu için gündelik dilimizden uzak ve anlaması çok kolay değil. Ama bir kere bu yola girmiştim ve geri vites yapacak bir durumda değildim. Not alarak çalışmayı kendim için daha motive edici bir hale getirmek için ise güzel bir fikrim vardı: öyle notlar çıkaracaktım ki benden sonra da bu sınavlara girecek kişiler bu notları alıp sınavda başarılı olabilecekti. Motivasyonum kısaca şöyleydi: çıkardığım notları ebook haline getirip Google Play Kitaplar üzerinden herkesin kullanımına ücretsiz bir şekilde açacaktım. Bu fikir beni not çıkarırken ayrı bir heyecanlandırıyordu ve yer yer sıkıcı bir işi daha ulvi hale getiriyordu.

Sınava hazırlandığım dönemde vitesi artırmam gereken Eylül-Ekim aylarında iş sebebiyle 4 haftalığına Romanya’daydım. Burada bulunduğum dönemde döviz kurunun TL’ye göre oldukça yüksek olmasının da etkisiyle çok fazla gezilebilecek bir durum olmaması sebebiyle hafta sonları sık sık farklı Starbuck’s’lara (marka takıntım yok sadece gurbette bana daha güvenilir ve konforlu geldiği için burayı seçtim) kaçıp not çıkarmaya, sabahları erken kalkıp standart okumaya çalıştım. 

Ekim ortasından itibaren Türkiye’ye döndüğümde daha önce bahsettiğim iş için gidip geldiğim her gün iki saatlik yolculuğum esnasında serviste pdf dosyalarından standartları okuyup özet çıkarma işini tamamladım. Ardından yine çıkmış soruları çözmeye başladım. Bu kez hem zaman tuttum, hem de hata yaptığım her soruyla ilgili sınav sonrasında tekrar standarda gidip o bölümle ilgili yeniden not aldım. Böylece notlarımı daha geniş ve nitelikli bir hale de getirebiliyordum. Yeri geldi iş yerinden mesai servisi ile çıkıp çalıştım, yeri geldi arabamı servise götürdüğümde bekleme salonunda soru çözdüm. Hatta sınavdan önceki son Cuma evde çalışırım diye izin almama rağmen oğlumun da hafif bir hastalık durumu sebebiyle evden kaçıp annemde çalıştım.

11 Kasım’daki sınava Atatürk Anadolu Lisesi’nde girdim. Ankara’ya bir gün önceden gidip Tandoğan’da sakin bir otelde kaldım. Planladığım gibi son tekrarlarımı akşam yapıp makul bir saatte yattım. Ertesi sabah 10’da başlayan sınav için 9’da oradaydım. 

Sınıfa girip de sayfalarını kontrol etmemiz için sınav kitapçığını elime alıp yavaş yavaş sayfaları çevirirken bir yandan da sorulara göz ucuyla baktım ve çoğunun çalıştığım konulardan oluştuğunu görmek özgüvenimi tazelememe sebep oldu. Evde yaptığım testlerde denetim sorularını daha hızlı çözdüğümü görmem sebebiyle sınava önce denetimle başladım ve ardından daha çok vakit kalması için muhasebe standartları sorularına geçtim.

Yeri gelmişken sınavla ilgili sizlere iki tüyo daha vereyim:

Sınavlarda zamanı yetiştiremeyecek olan adaylar ek bir ders ücreti (örneğin Kurumsal Yönetim İlkeleri ve Finansal Yönetim) daha yatırarak ekstra süreye sahip olabilirler.

40 sorudan oluşan sınavlarda her bir şıktan 8’er tane cevap var, yani 8 A, 8 B, 8 C, 8 D ve 8 E. Sınavın sonunda vaktiniz kalırsa bu kontrolü de yapabilirsiniz. Yanıtlarınızı kontrol ettikten sonra kalan zamanda bu şekilde de bir gözden geçirme yapabilirsiniz.

Sınavdan çıktığımda ilkinin aksine bu işin bu kez bittiğini biliyordum. Sınavdan sonraki üçüncü haftanın Cuma günü mesai bittikten sonra KGK websitesindeki duyuru ile açıklanan sonuçlarda başarılı olduğumu gördüm.

Sonuçların açıklanmasını takiben bağımsız denetçi olmak için gereken belgeleri KGK websitesinden yükleyip belge ücretini yatırdım ve Bağımsız Denetçi ünvanını aldım.

Peki bu sınavlara girmek ve sınavlar sonucunda başarılı olmak bana ne sağladı:

Her şeyden önce çalıştığım şirketin Finans departmanında görevliyim ve sınava dair konular bugünkü iş tanımımda direk olarak bulunmasa da ileride olabilir. Bu sınava hazırlanırken öğrendiklerim ve tazelediklerim yarın işime yarayacaktır. Bununla beraber bir şeyleri bildiğini söylemekle bildiğini belgelendirebilmek arasında fark vardır. Saygınlığı olan bir kurum tarafından yetkilendirilmek, bu farkı ortaya koymak açısından önemlidir. Ayrıca konulan hedeflere ulaşmak insana ayrı bir tatmin sağlar. Ben Mayıs ve Kasım ayından girdiğim bu sınavlar ve sınavlar öncesi yaptığım çalışmalarla hedefim olan teknik bilgimi geliştirme konusunda bir başarı elde etmiş olmanın hazzını da yaşıyorum. Çalıştığım şirket bir dönüşüm yaşıyor ve bizden beklenen özelliklerden biri de anlam yaratmak. Anlam yaratan kişilerin özelliklerine baktığımızda da profesyonel gelişimlerine yatırım yapan kişiler olduğunu görüyoruz. İşte bu noktada da hedefime ulaşmış olmak bir yandan da bu nitelikle örtüşüyor. Tüm bunlara ek olarak, şu an Google Play Kitaplar’da hem muhasebe standartları hem de denetim konusunda hazırladığım notlar bu konulara ilgili duyan herkesin erişimine  açık. İşte bu da bana manevi bir haz sağlıyor.

Dilerseniz “Sınav Kazandıran Muhasebe Standartları Notları” ve “Sınav Kazandıran Denetim Notları” diye adlandırdığım kitaplarımı Google Play’den bu isimlerle ya da direk “Volkan Yorulmaz” diye aratarak bulabilirsiniz. Hatta bu kitapları okuduktan sonra GoodReads kullanıyorsanız buradan da kitaplarımı okuduğunuzu belirtebilir, yorumlarınızı diğer kullanıcılarla paylaşabilirsiniz.

Google Play Kitaplar’dan kitaplarıma erişmek için:


İşte benim bağımsız denetçi olma hikayem böyle… Yeri gelmişken bu konuda beni arayarak mesaj atarak tebrik eden herkese bir kez de buradan teşekkürlerimi sunarım. Tabi ben de sevgili eşime ve oğluma teşekkürlerimi sunarım, sınava çalıştığım dönemde onları istemeden de olsa ihmal ettim. Neyse ki bu sürecin ve çabaların sonu mutlu bitti.

Google adsense

Analytics