7 Ağustos 2022 Pazar

Zaman Geçiyor, Bazı Şeyler Tekrar Edermiş Gibi Yapıyor

Bu yaz fena sıcak yaptı. Klişeleşen sıcak muhabbetini burada sürdürecek değilim ancak dün gece (6 Ağustos 2022 Cumartesi) Beşiktaş’ın son dakikalarda gelen galibiyetinden sonra keyifle twitter’da takıldıktan sonra 1 gibi uyudum. Birkaç günlüğüne ailece annemin İzmir Hatay’daki evinde konuk olduğumuz için, çocukken karanlık oda dediğimiz, pek hava almayan odada yatmak durumunda kaldım. Malum sıcaklar fena seyrettiği için kaliteli uyuyamadım ve sabah 6’da uyandım. Kaldığım yerden yani twitter’dan devam edip, biraz alışveriş sitelerini gezdikten sonra madem bugün günlerden Pazar deyip, şampiyon kahvaltısının malzemelerini almaya, yani boyoz, gevrek ve açma almak için Hatay caddesine indim. Aslında evin yakınında da fırın vardı ama maksat biraz da hamur işlerine yer açmak olunca yolu uzatıp yürümeyi tercih ettim.

Hatay caddesine inerken ilk dikkatimi çeken şey altında mayosu ve parmak arası terliği, sırtında çantası olan gençler oldu. Metro istasyonuna veya otobüs durağına giden gençler belli ki Pazar sabahının 8’inde yazlık bir yerlere gidip denize girecekti. Bu tablo bana rahmetli babamla çocukluk yıllarıma götürdü. İlkokul çağlarındayken, biz de yazın Pazar sabahları erkenden çantalarımızı arabaya indirir, bir askeri kampa giderdik. O kamplarda geçen vakit belki hayatımın en keyifli, en eğlenceli dönemi değildi belki ama bugün geriye dönüp baktığımda şezlongda saatlerce güneşlenmem, öğlen hamburger almak için sırada beklemem, denizden deniz kabuğu veya şekilli taşlar toparlayıp onları eve getirmem hep hoş hatıralar olarak hafızama kazınmış. Çok şükür ki ben de oğlumun böyle hatıralar biriktirebilmesine vesile oluyorum.

İşte onlardan biri de dündü. Biz de o çocukken gittiğimiz askeri tesislerden birini ailece gittik. Bize Urla’ya gitmez zaten başlı başına iyi gelen bir şey ama bu kez yoluna sonuna kadar gidip Çeşmealtı’ndaki askeriye gittik. İçerideyken, belki de babamın vefatının sene devri yaklaştığı için (10 Ağustos) hep geçmişle kıyasladım içeriyi. Hele ki öğlen hızlı yemek (evet, fast food’u askeriyede bu şekilde çevirmişler) kuyruğunda Okan ile beklerken “ne yemek istersin?” diye sorduğumda “hamburger” demesi, “istersen köfte, pizza, pide vs. de yiyebilirsin” dememe “yine de hamburger ya” diye cevap vermesi bir ara beni yaklaşık bir 30 yıl önceye ışınladı. Babasının oğlu deyip konuyu daha da dramatize etmeyeyim.

Zaman hızla akıyor derken ciddiydim


Diyeceğim o ki, hepinizin bildiği gerçek, zaman hızlı geçiyor ve geçen zaman da geri gelmiyor. Bu sabah Hatay Caddesi’ndeki bir parfümeri dükkanının camında “20-40 yaş arası eleman alınacaktır” yazıyordu. Yakında parfümeri kariyerine başlamanın zamanını kaçıracağım. O zaman bugünün tadını çıkaralım. Neyse ki bu satırları Sığacık Teos’ta güzel bir esinti eşliğinde yazıyorum. Vahşi sıcağa inat keyifle… 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Google adsense

Analytics