16 Kasım 2008 Pazar

Issız Adam ve Bende Bıraktıkları



Herkesin dilinde şu sıralar Issız Adam var. Ben de 15 Kasım'da Bursa Carrefour'da izledim. Çok beğendim ve çok etkilendim. Filmden çıktığımdan beri Amerikan filmleri içerisinde kala kala kendi özümüzde ne kadar güzel yapıtların olduğunu/olabileceğini unutmuşuz diyip duruyorum. Film 10 numaraydı bence, konu ilgi çekici, müzikler şahane... Yemekler de perde arkasından bir o kadar başarılı gözüküyordu.

Bursa'dan dönerken filme ait son derece güzel anılarla döndüm...

İlişki biter ama aşk kalır. Ya da ilişki de biter, aşk da... Geriye nefret kalır. Aşkın karşıtı nefret değil, kayıtsızlıktır. Aşıklar ayrılsalar bile birbirlerine kayıtsız kalamazlar. Issız Adam'ın finali bu çoğu zaman kaçtığımız, görmezden gelmek istediğimiz, bastırdığımız " bilgi "yle yüzleştiriyor bizi...

Issız Adam'ı seyrederken aklıma hep Fransızların o lafı geldi: "Aşk olağanüstü bir şeydir; siz bile kendinizi sevemiyorken, bir başkası sizi sever."

Aşk ihtiyaç duymasa da cinselliği sever. Ama cinselliğin aşkı sevdiği kuşkuludur. Bu popüler kültürün yalanıdır.

Trajik çember... Bir kez ipin ucu kaçmaya görsün; gelişen şefkat cinselliği; derinleşen cinsellik aşkı öldürür.

9 Kasım 2008 Pazar

Nostalji Zamanı

Uzun zamandır Beşiktaş'ım ile ilgili nostalji yapmamıştım. Bugün Sahilevleri'nde güzel bir kahvaltı sonrası kafamı boşalttıktan sonra evde SPK çalışmaya başlamadan önce Lig TV'nin sitesindeki BJK videolarını gezerken bu videoya rastladım. 100. yıldaki efsane kadromuzdan "psikopat" Ali Eren'in videosunu bulmak beni heyecanlandırdı. Hem de İstanbul yıllarımdan hatıra bir mekanı işletiyor olması hoşuma gitti. Arşivimde bulunsun istedim ve bloguma koydum. Tadını çıkaralım...

Google adsense

Analytics