19 Mart 2008 Çarşamba

Türk Basketbolunda Altyapı ve Yeni Açılımlar


http://www.cemcagal.com/ un düzenlediği "Türk Basketbolunda Altyapı’nın Yeri,Önemi ve Çareler " konulu Makale yarışmasında dereceye girenler belirlendi. Ben de bu yarışmada ikinci oldum. Yazdığım makaleyi sizlerle paylaşmaktan gurur duyarım. Tabii bi gurur kanağım daha var: artık google'a adımı girdiğinizde bana ait bir başka "success story" okuyabileceksiniz...


Türk Basketbolunda Altyapı ve Yeni Açılımlar

Ülkemizde basketbol 90’lı yılların ortasında Efes Pilsen, Ülker ve Tofaş’ın Avrupa kupalarında göstermiş olduğu başarı ile ilgi görmeye başladı ve 2001’deki “12 Dev Adam” süreciyle Türk halkının futboldan sonra takip ettiği ikinci spor konumuna oturdu. Makalemde ülkemizde basketbol altyapısının genel durumunu dışarıdan bir göz olarak değerlendirip, altyapı faaliyetlerinin geliştirilmesi adına neler yapılabileceğinin ipuçlarını arayacağım.


Sadece oturduğunuz yerden google veya bir başka arama motoruna girip “basketbol altyapı” yazınca yaklaşık 1.010.000 entry’nin bulunması, var olan imkanlar açısından oldukça sevindirici. Çıkan sonuçların bir kısmını şöyle bir ziyaret ettiğimde ulaştığım sonuç, birçok kolejin, profesyonel/amatör kulübün ve spor akademisinin basketbol alt yapısına sahip olduğu yönünde çıkıyor. Hepsinin aktif olarak çalıştığını düşünürsek bu da bizi yeterince basketbol salonu ve antrenörü olduğu sonucuna götürüyor. 70 milyon nüfuslu ülkemizin “genç nüfuslu” olarak tabir edildiğini de biliyoruz. O halde niye Avrupa Basketbol Şampiyonalarında her sene final oynamıyoruz ve niye NBA’e daha fazla oyuncu yollayamıyoruz? Bu sorunun cevabını “elimizdeki imkanları ve potansiyeli etkin bir şeklinde kullan(a)mıyoruz” diye verebiliriz. O halde altyapı konusunda neler yapabiliriz?


Öncelikle altyapıları yaygın hale getirmekle birlikte gençleri erken yaşlardan itibaren basketbol altyapılarına yönlendirmeye başlamalıyız. Burada altyapılar da amaçlarını “farklılaştırılmış” şekilde belirlemelidir. Kanımca, amatör kulüpler bulundukları bölgedeki gençlere basketbol oynamayı yönlendirmeli, onlara gerekli imkanları sunmalı, gelişimleri için onların ihtiyaçlarını gidermelidir. Basketbol sporuna katılımı sağlamak açısından çok önemli rolü olan bu amatör kulüpler mücadele ettikleri ligde şampiyonluk hedeflemek ve transfere bütçe ayırmak yerine bulundukları bölgedeki gençleri basketbola yönlendirmeli ve onları yetiştirdikten sonra bu gençlere daha iyi fırsatlar sunabilecek olan profesyonel takımlara belli bir altyapı eğitimi almış olarak yollamalıdır. Bu kulüplerin sahip olduğu antrenörler, basketbol sporunun gerektirdiği bilgi donanımına sahip, bunları gençlere aktarabilecek nitelikte, liderlik vasfına sahip, yeniliklere açık ve takım oyuncusu olmanın anlamını bildiğini iş ve özel hayatında en iyi şekilde gösteren kişiler olması gerekir. Bu kişilerin bahsettiğim kişilik vasıflarına sahip olarak seçilmesi ve bu doğrultuda yetiştirilmesi konusunda yetkili mecralara da önemli görev düşmektedir. Ayrıca gençleri küçük yaşlarda basketbol kulüplerine ve antrenörlerine bırakma konusunda ailelerin nasıl yönlendirilmesi gerektiği hususu ile karşı karşıya kalıyoruz. Çünkü erken yaşlarda bir gencin basketbol altyapısına yazılması hem ailenin onayı hem de onların teşviki sonucunda gerçekleşiyor.


Bu konuda yapılacak olan bazı reklam kampanyaları ve sponsorluk anlaşmaları hem toplumda ve ailelerde bilinci oluşturmak, hem de gençlerde ilgi ve istek yaratmak konusunda önemli rol oynayacaktır. Basketbolun belli bir hedef kitleye hitap etme, firmaya ve markaya ilgi çekme, satışları etkileme gibi amaçlara pozitif katkı sağlayabileceğini hem özel bir bankanın Milli Basketbol Takımımız ile yaptığı sponsorluk anlaşmasında, hem de İbrahim Kutluay ve Mehmet Okur gibi yıldız basketbolcularımızın çeşitli içecek firmaları ile yaptığı anlaşmalarda gördük. Benzer anlaşmalar yapılarak, gençlerin “star” diye tabir ettiği yetenekli ve ünlü basketbolcularımızı kullanarak hem ürünü tanıtıcı hem de basketbol oynamaya özendirici kampanyalar geliştirilebilir. Örneğin, süt içerek ve basketbol oynayarak bugünlere geldiğini söyleyen Milli Basketbol oyuncularımız TV ekranlarında sponsor firmanın reklamını yapıp, gençleri “Haydi Gençler Basketbol Antrenmanına!” sloganıyla altyapı okullarına yönlendirseler, bu kampanyadan hem reklamı yapılan firma, hem de Türk Basketbolu kazanır.Sonuçta, ülke olarak yeterli potansiyele ve fiziksel altyapıya sahip olduğumuza inanıyorum. Bizim basketbolda gerçek bir sıçrama yapmamız için, özümüze dönüp elimizdeki yetenekleri iyi işlememiz gerektiğinin bilincine varmamız gerekiyor. Bunun için de izlememiz gereken strateji, hem antrenörlerimizi hedefe yönelik yetiştirmekten, hem sporcularımızı aileleri ile birlikte yönlendirmekten/eğitmekten ve modern tesislerde gençlerimize basketbol oynamanın ayrıcalığını yaşatmaktan geçiyor.

Google adsense

Analytics