15 Mayıs 2024 Çarşamba

Bırakmamak Üzerine

 


Çok yoruldum kovalamaktan… Beklediğim bir haber var ama hala somut bir gelişme yok elimde. Takvimleri kontrol etmekten, acaba bir şeyler olur mu diye kendi kendime kurup durmaktan, yine yeniden beynimi yormaktan başka yaptığım bir şey yok… İnşallah hayırlısıyla olur diye kafamı yastığa koyduğum onlarca gece var ama elimde henüz bir şey yok. Elimdekiyle mutlu olmadığım, yenisini, sıradakini istediğim bu dönemde hiçbir şeyden keyif alamadığım günlerden geçiyorum. İnşallah tez zamanda o beklediğim güzel haberi alır da rahatlarım. Sonra söz bu satırları okuyup “Oh be, bugünlere gelirken ne sıkıntılı günlerden geçmişim” diyeceğim.



5 Mayıs 2024 Pazar

Beşiktaş için yalan söyledim

Beşiktaş’ımız kayıp, kötü bir sezon geçirirken bizim de kaçıyor. Neşemiz yok, eyvallah “sevinmek için sevmedik” diye kendimizi teselli ediyoruz ancak… 

Geçen 1 Mayıs günü oğlum Okan “baba ben artık Beşiktaş’ı bırakacağım, sınıfta dalga geçiyorlar” deyince içim burkuldu. O şaşkınlıkla ilk aklıma gelen şeyleri söyleyip okula başladıkları yıl Beşiktaş’ın şampiyon olduğunu, bu yıl da büyük ihtimalle Türkiye Kupasını alacağını söylesem de çocukların geçmişe değil bugüne baktığını söyleyince “bu böyle devam etmez, düzeleceğiz” deyip konuyu değiştirdim.


Üzerinden 2 gün geçti, 3 Mayıs akşamı ailece gülmeye ihtiyacımız olduğu için Netflix’e yeni gelen “Ölümlü Dünya 2”yi izlerken bir yandan da telefonla kaçamak maçın nasıl gittiğini takip ediyordum.  Skorun 2-1 Beşiktaş lehine olduğu an bir ok çekince kendimi ele verdim. Bir kaç dakika sonra bir kez daha skoru kontrol ederken yine gol yediğimizi ve skorun 2-2’ye geldiğini gördüm. Tam da o an Okan “maç kaç kaç baba?” diye sordu. Panikle “Evimizde Rize’yi bile yenemiyor muyuz?” demesin diye "2-1" dedim. Filme devam ettim ama ayrı bir dertlendim. Hem yalan söyledim hem de takım böyle gittikçe Okan gibi çocuklarımızın düştüğü keyif kaçıran duruma üzüldüm. 


Film bitti, umutla telefonu elime aldım, 90+7’de gelen 3. golümüz ile hem kazandığımıza hem de bu hafta çocuklarımızın okulda boyunlarının eğilmeyeceğine sevindim.


Zorlu bir süreç, klasik ifadeyle “hayatın içinde bunlar da var” dediğimiz türden ve büyüklüğümüz ile üstesinden gelip yine başarıları kutlayacağımız günlere kavuşacağız. Yürüyelim güneşe, Şeref’imizle, Hakkı’mızla…




Google adsense

Analytics