26 Aralık 2016 Pazartesi

2016 Biterken

Bir yıl daha geride kalırken artık yeni yıl heyecanı iyice zirveye çıkıyor. 1 Ocak’ta büyüsü biter mi derseniz bence büyük olasılıkla o gün ya da ertesi gün yine sıradanlaşacak, bahsettiğim büyünün yerini günlük telaşeler alacak. Ama yine de yeni yıl bir şekilde sahip olduğu büyü ile yılın bu son günlerini heyecanla geçirmemizi sağlıyor. Mesela yeni bir defter ile başlayacağım yeni yıla, aylar önce aldığım parfümü de yeni yılda açacağım, hatta diş fırçamın başlığı da ay başında geldi ama onu da yeni yılın ilk gününde değiştirmeyi planlıyorum.

Yeni yıl için böyle ufak tefek planlar yaparken kafamda yeni hedefler, gönlümde yeni istekler var tabii ki. Yazarak bunların gerçekleşmesi için enerji yaratabilirim ama şimdilik bu konuda yazdıklarımı ya da yazacaklarımı buradan paylaşmak yerine kendime saklayacağım. Ancak 2016’nın bana öğrettiklerinden bahsetmeden edemeyeceğim.

Bu yıl dost bildiklerimi tanımam, kaybetmem için tecrübe kazandığım bir yıl olarak aklımda kalacak. İnsanlara güvenimi kaybettiğim, kırıldığım, üzüldüğüm, geçmişte “bence” güzel anılar biriktirdiğim kişilerin hayatımdan çıkıp gidişlerini şaşkınlıkla izlediğim bir dönem oldu ki adeta sudan çıkmış balığa döndüm. Belki uzun uzun yazılacak ya da yüzlerine söylenecek iki çift lafı buraya da taşımak lazım ama vicdanım o kadar rahat ki sonucun değişmeyeceği durumlar için çaba harcamaya değmez diyorum ve şu an dinlemekte olduğum keyifli müziği herhangi bir şekilde gölgede bırakmak istemiyorum.

2016’nın ileride oğluma anlatabileceğim nitelikte geride bıraktığı bir konu da 15 Temmuz’daki darbe girişimi ya da o dönem sıklıkla telaffuz edilen adıyla kalkışma idi. Sıradan bir Temmuz Cuma akşamında Okan’ın uyumasını takiben TV ve sosyal medya şeklinde salonda takılırken birden olaylar patlak verdi ve gece yarısı TRT’de darbe açıklaması, Tayyip Erdoğan’ın facetime ile Cnn Türk’e bağlanması ve camiden yapılan duyurular sıradışı bir tecrübe idi. Bakalım yıllar yıllar sonra o gece yaşananlar ve yaşanamayanlar Türkiye için nasıl yorumlanacak, hep beraber göreceğiz.

Bu yılın güzel yanları da vardı pek tabii ki. Mesela Marmaris’te yaptığımız tatil… Özellikle kalbimizi fetheden Selimiye’nin o sakinliği ve huzuru. Pek bi hoştu. Ne yalan söyleyeyim bu satırları yazarken bir mola alıp booking.com’dan Selimiye’de yeniden bir tatil için ne kadar bütçe ayırmak lazım bakmadan edemeyeceğim.

Dipnot: Yukarıdaki son paragrafı yazdıktan sonra o akşamı booking.com ve etstur sitelerinde tatil planları yaparak geçirdim, ardından hafta sonu geldi, onu doğum günüm takip etti. Doğum günümü kutladığım bu günün akşamında ise yatağımda biraz vücudum kırgın, boğazım yanarak bu satırları yazıp, biliyorum biraz havadan kalacak bu final paragrafı toparlıyorum. 2016’yı geride bırakıp, 2017’de yaşayacağımız güzel deneyimlere odaklanıyorum. Şimdi sessizlik lütfen…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Google adsense

Analytics