11 Ekim 2025 Cumartesi

Azla Mutlu Olmanın Günü: Çamlıca’nın Eşiğinde Kısa Bir Durak

Bugün “az ama iyi”nin günü: Çamlıca’nın tepesinden kısa bir nefes, dün insan gibi çalışmanın verdiği huzur, Bursa’ya doğru yola çıkmadan önce ruhu besleyen küçük ritüeller: müzik, kahve, bir kitap, bir yürüyüş. Minimalizmin kısacık ama yerinde bir selamı.



🌄 Açılış — Odanın Penceresinden

Çamlıca’nın zirvesinden olmasa da tepesinden diyebileceğim bir noktadan; camı açık, 26 derecede ısıtılmış bir odada manzaraya bakıp zamanımı değerlendiriyorum.
Yazmak benim terapimse, müzik ve kahve en iyi eşlikçilerim. Çok şükür…

Dinleme modu:

  • 🎧 Bugünün listesi: “Deep Focus” ya da “Chill & Study”
  • Kupadaki: Orta kavrulmuş, şekersiz, sade

Yorum daveti: Sen yazarken ne dinlersin? Hangi kahve/çay sana eşlik eder? Yorumlara yaz. 👇


🧠 İş Ritmi — “Dün İnsan Gibi Çalıştım”

Dün, uzun zamandır ertelediğim “kendimce iyi çalışma” disiplinine geri döndüm. Gelişimime, güncel kalmama ve işimde fark yaratmama nasıl iyi geldiğini yeniden hissettim.
İşte bu ya!” dedim. Umarım arkası gelir.

Mini yansıma (aç/kapa)
  • Bugün bir şeyi “uzun zamandır yapmıyordum” dedirten ne vardı?
  • Bunu sürdürmek için atılacak bir mikro adım ne olabilir?

🚗 Yol & Sohbet — Bursa’ya Doğru

Bir saat sonra oğlumu alıp öğle yemeğinden sonra Bursa’ya yola çıkıyorum. Kapalı havada uzun yolun verdiği dingin düşünme, biraz sohbet, biraz da sessizliğin kıymeti…

Yol hazırlık listem:

  • İyi bir çalma listesi
  • Atıştırmalık su/kuruyemiş
  • Not defteri (aklına gelenler için)
  • Kitap yerleşti mi çantaya?
  • Powerbank

Okur sorusu: Uzun yolda mutlaka yaptığın bir şey var mı? (Favori şarkı, mola noktası, ritüel…) Yorumlarda buluşalım.


📚 Ruhu Besleyenler — Kitap, Yürüyüş, Spor

Bu sabah spor salonundaki egzersizin üzerine, yarın sabah sahilde uzun bir yürüyüş eklemeyi planlıyorum. Yanıma da ruhumu iyi besleyeceğine inandığım bir kitap aldım.

Kendime not:

  • En az 30 dk sahil yürüyüşü
  • Telefonsuz bir bölüm okuma
  • Bir fikir/duygu cümlesi not et
Okur önerisi (aç/kapa)
  • “Son dönemde beni en iyi besleyen kitap/deneme:”
  • “Yürürken zihnimi açan alışkanlık:”
  • “Müziği susturup sessizliği dinlediğim an:”

🌱 Minimalizm Köşesi — Azla İyi

Minimalist yaşamak, azla mutlu olmak, hayatına şükürleri katabilmek…
Bu yazı da kısa, az ama yerli yerinde kalsın.

Bugünün mini anketi: Hangisi bugün sana daha çok iyi gelir?

  • 20 dakikalık yürüyüş
  • 10 sayfa kitap
  • 5 dakikalık nefes egzersizi
  • Bir kişiye içten bir teşekkür

Günün şükrü: Şu an teşekkür ettiğin tek bir şey yaz.


🧭 Kapanış — “Bir Sonraki Sefere Dek”

Kısa, az ama anlamlı: Bugünlük bu kadar. Bir sonraki sefere dek, sağlıcakla

Okura çağrı:

  • Yorumlara bir cümlelik yol arkası notunu bırak.
  • Bu yazıyı bugün ihtiyacı olan bir kişiyle paylaş.
  • Haftaya kendine tek bir mikro hedef seç ve takvimine koy.
---
Bu içeriği yapay zeka ile ürettim. İçeriğin ham hali ise burada:
Volkan Yorulmaz: Çamlıca'da Yavaş Bir Sabah

Çamlıca'da Yavaş Bir Sabah

Çamlıca'nın zirvesinden olmasa da tepesinden diyebileceğim bir noktadan, camı açık tertemiz havayı içine almış ama 26 derecede klima ile de ısıtılmış bir odadan manzaraya bakıp zamanımı değerlendiriyorum. İçimdekileri buraya akıtmak benim terapimse eğer, yazmaya en güzel eşlik eden iki şey, müzik ve kahve de yanımda ise çok şükürler olsun...



Hep işlerden bahsediyorum, yine aynı tekrara düşmeyeceğim. Tek bir satırla geçiştireyim: Dün insan gibi çalıştım. Gelişimim, güncel kalmam ve işlerimde fark yaratabilmem için bunun ne kadar iyi geldiğini dün ne zamandır yapamadığım şeyleri yaptığımı düşündükçe "işte bu ya!" diyorum. Umarım dahası gelir.

Bugün, hatta bir saat sonra oğlumu alıp bir öğle yemeği yedikten sonra Bursa'ya yola çıkacağım. Bu kapalı havada uzun yol yapmak, biraz sohbet, biraz dingin bir şekilde düşünmek bir fırsattır ve ruhuma iyi gelecektir. Yanıma da ruhumu besleyeceğine inandığım bir kitap da aldım. Bu sabah yaptığım spor salonundaki egzersizin üzerine yarın sabah da sahilde uzun bir yürüyüşü katarsam, daha ne olsun.

Minimalist yaşamak, azla mutlu olmak, hayatına şükürleri katabilmek güzel şey. Bu yazı da böyle az, kısa ama anlamlı bir şekilde kalsın burada. Bir sonraki sefere dek, sağlıcakla...

Çıkmadan bir tane de Insta'ya hikaye gönderdim...

Bu içeriği bir de AI'e teslim edip ilgi çekici hale getirmesini istedim. Sonuç buradaVolkan Yorulmaz: Azla Mutlu Olmanın Günü: Çamlıca’nın Eşiğinde Kısa Bir Durak

8 Ekim 2025 Çarşamba

Bir Hastane Ziyaretinden Kalan Düşünceler

Dün, sevip saydığım bir abimi, iş arkadaşımı ve akıl hocamı geçirdiği bir operasyon sonrası iş yerinden arkadaşlarımla birlikte ziyaret ettim. Yine, sağlığın değerini kaybetmeden anlamak için bu kadar iyi bir fırsat varken, bundan ders çıkaramadım.

Neden mi?
Hastaneye girip arkadaşlarımın gelmesini beklerken “fırsattan istifade” bir mailleri kontrol edeyim dedim. Bir gece önce özene bezene yazdığım o mail, maalesef yeterince net olmadığı için, chart eklenerek yeniden göndermem istenmişti. Kafam “nasıl yapacağım, sevkiyatla ilgili sorun çıkar mı?” gibi sorularla doluydu. Fiziksel olarak odadaydım ama zihnen orada değildim; o an sağlığıma şükredip abim için gerçekten içten bir sıhhat dilemek mümkün olmadı.

Ziyarete geldim ama mailler izin vermedi. 📱💼

Hastanedeyken, vedalaşırken, otoparka yürürken, hatta Avrupa’dan Anadolu’ya geçerken bile aklımda sadece o mail vardı: vereceğim cevap, yapacağım ek çalışma, veriyi nasıl göstereceğim… Eve gelince o işi bitirdim, ardından bir sürü maile daha cevap verdim; araştırmalar, hesaplamalar, düzeltmeler derken geceyi öylece geçirdim. Ama ruh gibiydim — mutsuz, tatminsiz, yorgun.

Bu sabah da benzer bir tedirginlikle uyanıp yine maillere gömülmüşken aklıma İzmir’deki ruh halim geldi. Çok şükür, şu an tek derdim iş yükü ve yoğunluk. İzmir’deyken bunun yanına bir de insanlarla uğraşmak zorunda kalmak ekleniyordu. Şimdi bulunduğum ortamda beni rahatsız eden kimse yok; sadece yoğun tempo içinde kendime, aileme ve hobilerime zaman ayıramamak bazen zor geliyor.
Genellikle bunu çok kafama takmam ama bugün öğle saatlerinde fark ettim ki, ne zaman iş yerinde takdir ve teşekkür azalsa, bu durum bana daha ağır geliyor.

Neyse ki bu akşam, o beni gün boyu darlayan maile konu olan chart’ın yeni versiyonunu hazırladım, revize edilmiş bir mail daha attım. Inbox’ımı da biraz toparlayıp yönetilebilir hale getirdim. Şimdi kısa bir “kendimle baş başa kalma” seansı için laptop’umu kucağıma aldım. Bir de bu içeriğe AI ile güzel bir resim çizdirdim mi, sakin sakin birkaç mail daha cevaplayıp yarınki mücadeleye hazırlanabilirim.

4 Ekim 2025 Cumartesi

Yoğunluk, Şükür ve Gündelik Hayat

Dosyalarımdan blog yazmak için kullandığım son belgeyi açıp yeni bir yazı yazmadan önce önceki metni inceledim ve gözüm ilk paragrafa takıldı. Ailelerdeki hastalıklar sebebiyle yazın sıkıntılı geçeceğini tahmin etmişim. Öyle de oldu. Ama Ekim ayının ilk haftasına geldiğimiz şu günlerde, yavaş yavaş yazı ve yaşattıklarını unutmaya başladım bile. En sevdiğim yanlarımdan biri, eğer çok büyük bir darbe almadıysam kötü şeyleri hafızamdan silebiliyor olmam.

“Hafızadan silmek” deyince aklıma bu aralar odağımdaki konular geldi. Ajandamda yapılmayı bekleyen üç büyük iş var. Çok bekletmeyi sevmem; ancak üzerine etraflıca düşünmem gerekirse biraz bekletebilirim. Hafta sonumu kaliteli bir odaklanma ile geçirip hepsinde iyi bir noktaya gelmeyi ve hafta içi son güne bırakmadan işleri tamamlamayı planlıyorum.

Mor tonlarında insan olmayan blog içeriği ile uygun bir resim çiz promptuma ChatGPT'nin cevabı

Ama işte yine öyle bir hafta içi yoğunluğu başladı ki anlatmaya kelimeler yetmez. Normalde geçen hafta da Pazar akşam olmadan bir şeyler yazmak istiyordum ama içimde o enerjiyi bulamadım. Hele son iki hafta, cuma günleri o kadar yoruluyorum ki fazla mesai sonrası televizyonda adeta doom-scrolling yapıyorum. Önce Netflix, Amazon, HBO, IPTV arasında hızlıca geçiş yapıp sonra YouTube’da shortslara takılıyorum, en sonunda TV kanallarını dolaşıp odaklanamadığımı kabul ederek yatıyorum.

Gün içerisinde mailleri zamanında cevaplamak, rutin işleri yapmak, kontrollere odaklanmak, gelen aramalardaki ve toplantılardaki beklentileri kaydedip üzerinde çalışmak insanı yorsa da hep kafamın bir yerinde şükretmek var. Sahip olduğum işe ve imkanlara sahip olmak isteyenleri düşündükçe kendimi motive ediyor, direncimi artırmaya çalışıyorum. Akşamları annemle ve teyzemle konuşurken, bana verdikleri sağlık tavsiyeleri ve stresten uzak dur mesajları sağlığım yerindeyken gündelik sohbet tadında kalıyor.

Bu hafta check-up için gittiğim hastanede doktor, 40 yaşın üzerinde olmam ve babamı erken yaşta kaybetmem sebebiyle risk grubunda olduğumu hatırlattı. Kolesterolümü düzenli takip etmemi ve gerekirse ilaca başlamamı tavsiye etti. Bu, hastaneden eve giderken beni biraz tedirgin etti. Sonra sabah saatlerinde havanın ne kadar güzel olduğunu, aslında dışarıda hayatın olduğunu düşünerek moralimi yükselttim. Ardından eve gelip odama kapandım; maillerim ve aramalarla baş başa kalınca, nasıl olduysa akşam olmuştu. Neyse ki ayın biriydi ve yemek kartıma para yüklenmişti. Akşam yemeği sonrası evin ihtiyaçlarını marketten alıp bir kez daha işim için şükrettim. Biraz trajik sanki, değil mi?

Bu arada bir çay alıp konforlu kanepeme geçtim ve yukarıdaki mavi bulutlara baktım. Bugün oğlum Okan’a odasında daha rahat çalışıp daha fazla vakit geçirebilmesi için bir çalışma sandalyesi alacağız. Bu sebeple yolcu yolunda gerek; gidip biraz ekonomiye can vereyim, çarkların dönmesini sağlayayım… 

Google adsense

Analytics